TAAD
Yıl 13 . Sayı 50 . Nisan 2022
ISSN 1309-6826
DOI: 10.54049/taad.1093119
Araştırma Makalesi/Research Article
ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERDEN ÇEKİLMENİN
ANAYASAL ESASLARI VE BAŞLICA TARTIŞMALAR
The Constitutional Procedure of Treaty Withdrawal
Tolga ŞİRİN*
Necdet Umut ORCAN**
Özet
Türkiye’de uluslararası sözleşmelerden çekilmenin hukuki usulü, bu konudaki
anayasal sessizliğin de katkısıyla oldukça belirsizdir. Bu belirsizlik, özellikle 2021
yılı Mart ayında Cumhurbaşkanı kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nin “Türkiye açısından
feshedilmesiyle” daha da görünür olmuştur. Bu kararın ardından, söz konusu
Cumhurbaşkanı kararının hukuka aykırılığına dair çok sayıda sav ortaya atılmıştır. Bu
savlarda en çok dikkat çeken noktalardan biri, kararın neden hukuka aykırı olduğunu
açıklarken sunulan gerekçelerin birbirlerinden ne denli farklı olduğudur. Bu çalışmada,
Türkiye’de uluslararası sözleşmelerden çekilmenin doğru usulünün ne olduğu sorusu
ele alınmaktadır. Çalışma ilk bölümde uluslararası sözleşmelerden çekilme usulü
konusunda uluslararası hukuk ve karşılaştırmalı hukuktaki başlıca düzenlemeleri
incelemektedir. Bu bölümde ayrıca ulusal hukuka ve uluslararası hukuka uygun,
ikisine de aykırı, ilkine uygun ama ikincisine aykırı, ve ikincisine uygun ama ilkine
aykırı çekilmelerin hukuki sonuçları örnekler çerçevesinde incelenmektedir. İkinci
bölümde önce İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararıyla başlayan tartışmada öne
sürülen başlıca savlar incelenmekte, ele alınan savların hiçbirinin tam anlamıyla
isabetli olmadığı öne sürülmektedir. Sonra Türkiye’de uluslararası sözleşmelerden
çekilmenin hukuki usulüne dair yazarların görüşü açıklanmaktadır. Yazarlar
uluslararası sözleşmelere katılma ve çekilmelerin, sözleşmelerin ilgilendirdiği alanda
bir düzenleme yapmak olduğuna vurgu yapmaktadır. Dolayısıyla bir sözleşmeden
çekilme usulünün yasama ve yürütme erklerinden hangilerince düzenlenebileceği
sorusuna verilecek yanıt, çekilmeyle düzenlenen alana göre değişmektedir. Çünkü
Anayasa, yasama ve yürütme erklerinin düzenleme yapabileceği alanları ayırmıştır.
Yazarlara göre usulü Cumhurbaşkanı kararnamesiyle (“CBK”) belirlenmiş bir çekilme,
yalnızca Anayasa’nın yürütme tarafından düzenlenmesine olanak verdiği alanları
düzenleyen sözleşmeler açısından hukuka uygundur. Temel hak ve özgürlüklerin
Bu makale Etik Kurul İznine tabi değildir/This article is not subject to Ethics Committee Permission.
Makale Geliş Tarihi/Article Received Date: 10.11.2021
Yayın Kurulu Kabul Tarihi/Editorial Board Acceptance Date: 02.03.2022
*
Doç. Dr., Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi,
[email protected], https://orcid.
org/0000-0002-7172-5426
Arş. Gör., Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İnsan Hakları Anabilim Dalı,
[email protected], https://orcid.org/0000-0002-9161-1928
**
s. 241-278
Uluslararası Sözleşmelerden Çekilmenin Anayasal Esasları ve Başlıca Tartışmalar
Doç. Dr. Tolga ŞİRİN - Arş. Gör. Necdet Umut ORCAN
sınırlanması niteliğindeki çekilmelerin usulü Anayasa’nın 13’üncü, düzenlenmesi
niteliğindeki çekilmelerin usulü ise (sadece sosyal hak ve özgürlükleri düzenleyenler
hariç) Anayasa’nın 104’üncü maddesi gereği CBK ile düzenlenemez.
Anahtar kelimeler: sözleşmelerden çekilme, uluslararası sözleşmeler, anayasa madde
90, çekilme usulü, Istanbul Sözleşmesi.
Abstract
The Turkish legal procedure for treaty withdrawal is overly ambiguous, partly due
to the constitutional silence on the matter. This ambiguity has become evident after
a Presidential decision dated March 2021 had declared that the Istanbul Convention
was “annulled in respect to Turkey”. Many argued that the Presidential decision was
in breach of the proper legal procedure. One of the most interesting aspects of these
arguments was how they diverge from each other on the question of what the proper
procedure was. This study reviews these arguments and submits the authors’ view
on the proper legal procedure for treaty withdrawal in Turkey. In its first part, the
study looks at international and comparative law and examines various possibilities
and examples on treaty withdrawal. The second part begins with the review of the
arguments raised upon the withdrawal from the Istanbul Convention, and concludes
that none of them captures the whole picture. The authors emphasize that accession
to (and withdrawal from) international treaties is a way of regulating the legal area
that the given treaty covers. With that in mind, and since the Constitution provides
different regulatory areas for legislative and executive branches, the proper branch
to set out the legal framework for withdrawal depends on the scope of the treaty in
question. The procedure for a withdrawal can be regulated by a Presidential decree
only in respect to treaties that cover the area that has been constitutionally allocated
to the executive branch’s regulatory power. The procedure of withdrawal must be set
forth by the legislative branch, if the given withdrawal has the effect of limiting, or
regulating (except social and economic rights) fundamental rights.
Keywords: treaty withdrawal, international treaties, article 90, withdrawal procedure,
Istanbul Convention.
GİRİŞ
1982 Anayasası’nın dil itibarıyla en karmaşık hükmü 90’ıncı maddesidir.
Maddenin ifade edilişindeki gelgitler, öteden beri karmaşa yaratır. Bu
karmaşa, Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla
Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nden (“İstanbul Sözleşmesi”)
bir Cumhurbaşkanı Kararı’yla1 çıkılması ve bunun yarattığı tartışmalarla
beraber pratiğe de yansımıştır.
Bu çalışma, uluslararası sözleşmelerden çekilme usulünü ele alacaktır.
Bu konudaki başlıca tartışmalar İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararıyla
birlikte görünür hâle geldiğinden makale, özellikle bu süreçte öne sürülen
savlar odağında bir tartışma yürütecektir.
1
242
3718 Sayılı ve 19 Mart 2021 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı (31429 Sayılı ve 20 Mart 2021
tarihli Resmî Gazete) https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/03/20210320-49.pdf
(Son Erişim Tarihi: 10.7.2021)
TAAD
| Türkiye Adalet Akademisi Dergisi
The Constitutional Procedure of Treaty Withdrawal
Assoc. Prof. Dr. Tolga ŞİRİN - Res. Asst. Necdet Umut ORCAN
Çalışma, uluslararası hukuktan ve karşılaştırmalı anayasa hukukundan
hareket etmek suretiyle ulusal mevzuata doğru gidecek biçimde tasarlanmıştır.
Dolayısıyla makale, ilk başlıkta uluslararası ve karşılaştırmalı hukuku ele
alacak, ikinci başlıkta ise birinci başlıktaki veriler ışığında Türkiye’deki
durumu analiz edecektir.
Metnin temel sorusu, “Türkiye’de uluslararası sözleşmelerden çekilmenin
“doğru” usulü nedir?” biçimindedir.
I. ULUSLARARASI HUKUKTA VE KARŞILAŞTIRMALI
HUKUKTA ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERDEN ÇEKİLME
REJİMİ
İki taraflı sözleşmelerden çekilmeler oldukça yaygındır. Buna karşın çok taraflı
ve insan haklarıyla ilgili sözleşmelerden çekilmeler çokça gerçekleşmemektedir.
Ancak örnekleri yaşanmamış da değildir. Bunların içinde belki de en bilinen
örnek, Yunanistan’daki cuntanın, 12 Aralık 1969 tarihinde yaptığı bildirimle
İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nden çekilmesidir.2 Yine insan haklarına
ilişkin temel uluslararası sözleşmelerinden çekilme konusunda Trinidad ve
Tobago3 ve Venezuela’nın4 İnsan Hakları Amerikan Sözleşmesi’nden; Jamaika,
Guyana ve Trinidad ve Tobago’nun Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’ne
Ek Seçimlik Protokol’den çekilmesi5 örnek gösterilebilir.6
Uluslararası sözleşmelerden çekilmenin ulusal ve uluslararası hukuk
yönünden farklı usul ve sonuçları vardır. Bu ikisi arasında tam bir uyum
sağlanabileceği gibi, uyumsuzluklar da ortaya çıkabilir. Bu başlıkta, uluslararası
sözleşmelerden çekilme usulünü, önce (A) uluslararası hukuk yönünden, sonra
(B) karşılaştırmalı anayasa hukuku yönünden, en sonunda da (C) uluslararası
hukukla ulusal hukuklar arasındaki uyum ve uyumsuzluk örnek ve olasılıkları
çerçevesinde ele alacağız.
2
3
4
5
6
Yunanistan, ‘Note Verbale dated 12 December 1969 from the Government of Greece
Concerning the European Convention for the Protection of Human Rights and Fundamental
Freedoms’ (1970) 9(2) International Legal Materials 408-10.
Trinidad ve Tobago, ‘Notice to Denounce the American Convention on Human Rights’
(1998), ayrıca bkz Natasha Parassram Concepcion, ‘The Legal Implications of Trinidad
& Tobago’s Withdrawal from the American Convention on Human Rights’ (2001) 16(3)
American University International Law Review.
Organization of American States, ‘OAS General Secretary Communicates Venezuela’s
Decisions to Denounce the American Convention on Human Rights’, 10.9.2012, https://
www.oas.org/en/media_center/press_release.asp?sCodigo=E-307/12 (Son erişim tarihi:
25.7.2021).
Laurence R Helfer, ‘Overlegalizing Human Rights: International Relations Theory and the
Commonwealth Caribbean Backlash Against Human Rights Regimes’ (2002) 102 Columbia
Law Review 1832.
Daha fazla örnek için bkz Yogesh Tyagi, ‘The Denunciation of Human Rights Treaties’
(2009) 79(1) British Yearbook of International Law 86, 155-181.
Yıl: 13, Sayı: 50 (Nisan 2022)
243
Uluslararası Sözleşmelerden Çekilmenin Anayasal Esasları ve Başlıca Tartışmalar
Doç. Dr. Tolga ŞİRİN - Arş. Gör. Necdet Umut ORCAN
A. Uluslararası Hukukta Çekilme Rejimleri
Uluslararası sözleşmelerden çekilme rejimine ilişkin başlıca hüküm,
Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’nin (“Viyana Sözleşmesi”) md. 42(2)
hükmüdür. Bu hükme göre “Bir antlaşmanın sona erdirilmesi, feshedilmesi
veya taraflardan birinin antlaşmadan çekilmesi, ancak söz konusu antlaşmanın
veya bu Sözleşme’nin hükümleri uygulanarak gerçekleştirilebilir. Aynı kural
bir antlaşmanın yürürlüğünün askıya alınması için de geçerlidir.”
Görüldüğü üzere Viyana Sözleşmesi’ne göre bir uluslararası sözleşmenin
tarafı olan devletler o sözleşmeden iki farklı yolla çekilebilir: (i) Eğer
sözleşmede bir çekilme hükmü varsa, bu hüküm doğrultusunda; (ii) her
hâlükârda, Viyana Sözleşmesi’nin ilgili hükümleri doğrultusunda.7 Başka bir
deyişle, kendisinden çekilme usulünü düzenleyen uluslararası sözleşmeler ile
düzenlemeyen sözleşmeler arasında bir ayrım vardır.
Kendisinden çekilme usulünü düzenlemeyen sözleşmelerden çekilmek,
ancak Viyana Sözleşmesi’nin ilgili hükümleri doğrultusunda mümkündür.
Viyana Sözleşmesi’nin 56’ncı maddesi ise böyle bir sözleşmeden çekilmenin
ancak iki durumda mümkün olduğunu düzenlemektedir: (a) eğer tarafların fesih
veya çekilme olanağını kabul etme niyetleri olduğu ortaya konabiliyorsa; veya
(b) fesih veya çekilme hakkı antlaşmanın niteliğinden zımnen çıkarılabiliyorsa.
Bu iki durumdan biri mevcut değilse, söz konusu uluslararası sözleşmeden
çekilmek olanaksızdır. Çekilmenin olanaksız olduğu sözleşmeler bağlamında
klasik örnek, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin (Kuzey Kore) 1997
yılında, bünyesinde bir çekilme hükmü bulunmayan Medeni ve Siyasal Haklar
Uluslararası Sözleşmesi’nden (MSHS) çekilmek için Birleşmiş Milletler Genel
Sekreterine yaptığı 25 Ağustos 1997 tarihli bildirimdir.8 Yapıldığı dönemde bir
ilk olan bu bildirimin niteliği ve hukuksal sonuçları, İnsan Hakları Komitesinin
bildirimden sonraki ilk toplantısında tartışılmış ve Komite, bu konuda bir Genel
Yorum hazırlamaya karar vermiştir. Hazırlanan 26 no.lu Genel Yorum’da
Komite, Viyana Sözleşmesi’nde yer alan çekilme şartlarının MSHS açısından
mevcut olmadığı, dolayısıyla bu Sözleşme’den çekilmenin mümkün olmadığı
yönünde görüş bildirmiştir.9 Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, Viyana
7
8
9
244
Viyana Sözleşmesi’nin 42’nci-45’inci ve 54-64’üncü maddeleri arasında, çeşitli durumlarda
uluslararası sözleşmelerden çekilme usulü düzenlenmiştir. Çok farklı durumlar dahilinde
çok geniş bir olasılıklar kümesini kapsayan bu hükümlerin tümüne burada yer vermek
mümkün değildir.
Elizabeth Evatt, ‘Democratic People’s Republic of Korea and the ICCPR: Denunciation as
an Exercise of the Right of Self-defence?’ (1999) 5(1) Australian Journal of Human Rights
215; The Commission on Human Rights of the Philippines, ‘On the Denunciation of and
Withdrawal from International Treaties to Reimpose the Death Penalty’ (2017) 3.
http://chr.gov.ph/wp-content/uploads/2018/03/Denunciation-of-and-Withdrawal-fromInternational-Treaties-to-Re-impose-the-Death-Penalty.pdf (Son erişim tarihi: 25.7.2021).
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi, ‘Medeni ve Siyasal Haklar Uluslararası
TAAD
| Türkiye Adalet Akademisi Dergisi
The Constitutional Procedure of Treaty Withdrawal
Assoc. Prof. Dr. Tolga ŞİRİN - Res. Asst. Necdet Umut ORCAN
Sözleşmesi’nin 56’ncı maddesi doğrultusunda MSHS’den çekilmek mümkün
olmasa da Kuzey Kore’nin, Viyana Sözleşmesi’nin 54’üncü maddesi10
doğrultusunda Sözleşme’nin tüm taraflarının rızası hâlinde çekilebileceğini
duyurmuştur. Bu rıza gerçekleşmemiş, Kuzey Kore de görünüşe göre
MSHS’den çekilmenin mümkün olmadığını kabul ederek çok uzun bir süredir
geciktirdiği ikinci periyodik raporunu 2000 yılında göndermiştir.11
Bir çekilme hükmü içeren uluslararası sözleşmelerden ise, doğal olarak,
o sözleşmede yer alan hüküm doğrultusunda çekilmek mümkün olacaktır.
Çoğu uluslararası sözleşme bu sınıfa girmekte, yani kendi çekilme usulünü
kendisi düzenlemektedir.12 Bu usul, sözleşmeden sözleşmeye önemli farklar
göstermektedir. Kimi sözleşmeler herhangi bir anda sözleşmeden çekilmeye
olanak tanımakta, kimileri belirli bir süreden sonra çekilmeye izin vermekte,
kimileri tarafların yalnızca belirli bir olay yaşandığında sözleşmeden
çekilebileceğini düzenlemekte, diğer bazıları ise aynı konuda yeni bir sözleşme
imzalanırsa tarafların sözleşmeden çekilmiş sayılacağını öngörmektedir.13
Burada her bir uluslararası sözleşmenin öngördüğü çekilme usulünü
tartışmayı mümkün veya gerekli görmüyoruz. Çoğu uluslararası sözleşmenin
kendi çekilme usulünü öngördüğünü ve buna uygun bir çekilmenin uluslararası
hukuk nezdinde devletin o sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ileriye dönük
olarak ortadan kaldıracağını belirtmek, yeterlidir.
B. Karşılaştırmalı Anayasa Hukukunda Çekilme Rejimleri
1982 Anayasası, uluslararası sözleşmelerin onaylanması ve yürürlüğe
girmesi sürecini ayrıntılı biçimde düzenlemişken, bu sözleşmelerden
çekilme usulü konusunda sessiz kalmıştır. 1982 Anayasasının bu durumu,
ayrıksı değildir. Karşılaştırmalı anayasa hukuku çalışmaları göstermektedir
ki dünya anayasalarının çoğunluğunda durum benzerdir. Nispeten yeni bir
çalışmada, incelenen 190 anayasanın 168’inin sözleşmelerin imzalanması ve
onaylanmasına ilişkin hüküm içerdiği, ancak yalnızca 43’ünün uluslararası
sözleşmelerden çekilmeye dair bir hüküm içerdiği saptanmıştır.14 Bu çıkarım,
bazı küçük değişikliklere rağmen hâlâ geçerlidir.
