İçeriğe atla

açmak

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[değiştir]

Söyleniş

[değiştir]
IPA(anahtar): [ɑt͡ʃ.ˈmɑk]
Heceleme: aç‧mak

Köken

[değiştir]
Eski Türkçe açmak(açmak) (açma + -k).

Eylem

[değiştir]

açmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi açar) -ar

  1. alanını genişletmek
    Hürriyet-i Ebediyye Abidesi'nin çevresini açmak için çalışıldı.
  2. alışverişi başlatmak
    Bakan, tütün piyasasını açtı.
  3. avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek
    Size derdimi açmaya geldim. - Fâlih Rıfkı Atay
  4. ayırmak, tahsis etmek
  5. Senin için üst katta bir oda açtık.
  6. beğenmek
    Burası beni açtı, çok beğendim.
  7. bir cihazı, bir düzeneği çalıştırmak
    Dönüş yolunda radyoyu açtık. - Elif Şafak
  8. bir konu ile ilgili konuşmak
  9. bir kuruluşu, bir yerini işler duruma getirmek
  10. bir toplantıyı, etkinliği başlatmak
  11. bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek
    Kapıyı açıp içeri giriyorum. - Adalet Ağaoğlu
  12. bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak
  13. birbirinden uzaklaştırmak
    Kollarını açtı.
  14. bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak
    Hava açtı.
  15. düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu hâlden kurtarmak
    Yumağı açmak.
  16. düzenlemek, yapmak
    Üniversite giriş imtihanını kuralları okuduktan sonra açtılar.
  17. engeli kaldırmak
    Karla kapanan yolu açmak.
  18. ferahlık vermek
  19. güzel göstermek, yakışmak
    Bu renk odayı açtı.
  20. görünür hâle getirmek
    Kollarını, göğsünü açmış.
  21. poker, satranç v.s. oyunları başlatmak
  22. rengin koyuluğunu azaltmak
    Bu boyayı biraz daha açmalı.
  23. sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu hâlden kurtarmak
    Kadın hamalı dışarı çıkardı, sonra çantasını açıp birkaç lira çıkardı. - Memduh Şevket Esendal
  24. savaşla almak
  25. sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek
    Öğretmen sürekli konuşuyor, öğrenciyi açmak istiyordu.
  26. tıkalı bir şeyi bu hâlden kurtarmak
    Su borusunu açmak.
  27. (tıp, cerrahi) yarmak
    Çıbanı açmak hastayı rahatlatır.
  28. (mecaz) geçit sağlamak
    İki oda arasına kapı açtık.

Çekimleme

[değiştir]

Eş anlamlar

[değiştir]

Zıt anlamlar

[değiştir]

Deyimler

[değiştir]

bahis açmak, cennetin kapısını açmak, defter açmak, deli bayrağı açmak, dosya açmak, dünyaya gözlerini açmak ev açmak, güneş açmak, kâğıt açmak

Türetilmiş kavramlar

[değiştir]

açabilmek, açılmak, açtırmak, açıvermek

Çeviriler

[değiştir]

Kaynakça

[değiştir]

Eski Türkçe

[değiştir]
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

Eylem

[değiştir]
  1. açmak
  2. aramak
  3. fethetmek
  4. karnı acıkmak

Türkmence

[değiştir]

Söyleniş

[değiştir]
Heceleme: aç‧mak

Eylem

[değiştir]

açmak

  1. açmak
  2. keşfetmek