Ölüm olgusu, varoluşundan bu yana insanın bilişsel dünyasında felsefi sorgulamalara yol açmıştır. Bu sorgulamalar, mekân, zaman ve kültür değişse bile ölüm olgusuna ilişkin ortak tepkiler oluşturmuştur. Bu tepkiler ait olduğu kültür...
moreÖlüm olgusu, varoluşundan bu yana insanın bilişsel dünyasında felsefi sorgulamalara yol
açmıştır. Bu sorgulamalar, mekân, zaman ve kültür değişse bile ölüm olgusuna ilişkin ortak
tepkiler oluşturmuştur. Bu tepkiler ait olduğu kültür bağlamında birey ya da toplumda çeşitli
uygulamalar şeklinde açığa çıkmıştır. Coğrafya, insanın ya da toplumun oluşturduğu kültürel
örüntülerin konumlandığı bir mekân olarak mezarları da içermektedir. Bu çalışmada
günümüzden 5000 yıl önce Orta Fırat Havzası’nda yaşamış toplumların kültürel bağıntıları,
ölü gömme uygulamaları üzerinden değerlendirilmiştir. Mezarların kronolojik ve yerel
farklılıklarının saptanması için Orta Fırat Havzası’nın kuzey kesiminde Atatürk Barajı, orta
kesiminde Birecik, Karkamış ve Tishrin barajları ile güney kesiminde Tabqa Barajı dolum
alanında toplam 35 arkeolojik alan araştırılmıştır. Bölgenin kuzey, orta ve güney kesimleri
kendi içinde mezar alanlarının konumları ve sayısı bakımından yerel farklılıklar taşımaktadır.
Orta Fırat Havzası, mezar tipolojisi ve mezar eşyası bakımından Yukarı Fırat ve Yukarı Dicle
havzaları ile benzerlikler göstermesine karşın, çeşitlilik bakımından daha gelişkindir. Orta
Fırat Havzası’ndaki çeşitliliğin Kuzeybatı Suriye’de izlenebilmesi, coğrafi yakınlık ve iletişim
yoğunluğundan kaynaklanmaktadır. Orta Fırat Havzası’nın güney kesiminde yer alan iki
merkezde tümülüslerin bulunması, bölgeyi çevre bölgelerden farklılaştırmaktadır. Orta Fırat Havzası’nda
yaşayan toplumların öteki dünya inançlarına ilişkin tasarımları yazılı belgelerde
anlatılanlarla uyum göstermektedir. Ölü gömme ve anma ritüellerine ilişkin davranışlar
arkeolojik bulgularda iz bırakarak, bu coğrafyada 5000 yıl önce yaşamış toplulukların
inançlarının ve buna yol açan psikolojilerinin anlaşılmasına yardımcı olmaktadır. Ölümle
tanışan insanın yaşadığı korkunun yarattığı nevrotik ruh hali, ölüsünü gömmeyi ve ona
bakmayı, bir bakıma onu hoş tutmayı gerektirmiştir. Böylece geride kalanlar hem ölüden
gelecek kötülüklerden korunacak hem de ölümü yaşamla özdeşleştirebilecektir.
The phenomenon of death has led to philosophical inquiries into the cognitive world of the
man since its existence. These inquiries formed common responses regarding the
phenomenon of death, even if space, time, and culture changes. These responses emerged in
the context of culture to which they belong, in various practices in individuals or societies.
Geography, as a space where cultural patterns that men or society form are situated, contains
the graves as well. In this study, cultural correlations of societies lived in the Middle
Euphrates Basin ca. 5000 BP are evaluated through the burial practices. In order to determine
the chronological and local differences of the graves, Atatürk Dam in the northern area of the
Middle Euphrates Basin; the Birecik, Carchemish and Tishrin dams in the central area; the
Tabqa Dam reservoir in the southern area, a total of 35 archaeological sites have been
investigated. The northern, central and southern parts of the region in itself reveal local
differences in the number and the locations of the burial grounds. Although the Middle
Euphrates Basin in terms of grave typology and grave goods bears similarities with the Upper
Euphrates and Upper Tigris basins, it is more advanced in terms of diversity. The diversity of
the Middle Euphrates Basin can be observed in northwest Syria is because of its geographical
proximity and communication density. The presence of tumuli in the two centers in the
southern part of the Middle Euphrates Basin distinguishes the region from the surrounding
regions. The conceptions regarding the afterlife beliefs of the societies living in the Middle
Euphrates Basin overlap with those described in the written documents. Behaviors relating to
burial and commemorative rituals leave their traces in archaeological records, helping us
understand the beliefs and the psychology, which leads to it, of the societies that lived in this
geography, ca. 5000 years ago. The neurotic mood created by the fear of the human who met
the death, inhuming their deceased and looking after him and in a way, to make him pleased.
Thus, the living person will be protected against the evils of the dead and will be able to
identify death with life.