10
11
12
13
14
Sözleşmesi’nden Doğan Yükümlülüklerin Devamlılığına Dair Sorunlara İlişkin 26 No.lu
Genel Yorum’ (1997) CCPR/C/21/RevI/Add8, § 5.
Viyana Sözleşmesi md. 54: “Bir antlaşmanın feshi veya antlaşmadan çekilmek şu yollarla
mümkündür: a) antlaşmanın hükümleri doğrultusunda; b) herhangi bir zamanda, diğer taraf
devletlerle istişare edildikten sonra tüm taraf devletlerin rızası ile.”
Laurence R Helfer, ‘Terminating Treaties’ içinde Duncan B. Hollis, The Oxford Guide to
Treaties (OUP 2012) 634, 640.
Barbara Koremenos ve Allison Nau, ‘Exit, No Exit’ (2010) 21 Duke Journal of Comparative
& International Law 81, 106.
Helfer (n 11) 642.
Hannah Woolaver, ‘From Joining to Leaving: Domestic Law’s Role in the International Legal
Validity of Treaty Withdrawal’ (2019) 30(1) European Journal of International Law 75-76.
Yıl: 13, Sayı: 50 (Nisan 2022)
245
Uluslararası Sözleşmelerden Çekilmenin Anayasal Esasları ve Başlıca Tartışmalar
Doç. Dr. Tolga ŞİRİN - Arş. Gör. Necdet Umut ORCAN
Anayasaların çoğunluğunda uluslararası sözleşmelerden çekilme hükmü
yoktur. Uygulamayı da dikkate alan bir başka çalışmaya göre pek çok
ülkede yürütme erki, yasamanın onayı olmadan uluslararası sözleşmelerden
çekilmektedir.15 Sözü edilen çalışmanın yazarlarına göre “hükûmetler, kapsamlı
müzakereler ve parlamento incelemesinden sonra varılan yasal taahhütleri bir
kalem darbesiyle tersine çevirebilmektedir.”16
Yürütme erkinin tek başına çekilme yetkisinin yarattığı asimetri kimilerince
eleştirilse de kimilerince uluslararası ilişkilerin kendine özgü doğası gereğince
ulusal çıkarların ve acil gerekliliklerin sonucu sayılmaktadır. Hatta bu çevreler,
tek başına çekilme yetkisiyle (böylesi bir tehdit olanağıyla) donatılmış yürütme
erkinin uluslararası ilişkilerinde güçleneceğini dahi ileri sürmektedir.17 Bu
tartışma tamamen sonuca bağlanmış değilse de dünyadaki eğilimin giderek
yasama organını sürece dâhil etmek yönünde ilerlediğini söyleyebiliriz. Verdier
ve Versteeg’in gözlemlerine göre yürütmenin tek taraflı olarak anlaşmalardan
çekilebildiği ülkelerin oranı, 1970 lerde %89 gibi yüksek bir seviyedeyken 2019
yılı itibariyle bu oran %72 seviyesine gerilemiştir.18 Bu gerileme, çalışmada
(yatay doğrultu yıllar, düşey doğrultu yürütmenin tek taraflı çekilme yetkisine
sahip olduğu ülke oranları olacak şekilde) şöyle grafiklenmiştir:
15
16
17
18
246
Pierre-Hugues Verdier ve Mila Versteeg, ‘Separation of Powers, Treaty-Making, and
Treaty Withdrawal: A Global Survey’ içinde Curtis A Bradley (ed.) Oxford Handbook of
Comparative Foreign Relations Law (OUP 2019) 14.
Ibid.
Barbara Koremenos, ‘Contracting Around International Uncertainty’ (2005) 99 American
Political Science Review 549.
Verdier ve Versteeg (n 15) 14.
TAAD
| Türkiye Adalet Akademisi Dergisi
The Constitutional Procedure of Treaty Withdrawal
Assoc. Prof. Dr. Tolga ŞİRİN - Res. Asst. Necdet Umut ORCAN
Anayasa altı metinlerdeki durum ve uygulama böyle olmakla beraber,
konunun anayasalarda düzenlendiği durumlarda görüntü daha farklıdır.19
1. Anayasa Metinleri
Anayasaların büyük bir kısmı uluslararası sözleşmelerden çekilme
konusunda sessizdir. Sözleşme’ye taraf olmayı ayrıntılı düzenleyen ama
çekilme konusunda sessiz olan dikkat çekici örnek, Amerika Birleşik Devletleri
(ABD) Anayasası’dır.20 ABD Anayasası bağlamında doktrin, Başkan’ın
Kongre ve Senato onayı olmaksızın bir sözleşmeden çekilip çekilemeyeceği
konusunda ikiye ayrılmış durumdadır. Bu konuda uygulamada da bir birlik
yoktur. Başkan uluslararası sözleşmelerden bazen Kongrenin, bazen Senatonun
onayından sonra, bazen tek başına çekilmiş; bazen çekildikten sonra Senato’ya
veya Kongre’nin iki kanadına birden bildirim yapıp bunların onayını
çekilme işleminden sonra almış, bazense yasamadan hiç onay almamıştır.21
Bazı anayasalarda bu konudaki sessizlik bozulmakta, ancak yetkinin kimde
olduğuna dair somut bir belirleme yapılmamaktadır. Örneğin Arnavutluk
(md. 121/1) ve Azerbaycan (md. 94/22, 95/1) anayasaları bu konuya değinse
de yetkilendirme yapmadan meselenin yasama organınca düzenlenmesi
gerektiğini öngörmektedir.22
Diğer pek çok örnekte ise bu konuda yasama organının onayı düzenlenmiştir.
Bunların çoğunluğu eski Doğu Bloku ülkeleridir. Örneğin Bosna Hersek (md.
5), Belarus (md. 97/2) , Bulgaristan (md. 85/1), Estonya (md. 65/4, 87/4, 106),
Gürcistan (md. 47/1, 52/2 ve 65), Kazakistan (md. 54/1) Kosova (md. 18/4),
Litvanya (md. 67/16, 138), Polonya (md. 89/1) Rusya (md. 106/4), Slovakya
(md. 102/1), Tacikistan (md. 57/5), Türkmenistan (md. 81/10) ve Ukrayna
(md. 85) anayasaları böyle bir işlem için Meclis’in onayını aramaktadır. Gerçi
bunların arasında bütün sözleşmeler için bu şartı arayanlar olduğu gibi, bazı
sözleşmeler için arayanlar da vardır.23
Bu türden düzenlemelere Angola (md. 161/1), Arjantin (md. 75/24),
Danimarka (md. 19/1), Ekvador (md. 419 ve 420), Hollanda (md. 91/1),
Kamboçya (md. 90), Lao (md. 53/18 ve 67/14), Meksika (md. 76/1 ve 89/10),
Yeşil Burun (md. 12/2) anayasalarında görüldüğü gibi farklı kıtalardan ve
geleneklerden devletlerde de rastlanabilmektedir. Kuşkusuz anılan örneklerin
19
20
21
22
23
Ibid., 15-16. Anayasa altı metinlere doğrudan erişemediğimiz için atıf yaptığımız bu bilgiyi
doğrulayamıyoruz.
Law Review Editors, ‘Presidential Amendment and Termination of Treaties: The Case of the
Warsaw Convention’ (1967) 34(3) University of Chicago Law Review 580, 589.
Green Hackworth, Digest of International Law (U.S. Government Printing Office 1943)
330, akt. Law Review Editors 589-90.
Çalışma boyunca anayasalar için tarih belirtmedikçe 2021 yılı itibarıyla yürürlükte olan
anayasaları kastediyoruz.
Örneğin Estonya’da sadece belli sözleşmeler için (md. 121’de sayılanlar) bu koşul vardır.
Yıl: 13, Sayı: 50 (Nisan 2022)
247
Uluslararası Sözleşmelerden Çekilmenin Anayasal Esasları ve Başlıca Tartışmalar
Doç. Dr. Tolga ŞİRİN - Arş. Gör. Necdet Umut ORCAN
hepsi aynı formüllere dayanmamaktadır. Mesela Arjantin Anayasası sözleşme
türüne göre özel nisaplar da öngörmüştür. Estonya Anayasası ise bu adım
için halkoylaması yasağı öngörmüştür. Kosova ve Yeşil Burun anayasaları
taraf olma ve çekilme yönünden yetkide ve usulde paralelliği bir anayasa
hükmü hâline getirmiştir. Ayrıca kategorik yaklaşmayan veya kendine özgü
nitelemelerde bulunan örnekler de vardır. Mesela İspanya’da çekilme rejimi
sözleşmelerin niteliğine göre ayrılmıştır. Ekonomik külfet getiren veya ülke
savunmasını ilgilendiren konularda uluslararası sözleşmelere taraf olmak
ve bu sözleşmelerden çekilmek için parlamentonun iki kanadının da onayı
gereklidir.24 Şili’de 2005’te yapılan bir anayasa değişikliğiyle Başkan’a,
uluslararası sözleşmelerden çekilmeden en az 15 gün önce parlamentoya
bildirimde bulunma ve Senatonun görüşünü alma zorunluluğu getirilmiştir.25
Çekilmenin anayasalarda düzenlendiği durumlarda yetkinin doğrudan
yürütmeye tanınması oldukça nadirdir. Bu duruma örnekler, ayrıksı olarak,
Çin (md. 81), Norveç (md. 26), Guatemala (md. 183), Peru (md. 57)
anayasalarında vardır. Gelgelelim anayasal sessizlik hâlinde kanun tercihleri
durumu farklılaştırmaktadır. Örneğin anayasanın sessiz olduğu Avusturya,
Çekya, Etiyopya, İran, Japonya, Macaristan, Norveç, Slovakya ve Güney
Afrika açısından kanun ve/veya uygulama, yürütmenin doğrudan çekilmesi
yönündedir.26
2. Mahkeme Kararları
Karşılaştırmalı hukukta uluslararası sözleşmelerden çekilme konusunda
çok sayıda örnek olsa da bu örneklerin hepsi ulusal düzeyde yargı kararlarına
konu olmamış veya olmuşsa da tarafımızca erişilememiştir.
Bu bağlamda, karşılaştırmalı anayasa hukuku literatüründe üç önemli kararı
bulgulamış bulunuyoruz.
Bunlardan ilki, Güney Afrika Yüksek Mahkemesinin Democratic
Alliance v Minister of International Relations and Cooperation kararıdır.
Karara konu olan çekilme, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin, Uluslararası
Ceza Mahkemesi’nin kurucu belgesi olan Roma Statüsü’nden çekilme
işlemidir. Konu Yüksek Mahkeme’nin önüne geldiğinde Mahkeme, böyle bir
tasarrufun yürütmenin tek başına yapacağı bir işlemle gerçekleşemeyeceğine
hükmetmiştir. Mahkeme’nin bu belirlemedeki temel dayanağı, “yetki ve usulde
paralellik” ilkesi olmuştur:
24
25
26
248
Ranhilio Callangan Aquino: ‘The denunciation and revocation of treaties’ (manilatimes.net,
24.2.2020) https://www.manilatimes.net/2020/02/24/opinion/columnists/topanalysis/thedenunciation-and-revocation-of-treaties/695178 (Son erişim tarihi: 25.7.2021).
Ibid.
Verdier ve Versteeg (n 15) 16. Bu ülkelerin güncel mevzuatını doğrudan sınayamadık.
TAAD
| Türkiye Adalet Akademisi Dergisi
The Constitutional Procedure of Treaty Withdrawal
Assoc. Prof. Dr. Tolga ŞİRİN - Res. Asst. Necdet Umut ORCAN
Bir anayasal ya da yasal hüküm bir şeyi yapma yetkisi verdiğinde, onu geri alma
yetkisi de vermiş olur. Ülkeyi Roma Statüsü’yle bağlama yetkisi açık bir hükümle
parlamentoya tanınmıştır. Dolayısıyla bir uluslararası sözleşmenin ülke üzerindeki
bağlayıcılığı kaldırma yetkisinin de parlamentoda olduğu söylenmelidir.27
Bu konudaki yakın tarihli bir diğer örnek ise Birleşik Krallık’ın Avrupa
Birliği’nden çıkması (Brexit) ile ilgili R v Secretary of State davasıdır. Bu
davada Yüksek Mahkeme, Brexit sürecinin köklü anayasal değişikliklere yol
açacak olmasını ve temel hakların da bundan etkileneceğini gerekçe göstererek
parlamento onayının zorunlu olduğuna hükmetmiştir.28
Son olarak bu kararların dışında bir de henüz sonuca bağlanmamış bir dava
vardır. Brezilya, 1997 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 158 sayılı
Sözleşmesi’nden çekilmiştir. Bu çekilme ülkede etraflı tartışmalara neden
olmuş ve konu Yüksek Mahkemeye taşınmıştır. Brezilya anayasa hukuku
öğretisinde her iki yönde görüşler olsa da Yüksek Mahkeme, çeyrek asırdır
davayı hâlâ sonuçlandıramamıştır.29 Bu durum, bu konunun kolay bir mesele
olmadığının göstergesidir.
C. Karşılaştırmalı Hukuk ile Uluslararası Hukuk Arasında Çakışma
ve Çatışma
Yukarıda da görüldüğü üzere uluslararası sözleşmelerden çekilmelerde
uluslararası hukuka uygunluk ile ulusal hukuka uygunluk birbirlerinden farklı
konulardır. Bir uluslararası sözleşmeden çekilme, hukuka uygunluk açısından,
dört farklı durum doğurabilir. Çekilme ulusal hukuka uygun ama uluslararası
hukuka aykırı; uluslararası hukuka uygun ama ulusal hukuka aykırı; her
ikisine de uygun; veya her ikisine de aykırı olabilir. Her bir olasılığı ayrı ayrı
inceleyelim.
1. Ulusal ve Uluslararası Hukuka Uygun Çekilme
Ulusal ve uluslararası hukuka uygun bir çekilme, doğal olarak herhangi
bir sorun barındırmaz. Böylesi durumlarda kategorileştirme, ulusal hukuktaki
usullerdeki farklılıklara dayanılarak yapılabilir. Bu farklılıklar, doğrudan
yasamanın veya doğrudan yürütmenin çekilme yetkisine sahip olduğu durumlar
ile yasamanın yürütmeye yetki verdiği veya yargı organının yürütmeyi
zorladığı örnekleri içerir.
27
28
29
Güney Afrika Yüksek Mahkemesi (Gauteng Bölümü), Democratic Alliance v Minister of
International Relations and Cooperation of Others, 83145/2016, 22.2.2017, para.53, akt.
Aquino (n 24).
Aquino (n 24).
Virgílio Afonso da Silva, The Constitution of Brazil: A Contextual Analysis, (Hart 2019), s.
53. Başvurunun numarası ADI 1625’tir.
Yıl: 13, Sayı: 50 (Nisan 2022)
249
Uluslararası Sözleşmelerden Çekilmenin Anayasal Esasları ve Başlıca Tartışmalar
Doç. Dr. Tolga ŞİRİN - Arş. Gör. Necdet Umut ORCAN
a. Doğrudan Yasamanın İşlemiyle Çekilme
Bir sözleşmeden çekilme, ilk bakışta yürütmeyle ilgili bir konu gibi
düşünülebilir. Gelgelelim ayrıksı da olsa yasama organının bizzat inisiyatif
alması mümkün olabilir. Ekvador deneyimi bunu örnekler. 2017 yılında
Ekvador’un 12 farklı iki taraflı yatırım anlaşmasından çekilmesi, yürütme
erkinin değil doğrudan yasamanın inisiyatifiyle gerçekleşmiştir.30
b. Doğrudan Yürütmenin Çekilmesi
Yürütmenin doğrudan uluslararası sözleşmelerden çekilmesi mümkündür.
Daha önce değinildiği üzere bunu açıkça Anayasa’nın öngörmesi dahi
mümkündür. Böylesi bir usule, yani yürütmenin yasamanın onayına tabi
olmaksızın uluslararası sözleşmelerden çekilmesi usulüne, her uluslararası
sözleşme için olmasa da, rastlanabilmektedir. ABD’de “yürütme antlaşmaları”
(“executive agreements”) bu sınıfa girer. Başkan, bu tür sözleşmelere,
yasamanın onayına gerek olmaksızın taraf olabilir ve icabında sözleşmeden
çekilebilir.31 Bunun bir örneği kısa bir zaman önce gerçekleşmiştir. Birleşik
Devletler, bir yürütme antlaşması olarak yürürlüğe giren (Birleşmiş Milletler
İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamındaki) Paris Sözleşmesi’nden,
ABD Başkanı Donald Trump’un tek başına yaptığı işlemle 2019 yılında
çekilme iradesini bildirmiş ve 2020 yılında da resmî olarak çekilmiştir.32
c. Yasamanın Verdiği Yetkiyle Yürütmenin Çekilmesi
Yasamanın veya yürütmenin doğrudan çekilmesine nazaran daha
yaygın örnek, yasamanın bu konuda yetki vermesi ve işlemi yürütmenin
gerçekleştirmesidir. Bu kategoriye örnek olarak Bolivya’nın 1961 tarihli
Uyuşturucu Maddelere Dair 1961 Tek Sözleşmesi’nden 29 Haziran 2011’de
yaptığı bildiriyle çekilmesi33 ve Romanya’nın 22 farklı iki taraflı yatırım
anlaşmasından çekilmesini örnek gösterebiliriz.34
Bu kategoride yasamanın yetki verme biçimi tek tip değildir. Yasama organı
30
31
32
33
34
250
Kate Cervantes-Knox ve Elinor Thomas, ‘Ecuador terminates 12 BITs – a growing trend of
reconsideration of traditional investment treaties?’ (dlapiper.com, 15.5.2017)
https://www.dlapiper.com/en/mexico/insights/publications/2017/05/ecuador-terminates-12bits-a-growing-trend/ (Son erişim tarihi: 26.7.2021)
Michael D Ramsey, ‘Executive Agreements and the (Non)Treaty Power’ (1998) 77 North
Carolina Law Review 133, 139.
