Kitapta, insanlığın yaşamı anlama konusunda çok küçük bir ilerleme kaydettiğinden bahsediyor ancak kendisini kitap boyunca hayatın sırrını çözmüş bir konuma konumlandırıyor. Anlatılan hikayelerin gerçeklikten çok uzak olduğunu düşünüyorum. Yazar, evrene enerji göndererek çözdüğü sorunları ve okuyucularının sorunlarının nasıl çözüldüğüne değinmiş. Gerçekliğini ispat edebiliyorsa peygamberliğini de ilan edebilir diye düşünüyorum.

Güzel noktalar var, hep konuştuğumuz mevzular var, bence dikkate değer bir iki nokta da var, bir süredir başka kaynaklarda da gördüğüm ve deneyeceğim dediğim. Ama bütününe bakınca niye bu kadar popüler olduğunu anlayamıyorum. Biz Türkler için hayatın her alanında travma ve zor koşullar çok çok olağan bence. O yüzden bana çok çok büyük bir mucize hissi ya da “ben çok ezilmiştim, bu kitap beni bu hislerden kurtardı” inancı vermedi. Bizim memlekette maslow piramidinin alt basamaklarında yoğunlaşan insan popülasyonunun sadece “İyi düşünerek” üst basamağa çıkacağına inanamıyorum doğrusu.

Kitabın anlattığı konularla en ufak bir bilgisi olmayan insanların saçma yorumları dışında kitap insanlardan yüz yıllar boyu saklanan asıl gerçekliğimize Yaradanı insanlara bahşettiği ruhunun tesellisine ulaşılacak bilgileri anlatan bir kitap ama bunu ders çalışmayan çocuğuna okunmuş pirinç yutturan zihinlere anlatmak zor

Şarlatanlık ötesi :) Bilim ile alakası yok, spiritüel bir eser, düşünce gücü ile omurgamız düzelemez çiçeğim, adam tenis oynamış işte :)

Yıllardır hala favori kitabımdır. Sonunda gelmiş buraya da🤓 Spiritüel konuları bilimle birleştirerek müthiş şekilde sunan tek kaynak diyebiliriz. Kuantum fiziğinden girer, DNA'dan çıkarsınız. Üstelik kafanız da yorulmaz, rahatlıkla anlarsınız. Bir insanla aranızdaki bağın bilimsel karşılığını buluverirsiniz. Çok etkileyici.

Rezonans veya titreşim diye bir şey var. Ama Rezonans kanunu diye bilimsel bir bilgi yok maalesef. Kitapta bahsedilen duygu titresimleri olumlu yönde yönlendirildiginde olumsuz insana göre bağışıklığı 300.000 kat artacağı 😳 gibi ( en hasta kişiyle en sağlıklı arasında böyle bir fark bile olması imkansız bknz. kan değerleri) , kalbin manyetik alanı beynin yaydığı manyetik alandan 5.000 kat daha güçlü olduğu gibi ( kardiyaloglara ve nörologlara hatta fizikcilere resmen hakaret bu) , yine duyguların dna'yı değiştirdiği ve dna'nın da fotonlara yön verdiği gibi (ki dna'nın hayatımızda belirleyici olan yegane şey olmadığını biliyoruz artık, epigenetik var artık. bir de fotonlar ne alaka 😁 ) bu ve bunun gibi şeylerin yanında bir de kuantum yorumları var ki ona girilmeden olmaz, çünkü moda zaten. Ama bilseler ki dünyada gelmiş geçmiş kuantum teorisini anlayan insan sayısı bile bir avuçken, kuantumla ilgili bu kadar yorum yapan insanın sayısının olması da absürtlüktür. Yine de okuyun 🤗

Düşünce gücü ile Alman Dax endeksinde bir hisse kaldırdığını söylüyor bir danışanı. Buna gülünür sadece. Araya bilimsel çalışmalar da serpiştirilerek konuya meşruiyet kazandırılmak istenmiş ama ben yine de inanmadım.

Gerçek okurların hiçbiri böyle kitaplarla zamanını harcamak istemez.

Defalarca dinlemeye doymayacağınız, her cümlesinde cesaretinizi tetikleyebilecek bir kitap 🙏🏽

İlham verici ✔️Bu kitabı 2 kere okudum bir okuyarak bir de dinleyerek, basit bir anlatımı var kitap alıp gidiyor. Kalp ile beynin yaydığı enerji dalgasından kalbin beyne göre 5 bin kat daha fazla enerji alanı yaydığını söylüyor. Kitabın aslında ana fikri bence inanmak üzere neye inanırsak kalpten olması istersek onun gerçekleşmesi üzerine. Düşündüğümüz şeyleri dikkat etmeli, geçmişte ve gelecek üzerine düşünürken olası ihtimalleri barındıran geleceğimize şu anımızı belirleyen geçmiş ve gelecek dalgaların keşisiminden ve rezonans alanı yaratmasından bahsediyor. Aslında geçmişi her ne kadar değiştiremesek da ona olan bakış açımızı değiştirerek anımızı ve geleceğimizi değiştirebiliriz.Bu da inanmak ile mümkün :)