İçeriğe atla

yumuşak

Vikisözlük sitesinden
Ayrıca bakınız: katı, sert, ötümlü

Türkçe

[değiştir]

Ön ad

[değiştir]

yumuşak (karşılaştırma daha yumuşak, üstünlük en yumuşak) yumuşak

  1. dokunulduğunda veya üzerine basıldığında çukurlaşan, eski biçimini kaybeden, katı karşıtı
    Pamuk yumuşaktır.
  2. kolaylıkla bükülen, buruşmayan, sert karşıtı
    Kadife gibi ince ve yumuşak olan bu arakiyeler de çok iyi saklanmıştır. - A. H. Çelebi
  3. dokunulduğunda hoş bir duygu uyandıran
    Yerde yumuşak kilimler serili geniş odasına bağdaş kurup yerleşiriz. - A. Erhat
  4. kolaylıkla işlenebilen
    Uzun gagasını yumuşak topraklara sokar, otların kökündeki yaşlığı emerek yaşarmış. - M. Ş. Esendal
  5. kolay çiğnenen, kolay kesilen
    Yumuşak ekmek.
  6. ılıman, sert karşıtı
    Yumuşak iklim. Yumuşak hava.
  7. kaba, hırçın, sert olmayan, kolay yola gelen, uysal
  8. okşayıcı, tatlı, hoş
    Gözleri yan aralık, kirpiklerinin arasından bana her zamanki yumuşak, tatlı, sonsuz şefkatiyle bakıyor. - Y. Z. Ortaç
  9. sessiz, hafif
    Onun içinde mutlaka sönüp yanan gizli yumuşak ışıklarla fosforlu bir parıldayış vardır. - A. Ş. Hisar
  10. (dil bilimi) ciğerlerden gelen havanın ses yolundaki sivrilmiş, sedalı, ötümlü, titreşimli

Deyimler

[değiştir]

Çeviriler

[değiştir]

Kaynakça

[değiştir]

Atasözleri

[değiştir]