The Secretary-General of the United Nations, ‘United States of America: Withdrawal’
(2019) C.N.575.2019.TREATIES-XXVII.7.d, 4.11.2019.
The Secretary General of the United States, ‘Bolivia (Plurinational State of): Denunciation’
(2011) C.N.421.2011.TREATIES-26, 30.6.2011.
Volterra Fietta, ‘Romania set to terminate its intra-EU BITs’ (lexology.com, 27.3.2017)
https://www.lexology.com/library/detail.aspx?g=89abdc5f-4749-4f27-9edb-a4714c09dfc4
(Son erişim tarihi 26.7.2021)
TAAD
| Türkiye Adalet Akademisi Dergisi
The Constitutional Procedure of Treaty Withdrawal
Assoc. Prof. Dr. Tolga ŞİRİN - Res. Asst. Necdet Umut ORCAN
yürütmeye sözleşmeden çekilme yetkisini, sözleşmeyi iç hukuka aktaran ve
onaylanmasını uygun bulan kanunda vermiş olabilir. Örneğin Amerika Birleşik
Devletleri ile Güney Kore arasında imzalanan serbest ticaret sözleşmesinin
uygulama kanunu gereğince ABD Başkanı, sözleşmeden parlamentonun onayı
olmaksızın çekilebilme yetkisine sahiptir.35 Şili Anayasası da uluslararası
sözleşmelerden çekilme için benzer bir yol öngörmektedir.36
Diğer bir usul ise yasamanın, sözleşme yürürlüğe girdikten bir süre sonra
bir yasa çıkararak yürütmeye yetki vermesi olabilir. Bu olasılıkta, böyle bir
yetkilendirmenin yürütme için bir çekilme zorunluluğu getirip getirmeyeceği
tartışmalıdır. Yasamanın yürütmeyi çekilmeye zorlayıp zorlayamayacağı
konusu, 2013 yılında parlamentonun iki yasa çıkararak yürütmeye Roma
Statüsü’nden derhâl çıkılması yönünde talimat verme girişimiyle Kenya’da
etraflıca tartışılmıştır.37 Yine Amerika Birleşik Devletleri’nde Kongre’nin bunu
sağlayabileceği öne sürülmüştür. Bu sava göre, çıkarılacak kanunda sadece
yetkilendirme değil, yürütmeye (tarih de öngörmek suretiyle) belli yönde
hareket etmesi yönünde talimat verilmesi gerekir. Başkan böyle bir yasayı veto
ederek buna direnebilirse de veto karşısında yasamanın üçte iki çoğunlukla
ısrarı, başkanı bunu yapmaya zorlayabilir.
d. Yargı Organının Zorlamasıyla Yürütmenin Çekilmesi
Bütün bu kategorilerin içinde en sıra dışı olanı ise yargı organlarının bir
uluslararası sözleşmeye taraf olma iradesini ya da uluslararası sözleşmenin
yürürlüğünü iç hukuka aykırı bularak yürütmeyi çekilmeye zorlamasıdır. Bu
özgün durum, Gana’da ve Sri Lanka’da yaşanmıştır. 2017 yılında Gana Yüksek
Mahkemesi Birleşik Devletler ile Gana arasında suçluların iadesine dair
yapılan iki taraflı bir sözleşmeyi, anayasa gereğince sözleşmenin yasamanın
onayına gönderilmesi gerekirken gönderilmemiş olmasını gerekçe göstererek
anayasaya aykırı bulmuştur.38 Yüksek Mahkeme yürütmeye, sözleşmeyi
yasamanın onayına sunması ya da sözleşme gereğince yapılan iade işlemlerini
35
36
37
38
Karla Jones, ‘Withdrawal from the U.S. – Korea Free Trade Agreement is a Losing
Proposition for America’ (alec.org, 6.9.2017) https://www.alec.org/article/withdrawal-fromthe-u-s-korea-free-trade-agreement-is-a-losing-proposition-for-america/ (Son erişim tarihi:
26.7.2021).
Laurence R Helfer, ‘Treaty Exit and Intra-Branch Conflict at the Interface of International
and Domestic Law’ içinde Curtis A Bradley, The Oxford Handbook of Comparative Foreign
Relations Law (OUP 2019) 7.
Laurence R Helfer ve Anne E Showalter, ‘Opposing International Justice: Kenya’s Integrated
Backlash Strategy Against the ICC’ (2017) iCourts Working Paper Series No. 83, 18 https://
scholarship.law.duke.edu/cgi/viewcontent.cgi?article=6404&context=faculty_scholarship
(Son erişim tarihi: 26.7.2021). Başkan tarafından söz konusu yasaların resmî olarak
yürürlüğe girmesi için gereken imza atılmadığından bu yasalar yürürlüğe girmemiştir.
Helfer (n 36) 14.
Yıl: 13, Sayı: 50 (Nisan 2022)
251
Uluslararası Sözleşmelerden Çekilmenin Anayasal Esasları ve Başlıca Tartışmalar
Doç. Dr. Tolga ŞİRİN - Arş. Gör. Necdet Umut ORCAN
geri alması için üç ay süre vermiş, sorun sözleşmenin yasamanın onayına
sunulması ve yasamanın da onaylamasıyla çözülmüştür.39 Sri Lanka’da ise
devlet başkanının İnsan Hakları Komitesinin bireysel başvuru yetkisini
tanıyan MSHS’ye Ek İhtiyari Protokol’e taraf olunduğuna dair 1997 tarihli
bildirisi (“declaration”), Sri Lanka Yüksek Mahkemesi tarafından, yürütmenin
yasamanın onayını almadan yapmış olduğu bu bildiriyle yasama ve yargı
yetkilerini gasp etmesi gerekçe gösterilerek anayasaya aykırı bulunmuştur.40
Buna karşın yürütme organı İhtiyari Protokol’den çekilme yönünde bir
girişimde bulunmamış, bireyler de İnsan Hakları Komitesine bireysel başvuru
yapmaya devam etmiştir. Ancak Sri Lanka hükûmeti, yapılan başvurulara yanıt
vermeyi Sri Lanka Yüksek Mahkemesinin 2006 tarihli bu kararına atıf yaparak
uzun bir süre reddetmiştir.41
2. Ulusal Hukuka Uygun, Uluslararası Hukuka Aykırı Çekilme
Bir çekilmenin ulusal hukukta öngörülen usullere uygun olması, çekilmeyi
uluslararası hukuka uygun kılmak için yeterli değildir.
Bu tür sorunlu çekilmeler genellikle, devletlerin çekilme hükmü
bulunmayan uluslararası sözleşmelerden çekilmeye çalışması durumlarında
ortaya çıkar. Önceki sayfalarda Kuzey Kore’nin Medeni ve Siyasal Haklar
Uluslararası Sözleşmesi’nden çıkmaya çalıştığı örnekten söz edilmişti. Bu
örnekte Kuzey Kore’nin çekilme iradesi iç hukuka uygun biçimde gösterilmiş
olsa dahi, uluslararası hukuka aykırı bulunmuştu.42
Benzer bir durum, 1999 yılında Peru’nun İnsan Hakları Amerikalılararası
Mahkemesi’nin (‘İHAmM’ ya da ‘Amerikalılararası Mahkeme’) yetki
alanından çekilme girişimiyle doğmuştur.43 Peru İnsan Hakları Amerikan
Sözleşmesi’nin (‘İHAmS’) tümünden değil, yalnızca Amerikalılararası
Mahkeme’ye bireysel başvuruları görme yetkisi veren hükmünden çekilmek
istemiştir. Ancak Amerikalılararası Mahkeme, İnsan Hakları Amerikan
Sözleşmesi’nin sözleşmeden tümden çekilmeye olanak vermesine karşın bazı
bölümlerinden kısmen çekilmeye olanak vermediğine atıf yaparak çekilme
iradesini İHAmS’e aykırı bulmuş, Peru aleyhine yapılan başvuruları görmeye
devam etmiştir.44
39
40
41
42
43
44
252
Ibid. 15.
Ibid.
Ibid., 16. Sri Lanka 2016 yılında bireysel başvurulara yanıt vermeye yeniden başlamıştır,
bkz UN Human Rights Committee, ‘Sixth periodic report submitted by Sri Lanka under
article 40 of the Covenant, due in 2017’ (2019) CCPR/CLKA/6, 25.4.2019, § 23.
Yukarıda dipnot 8 vd.
Ximena Soley ve Silvia Steininger, ‘Parting ways or lashing back? Withdrawals, backlash
and the Inter-American Court of Human Rights’ (2018) 14 International Journal of Law in
Context 237, 247.
İHAmM, Ivcher-Bronstein v Peru, 24.9.1999, §§ 53-54.
TAAD
| Türkiye Adalet Akademisi Dergisi
The Constitutional Procedure of Treaty Withdrawal
Assoc. Prof. Dr. Tolga ŞİRİN - Res. Asst. Necdet Umut ORCAN
Bu tür durumlarda çekilme her ne kadar ulusal alanda sonuçlarını doğursa
da uluslararası olarak öne sürülememektedir. Dolayısıyla böyle durumlarda
devletin uluslararası yükümlülükleri ortadan kalkmaz. Uluslararası hukuka
aykırı bu tür çekilme çabalarının uzun vadeli sonuçlar doğurmadığı göze
çarpmaktadır. Nitekim hem Kuzey Kore hem de Peru çekilme girişimleri
uluslararası hukuk nezdinde başarısız olunca bu girişimlerinden vazgeçmiştir.
Kuzey Kore, MSHS’den çekilme çabası başarısız olunca çok uzun yıllardır
göndermediği ikinci periyodik raporunu göndermiştir.45 Peru da 2001 yılında
yaptığı bildirimle çekilme kararını geri aldığını açıklamıştır.46
3. Ulusal Hukuka Aykırı, Uluslararası Hukuka Uygun Çekilme
Bir uluslararası sözleşme eğer çekilme usulünü bizzat öngörmüşse,
çekilmelerin uluslararası hukuka uygunluğunda çoğu kez sorun olmaz.
Gelgelelim bu sürecin iç hukukta usulüne uygun yapılmamış olması, durumu
karmaşık hâle getirir.
Literatür tarandığında, uluslararası hukukta çok taraflı sözleşmelere
ilişkin devlet tasarruflarında iç hukuka uygunluğun rolünün çoğunlukla taraf
olma aşaması için tartışıldığı görülmektedir. Buna karşılık, uluslararası
sözleşmelerden çekilmelerde ulusal hukuka uygunluğun rolü konusunda
ise açık bir yasal düzenleme olmadığı gibi, yapılan doktrinel çalışmalar da
çok sınırlı sayıdadır.47 Dolayısıyla bu noktada, sözleşmelere taraf olma
konusunda iç hukuka uygunluğun rolü konusundaki tartışmalardan söz etmek
ve ulaşılan sonuçların çekilmelere de kıyasen uygulanabilir olup olmadığını
değerlendirmek gerekmektedir.
Uluslararası sözleşmelere taraf olmada iç hukuka uygunluğun rolü sorunu
fazlasıyla tartışılmış olsa da genel geçer bir çözüme kavuşturulamamıştır.
Öyle ki, Uluslararası Hukuk Komisyonu’nun (ILC) sözleşmeler hukuku
özel raportörlerinin dördü de konu hakkında birbirlerinden önemli
ölçüde farklı görüşler öne sürmüştür.48 Bazıları iç hukuka uygun biçimde
yetkilendirilmemiş bir işlemle uluslararası sözleşmeye taraf olmaya
çalışan yürütme organı eylemlerinin o devlet açısından hiçbir hukuki sonuç
doğuramayacağını;49 diğerleri ise uluslararası sözleşmelere taraf olma açısından
iç hukuk hükümlerinin önemsiz olduğunu, yürütme organının iç hukuka aykırı
45
46
47
48
49
Yukarıda dipnot 11.
Richard J Wilson ve Jan Perlin, ‘The Inter-American Human Rights System: Activities from
Late 2000 Through October 2002’ (2003) 18(3) American University International Law
Review 651, 654. Ancak Peru’nun sisteme dönüşü çekilme kararının hukuka aykırılığından
çok, Fujimori hükûmetinin sona ermesindendir.
Woolaver (n 14) 74.
Ibid., 84.
Ibid., 85-87.
Yıl: 13, Sayı: 50 (Nisan 2022)
253
Uluslararası Sözleşmelerden Çekilmenin Anayasal Esasları ve Başlıca Tartışmalar
Doç. Dr. Tolga ŞİRİN - Arş. Gör. Necdet Umut ORCAN
eylemlerle de uluslararası sözleşmelere taraf olabileceğini savunmuştur.50
Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’nin 46’ncı maddesi, bu konudaki bir
uzlaşının ürünüdür:
1. Bir Devlet, bir antlaşmayla bağlanma iradesini geçersiz kılacak bir
gerekçe olarak bağlanma iradesinin iç hukukunun antlaşma akdetme
yetkisiyle ilgili hükümlerini ihlal etmek suretiyle açıklandığı olgusuna
başvuramaz, meğerki ihlal aşikâr ve iç hukukunun temel öneme sahip
bir kuralıyla ilgili olsun.
2. İhlal, söz konusu meselede olağan uygulamaya göre ve iyi niyetle
hareket eden herhangi bir Devlet için nesnel olarak açık görünüyorsa,
aşikârdır.
Dikkat edilecek olursa; Viyana Sözleşmesi’nde uluslararası hukuka ağırlık
veren görüşün ağırlık kazandığı görülmektedir. Çünkü bu düzenlemeye göre
uluslararası sözleşmelere taraf olma eyleminin geçerliliği esastır; geçersizliği
ise ancak, iç hukukun “aşikâr” bir ihlali durumunda öne sürülebilir. İç hukuka
aykırılığın “aşikâr” bir ihlal olması için gerekli eşik ise fazlasıyla yüksektir: İç
hukuka aykırılık o kadar bariz olmalıdır ki, bu aykırılığa rağmen söz konusu
taraf olma iradesine rıza gösteren diğer devletlerin iyi niyetli davranmış
olabilecekleri savunulamaz olsun.51 Uluslararası sözleşmelere taraf olma
konusundaki iç hukuk hükümlerine aykırılık bu konuda yeterli değildir, çünkü
Uluslararası Adalet Divanı (‘UAD’) kararlarına göre devletler diğer devletlerin
iç hukuktaki uluslararası sözleşmelere taraf olma usullerini bilmek zorunda
değildir.52
Ancak burada peşin hükümlü olmamak gerekir. Viyana Sözleşmesi
uluslararası sözleşmelere taraf olma iradesinin iç hukuka aykırılık gerekçesiyle
geçersizliğini öne sürebilmek olanağını düzenlemişken, çekilme iradesinin
geçersizliği konusunda sessiz kalmıştır. Bu konuda bu Sözleşme’deki görece
en önemli hüküm, çekilme iradesini ortaya koyan belgenin devlet başkanı,
hükûmet başkanı, dışişleri bakanı ya da yetki belgesini gösterebilen biri
tarafından imzalanmış olmasını gerektiren 67’nci maddedir. İç hukukun
çekilme iradesine etkisi konusunda ise bir boşluk söz konusudur. Eğer taraf
olma için belirlenen iç hukuka uygunsuzluk istisnasının kıyasen çekilme
için de geçerli olduğu kabul edilirse, iç hukuka aykırılığı aşikâr bir çekilme
eyleminin uluslararası hukuk açısından geçersizliğinin öne sürülmesinin
mümkün olduğu sonucu ortaya çıkar.53 Fakat öğretinin çoğunluğunun bu görüşte
50
51
52
53
254
Ibid., 87-89.
Ibid., 91.
UAD, Land and Maritime Boundary between Cameroon and Nigeria (Kameron v Nijerya),
10.10.2002, ICJ Reports (2002) 303, 430, akt. Ibid., 91.
Ibid., 96-102.
