Suriye Milli Ordusu'nun Tel Rıfat operasyonu ile ilgili neler biliniyor?

Suriye’de başını Heyet Tahrir eş-Şam'ın (HTŞ) çektiği muhalif güçler Halep'in kontrolünü ele geçirirken, Suriye Milli Ordusu (SMO) da Tel Rıfat kentine yönelik harekat başlattı.

Tel Rıfat, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından kontrol ediliyordu.

SDG'nin omurgasını, Suriye'deki Kürt Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) silahlı kanadı Halk Koruma Birlikleri (YPG) oluşturuyor.

Ankara, YPG'nin PKK ile aynı örgüt olduğunu söylüyor.

Anadolu Ajansı, SMO’nun Tel Rıfat'a yönelik “Özgürlük Şafağı” adı verilen operasyonun ardından ilçe merkezinin “tamamına hakim olduğunu” ve dış kesimlerde ilerlemeye devam ettiğini söyledi.

SMO'nun stratejik öneme sahip Kuveyris askeri havalimanı ve Minnığ havalimanını da kontrol altına aldığı ifade ediliyor.

Fransız haber ajansı AFP’nin İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne (SOHR) dayandırdığı habere göre de SMO güçleri kent merkezi ve civardaki köyleri ele geçirdi.

SOHR, SMO operasyonu sonucunda Halep’in kuzeyinde 200 bin Suriyeli Kürdün “Türkiye destekli fraksiyonlar tarafından kuşatıldığını” ve bölge ile iletişimin tamamen koptuğunu söyledi.

Gözlemevi, bölgede Kürtlere yönelik “katliam” girişimleri hakkında endişeler olduğunu yazdı.

Tel Rıfat ve Menbiç neden önemli?

Suriye’nin kuzeyine en son kapsamlı sınır ötesi askeri harekatını 2019’da Barış Pınarı ile yapan Türkiye, YPG’nin tehdit oluşturmaya devam etmesi durumunda askeri yollara başvuracağını uzun süredir dile getiriyor.

Tel Rıfat ve Menbiç'teki YPG güçleri, sık sık buradaki Türkiye destekli gruplarla çatışıyor.

Türk güvenlik kaynakları, son günlerde yaşanan çatışmalar nedeniyle geri çekilen rejim güçlerinin bıraktığı stratejik noktalara YPG'nin yerleşmeye başladığını iddia ediyor.

Kaynaklar, YPG’nin mevcut karışıklığı fırsat bilerek Tel Rıfat ile Suriye’nin kuzeydoğusunda bir koridor oluşturmayı amaçladıklarını, ancak SMO’nun başlattığı bir operasyonla bu girişimin önlendiğini söylüyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 2 Aralık’ta İranlı mevkidaşı Abbas Arakçi ile düzenlediği basın toplantısında Türkiye’nin “istikrarsızlık ortamından istifade etmeye çalışan terör örgütlerine asla ve asla geçit vermeyeceğini” söyledi.

Fidan ayrıca “Suriye’deki olayları herhangi bir dış müdahale ile açıklamaya çalışmak bu aşamada yanlış olacaktır” diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Fidan, “iç savaşın daha da tırmanmasını istemiyoruz” ifadelerini kullandı.

AFP’ye konuşan dışişleri bakanlığı kaynakları, Fidan’ın 1 Aralık’ta ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile yaptığı görüşmede konuyu ele aldığını ve Ankara’nın “tansiyonu düşürecek” adımları destekleyeceğini söylemişti.

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Önder Keçeli de 29 Kasım’da yaptığı bir açıklamada “terör gruplarını” Suriye’de muhaliflerin taarruzu sonrası ortaya çıkan “istikrarsızlık ortamından istifade etmeye çalışmakla” suçlamıştı.

Keçeli, açıklamasında “Bu bölgelerdeki terörist varlığının sonlandırılması amacıyla paydaşlarla daha önce varılan mutabakatların gereğinin yerine getirilmemiş olması endişelerimizi artırmaktadır” demişti.

Konuyla ilgili BBC Türkçe’ye konuşan Türkiye’nin eski Suriye Büyükelçisi Ömer Önhon ise Türkiye’nin YPG’yi tehdit kabul ettiğini ve bu uğurda Tel Rıfat gibi stratejik noktaların geri alınmasının Türkiye açısından olumlu bir gelişme olduğunu söyledi.

'Suriye'yi bölmek hedefleniyor'

SDG, Tel Rıfat'a yönelik “Özgürlük Şafağı” operasyonunun arkasında Türkiye’nin olduğunu iddia etti ve Ankara'yı “Suriye’yi bölmeyi hedeflemekle" suçladı.

SDG komutanı Mazlum Abdi, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda abluka altında kalan bölgedeki sivil halkın kuzeydoğuda SDG kontrolündeki bölgelere gidebilmesi için "insani koridorlar" açmaya çalıştıklarını söyledi.

Abdi bunun için Suriye'deki tüm taraflarla iletişim halinde olduklarını belirtti.

Suriye’nin kuzeydoğusunu yöneten SDG, Tel Rıfat ve civarındaki bazı yerleşim yerlerini 2016’da ele geçirmişti.

DEM Parti, muhalif güçlerin taarruzu ardından yaptığı açıklamada Tel Rıfat ve Halep'te "saldırgan çetelere biat etmeyen Kürtler, Araplar ve diğer halkların katliam tehdidiyle karşı karşıya olduğu" uyarısında bulundu.

Tel Rıfat'ın muhaliflerin denetimine geçmesiyle Fırat Nehri’nin batısında SDG kontrolünde yalnızca Menbiç bölgesi kaldı.

SMO’nun “Özgürlük Şafağı” operasyonu çerçevesinde buraya yönelik kapsamlı bir taarruz için hazırlık yaptığı iddia edildi.

Ancak grubun henüz bu yönde bir açıklaması ya da hamlesi bulunmuyor.

SDG ise, muhaliflerin taarruza geçmesinin ardından Kuzeydoğu Suriye’de kontrolü altındaki bölgelerde genel seferberlik ilan etti.

Türkiye sınırına 40 kilometre uzaklıkta bulunan Menbiç, yaklaşık 100 bin kişiye ev sahipliği yapıyor.

SDG 2014'te IŞİD'in ele geçirdiği şehri 2016'da iki ay süren bir abluka ile geri almıştı.