iki büklüm
Jump to navigation
Jump to search
Turkish
[edit]Etymology
[edit]Inherited from Ottoman Turkish ایكی بوكلوم (iki büklüm),[1][2] from ایكی (iki) and بوكلوم (büklüm),[3] equivalent to iki (“two”) + büklüm (“fold, pleat”), from bükmek.
Pronunciation
[edit]Adjective
[edit]iki büklüm
- (figuratively) (of a person) doubled up, stooped, hunched
Declension
[edit]predicative forms of iki büklüm
present tense | ||||
---|---|---|---|---|
positive, declarative |
positive, interrogative |
negative, declarative |
negative, interrogative | |
ben (I am) | iki büklümüm | iki büklüm müyüm? | iki büklüm değilim | iki büklüm değil miyim? |
sen (you are) | iki büklümsün | iki büklüm müsün? | iki büklüm değilsin | iki büklüm değil misin? |
o (he/she/it is) | iki büklüm / iki büklümdür | iki büklüm mü? | iki büklüm değil | iki büklüm değil mi? |
biz (we are) | iki büklümüz | iki büklüm müyüz? | iki büklüm değiliz | iki büklüm değil miyiz? |
siz (you are) | iki büklümsünüz | iki büklüm müsünüz? | iki büklüm değilsiniz | iki büklüm değil misiniz? |
onlar (they are) | iki büklüm(ler) | iki büklüm(ler) mi? | iki büklüm değil(ler) | iki büklüm değiller mi? |
past tense | ||||
positive, declarative |
positive, interrogative |
negative, declarative |
negative, interrogative | |
ben (I was) | iki büklümdüm | iki büklüm müydüm? | iki büklüm değildim | iki büklüm değil miydim? |
sen (you were) | iki büklümdün | iki büklüm müydün? | iki büklüm değildin | iki büklüm değil miydin? |
o (he/she/it was) | iki büklümdü | iki büklüm müydü? | iki büklüm değildi | iki büklüm değil miydi? |
biz (we were) | iki büklümdük | iki büklüm müydük? | iki büklüm değildik | iki büklüm değil miydik? |
siz (you were) | iki büklümdünüz | iki büklüm müydünüz? | iki büklüm değildiniz | iki büklüm değil miydiniz? |
onlar (they were) | iki büklümdüler | iki büklüm müydüler? | iki büklüm değildi(ler) / değillerdi | iki büklüm değil miydiler? |
indirect past | ||||
positive, declarative |
positive, interrogative |
negative, declarative |
negative, interrogative | |
ben (I was) | iki büklümmüşüm | iki büklüm müymüşüm? | iki büklüm değilmişim | iki büklüm değil miymişim? |
sen (you were) | iki büklümmüşsün | iki büklüm müymüşsün? | iki büklüm değilmişsin | iki büklüm değil miymişsin? |
o (he/she/it was) | iki büklümmüş | iki büklüm müymüş? | iki büklüm değilmiş | iki büklüm değil miymiş? |
biz (we were) | iki büklümmüşüz | iki büklüm müymüşüz? | iki büklüm değilmişiz | iki büklüm değil miymişiz? |
siz (you were) | iki büklümmüşsünüz | iki büklüm müymüşsünüz? | iki büklüm değilmişsiniz | iki büklüm değil miymişsiniz? |
onlar (they were) | iki büklümmüşler | iki büklüm müymüşler? | iki büklüm değilmiş(ler) / değillermiş | iki büklüm değil miymişler? |
conditional | ||||
positive, declarative |
positive, interrogative |
negative, declarative |
negative, interrogative | |
ben (if I) | iki büklümsem | iki büklüm müysem? | iki büklüm değilsem | iki büklüm değil miysem? |
sen (if you) | iki büklümsen | iki büklüm müysen? | iki büklüm değilsen | iki büklüm değil miysen? |
o (if he/she/it) | iki büklümse | iki büklüm müyse? | iki büklüm değilse | iki büklüm değil miyse? |
biz (if we) | iki büklümsek | iki büklüm müysek? | iki büklüm değilsek | iki büklüm değil miysek? |
siz (if you) | iki büklümseniz | iki büklüm müyseniz? | iki büklüm değilseniz | iki büklüm değil miyseniz? |
onlar (if they) | iki büklümseler | iki büklüm müyseler? | iki büklüm değilseler / değillerse | iki büklüm değil miyseler? |
Adverb
[edit]- (figuratively) In a doubled up, stooped position.
Derived terms
[edit]Related terms
[edit]References
[edit]- ^ Kélékian, Diran (1911) “ایكی بوكلوم”, in Dictionnaire turc-français[1], Constantinople: Mihran, page 291
- ^ Şemseddin Sâmi (1899–1901) “ایكی بوكلوم”, in قاموس تركی [kamus-ı türki] (in Ottoman Turkish), Constantinople: İkdam Matbaası, page 317
- ^ Nişanyan, Sevan (2002–) “büklüm”, in Nişanyan Sözlük
Further reading
[edit]- “iki büklüm”, in Turkish dictionaries, Türk Dil Kurumu
- Çağbayır, Yaşar (2007) “iki büklüm”, in Ötüken Türkçe Sözlük (in Turkish), Istanbul: Ötüken Neşriyat, page 2121