TAAD
| Türkiye Adalet Akademisi Dergisi
The Constitutional Procedure of Treaty Withdrawal
Assoc. Prof. Dr. Tolga ŞİRİN - Res. Asst. Necdet Umut ORCAN
olmadığı görülmektedir. Egemen görüş, iç hukuka aykırılığın uluslararası
sözleşmelerden çekilme iradesinin hukuki geçerliliği açısından herhangi bir
etkisinin olmadığı yönündedir.54
Bu durum, Türkiye’nin İHAS’a Ek Dördüncü Protokol nezdindeki aşağıda
ayrıntısı açıklanacak olan duruma benzemektedir.55 Orada da söz edildiği üzere
bir uluslararası sözleşmenin iç hukukta bağlayıcı olup uluslararası hukukta
bağlayıcı olmaması mümkündür. Dolayısıyla uluslararası hukuka uygun
yapılmış bir çekilme işlemi, Viyana Sözleşmesi’nin 46’ncı maddesindeki
şartları sağlamadığı sürece iç hukuka aykırı olsa da geçerlidir; ancak ulusal
hukuk nezdinde sözleşmeye bağlayıcılık atfeden işlemler (Anayasa’nın
90’ıncı maddesi gibi) hukuka uygun olarak kaldırılmadığı sürece sözleşme, iç
hukuktaki bağlayıcılığını korur.
4. Ulusal ve Uluslararası Hukuka Aykırı Çekilme
Son olarak çekilmenin hem ulusal hem de uluslararası hukuka aykırılık
olasılığından bahsedebiliriz. Bu tür çekilmeler de hem ulusal hem de
uluslararası hukuka uygun çekilmeler gibi daha az tartışmalıdır. Böyle bir
durumda çekilmenin ne iç hukukta ne de uluslararası hukukta geçerliliği öne
sürülebilir.
Önceki sayfalarda görüldüğü üzere uluslararası hukuk, uluslararası
sözleşmelere taraf olma iradesinin geçerliliği açısından iç hukuka uygunluğa
da atıf yapmaktadır. İç hukuktaki temel bir kuralın aşikâr biçimde ihlaliyle
gösterilen taraf olma iradelerinin, uluslararası hukukta geçersizliği öne
sürülebilmektedir. Bu kuralın kıyasen sözleşmelerden çekilme iradelerine de
uygulanabileceğini kabul edecek olursak, iç hukuka aykırı çekilmelerin bazı
durumlarda çekilmeyi uluslararası hukuka da aykırı hâle getirebileceği ortaya
çıkar. Dolayısıyla çekilmedeki ulusal hukuka aykırılığın, uluslararası hukuka
aykırılığının da başlıca kaynağı olabileceğini kaydetmek gerekir.
II. TÜRKİYE’DE
ULUSLARARASI
SÖZLEŞMELERDEN
ÇEKİLME REJİMİ
Türkiye’de uluslararası sözleşmelerden çekilme rejimine geçmeden
önce, uluslararası sözleşmelere taraf olma usulünün üzerinde kısaca durmak
gerekmektedir. Bu usulün bilinmesi, ileride yürütülecek tartışmalar açısından
da önem taşıyacaktır. İlk başlıkta Türkiye hukukunda uluslararası sözleşmelere
taraf olma usulünden, ikinci başlıkta ise somut bir tartışma konusu olarak
yürütmenin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı doğrultusunda
uluslararası sözleşmelerden çekilme usulünden söz edilecektir.
54
55
Ibid., 95.
Aşağıda dipnot 64 vd.
Yıl: 13, Sayı: 50 (Nisan 2022)
255
Uluslararası Sözleşmelerden Çekilmenin Anayasal Esasları ve Başlıca Tartışmalar
Doç. Dr. Tolga ŞİRİN - Arş. Gör. Necdet Umut ORCAN
A. Uluslararası Sözleşmelere Taraf Olma Usulü
Mevcut hukuki düzenlemelere göre Türkiye’nin uluslararası bir sözleşmeye
taraf olması dört adımda gerçekleşir:
1-) İlk adım, yürütme erki tarafından atılır. Uluslararası sözleşmeye ilişkin
görüşmeler, Cumhurbaşkanı veya onun görevlendireceği kişi tarafından
gerçekleştirilir. Yine Cumhurbaşkanı veya onun görevlendireceği kişi, metni
parafa eder, imzalar, nota teatisinde bulunur.56
Bu imza, devleti daha hemen bu aşamada bazı yükümlülükler altına sokar.57
Örneğin imzacı devlet, imzadan sonra, henüz onay belgelerini teati etmese bile,
o “antlaşmanın konu ve amacını ortadan kaldıracak eylemlerden kaçınma”58
zorunluluğu altına girer. Dolayısıyla uluslararası bir sözleşmeye imza atan
bir devlet, o sözleşme açısından ara bir statüye geçmiş olur. Sözleşme’nin
hükümleri henüz kendisi açısından bağlayıcı değildir ama bu sözleşmenin konu
ve amacını ortadan kaldırıcı eylemlerde bulunması da hukuka aykırı olacaktır.
2-) İkinci adım, bir uygun bulma kanunu çıkarmaktır. Bu, her sözleşme
için geçerli bir adım değildir. Örneğin uluslararası sözleşmeye dayanılarak
yapılan uygulama sözleşmeleri ile kanunun verdiği yetkiye dayanılarak
yapılan ekonomik, ticari veya teknik sözleşmeler; ekonomik, ticari veya teknik
münasebetleri düzenleyen ve süresi bir yılı aşmayan sözleşmelerden bazıları
(Devlet maliyesi bakımından yüklenme gerektirmeyen, kişi hâllerine ve Türk
vatandaşlarının yabancı memleketlerdeki mülkiyet haklarına dokunmayanlar)
bu adıma tabi değildir. Fakat kanunlarda değişiklik getirecekler ile bu istisnalar
dışında kalanların hepsi için “onaylamayı uygun bulma” konusunda bir kanun
çıkarılması zorunludur.
Dolayısıyla yürütmenin attığı ilk adımdan sonra gündeme gelen ikinci
adım, TBMM tarafından bir kanun çıkarılmasıdır. 2017 Anayasa Değişikliği
öncesinde bu yöndeki kanun tasarısını yürütme erki sunmaktaydı. Fakat
“Cumhurbaşkanlığı sistemi” olarak adlandırılan yapıda, yürütme erkine kanun
teklif etme yetkisi tanınmamıştır.59 Dolayısıyla bu nokta belirsiz kalmıştır.
Mevzuatta, bu noktada “Onaylanmanın veya katılmanın Türkiye Büyük
Millet Meclisince uygun bulunması zorunlu olan andlaşmalar, Cumhurbaşkanı
56
57
58
59
256
Henüz iç hukukta gerekli kılınan diğer işlemler gerçekleşmemiş olmasına karşın imzanın
kendisi uluslararası hukuk nezdinde bazı hukuki sonuçlar doğurmaktadır. Bir uluslararası
metni imzalamış devletler, gerekli ulusal ve uluslararası diğer işlemleri gerçekleştirmeden
önce dahi ara bir statüye geçmiş olurlar. Bu konuda bkz Martin A Rogoff, ‘The International
Legal Obligations of Signatories to an Unratified Treaty’ (1980) 32 Maine Law Review.
Melda Sur, Uluslararası Hukukun Esasları (13. Baskı, Beta Yay. 2019) 34.
Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi, madde 18.
Bunun istisnası, bütçe kanunudur. Anayasa’nın 161’inci maddenin 3’üncü fıkrası uyarınca
Cumhurbaşkanı bütçe kanun teklifi sunar.
TAAD
| Türkiye Adalet Akademisi Dergisi
The Constitutional Procedure of Treaty Withdrawal
Assoc. Prof. Dr. Tolga ŞİRİN - Res. Asst. Necdet Umut ORCAN
tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderilir” hükmü yer almaktadır.60
TBMM İçtüzüğünün 90’ıncı maddesi doğrultusunda uygulamada tartışmalı
da olsa Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanlığına bildirimde bulunmakta, Meclis
Başkanı da bu konuda bir kanun çıkarılması için süreci başlatmaktadır.
Burada dikkat edilmesi gereken çok önemli bir nokta vardır: Çıkarılacak
bu kanun, “onaylamayı uygun bulma” kanunudur, “onay kanunu” değildir.
Söz konusu onaylamayı uygun bulma kanunlarının içi adeta boştur. İlgili
uluslararası sözleşmenin metnine kanun metninde yer verilmez, ancak
nadiren sözleşmenin Türkçesi Resmî Gazete ilanında kanunun ilişiğine
eklenebilmektedir.61 Genellikle sadece sözleşmenin “onaylanmasının uygun
bulunduğu” ve bunu yürütecek olanın “yürütme” olduğu söylenir.
3-) Üçüncü adım, Cumhurbaşkanı’nın bu kanuna dayanarak onay
işlemini gerçekleştirmesidir. Cumhurbaşkanı bu onayı gerçekleştirmek veya
gerçekleştirmemek konusunda takdir yetkisine sahiptir. Eğer onaylarsa bunu
şeklen bir “karar” ile yapar. Söz konusu kararın ekinde, uluslararası sözleşme
metninin Türkçe çevirisi yer alır.62 Aslında burada bir düzenleme vardır, çünkü
yürürlüğe sokulan uluslararası sözleşme iç hukukta uygulanacağı dilde ilk ve
son kez onay kararıyla Resmî Gazete’de yayımlanır. Bu nedenle bu kararın
maddi anlamda bir kararname olduğunu pekâlâ söyleyebiliriz.63 Yayımlanan
kararla birlikte uluslararası sözleşme “kanun” olmaz ama “kanun hükmünde”
sayılır.
4-) Dördüncü adım, Cumhurbaşkanı’nın bu sürecin tamamlandığını bir
“depo belgesi” ile uluslararası muhataplarına iletmesidir. Ancak bu son işlemin
yapılmamasının uluslararası sözleşmenin iç hukuktaki bağlayıcılığı üzerine
60
61
62
63
Milletlerarası Andlaşmaların Onaylanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında 9 Numaralı
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, madde 6(1).
Örneğin “Kuşların Korunmasına Dair Milletlerarası Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğu Hakkında 797 Sayılı Kanun”, Resmî Gazete’de, Sözleşme metniyle birlikte
yayımlanmıştır, bkz 17 Aralık 1966 tarihli, 12480 sayılı Resmî Gazete, https://www.
resmigazete.gov.tr/arsiv/12480.pdf (Son Erişim Tarihi: 12.7.2021). Bunun dışında da çok
sayıda örnek bulunmaktadır.
Bu noktada sorunlar yok değildir. Örneğin “Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair
Sözleşme’ye Ek 1967 Tarihli Protokol”ün ne uygun bulma kanununda ne de onay kararında
Türkçe çevirisi yer almaktadır, bkz 5 Ağustos 1968 tarihli, 12968 sayılı Resmî Gazete
https://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/12968.pdf; 14 Ekim 1968 tarihli, 13026 sayılı Resmî
Gazete https://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/13026.pdf
Uluslararası sözleşmeyi yürürlüğe sokan cumhurbaşkanı kararının maddi anlamda
bir kararname olması, temel haklara ilişkin uluslararası sözleşmeleri yürürlüğe
sokan cumhurbaşkanı kararlarının, temel hakların cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle
düzenlenmesini yasaklayan Anayasa’nın md. 104/17 hükmüne aykırı olup olmadığı
sorusunu akla getirebilir. Ancak Anayasa’nın 90’ıncı maddesi, genel nitelikli bir yasak
getiren 104’üncü madde karşısında uluslararası sözleşmeler bakımından bir lex specialis
(özel hüküm) niteliğindedir ve genel yasağa bir istisna eklemektedir.
Yıl: 13, Sayı: 50 (Nisan 2022)
257
Uluslararası Sözleşmelerden Çekilmenin Anayasal Esasları ve Başlıca Tartışmalar
Doç. Dr. Tolga ŞİRİN - Arş. Gör. Necdet Umut ORCAN
etkisi oldukça tartışmalıdır. Türkiye’nin imzaladığı, uygun bulma kanunu
ve onay kararını çıkardığı ancak depo belgesini tevdi etmediği İnsan Hakları
Avrupa Sözleşmesi’ne dönük 4 no.lu Protokol, bu duruma bir örnektir.64 Bu
Protokol’ün 7’nci maddesinde, ‘onaylama belgesinin depo edildiği tarihten
başlayarak yürürlüğe gireceği’ düzenlenmektedir. Dolayısıyla uluslararası
hukuk açısından Protokol’ün yürürlük kazanmadığı görülmektedir.65 Fakat
Protokol’ün iç hukuktaki yürürlüğü tartışmalıdır. Biz, bu konuda, Protokol’ün
iç hukukta uygulanabilmesi için gerekli tüm işlemlerin tamamlanması
nedeniyle, uluslararası hukuk nezdinde bağlayıcı olmasa da, Protokol’ün ulusal
hukuk açısından bağlayıcılık kazandığı görüşünün pekâlâ makul olduğunu
görüşündeyiz.66
Bu noktaya kadar uluslararası sözleşmelere taraf olma usulü üzerinde
duruldu. Burada söylenenler, bir sonraki bölümde yürütülecek tartışma için
önemli veriler oluşturmaktadır.
B. İstanbul Sözleşmesi’nden Çekilme Kararı ve Bu Karardan Sonra
Dolaşıma Giren Tartışmalı Söylemler
Cumhurbaşkanı Kararı’yla İstanbul Sözleşmesi’nin “Türkiye Cumhuriyeti
bakımından feshedilmesine” karar verilmesiyle beraber, bu Sözleşme’den
çekilmenin hem usulü hem de yerindeliği yönünden eleştirel yaklaşan
çok sayıda söylem dolaşıma girmiştir. Bu çalışmanın konusu İstanbul
Sözleşmesi’nden veya başka herhangi bir uluslararası sözleşmeden çekilme
kararının isabetliliği veya yerindeliği değil, uluslararası sözleşmelerden
çekilme usulüdür. Dolayısıyla çalışmada yerindelik bakımından itirazlar
üzerinde değil, usul bakımından itirazlar üzerinde durulacaktır. Bu noktada
64
65
66
258
Bunun yarattığı özgün durumun Türkçe literatürde pek az ele alındığı göze çarpmaktadır.
İki örnek için bkz Ece Göztepe, ‘Türkiye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne Ek 4.
Protokolle Bağlı Mıdır? Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru Hakkı Açısından Bir
Değerlendirme’ (2014) Legal Hukuk Dergisi-Rona Aybay’a Armağan; Didem Yılmaz,
‘6216 Sayılı Kanundaki “Taraf Olma” Koşulu ve AİHS’e Ek 4. ve 7. Protokollerde Yer
Alan Hakların, Anayasal Temel Olarak Bireysel Başvuru Yolunda Uygulanabilirliği
Hakkında Bir Değerlendirme’ (2015) 64(3) Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi.
Bu konuda yapılan bir bilgi edinme başvurusunda 4 no.lu Protokol’ün onay belgelerinin
neden depo edilmediği sorulmuş ve idarenin yanıtı şu şekilde olmuştur: “Dışişleri
Bakanlığı’nın asli görev ve yetkisi çerçevesinde yapılan değerlendirmeyle bağlantılı olarak
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne Ek 4 Numaralı Protokol hakkında Avrupa Konseyi’ne
onay bildiriminde bulunulmamıştır.” Bu yanıttan anlaşıldığı üzere Dışişleri Bakanlığı,
imzalanmış, uygun bulma kanunu çıkarılmış ve onaylanmış uluslararası sözleşmelerin depo
edilmesini zorunluluk olarak görmemektedir: Göztepe, dipnot 14.
Aynı yönde bkz Rona Aybay, ‘Taraf mıyız, Değil miyiz? Tuhaf Bir Durum: Türkiye ve
AİHS’ye Ek 4. Protokol’ (2003) Açık Sayfa, 17; akt. Göztepe (n 64) 1146.
Aynı yönde Göztepe (n 64) 1147.
TAAD
| Türkiye Adalet Akademisi Dergisi
The Constitutional Procedure of Treaty Withdrawal
Assoc. Prof. Dr. Tolga ŞİRİN - Res. Asst. Necdet Umut ORCAN
önce, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin usulüne yöneltilmiş itirazlardan
öne çıkan altı itirazı ele alacağız.67
67
Bu itirazlar için bkz İbrahim Özden Kaboğlu, içinde Cumhurbaşkanı’nın İstanbul
Sözleşmesi’ni feshetme yetkisi yok, karar yok hükmünde’ (evrensel.net, 20.3.2021)
https://www.evrensel.net/haber/428561/cumhurbaskaninin-istanbul-sozlesmesinifeshetme-yetkisi-yok-karar-yok-hukmunde (Son erişim tarihi: 17.7.2021); Ali Rıza
Çınar, ‘İstanbul Sözleşmesi’ (Cumhuriyet Gazetesi, 20.5.2021) https://www.cumhuriyet.
com.tr/yazarlar/olaylar-ve-gorusler/istanbul-sozlesmesi-prof-dr-ali-riza-cinar-1837624
(Son erişim tarihi: 12.7.2021); İstanbul Barosu, ‘İstanbul Sözleşmesi, Cumhurbaşkanı
Kararı ile Neden Feshedilemez?’ (istanbulbarosu.org.tr, 20.3.2021) https://www.
istanbulbarosu.org.tr/HaberDetay.aspx?ID=16262 (Son erişim tarihi: 17.7.2021); Ersan
Şen, ‘İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin hukukiliği tartışması’ (t24.com.tr, 20.3.2021)
https://t24.com.tr/haber/prof-dr-ersan-sen-yazdi-istanbul-sozlesmesi-nin-feshininhukukiligi-tartismasi,940400 (Son erişim tarihi: 18.3.2021); Levent Köker, ‘İstanbul
Sözleşmesi’nin İptalinin Anayasa’ya Aykırılığı Üzerine’ (birikimdergisi.com, 24.3.2021)
https://birikimdergisi.com/guncel/10531/istanbul-sozlesmesini-sona-erdirme-kararininanayasaya-aykiriligi-uzerine (Son erişim tarihi: 15.7.2021); Anayasa Hukuku Araştırmaları
Derneği, ‘Anayasa Hukuku Araştırmaları Derneğinin Cumhurbaşkanının İstanbul
Sözleşmesi’ne İlişkin Kararı Hakkındaki Açıklaması’ (anayasader.org, 23.3.2021) http://
anayasader.org/anayasa-hukuku-arastirmalari-derneginin-cumhurbaskaninin-istanbulsozlesmesine-iliskin-karari-hakkindaki-aciklamasi/ (Son erişim tarihi: 19.7.2021); Volkan
Aslan, ‘İstanbul Sözleşmesi’nin Türkiye Cumhuriyeti Bakımından Feshedilmesi Hakkında
Kararın 1982 Anayasası Bakımından Değerlendirilmesi’ (Lexpera blog, 29.3.2021) https://
blog.lexpera.com.tr/istanbul-sozlesmesinin-turkiye-cumhuriyeti-bakimindan-feshedilmesihakkinda-kararin-1982-anayasasi-bakimindan-degerlendirilmesi/ (Son erişim tarihi:
12.7.2021); Ersan Şen, içinde ‘İstanbul Sözleşmesi için neler yapılabilir?’ (cumhuriyet.
com.tr,
21.3.2021)
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/istanbul-sozlesmesi-icinneler-yapilabilir-1822191 (Son erişim tarihi: 20.7.2021); Ali Dursun Ulusoy, ‘İstanbul
Sözleşmesi’nden Çekilmede Hukuksal Gerçekler’ (t24.com.tr, 24.3.2021) https://t24.com.
tr/yazarlar/ali-d-ulusoy/istanbul-sozlesmesi-nden-cekilmede-hukuksal-gercekler,30338
(Son erişim tarihi: 12.7.2021); Turgut Tarhanlı, ‘İstanbul Sözleşmesi yürürlükte’ (bianet.
org, 21.3.2021) https://m.bianet.org/bianet/toplumsal-cinsiyet/241126-istanbul-sozlesmesiyururlukte (Son erişim tarihi: 17.7.2021); Serap Yazıcı, içinde Deniz Barış Narlı, ‘İstanbul
Sözleşmesi’nin feshi: Bundan sonra ne olacak?’ (dw.com.tr, 20.3.2021) https://www.
dw.com/tr/istanbul-sözleşmesinin-feshi-bundan-sonra-ne-olacak/a-56939678 (Son erişim
tarihi: 19.7.2021); Kemal Gözler, Türk Anayasa Hukuku (4. Bası, Ekin Yay 2021) 1104;
Kemal Gözler, ‘Cumhurbaşkanının Uluslararası Sözleşmeleri Feshetme Yetkisi Var mı?
(İstanbul Sözleşmesinin Feshi Hakkında 3718 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı Üzerine
Eleştiriler’ (anayasa.gen.tr, 20.3.2021) https://www.anayasa.gen.tr/ua-sozlesme-fesih.htm
(Son erişim tarihi: 17.7.2021); Mesut Gülmez, ‘İstanbul Sözleşmesi’nin Feshi Kararı, Soy
Zinciri ve Anayasa’ya Aykırılık Sorunu’ (disk.org.tr, 1.4.2021) http://arastirma.disk.org.
tr/wp-content/uploads/2021/04/İST.SÖZ.FESHİ-SORUNUVE-ANAYASA-01.04.2021-1.
pdf (20.7.2021); Hikmet Sami Türk, ‘Kadına Şiddeti Onaylayan Karar’ (cumhuriyet.com.
tr, 23.3.2021) https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/olaylar-ve-gorusler/kadina-siddetionaylayan-karar-prof-dr-hikmet-sami-turk-1822533 (Son erişim tarihi: 17.7.2021). Bu
konuda ayrıca bkz Ali Osman Karaoğlu, ‘Türk Hukukunda Uluslararası Andlaşmalardan
Tek Taraflı Çekilme’ (2021) 16(203) Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 1083;
Mustafa Taha Durmuş, ‘Cumhurbaşkanının Uluslararası Sözleşmeler Üzerindeki Tasarruf
Yıl: 13, Sayı: 50 (Nisan 2022)
259
Uluslararası Sözleşmelerden Çekilmenin Anayasal Esasları ve Başlıca Tartışmalar
Doç. Dr. Tolga ŞİRİN - Arş. Gör. Necdet Umut ORCAN
1. “Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle Temel Hak ve Özgürlük
Sınırlandırılamaz”
Bilindiği üzere “Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde
yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan
siyasi haklar ve ödevlerin” Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenmesi,
Anayasa’nın 104’üncü maddesi ile yasaklanmıştır. Bu noktadan yola çıkarak
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının bu bölümlerde düzenlenen
temel hakların düzenlenmesi anlamına geldiği, bunun da Cumhurbaşkanlığı
kararnamesiyle yapılamayacağı savunulmuştur.
Bu noktada bir tartışma yapmak gerekirse bu, böylesi bir çekilmenin
Cumhurbaşkanı kararıyla gerçekleşeceğini söyleyen normun bir
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (9 sayılı) olmasıyla ilgili olabilir. Bu
tartışmada ise bizi, ilgili yetkilendirmenin “yürütme” alanıyla ilgili olup
olmadığı ve temel hak ve özgürlüklerle bağlantılı sayılıp sayılmayacağı gibi
sorular beklemektedir. Bu sorulara aşağıda yanıt vereceğiz.
2. “Doğrudan Anayasa Mahkemesine Dava Açılmalıdır”
Cumhurbaşkanının uluslararası sözleşmeleri “fesih” (Sözleşme’den
çekilme ve/veya iradenin feshi kavramlarının ikisini de kullanabiliriz) kararına
karşı Anayasa Mahkemesine dava açılması gerektiği savı tartışmalıdır. Az önce
değinildiği gibi söz konusu işlem, görünürde bir Cumhurbaşkanlığı kararıdır.
Bu kararlara karşı iptal davaları Anayasa Mahkemesine değil, Danıştay’a
açılır. Gelgelelim bu davada söz konusu işlemin “idari” mi yoksa “siyasi” mi
olduğu sorusu gündeme gelebilir. Öğretide bu ayrımı kabul etmeyenler olduğu
gibi, “hükûmet tasarrufu” veya “siyasal sorun doktrini” (ABD öğretisindeki
ifadesiyle political question doctrine) uyarınca siyasi sayılacak kararlara karşı
yargısal denetim yapılmayacağını ileri sürenler de vardır.
Anayasal açıdan, bu durumda Danıştay’dan, olsa olsa, derhâl yürütmeyi
durdurma kararı vermesi ve Cumhurbaşkanı’na bu yetkiyi tanıyan normun
anayasallığını incelemesi için dosyayı AYM’ye (somut norm denetimi yoluyla)
göndermesi istenebilir. Danıştay’ın bu yöndeki eğilimi ihtiyaridir. Gönderme
olasılığında, AYM’nin geçmişte Türkiye İşçi Partisi tarafından açılan iptal
davası üzerine verdiği karar göz önünde tutulmalıdır.68
3. “Cumhurbaşkanı Kararı Yoklukla Maluldür”
Cumhurbaşkanı’nın çekilme kararının yoklukla malul olduğu öne
sürülmüştür. Yokluk, hukukta çok ayrıksıdır. Yasama, yürütme ve yargı
organlarından herhangi birisinin, bir diğerinin yetkisini, erkler ayrılığına
68
260
Yetkisi ve Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden Ayrılmasının Hukuki Analizi’ (2021) 29(3)
Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 1969.
AYM, 4.3.1965; E. 1963/311, K. 1965/12.
TAAD
| Türkiye Adalet Akademisi Dergisi
The Constitutional Procedure of Treaty Withdrawal
Assoc. Prof. Dr. Tolga ŞİRİN - Res. Asst. Necdet Umut ORCAN
aykırı biçimde/yetkisizce kullanması (fonksiyon gaspı) veya açık ve bariz
yetki tecavüzünün bulunduğu hâllerde “yokluk” (eski deyişle keenlemyekün)
söz konusu olur. Bu, her şeyden önce işlem yapmaya dönük “yetki” bulunup
bulunmadığıyla ilgili bir meseledir.
Somut durumda Cumhurbaşkanı’nın çekilme kararının pozitif bir temeli
vardır. Bu temel, 9 sayılı Milletlerarası Andlaşmaların Onaylanmasına
İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’dir. Bu
Kararname’nin 3’üncü maddesine göre:
“Milletlerarası andlaşmaların onaylanması, bunların feshini ihbar etmemek
suretiyle yürürlük süresini uzatma, Türkiye Cumhuriyeti’ni bağlayan bir
milletlerarası andlaşmanın belli hükümlerinin yürürlüğe konulması için gerekli
bildirileri yapma, milletlerarası andlaşmaların uygulama alanının değiştiğini
tespit etme, bunların hükümlerinin uygulanmasını durdurma ve bunları sona
erdirme, Cumhurbaşkanı kararı ile olur.”
Geçmişte bu yetki, Bakanlar Kuruluna bir kanunla (244 sayılı Kanun)
verilmişti. Bu durum, yasamanın güvenoyuna tabi ve ona karşı sorumlu
yürütme yönünden, bir bakıma anlaşılır bir durumdu. Oysa yeni rejimde eski
düzenlemedeki yetkiler, sanki anayasal yapıda bir değişiklik yokmuşçasına
salt Cumhurbaşkanı’na aktarılmıştır. Dahası, Cumhurbaşkanı bu yetkiye yine
kendi çıkardığı bir kararnameyle sahip olmuştur.
Evet, bu bakımlardan çeşitli eleştiriler geliştirilebilir. Fakat şu nokta
unutulmamalıdır: Hâlihazırda yürürlükte olan bir norm vardır. Cumhurbaşkanı
da bu norma göre hareket etmiştir. Sözcüğün Kelsenci anlamıyla “Anayasa’ya
uygunluk karinesi”nden yararlanan bir hükme dayanarak gerçekleştirilen, yani
biçimsel olarak tanınan yetkiye dayanılarak tesis edilen bir işlemin “yok”
hükmünde olduğu söylemek abartılıdır. Bu olsa olsa “iptal edilebilir” bir işlem
olarak görülebilir.
4. “Cumhurbaşkanı Kararı, Bir Kanunu Değiştirmiştir”
Cumhurbaşkanını’nın kararı ile bir “kanun” değişikliği gerçekleştirildiği,
dolayısıyla yürütme tarafından bir fonksiyon gaspı yapıldığı öne sürülmüştür.
Bu savın, değiştirildiği iddia edilen kanunun ne olduğuna göre farklılaşan
iki görünümü olduğu göze çarpmaktadır. Birinci görünüm, İstanbul
Sözleşmesi’nin Anayasa md. 90 hükmü gereğince bir kanun hükmünde
olduğu, bunu değiştirmenin veya yürürlükten kaldırmanın kanun değiştirmekle
aynı şey olduğu yönündeki savdır. Görüldüğü üzere bu sav, Cumhurbaşkanı
kararıyla değiştirildiği iddia edilen kanunun İstanbul Sözleşmesi olduğunu
söylemektedir. Bu sav oldukça tartışmalıdır. Zira bir uluslararası sözleşmeyi iç
hukukta uygulanabilir kılan işlemin uygun bulma kanunu olduğunu rahatlıkla
söyleyemiyoruz. Uluslararası sözleşmenin Türkçe metni, uygun bulma kanunda
değil, onay kararında yayımlanır. Dolayısıyla bir uluslararası sözleşmeyi iç
Yıl: 13, Sayı: 50 (Nisan 2022)
261
Uluslararası Sözleşmelerden Çekilmenin Anayasal Esasları ve Başlıca Tartışmalar
Doç. Dr. Tolga ŞİRİN - Arş. Gör. Necdet Umut ORCAN
hukukta uygulanabilir kılan işlemin Cumhurbaşkanı kararı olduğu savı (md. 90
ile bağlantılı ek tartışmalar uyarınca aksini ileri sürebilecek de olsak) yabana
atılır bir sav değildir. Hakkında uygun bulma kanunu ve onay kararı bulunan
ama depo belgesi iletilmediği için Türkiye’nin hâlâ tarafı olmadığı kabul edilen
İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’ne ek 4 no.lu Protokol buna dönük pek
bilinen bir örnektir. Konuya böyle bakınca “fesih” yönündeki karar da, önceki
takdiri işlemin kaldırılması anlamına gelecektir. Biz, İstanbul Sözleşmesi’nin
bir kanun olduğu ve cumhurbaşkanı kararı ile bir kanunun değiştirildiği savına
katılmasak da, uluslararası sözleşmelerden çekilmelerin ilgili alanda bir hukuki
düzenleme yapma niteliğinde olduğu savına katılıyoruz, aşağıda bu konuyu
daha ayrıntılı olarak ele alacağız.
İkinci sav ise, Cumhurbaşkanının çekilme kararının, 6284 Sayılı Ailenin
Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un md. 1/2(a)
hükmünde Sözleşme’ye gönderme yapması nedeniyle bu kanunu değiştirdiği
yönünde atılabilir. Bu akıl yürütme dikkate değerdir. Çünkü söz konusu
Sözleşme’nin esas alınacağı, 6284 sayılı Kanun’un md. 1/2(a) hükmünde
de açıkça ifade edilmektedir. Bu durum, Türkiye’nin tarafı olmayacağı bir
sözleşmenin iç hukukta esas alınması gibi kendine özgü bir durum yaratabilir.
Bu özgünlük ise ayrı ve uzun bir analiz konusudur. Konuyu dağıtmamak için
bu konuya girmeyeceğiz.
5. “Bir Uluslararası Sözleşmeden Yürütme Kararıyla Çekilme Bir İlktir”
Türkiye’nin uluslararası bir sözleşmeden çekilmesi ilk değildir. Geçmişte
de buna benzer çok sayıda örnek vardır. Sportif Karşılaşmalarda ve Özellikle
Futbol Maçlarında Seyircilerin Şiddet Gösterilerine ve Taşkınlıklarına Dair
Avrupa Sözleşmesi, Hayvanların Uluslararası Nakliyat Sırasında Korunmasına
Dair Avrupa Sözleşmesi, 2007 Uluslararası Kahve Anlaşması, Türkiye
Cumhuriyeti ile Hırvatistan Cumhuriyeti Arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması,
Türkiye Cumhuriyeti ile Romanya Arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması,
İhtira Beratlarının Milletlerarası Tasnifi Hakkında Avrupa Anlaşması ve Berat
Taleplerinde Aranan Formalitelere Müteallik Avrupa Anlaşması buna örnektir.
Bunlardan bazıları 1961 yılına çıkarılan 244 sayılı Kanun uyarınca, diğer
bazıları ise 2018 yılında çıkarılan 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi
uyarınca gerçekleşmiştir. Bu sözleşmelerden bazıları insan haklarıyla ilgiliyken
diğer bazıları değildir. Ayrıca bu tekdüzelik, temel hak ve özgürlüklerle ilgili
olan veya icrai sözleşmeler arasında bir ayrım yapılmadığını göstermektedir.
Bu bağlamda sözleşme içeriğine göre farklı analiz yapılması gerekliliği
ortadadır. İlerleyen bölümde bu türden bir analize yer verilecektir.
6. “Yetkide ve Usulde Paralellik Gözetilmemiştir”
Anılan bütün tartışmaların içinde belki de en önemlisi bu başlıktadır.
Yetkide ve usulde paralellik, kamu hukukunun, yazılı olmasa bile herkesçe
bilinen ve yerleşik hâle gelmiş bir ilkesidir. Bu ilkeye göre, mevzuatta aksine
262
TAAD
| Türkiye Adalet Akademisi Dergisi
The Constitutional Procedure of Treaty Withdrawal
Assoc. Prof. Dr. Tolga ŞİRİN - Res. Asst. Necdet Umut ORCAN
hüküm olmadıkça bir işlem, hangi makam(lar) tarafından hangi usul(ler) ile
kurulmuş ise bunu kaldırmada da aynılarının geçerli olması gerekir. Uluslararası
sözleşmelere taraf olma usullerinden yukarıda söz edildi. Buna göre, çekilmede
de aynı usulün gerçekleşmesi gerekeceğini düşünebiliriz. Bu durumda sürece
TBMM’nin de dâhil olması, bu konuda bir kanun da çıkarılması gerekecektir.69
Ne var ki burada da tartışma bitmez. Bu bağlamda da en az iki alt tartışma
gündeme gelir:
Birincisi; “expressio unius est exclusio alterius” (bir şeyi zikretmek, diğerini
dışlamaktır) biçimindeki temel bir yorum ilkesine göre Anayasa koyucunun
katılma usulünü özel olarak ifade etmişken, çıkma konusunda böyle bir ifadeye
yer vermemiş olması, çekilme konusunu takdire bıraktığı anlamına gelmez mi?
İkincisi; yetkide ve usulde paralellik ilkesi açık bir düzenlemenin olmadığı
durumlarda uygulanır. Oysa Türkiye’deki mevzuatta -öyle veya böyle- bir
hüküm vardır. Belirtildiği gibi, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin
3’üncü maddesi çekilme konusunda bir içerik barındırmaktadır. Durum
böyleyken, anılan ilke yine de uygulanabilir mi?
Bu soruya verilecek yanıtlar da tek değildir.
Yürütmeye ağırlık veren yaklaşıma göre yetkide ve usulde paralellik ilkesi,
böylesi açık bir düzenleme varken uygulanamaz. TBMM, uygun bulma
kanunu çıkarmakla yürütme erkine Sözleşme’yi onaylama veya onaylamama
konusunda bir takdir tanımaktadır. Dolayısıyla, çıkarılmış bir kanuna rağmen
Sözleşme’yi “onaylamama” iradesi gösterebilecek bir makamın onay iradesini
kaldırması da her zaman için mümkündür. Nitekim karşılaştırmalı hukukta
da uygulama bu yöndedir. Bu uygulamaya göre; yürütme erkinin tek başına
çekilme yapamayacağı düşünülüyorsa yasamadan bunu, uygun bulma
kanununda ifade etmesi beklenmektedir.
Bunun karşısında, yasamaya ağırlık veren yaklaşım konulabilir. Bu
yaklaşımın içinde ise iki alt görüş açabiliriz.
Yasamacı yaklaşım içindeki bir görüşe göre, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı
kararnamesindeki uluslararası sözleşmelerden çekilme yetkisini düzenleyen
hüküm, Anayasa’ya aykırıdır.70 Dolayısıyla Cumhurbaşkanı kararı değil
69
70
Kemal Gözler, Türk Anayasa Hukuku (4. Bası, Ekin Yay 2021) 1104. Mesut Gülmez,
‘İstanbul Sözleşmesi’nin Feshi Kararı, Soy Zinciri ve Anayasa’ya Aykırılık Sorunu’ (disk.
org.tr, 1.4.2021) http://arastirma.disk.org.tr/wp-content/uploads/2021/04/İST.SÖZ.FESHİSORUNUVE-ANAYASA-01.04.2021-1.pdf (20.7.2021).
Gözler (n 69). Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin hukuki rejimine ve anayasal sınırlarına
ilişkin ayrıca bkz Murat Açıl, ‘2017 Anayasa Değişiklikleri Çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı
Kararnameleri’(2018) 76(2) İstanbul Hukuk Mecmuası 725; VolkanAslan, ‘Cumhurbaşkanlığı
Kararnamelerinin Kanunlara Uygunluğunun Denetimi ve Çeşitli Hususların Kararname
ile Düzenleneceğinin Kanunlarda Belirtilmesi Üzerine’ (2019) 36(1) 139; Yavuz Atar,
‘Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin Hukuki Rejimi ve Anayasallık Denetimi’ (2019) 36(1)
Anayasa Yargısı 241; Taylan Barın, Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin Hukuki Rejimi ve
Yıl: 13, Sayı: 50 (Nisan 2022)
263
Uluslararası Sözleşmelerden Çekilmenin Anayasal Esasları ve Başlıca Tartışmalar
Doç. Dr. Tolga ŞİRİN - Arş. Gör. Necdet Umut ORCAN
ama bu kararı verme yetkisi tanıyan kararname hükmünün, iptal veya ihmal
edilmesi gerekir.
Yasamacı yaklaşım içindeki diğer bir görüşe göre ise; söz konusu düzenleme,
Anayasa’ya aykırı değildir. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi bu yetkiyi yürütme
ile ilgili kısmı yönünden düzenlemiştir. Başka bir deyişle Cumhurbaşkanı’nın
uluslararası sözleşmeden çekilme yetkisi, konunun yürütmeyle ilgili yönünü
oluşturmaktadır. Oysa Anayasa’ya uygun yorum, konunun yasamayla ilgili
yönünün de ele alınmasını gerektirmektedir. Dolayısıyla bu hüküm, yetkide
ve usulde paralelliği ortadan kaldırmamakta, onun sadece bir kesitini ifade
etmektedir.
İkincisi; yetkide ve usulde paralellik uygulanacak olursa, yazının başında
değindiğimiz dörtlü sıralama acaba nasıl gerçekleşecektir? Bu konuda ilk adımı
yürütmenin atması gerektiğini düşünenler olduğu gibi yasamaya öncelik veren
görüşler de bulunmaktadır. Bunun siyasal rejimin kendine özgü özellikleri
dikkate alınarak yanıtlanması gerekir.
C. Değerlendirme:
Türkiye’de
Uluslararası
Sözleşmelerden
Çekilmenin Güncel Rejimi
Şimdi tüm bu verileri aktardıktan sonra değerlendirmeye geçebiliriz.
Öncelikle uluslararası hukukun bize bu tartışmaya dönük herhangi bir veri
sunmadığını hatırlatmamız gerekiyor. Sözleşmeden çekilme konusunda hangi
erk, kurum, kişi veya kişilerin yetkili olduğu konusunu belirlemek devletlerin
kendi takdirinde kalan bir konudur. Hatta iç hukuktaki usullere uyulmamış
olsa bile eğer uluslararası hukukun kendi biçimsel koşullarına uyulmuşsa bu
durumda sözleşmeden çekilme söz konusu olur. Bu nedenle bu tartışmada
uluslararası hukuka dayalı bir çıkarıma ulaşamıyoruz.
Anayasallık Denetimi (On İki Levha Yay. 2020); Vahap Coşkun, ’16 Nisan 2017 Tarihinde
Kabul Edilen Anayasa Değişikliklerinin Değerlendirilmesi’ (2017) 22(36) Dicle Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Dergisi 3; Bayram Doğan, ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde
Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin Yasama Yetkisinin Devredilmezliği İlkesi Bağlamında
Değerlendirilmesi’ (2020) 28(3) Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 965; Korkut
Kanadoğlu, ‘Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ (2018) 2018/2 Galatasaray Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Dergisi 637; Yasin Söyler, Yeni Başkanlık Sisteminde Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesi (Seçkin Yay 2018); Salih Taşdöğen, ‘Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri’ (2016)
65(3) Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 937; Ali D Ulusoy, ‘Cumhurbaşkanlığı
Kararnameleri: Varoluşsal, Yapısal ve Hukuksal bir Değerlendirme’ (2020) 37(2) Anayasa
Yargısı 31; Özen Ülgen, ‘Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin Niteliği ve Türleri’ (2018)
2008/1 Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 3; Özen Ülgen, ‘Cumhurbaşkanlığı
Kararnameleri: İlk Gözlemler’ (2018) 2018/2 Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Dergisi 620; Turan Yıldırım, ‘Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri’ (2017) 23(2) Marmara
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 13; Turan Yıldırım, ‘İdarenin Kanuniliği İlkesi
Bağlamında Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin Anayasal Sınırı’ (2019) 36(1) Anayasa
Yargısı 293; Halit Yılmaz, ‘Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin Konu Bakımından Yetki
Sınırları’ (2020) 78(1) İstanbul Hukuk Mecmuası 225.
264
TAAD
| Türkiye Adalet Akademisi Dergisi
The Constitutional Procedure of Treaty Withdrawal
Assoc. Prof. Dr. Tolga ŞİRİN - Res. Asst. Necdet Umut ORCAN
Bu bağlamda ikinci parametremiz karşılaştırmalı anayasa hukuku olabilir.
Karşılaştırmalı anayasa hukukunun normatif kaynaklarına baktığımızda ikircikli
bir durumla karşılaşıyoruz. Konuyu anayasalarda düzenleyen ülkelerde yasama
organının onayı baskınken, bu konuda “anayasal sessizliğin” geçerli olduğu
yerlerde yürütmenin tek başına işlemi yaygındır.71 Bundan çıkarabileceğimiz
sonuç, Anayasanın açık hüküm içermediği yerlerde çekilmenin katılma ile aynı
usullerle yapılmasının mutlak bir zorunluluk sayılmadığıdır. Sessizlik, eğer
başkaca anayasal hükümler yoksa yürütmeye takdir bırakır. Fakat bu koşulda
dahi anayasanın diğer hükümlerini dikkate alan bir anayasal yorum gereklidir.
Bu yorum, Birleşik Krallık ve Güney Afrika örneklerinde görüldüğü gibi,
yasama organının sürece katılmasını gerekli kılabilir. Fakat böylesi bir yorum
dahi “kolaylıkla” yapılamamaktadır. Brezilya Yüksek Mahkemesinin çeyrek
asırdır bu konuda karar veremiyor olması bunun bir göstergesidir.
Öncelikle; bu noktada Türkiye özelinde “yetkide ve usulde paralellik”
ilkesinin, bu tartışmada şu an için bir yerinin olmadığı düşüncesindeyiz. Çünkü
bu yorum ilkesi, bu konuda herhangi bir düzenleme olmadığında gündeme
gelebilir. Örneğin; eğer 9 numaralı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi md. 3 gibi
bir hüküm yürürlükte olmasaydı; bu durumda çekilme konusunda bir “boşluk”
söz konusu olurdu. Yetkide ve usulde paralellik ilkesine bu boşluğu doldurmak
için başvurmak gerekirdi. Fakat şu an için böyle bir durum yoktur.
Bir sözleşmeye katılma usulüne ilişkin ayrıntılı hükümlere rağmen çekilme
konusundaki anayasal sessizlik, bu usulün nasıl düzenleneceği konusunu
takdiri bir mesele kılmıştır. Bu takdirin tek sınırı Anayasa’nın lafzıdır.
Bir uluslararası sözleşmeye katılmak, maddi anlamda bir “düzenleme”
yapmak demektir. Çünkü Sözleşme’ye taraf olmakla belli bir alan düzene
sokulmaktadır. Bu normu iç hukukun parçası kılan işlem bir “karar” olsa da bu
kararda Sözleşme’nin Türkçe metni yayımlandığı için bu işlem maddi anlamda
bir kararnamedir. Bu kararnameler, kural olarak bir uygun bulma “kanun”una
dayanmaktadır. “Uygun bulma kanunu”na tabi sözleşmelere katılmak açısından
kanunilik ilkesi geçerlidir ve bu noktada sorun yoktur.
Buna karşılık Anayasa’nın uygun bulma kanunu koşulu aramadığı
uluslararası sözleşmeler de vardır. Bunlar ekonomik, ticari veya teknik
ilişkileri (Devlet maliyesi bakımından bir yüklenme getirmeme, kişi hallerine
ve Türklerin yabancı memleketlerdeki mülkiyet haklarına dokunmama
kaydıyla) düzenleyen ve süresi bir yılı aşmayan sözleşmeler ile uluslararası bir
sözleşmeye dayanan uygulama sözleşmeleridir. Bu kategorideki sözleşmeler
için ise kanunilik koşulu geçerli değildir.
71
Anayasal sessizlik konusunda bkz Richard Albert ve David Kenny, ‘The challenges of
constitutional silence: Doctrine, Theory, and Applications’ (2018) 16(3) International
Journal of Constitutional Law 880-886.
Yıl: 13, Sayı: 50 (Nisan 2022)
265
Uluslararası Sözleşmelerden Çekilmenin Anayasal Esasları ve Başlıca Tartışmalar
Doç. Dr. Tolga ŞİRİN - Arş. Gör. Necdet Umut ORCAN
Bir uluslararası sözleşmeden çekilmek de bir düzenlemeyi kaldırmak ve
bu bakımdan yeni bir düzen getirmek, başka bir deyişle “düzenleme” yapmak
anlamına gelmektedir. Bu noktada mesele, yürütmenin belli bir konuda
kanun olmaksızın düzenleme yapmasının mümkün olup olmadığı noktasında
düğümlenmektedir.
Anayasa Mahkemesine göre yürütmenin doğrudan düzenleme yapabileceği
alanlar, Anayasa’nın “Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle” düzenlenir dediği
konularla sınırlıdır.72 Bunlar ise kural olarak “yürütme yetkisiyle ilgili
konular”dır. Bir dış işleri meselesinin yürütme yetkisiyle ilişkili sayılması
abes değildir.73 Nitekim Anayasa’nın 104’üncü maddesinin önceki hâlinde
“Milletlerarası antlaşmaları onaylamak ve yayımlamak”, Cumhurbaşkanının
yürütme alanına ilişkin yetkilerinden sayılmıştı.74 Gelgelelim bu alanda
dahi Anayasa’nın özellikle kanuna atıf yaptığı konularda Cumhurbaşkanlığı
kararnamesi çıkarılamayacaktır.
Şu hâlde Anayasa’nın kanuna gönderme yapmadığı ve yürütme yetkisiyle
ilgili olan bir konudaki uluslararası sözleşmelerden çekilme meselesi, bir
Cumhurbaşkanlığı kararnamesine konu edilebilir. Örnek vermek gerekirse;
merkezi idare bünyesindeki bir kurum binasının inşaatıyla ilgili bir uluslararası
sözleşmeden çekilme usullerinin bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle
düzenlenmesi mümkündür. Söz konusu Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, bu
tür sözleşmelerden çekilme sürecine, takdire bağlı olarak, yasama organını da
katabilir. Fakat bu bağlamda yasama organının dışlayan bir tercih, Anayasa’ya
aykırı olmaz.
Buna
karşılık; Anayasa’nın
Cumhurbaşkanlığı
kararnamesiyle
düzenlenmesine izin vermediği ve kanunilik ilkesini geçerli saydığı (md.
104/17) konulardaki uluslararası sözleşmelerden çekilmelere ilişkin usullerin
(bu çekilme işlemleri bir düzenleme yapma yetkisi düzenlemesi olacağı için)
mutlaka bir kanunla düzenlenmesi gerekir. Bu kanunda TBMM, uluslararası
sözleşmeden çekilme sürecinde bir uygun bulma kanunu çıkarmasını zorunlu
sayabileceği gibi, bu yetkiyi doğrudan doğruya yürütmeye de bırakabilir.75
72
73
74
75
266
Anayasa’nın idarenin kanuniliği ilkesini koruduğu, dolayısıyla her düzenlemenin hâlâ
mutlaka kanuna dayanması gerektiği yönündeki savın sempatiyle farkındayız. Gelgelelim
burada çok katmanlı bir tartışmada, konuyu daha da çetrefilli hâle getirmemek için Anayasa
Mahkemesinin yorumuna dayalı çıkarım yapmanın uygun olduğu düşüncesindeyiz.
Aksi yönde bkz. Gözler (n 69) 1103.
Bu temelde “yürütme yetkisi” tanımlamaları için bkz. Tolga Şirin, ‘İşlemeyen Sistemin
Fonksiyonel Olmayan Yanıtı: Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ (2018) 7(14) Anayasa
Hukuku Dergisi 305.
Bu çıkarım, düzenlemenin esaslı noktalarının kanunla yapılması gerektiği (esaslılık teorisi
ve yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesi) gerçeği karşısında tartışmaya açıktır. Anayasa
Mahkemesinin 2017 sonrasındaki rejimde, yürütmenin düzenleyici işlemleri bağlamında,
Anayasa’nın kanuna gönderme yaptığı/yapmadığı konular ayrımı konusundaki konumu
kuşkuludur.
TAAD
| Türkiye Adalet Akademisi Dergisi
The Constitutional Procedure of Treaty Withdrawal
Assoc. Prof. Dr. Tolga ŞİRİN - Res. Asst. Necdet Umut ORCAN
Son olarak, Anayasa, (md. 90/son) “temel hak ve özgürlüklere ilişkin”
olan ve olmayan sözleşmeler yönünden bir ayrıma gittiği için konunun bu
mercekten de ele alınması gerekebilir. Anayasa, temel hak ve özgürlüklere
ilişkin normlarda “düzenleme” ve “sınırlama” ayrımı yapar. Anayasa’ya
göre “sınırlama”lar her hâlükârda kanunla yapılmalıdır. Buna karşılık,
“düzenleme”ler, eğer konu ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde
yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan
siyasi haklar ve ödevlerin dışında kalıyorsa (yani ekonomik ve sosyal haklarla
ilgiliyse) Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yapılabilir. Örneğin Anayasa’nın
13 ve 104/17’nci maddelerine göre Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yoluyla
sosyal ve ekonomik haklar alanında bir düzenleme yapılabilir fakat sınırlama
yapılamaz.
Bu ayrımın üzerinde titizlikle durulan Almanca literatürde “düzenleme”
(Regelung) ile “sınırlandırma” (Beschränkung) kavramlarının arasında
dikkate değer bir fark vardır. Detlef Merten’e göre “sınırlandırma” bir hakkın
dışsal yönden, yani dış dünyadaki diğer faktörler uyarınca kayıtlanmasıdır.
Düzenleme ise temel hakkın koruma alanına ilişkin bir açıklık kazandırma ve
ayrıntılandırma ve bu bakımdan pozitif edimin geçerli olduğu bir kategoriyi
ifade eder.76 Örneğin bir kişinin okuldan atılma koşullarını öngören bir
kural, eğitim hakkına dönük bir “sınırlama” hükmüdür. Buna karşılık, aynı
kişinin sınıf geçmesi için hangi sınavları geçmesi gerektiğine dair kural bir
“düzenleme” hükmüdür. Düzenleme, “kamu hizmeti gereklerinin zorunlu
kıldığı sınırlamalar dışında, hakkın gereği gibi kullanılmasına olanak
sağlayacak ortamın ve koşulların belirtilmesinden ibaret” olmalıdır.77
Bir uluslararası sözleşmeye taraf olmak, temel hak ve özgürlüklere sınırlama
getirebilir. Her hak korumasının bir başka hakkın aleyhine sınırlama getirme
olasılığı vardır.78 Ayrıca bir uluslararası sözleşme, bir özgürlüğe Anayasa’da
olmayan bir sınırlama nedeni getirebilir.79 Hatta daha geniş anlamda, devlete
pozitif yükümlülük getiren kuralların bir kısmı, vergi yükünü arttırmak suretiyle
mülkiyet hakkına sınırlama getirir. Konuya buradan baktığımızda sınırlamada
kanunilik kuralı, uluslararası sözleşmelere taraf olmak için bir “onaylamayı
uygun bulma kanunu” çıkarılması gerekliliğiyle örtüşmektedir.
76
77
78
79
Detlef Merten, “Immanente Grenzen und verfassungsunmittelbare Schranken”, Handbuch
der Grundrechte in Deutschland und Europa, Band III, Detlef Merten/Hand-Jürgen Papier
(Hrsg.), (Heidelberg: C.F: Müller, 2009), s. 201-208.
AYM, 11.01.1969; E.1969/29, K.1969/64,
Örneğin Cumhurbaşkanına hakareti suç olmaktan çıkaracak bir uluslararası sözleşme,
ifade özgürlüğü lehine olsa da Cumhurbaşkanının kişilik haklarına dönük bir sınırlama
sayılabilir.
İHAS madde 9/2’nin din ve vicdan özgürlüğüne dönük getirdiği sınırlama nedenleri buna
örnektir.
Yıl: 13, Sayı: 50 (Nisan 2022)
267
Uluslararası Sözleşmelerden Çekilmenin Anayasal Esasları ve Başlıca Tartışmalar
Doç. Dr. Tolga ŞİRİN - Arş. Gör. Necdet Umut ORCAN
Bir uluslararası sözleşmeye taraf olmak, temel hak ve özgürlük güvencesini
geliştirebilir. Bu geliştirmenin kişisel ve siyasal haklar açısından mutlaka
kanunla yapılması gerekir. Fakat sosyal ve ekonomik haklar alanındaki
geliştirmenin (yürütme erkiyle ilgili olması kaydıyla) bir Cumhurbaşkanlığı
kararnamesiyle yapılması mümkündür. Fakat bu geliştirmenin bir uluslararası
sözleşmeyle yapılması durumunda bu esneme geçerli değildir. Anayasa, temel
hak ve özgürlükler alanındaki uluslararası sözleşmelerde böyle bir ayrıma
gitmediği için ekonomik ve sosyal haklar lehine uluslararası sözleşmelerde de
kanunilik (“onaylamayı uygun bulma kanunu”) geçerlidir.
Temel hak ve özgürlüklerle ilgili bir uluslararası sözleşme, eğer bir
güvence getirmişse veya var olan güvenceyi yinelemiş veya pekiştirmişse, bu
sözleşmeden çekilme bir sınırlama anlamına gelir. Çünkü ileri düzey korumadan
geri düzey korumaya çekilmek, söz konusu koruma alanında gerilemeye yol
açabilir. Bu bağlamda Anayasa md. 90’ın kanunilik koşulu bulunmasa da,
Anayasa’nın 13’üncü maddesi varlığını korumaktadır. Bu nedenle çekilme
sürecinde kanunilik koşulu geçerlidir.
Bir temel hak ve özgürlük alanının düzenleyen bir sözleşmeden çekilme,
her düzenleme ilgası yeni bir düzenleme anlamına geldiği için, maddi anlamda
bir düzenleme yapmak demektir. Anayasa md. 90, çekilme yoluyla düzenleme
konusunda kanunilik kuralı getirmemiştir. Anayasa’nın 13’üncü maddesi de
düzenleme konusunda kanunilik şartı getirmemiştir. Anayasa’nın 107/14’üncü
maddesi ise ekonomik ve sosyal haklar dışındaki alanda kanunilik ilkesi
getirmiştir. Sosyal ve ekonomik haklar alanında Anayasa’nın kanuna atıf
yapmadığı konularda kanunilik ilkesi geçerli değildir. Sonuç itibarıyla
ekonomik ve sosyal haklar alanında Anayasa’nın kanuna atıf yapmadığı
konularla ilgili uluslararası sözleşmelerden çekilme usulünün kanunla
düzenlenmesi gerekmez. Bu sürece TBMM’nin dâhil olması zorunlu değildir.
Diğer hak ve özgürlüklerle ilgili olarak ise kanunilik ilkesi aynen geçerlidir.
Bu belirlemelerden sonra görüşümüzün net anlaşılması için sonucumuzu
şöyle şematize edebiliriz:
268
TAAD
| Türkiye Adalet Akademisi Dergisi
The Constitutional Procedure of Treaty Withdrawal
Assoc. Prof. Dr. Tolga ŞİRİN - Res. Asst. Necdet Umut ORCAN
Bu şemada görüldüğü gibi Sözleşme tipine göre nüanslar vardır. Bir
uluslararası sözleşme birden çok konuda olup aynı norm içinde bazen güvence
bazen sınırlama bazen de düzenleme getirebilmektedir. Uluslararası sözleşmeyi
parçalara ayırmak çoğu kez güç olduğu için katılma ve çekilme süreçlerinin en
kapsayıcı ve temel normla yani bir kanunla düzenlenmesi ve bu kanunda da
TBMM’nin her aşamaya dâhil edilmesinin olası sorunlara karşı kökten çözüm
olacağı düşüncesindeyiz.
Bu düşüncenin muhatabı yasama organıdır. Buna karşılık, bir çekilme
işlemine karşı idari yargıda açılacak davada çekilmenin dayanağı olan CBK
md. 3’ün “davada uygulanacak norm” sayılıp somut norm denetimiyle AYM’ye
gönderilmesi durumunda bu normun iptal edilmesi de mümkün olabilirdi.
Ancak bu yazının yayım için hazırlandığı dönemde gelişen idari yargı süreci
böyle işlememiştir. Önce Danıştay Onuncu Dairesi sonra da İdari Dava
Daireleri Kurulu, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeye dair Cumhurbaşkanı
Kararı’nın yürütmesinin durdurulması taleplerini geri çevirmiş, ayrıca hem
Daire hem de Kurul bu yöndeki karşı oylara karşın konuyu iptal istemiyle
Anayasa Mahkemesine taşımayı reddetmiştir.80 Yürütmenin durdurulması
talebi reddedilirken şu tespitlere başvurulmuştur:81 “Anayasa’nın 90’ıncı
maddesi ile Anayasa koyucu, milletlerarası antlaşmaların iç hukuka aktarılma
(sic) konusunda “asıl yetki”yi yürütme organına tevdi etmiş”82 olması;
özellikle 244 sayılı Kanun döneminde olmak üzere geçmişteki uygulamanın
da milletlerarası andlaşmaların “yasama organının herhangi bir iştiraki
olmaksızın Bakanlar Kurulu kararıyla feshedilme”83 yönünde olması;
Anayasa’nın 104’üncü maddesindeki temel hak ve özgürlüklere ilişkin
sınırlama yapma yasağından “Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile doğrudan
doğruya anılan hakların içeriğine ilişkin düzenleme yapılamaması, bu hakların
sınırlandırılamaması veya ortadan kaldırılmaması[nın] anlaşılması”84 gerektiği,
9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin ise usuli düzenlemeler içerdiği ve
dolayısıyla Anayasa’nın 104. Maddesinin 17. fıkrasındaki “yasak alan” yönelik
düzenleme getirdiğinden söz edilemeyeceği”85; Anayasa’nın 90’ıncı maddesinin
5. fıkrasının uluslararası sözleşmeleri “organik olarak” değil “işlevsel anlamda”
yasa gücüne kavuşturduğu, dolayısıyla bu madde yönünden de bir Anayasaya
80
81
82
83
84
85
Danıştay 10. Dairesi, E. 2021/1514, K. 2021/1747, T. 28.6.2021; Danıştay İDDK, İtiraz
No. 2021/698, 4.11.2021 T.
Anılan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararının metni, bu yazının yazıldığı tarih
itibarıyla kamuya açık bir şekilde internette (yaygın olarak kullanılan içtihat veritabanları
dahil) yer almamaktadır. Biz bu karara, kişisel temaslarımız sonucunda ulaşabildik.
Danıştay İDDK, İtiraz No. 2021/698, 4.11.2021 T.
Ibid.
Ibid.
Ibid.
Yıl: 13, Sayı: 50 (Nisan 2022)
269
Uluslararası Sözleşmelerden Çekilmenin Anayasal Esasları ve Başlıca Tartışmalar
Doç. Dr. Tolga ŞİRİN - Arş. Gör. Necdet Umut ORCAN
aykırılık olmadığı gerekçeleridir. Bu gerekçelerin çoğuna yukarıda yanıt verildi.
Geriye 244 sayılı Kanun döneminde yürütme tarafından yapılan tek taraflı
fesihlerin, İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanı kararıyla çekilmeyi haklı
göstermek için kullanıldığı sav kalıyor. Karşı oyda da belirtildiği üzere 244 sayılı
Kanun uygulaması ile Cumhurbaşkanı kararıyla çekilme arasında davaya konu
itiraz bakımından herhangi bir benzerlik yoktur.86 9 Sayılı Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesiyle benzer bir yetkiyi Bakanlar Kuruluna veren 244 sayılı Kanun,
adı üzerinde, bir “kanun”dur. Danıştay’ın ilgili bölümde yürüttüğü tartışma
ise, karşı oyda yine vurgulandığı üzere, “uluslararası andlaşmaları feshetme
yetkisinin yasayla düzenlenip düzenlenemeyeceği değil, Cumhurbaşkanlığı
kararnamesiyle düzenlenip düzenlemeyeceğidir.”87 Diğer gerekçelere ilişkin
yukarıda yaptığımız belirlemeler, 244 sayılı Kanun dönemindeki uygulama
yönünden de o uygulamanın CBK ile düzenlenmeye dayanak oluşturamayacak
olması nedeniyle, anılan Danıştay kararına katılamıyoruz.
SONUÇ
Bu çalışmada “Türkiye hukukunda uluslararası sözleşmelerden çekilmenin
hukuka uygun usulü nedir?” sorusuna yanıt aranmıştır. Uluslararası sözleşmeler
öncelikle uluslararası hukukun konusu olduğundan, önce bu soruyu yanıtlamakta
uluslararası hukukun bize yardımcı olup olamayacağı araştırılmıştır. Bu
soruya verilen yanıt, büyük ölçüde olumsuzdur. Çoğu uluslararası sözleşme
kendisinden çekilme usulünü düzenlemiş ve düzenlemeyen sözleşmeler
açısından da Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi düzenlemeler getirmiş
ise de, sözleşmelerden çekilmenin iç hukuk rejimi, devletlerin kendi tercihlerine
bırakılmış durumdadır.
Daha sonra bir karşılaştırmalı hukuk incelemesi yapılmıştır. Bu bölümün
amacı, eğer karşılaştırmalı hukukta belli noktalarda fikir birlikleri ya da
ortak sorunlara rastlanmış ise, bu fikir birliklerinden ya da olası sorunlardan
çıkarımlar yapabilmektir. Ancak karşılaştırmalı hukuk incelemesi, bu konunun
farklı devletlerde oldukça farklı şekillerde düzenlendiği ve bunun da etkisiyle
sorunların da önemli ölçüde farklılaştığını görmemizi sağlamıştır.
Yapılan uluslararası hukuk ve karşılaştırmalı hukuk incelemelerinin
bir karara varmakta bize önemli ölçüde yardımcı olamayacağı sonucuna
vardığımızdan, anılan soruya Türkiye hukukunun bütüncül incelemesiyle
yanıt verilebileceği görüşündeyiz.
86
87
270
Aynı yönde, Kemal Gözler, ‘İstanbul Sözleşmesinin Feshine İlişkin Danıştay Kararı
Hakkında Eleştiriler (Danıştay Onuncu Dairesinin 28 Haziran 2021 tarih ve 2021/1747
Sayılı Kararı)’ (anayasa.gen.tr, 30.6.2021) https://www.anayasa.gen.tr/danistay-istanbulsozlesmesi.htm (Erişim tarihi: 7.1.2021)
Danıştay İDDK, İtiraz No. 2021/698, 4.11.2021 T, birinci karşıoy.
TAAD
| Türkiye Adalet Akademisi Dergisi
The Constitutional Procedure of Treaty Withdrawal
Assoc. Prof. Dr. Tolga ŞİRİN - Res. Asst. Necdet Umut ORCAN
Bu doğrultuda ulaştığımız sonuçlar şöyle sıralanabilir:
Birincisi, Anayasa’nın çekilme konusunda açık bir hüküm içermediği
durumlarda çekilmenin katılmayla aynı usulde yapılması gibi bir zorunluluk
bulunmamaktadır. Burada yasama ve yürütmeye bir takdir alanı bırakılmış
demektir. Ancak bu takdir alanı, Anayasa’nın diğer hükümleriyle çevrelenmiş
durumdadır.
İkincisi, bir uluslararası sözleşmeye katılmakla ve bu sözleşmenin
Türkiye’de uygulanacağı Türkçe metnini yayımlamakla, o sözleşmenin etki
ettiği alan “düzenlenmiş” olur. Bir alanı düzenleyen uluslararası sözleşmeden
çekilmek de o alanı düzenlemek anlamına gelir. Dolayısıyla uluslararası
sözleşmelere katılma ve bunlardan çekilmelere ilişkin cumhurbaşkanı kararları,
maddi anlamda birer kararnamedir ve cumhurbaşkanlığı kararnameleri için
geçerli olan anayasal sınırlara tabidir.
Üçüncüsü, Anayasa Mahkemesine göre yürütmenin doğrudan düzenleme
yapabilme yetkisi, yürütme yetkisiyle ilgili olan ve Anayasa’nın açıkça kanunla
düzenleneceğini emretmediği konularla sınırlıdır. Bu konularda yürütme,
uluslararası sözleşmelerden çekilme usulünü istediği şekilde düzenleyebilir.
Yürütme, yaptığı bu düzenlemede çekilme yetkisini yürütme organına vermek
zorunda değildir, isterse bir düzenlemeyle sürece yasamayı da dâhil edebilir,
hatta yasamayı çekilme konusunda tek yetkili kılabilir. Ancak yetkiyi kendinde
bırakırsa da Anayasa’ya aykırı davranmış olmaz.
Dördüncüsü, Anayasa’nın yürütmeye doğrudan düzenleme yapma yetkisi
vermediği diğer konularda ise yürütmenin işlem yapabilmesi yasama organının
bir kanun çıkarmasına bağlıdır. Bu kanunun içeriğini de yasama kendisi takdir
eder. Yasama organı katılmayla aynı süreci tersten işletebilir veya yürütmeye
çekilme konusunda herhangi bir yetki vermeyebilir; hatta icabında tüm
yetkiyi yürütmeye verebilir. Önemli olan, yürütmeye doğrudan düzenleme
yapma yetkisi verilmeyen konularda, bu usulün yasama organınca belirlenmiş
olmasıdır.
Beşincisi, yukarıda söylenenlerin temel hak ve özgürlüklere ilişkin
uluslararası sözleşmeler bakımından çekilme rejimi bakımından sonucu
şudur: Eğer çekilme sonuçları itibarıyla temel hak ve özgürlüklere sınırlama
getiriyorsa, çekilmenin usullerinin yasayla belirlenmiş olması zorunludur.
Çünkü temel hak ve özgürlüklere getirilecek sınırlamalar, Anayasa’nın 13’üncü
maddesi uyarınca kanunilik ilkesiyle kayıtlıdır. Çekilme sonuçları itibarıyla
temel hak ve özgürlüklere sınırlama getirmiyorsa ancak bu hak ve özgürlüklerin
düzenlenmesi niteliğindeyse, ortada Anayasa’nın 104’üncü maddesinin 17’nci
fıkrasının yarattığı ikili bir rejim vardır. Bu hüküm ekonomik ve sosyal haklar
dışındaki temel hakların cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenmesini
yasaklamaktadır. Yani ekonomik ve sosyal hakların düzenlenmesi niteliğindeki
Yıl: 13, Sayı: 50 (Nisan 2022)
271
Uluslararası Sözleşmelerden Çekilmenin Anayasal Esasları ve Başlıca Tartışmalar
Doç. Dr. Tolga ŞİRİN - Arş. Gör. Necdet Umut ORCAN
çekilmelerin usulü, cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle belirlenebilir. Öte
yandan, ekonomik ve sosyal haklar dışında kalan ya da ekonomik ve sosyal
hakların yanında diğer temel hak ve özgürlüklerin de düzenlenmesi niteliğinde
olan çekilmeler, yasama tarafından çıkarılacak bir kanunla belirlenmiş usulle
yapılmak zorundadır.
Son olarak, tüm bu bulgular karşısında en “yerinde” yöntemin çekilmenin
(kanunun, yürütmenin düzenleyici işlemleri karşısında kapsayıcılığı uyarınca)
bir kanunla düzenlenmesi ve bu kanunda da (her konunun temel hak ve
özgürlüklerle ilgili bir düzenleme veya sınırlama niteliği taşıma riskine binaen)
yasama organının sürecin parçası kılınmasını öneriyoruz.
KAYNAKÇA
Açıl M, ‘2017 Anayasa Değişiklikleri Çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı
Kararnameleri’ (2018) 76(2) İstanbul Hukuk Mecmuası 725.
Albert R ve D Kenny, ‘The challenges of constitutional silence: Doctrine,
Theory, and Applications’ (2018) 16(3) International Journal of Constitutional
Law.
Anayasa Hukuku Araştırmaları Derneği, ‘Anayasa Hukuku Araştırmaları
Derneğinin Cumhurbaşkanının İstanbul Sözleşmesi’ne İlişkin Kararı
Hakkındaki Açıklaması’ (anayasader.org, 23.3.2021) http://anayasader.
org/anayasa-hukuku-arastirmalari-derneginin-cumhurbaskaninin-istanbulsozlesmesine-iliskin-karari-hakkindaki-aciklamasi/ (Son erişim tarihi:
19.7.2021)
Aquino RC, ‘The denunciation and revocation of treaties’ (manilatimes.net,
24.2.2020)
https://www.manilatimes.net/2020/02/24/opinion/columnists/
topanalysis/the-denunciation-and-revocation-of-treaties/695178 (Son erişim
tarihi: 25.7.2021).
Aslan V, ‘Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin Kanunlara Uygunluğunun
Denetimi ve Çeşitli Hususların Kararname ile Düzenleneceğinin Kanunlarda
Belirtilmesi Üzerine’ (2019) 36(1) 139.
Aslan V, ‘İstanbul Sözleşmesi’nin Türkiye Cumhuriyeti Bakımından
Feshedilmesi Hakkında Kararın 1982 Anayasası Bakımından Değerlendirilmesi’
(Lexpera blog, 29.3.2021) https://blog.lexpera.com.tr/istanbul-sozlesmesininturkiye-cumhuriyeti-bakimindan-feshedilmesi-hakkinda-kararin-1982anayasasi-bakimindan-degerlendirilmesi/ (Son erişim tarihi: 12.7.2021).
Atar Y, ‘Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin Hukuki Rejimi ve Anayasallık
Denetimi’ (2019) 36(1) Anayasa Yargısı 241.
272
TAAD
| Türkiye Adalet Akademisi Dergisi
The Constitutional Procedure of Treaty Withdrawal
Assoc. Prof. Dr. Tolga ŞİRİN - Res. Asst. Necdet Umut ORCAN
Aybay R, ‘Taraf mıyız, Değil miyiz? Tuhaf Bir Durum: Türkiye ve AİHS’ye
Ek 4. Protokol’ (2003) Açık Sayfa.
Barın T, Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin Hukuki Rejimi ve Anayasallık
Denetimi (On İki Levha Yay. 2020).
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi, ‘Medeni ve Siyasal Haklar
Uluslararası Sözleşmesi’nden Doğan Yükümlülüklerin Devamlılığına Dair
Sorunlara İlişkin 26 No.lu Genel Yorum’ (1997) CCPR/C/21/RevI/Add8.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi, ‘Sixth periodic report submitted
by Sri Lanka under article 40 of the Covenant, due in 2017’ (2019) CCPR/
CLKA/6, 25.4.2019.
Cervantes-Knox K ve E Thomas, ‘Ecuador terminates 12 BITs – a growing trend
of reconsideration of traditional investment treaties?’ (dlapiper.com, 15.5.2017)
https://www.dlapiper.com/en/mexico/insights/publications/2017/05/ecuadorterminates-12-bits-a-growing-trend/ (Son erişim tarihi: 26.7.2021).
Concepcion NP, ‘The Legal Implications of Trinidad & Tobago’s Withdrawal
from the American Convention on Human Rights’ (2001) 16(3) American
University International Law Review 847.
Coşkun V, ’16 Nisan 2017 Tarihinde Kabul Edilen Anayasa Değişikliklerinin
Değerlendirilmesi’ (2017) 22(36) Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
3.
Çınar AR, ‘İstanbul Sözleşmesi’ (Cumhuriyet Gazetesi, 20.5.2021) https://
www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/olaylar-ve-gorusler/istanbul-sozlesmesiprof-dr-ali-riza-cinar-1837624 (Son erişim tarihi: 12.7.2021).
Da Silva VA, The Constitution of Brazil: A Contextual Analysis (Hart
Publishing, 2019).
Doğan B, ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde Cumhurbaşkanlığı
Kararnamelerinin Yasama Yetkisinin Devredilmezliği İlkesi Bağlamında
Değerlendirilmesi’ (2020) 28(3) Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
965.
Durmuş MT, ‘Cumhurbaşkanının Uluslararası Sözleşmeler Üzerindeki Tasarruf
Yetkisi ve Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden Ayrılmasının Hukuki Analizi’
(2021) 29(3) Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 1969-2007.
Evatt E, ‘Democratic People’s Republic of Korea and the ICCPR: Denunciation
as an Exercise of the Right of Self-defence?’ (1999) 5(1) Australian Journal of
Human Rights, 214.
Yıl: 13, Sayı: 50 (Nisan 2022)
273
Uluslararası Sözleşmelerden Çekilmenin Anayasal Esasları ve Başlıca Tartışmalar
Doç. Dr. Tolga ŞİRİN - Arş. Gör. Necdet Umut ORCAN
Fietta V, ‘Romania set to terminate its intra-EU BITs’, (lexology.com,
27.3.2017) https://www.lexology.com/library/detail.aspx?g=89abdc5f-47494f27-9edb-a4714c09dfc4 (Son erişim tarihi 26.7.2021).
Gözler K, Türk Anayasa Hukuku (4. Bası, Ekin Yay 2021).
Gözler K, ‘Cumhurbaşkanının Uluslararası Sözleşmeleri Feshetme Yetkisi
Var mı? (İstanbul Sözleşmesinin Feshi Hakkında 3718 Sayılı Cumhurbaşkanı
Kararı Üzerine Eleştiriler’ (anayasa.gen.tr, 20.3.2021) https://www.anayasa.
gen.tr/ua-sozlesme-fesih.htm (Son erişim tarihi: 17.7.2021).
Gözler K, ‘İstanbul Sözleşmesinin Feshine İlişkin Danıştay Kararı Hakkında
Eleştiriler (Danıştay Onuncu Dairesinin 28 Haziran 2021 tarih ve 2021/1747
Sayılı Kararı)’ (anayasa.gen.tr, 30.6.2021) https://www.anayasa.gen.tr/
danistay-istanbul-sozlesmesi.htm (Son erişim tarihi: 7.1.2021)
Göztepe E, ‘Türkiye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne Ek 4. Protokolle
Bağlı Mıdır? Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru Hakkı Açısından Bir
Değerlendirme’ (2014) Legal Hukuk Dergisi-Rona Aybay’a Armağan, 1121.
Gülmez M, ‘İstanbul Sözleşmesi’nin Feshi Kararı, Soy Zinciri ve Anayasa’ya
Aykırılık Sorunu’(disk.org.tr, 1.4.2021) http://arastirma.disk.org.tr/wp-content/
uploads/2021/04/İST.SÖZ.FESHİ-SORUNUVE-ANAYASA-01.04.2021-1.
pdf (20.7.2021).
Hackworth G, Digest of International Law (U.S. Government Printing Office,
1943).
Helfer LR, ‘Overlegalizing Human Rights: International Relations Theory
and the Commonwealth Caribbean Backlash Against Human Rights Regimes’
(2002) 102 Columbia Law Review 1832.
Helfer LR, ‘Treaty Exit and Intra-Branch Conflict at the Interface of
International and Domestic Law’ (ed.) Bradley CA, The Oxford Handbook of
Comparative Foreign Relations Law (Oxford University Press 2019) 355.
Helfer LR, ‘Terminating Treaties’ (ed.) Hollis DB, The Oxford Guide to
Treaties (Oxford University Press 2012) 624.
Helfer LR ve AE Showalter, ‘Opposing International Justice: Kenya’s
Integrated Backlash Strategy Against the ICC’ (2017) iCourts Working
Paper Series No. 83, 18 https://scholarship.law.duke.edu/cgi/viewcontent.
cgi?article=6404&context=faculty_scholarship (Son erişim tarihi: 26.7.2021)
İstanbul Barosu, ‘İstanbul Sözleşmesi, Cumhurbaşkanı Kararı ile Neden
Feshedilemez?’ (istanbulbarosu.org.tr, 20.3.2021) https://www.istanbulbarosu.
org.tr/HaberDetay.aspx?ID=16262 (Son erişim tarihi: 17.7.2021)
274
TAAD
| Türkiye Adalet Akademisi Dergisi
The Constitutional Procedure of Treaty Withdrawal
Assoc. Prof. Dr. Tolga ŞİRİN - Res. Asst. Necdet Umut ORCAN
Jones K, ‘Withdrawal from the U.S. – Korea Free Trade Agreement is a Losing
Proposition for America’ (alec.org, 6.9.2017) https://www.alec.org/article/
withdrawal-from-the-u-s-korea-free-trade-agreement-is-a-losing-propositionfor-america/ (Son erişim tarihi: 26.7.2021)
Kaboğlu İÖ, ‘Cumhurbaşkanı’nın İstanbul Sözleşmesi’ni feshetme yetkisi
yok, karar yok hükmünde’ (evrensel.net, 20.3.2021) https://www.evrensel.
net/haber/428561/cumhurbaskaninin-istanbul-sozlesmesini-feshetme-yetkisiyok-karar-yok-hukmunde (Son erişim tarihi: 17.7.2021).
Kanadoğlu K, ‘Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ (2018) 2018/2 Galatasaray
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 637.
Karaoğlu AO, ‘Türk Hukukunda Uluslararası Andlaşmalardan Tek Taraflı
Çekilme’ (2021) 16(203) Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
1083-1106.
Koremenos B, ‘Contracting Around International Uncertainty’ (2005) 99
American Political Science Review 549.
Koremenos B ve A Nau, ‘Exit, No Exit’ (2010) 21 Duke Journal of Comparative
& International Law 81.
Köker L, ‘İstanbul Sözleşmesi’nin İptalinin Anayasa’ya Aykırılığı Üzerine’
(birikimdergisi.com, 24.3.2021) https://birikimdergisi.com/guncel/10531/
istanbul-sozlesmesini-sona-erdirme-kararinin-anayasaya-aykiriligi-uzerine
(Son erişim tarihi: 15.7.2021)
Law Review Editors, ‘Presidential Amendment and Termination of Treaties:
The Case of the Warsaw Convention’ (1967) 34(3) University of Chicago Law
Review, 34(3), 580.
Merten D, ‘Immanente Grenzen und verfassungsunmittelbare Schranken’
Handbuch der Grundrechte in Deutschland und Europa, Band III, (Detlef
Merten/Hand-Jürgen Papier (Hrsg.), C.F. Müller 2009)
Organization of American States, ‘OAS General Secretary Communicates
Venezuela’s Decisions to Denounce the American Convention on Human
Rights’, 10.9.2012, https://www.oas.org/en/media_center/press_release.
asp?sCodigo=E-307/12 (Son erişim tarihi: 25.7.2021).
Ramsey MD, ‘Executive Agreements and the (Non)Treaty Power’ (1998) 77
North Carolina Law Review 133.
Rogoff MA, ‘The International Legal Obligations of Signatories to an
Unratified Treaty’ (1980) 32 Maine Law Review 263.
Yıl: 13, Sayı: 50 (Nisan 2022)
275
Uluslararası Sözleşmelerden Çekilmenin Anayasal Esasları ve Başlıca Tartışmalar
Doç. Dr. Tolga ŞİRİN - Arş. Gör. Necdet Umut ORCAN
Soley X ve S Steininger, ‘Parting ways or lashing back? Withdrawals, backlash
and the Inter-American Court of Human Rights’ (2018) 14 International Journal
of Law in Context 237.
Sur M, Uluslararası Hukukun Esasları (13. Bası, Beta Yay 2019).
Söyler Y, Yeni Başkanlık Sisteminde Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (Seçkin
Yay 2018).
Şirin T, ‘İşlemeyen Sistemin Fonksiyonel Olmayan Yanıtı: Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesi’ (2018) 7(14) Anayasa Hukuku Dergisi.
Şen E, ‘İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin hukukiliği tartışması’ (t24.com.
tr,
20.3.2021)
https://t24.com.tr/haber/prof-dr-ersan-sen-yazdi-istanbulsozlesmesi-nin-feshinin-hukukiligi-tartismasi,940400 (Son erişim tarihi:
18.3.2021).
Şen E, içinde ‘İstanbul Sözleşmesi için neler yapılabilir?’ (cumhuriyet.com.
tr, 21.3.2021) https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/istanbul-sozlesmesi-icinneler-yapilabilir-1822191 (Son erişim tarihi: 20.7.2021).
Taşdöğen S, ‘Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri’ (2016) 65(3) Ankara
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 937.
Tarhanlı T, ‘İstanbul Sözleşmesi yürürlükte’ (bianet.org, 21.3.2021) https://m.
bianet.org/bianet/toplumsal-cinsiyet/241126-istanbul-sozlesmesi-yururlukte
(Son erişim tarihi: 17.7.2021).
The Commission on Human Rights of the Philippines: ‘On the Denunciation
of and Withdrawal from International Treaties to Reimpose the Death Penalty’
(2017) http://chr.gov.ph/wp-content/uploads/2018/03/Denunciation-of-andWithdrawal-from-International-Treaties-to-Re-impose-the-Death-Penalty.pdf
(Son erişim tarihi: 25.7.2021)
The Secretary General of the United Nations, ‘Bolivia (Plurinational State of):
Denunciation’ (2011) C.N.421.2011.TREATIES-26, 30.6.2011.
The Secretary General of the United Nations, “United States of America:
Withdrawal’ (2019) C.N.575.2019.TREATIES-XXVII.7.d, 4.11.2019.
Trinidad ve Tobago, ‘Notice to Denounce the American Convention on Human
Rights’ (1998).
Türk HS, ‘Kadına Şiddeti Onaylayan Karar’ (cumhuriyet.com.tr, 23.3.2021)
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/olaylar-ve-gorusler/kadina-siddetionaylayan-karar-prof-dr-hikmet-sami-turk-1822533 (Son erişim tarihi:
17.7.2021).
276
TAAD
| Türkiye Adalet Akademisi Dergisi
The Constitutional Procedure of Treaty Withdrawal
Assoc. Prof. Dr. Tolga ŞİRİN - Res. Asst. Necdet Umut ORCAN
Tyagi Y, ‘The Denunciation of Human Rights Treaties’ (2009) 79(1) British
Yearbook of International Law 86.
Ulusoy AD, ‘Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri: Varoluşsal, Yapısal ve
Hukuksal bir Değerlendirme’ (2020) 37(2) Anayasa Yargısı 31.
Ulusoy AD, ‘İstanbul Sözleşmesi’nden Çekilmede Hukuksal Gerçekler’
(t24.com.tr, 24.3.2021) https://t24.com.tr/yazarlar/ali-d-ulusoy/istanbulsozlesmesi-nden-cekilmede-hukuksal-gercekler,30338 (Son erişim tarihi:
12.7.2021).
Ülgen Ö, ‘Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin Niteliği ve Türleri’ (2018)
2008/1 Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 3.
Ülgen Ö, ‘Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri: İlk Gözlemler’ (2018) 2018/2
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 620.
Verdier PH ve M Versteeg, ‘Separation of Powers, Treaty-Making, and
Treaty Withdrawal: A Global Survey’ (ed.) Bradley CA, Oxford Handbook of
Comparative Foreign Relations Law (Oxford University Press 2019) 135.
Wilson RJ ve J Perlin, ‘The Inter-American Human Rights System: Activities
from Late 2000 Through October 2002’ (2003) 18(3) American University
International Law Review 651.
Woolaver H, ‘From Joining to Leaving: Domestic Law’s Role in the
International Legal Validity of Treaty Withdrawal’ (2019) 30(1) European
Journal of International Law 73.
Yazıcı S, içinde Deniz Barış Narlı, ‘İstanbul Sözleşmesi’nin feshi: Bundan
sonra ne olacak?’ (dw.com.tr, 20.3.2021) https://www.dw.com/tr/istanbulsözleşmesinin-feshi-bundan-sonra-ne-olacak/a-56939678 (Son erişim tarihi:
19.7.2021).
Yıldırım T, ‘Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri’ (2017) 23(2) Marmara
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 13.
Yıldırım T, ‘İdarenin Kanuniliği İlkesi Bağlamında Cumhurbaşkanlığı
Kararnamelerinin Anayasal Sınırı’ (2019) 36(1) Anayasa Yargısı 293.
Yılmaz H, ‘Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin Konu Bakımından Yetki
Sınırları’ (2020) 78(1) İstanbul Hukuk Mecmuası 225.
Yunanistan, ‘Note Verbale dated 12 December 1969 from the Government of
Greece Concerning the European Convention for the Protection of Human
Rights and Fundamental Freedoms’ (1970) 9(2) International Legal Materials.
Yıl: 13, Sayı: 50 (Nisan 2022)
277
Uluslararası Sözleşmelerden Çekilmenin Anayasal Esasları ve Başlıca Tartışmalar
Doç. Dr. Tolga ŞİRİN - Arş. Gör. Necdet Umut ORCAN
278
TAAD
| Türkiye Adalet Akademisi Dergisi