Academia.eduAcademia.edu

Çağdaş Türk Yazınında Bir Dev: Tahsin YÜCEL

2018, TESKongrekitabı

Tahsin Yücel, Türkiye’nin yetiştirdiği, çok yönlü öncü düşünürlerden birisi, üretken bir bilim ve yazın insanıdır. Bu yönleriyle çok sayıda ödüle layık görülen Yücel, başarılı bir romancı, öykücü, çevirmen, denemeci ve eleştirmen olarak Berke Vardar ile birlikte Julien Greimas, Gérard Genette yolunda dilbilim, yapısalcı anlatıbilim ve göstergebilim çalışmalarıyla Türk yazın alanında çok özel bir yer edinmiştir. Yücel, anlatılarında eğretilemeli, eleştirel, tersinlemeli, yalın ve nesnel bir dil kullanmıştır. Anadolu insanının genel sorunlarına eğilerek siyasal dizgeye karşı sert eleştiriler getirmiştir. Anamalcı düzene karşı eleştirilerini başta Kumru ile Kumru ve Gökdelen olmak üzere bütün yazın evreninde görebiliriz. Yazın ve eleştiri alanına çok sayıda yeni öztürkçe terim kazandırmış, Türkçenin gelişimine büyük katkıda bulunmuştur. Tahsin Yücel’in araştırmacı ve yazın adamı kimliğini besleyen en önemli kaynaklardan birisi kuşkusuz doğup serpildiği çocukluk uzamı, Ötegeçe olarak anılan Elbistan’dır. Doğayla iç içe bir çocukluk geçiren Yücel, içinden geldiği toplumu büyük bir aile olarak betimler. Bu toplumsal yapı ve doğduğu kasaba, Yücel anlatısının temel uzamıdır. Elbistan uzamı ve bu kentin insanları, sözcüğün tam anlamıyla ona yaşamın özünü, daha küçücük bir yaştayken öğretir: özgürlüğü ve tutsaklığı, uygarlığı ve yabanlığı, sevgiyi ve acımasızlığı, içtenliği ve ikiyüzlülüğü, yoksulluğu ve varsıllığı, kısacası yaşamı Elbistan’da deneyimler. Biz bu çalışmada, bir yandan yazar olarak Tahsin Yücel'i değerlendirmek öte yandan da anlatılarındaki temel izlekleri incelemeyi amaçlıyoruz. Açar Sözcükler: Tahsin Yücel, Türk Yazını, Roman, Öykü, Yapısalcılık, Anlatıbilim, Göstergebilim

2. CİLT- VOL EĞİTİM BİLİMLERİ-2 EDUCATIONAL SCIENCES-2 EDİTÖR D2d'5. 08+$00(7.2d$. DR. 6ø1$1$7(ù ANKARA ARALIK-2018 TÜRK EĞİTİM-SEN GENEL MERKEZİ YAYINLARI ©Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi, 2018. Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi yayınlarının tamamının veya bir kısmının yayımcının yazılı izni olmadan herhangi bir yolla çoğaltılması yasaktır. Yayımların fikri sorumluluğu ve imla tercihi yazarlarına aittir. Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi yayınlarında yer alan başka kaynaklardan alınmış tablo, resim ve benzeri şeylerin yasal kullanım sorumluluğuyazarlarına aittir. Muhammet KOÇAK (Ed.), Sinan ATEŞ (Ed.) 2 Uluslararası Türk Dünyası Eğitim Bilimleri ve Sosyal Bilimler Kongresi Bildirileri 2. Cilt Eğitim Bilimleri / Muhammet KOÇAK (Ed.), Sinan ATEŞ (Ed.), ISBN 978-975-93505-8-1 1. Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi, 2. Eğitim Bilimleri, 3. Bildiri. TÜRK EĞİTİM-SEN GENEL MERKEZİ YAYINLARI TÜRK DÜNYASI KONGRE BİLDİRİLERİ DİZİSİ 03 Kapak ve Sayfa Tasarımı: Fatih Taha AKALAN İletişim Adresi: Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi Erzurum Mahallesi Talatpaşa Bulvarı No:160 Kat:6 Cebeci/ANKARA Tel: 0 312 424 09 60 (8 Hat) Belgegeçer: 0 312 424 09 68 Genel Ağ: http://www.turkegitimsen.org.tr elmek: [email protected] 2.Uluslararası Türk Dünyası Eğitim Bilimleri ve Sosyal Bilimler Kongresi Bildirileri 1. Cilt Eğitim Bilimleri-1, Güngörler Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti.’nde 28.12.2018 Tarihinde 100 adet basılmıştır. (İvedik Organize Sanayi Bölgesi Matbaacılar Sitesi 559 Sok. No: 57, Yenimahalle / ANKARA Tel: (0312) 394 28 82) Ankara-2018 UAESEB / 2018-01 KODLU PROJENİN SONUÇ RAPORUDUR. ONUR KURULU – HONORARY BOARD MEMBERS Talip GEYLAN (Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı) Sattar MOHBALİYEV (Azerbaycan Bağımsız Sendikalar İttifakı Genel Başkanı) Maira AMANTEYAVA (Kazakistan İlim ve Eğitim Çalışanları Sendikası Genel Başkanı) Asylbek TOKTOKULOV (Kırgızistan İlim ve Eğitim Çalışanları Sendikası Genel Başkanı) Akif GAŞİ (Kosova Türk Öğretmenler Derneği Genel Başkanı) Elvin HASAN (Makedonya Ufuk Derneği Genel Başkanı) Abdulselam BAYRAKTAR (Irak Türkmen Eğitimcileri Öğretmen Örgütü Genel Başkanı) Kağan MINDIKOĞLU (Kıbrıs Türk Memur Sen Genel Başkanı) GENEL KOORDİNATÖR - GENERAL COORDINATOR Cengiz KOCAKAPLAN (Türk Eğitim-Sen Genel Başkan Yardımcısı) KOORDİNATÖRLER – COORDINATORS Dr. Ali Osman AKALAN Dr. Sinan DEMİRTÜRK Dr. Bahadır Bumin ÖZARSLAN Dr. Yılmaz YEŞİL Uzm. Metin İSKENDEROĞLU YÜRÜTME KURULU – EXECUTIVE COMMITTEE Musa AKKAŞ Genel Başkan Yardımcısı Seyit Ali KAPLAN Genel Başkan Yardımcısı Cengiz KOCAKAPLAN Genel Başkan Yardımcısı M.Yaşar ŞAHİNDOĞAN Genel Başkan Yardımcısı Selahattin DOLĞUN Genel Başkan Yardımcısı Fuat YİĞİT Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet ÖZTÜRK Konya 3 Nolu Şb. Başkanı Dr.Öğretim Üyesi Ali AHMETBEYOĞLU İstanbul 10 Nolu Şb. Başkanı Dr.Öğretim Üyesi Mehmet Hanefi BOSTAN İstanbul 1 Nolu Şb. Başkanı Dr.Öğretim Üyesi Tayfun FINDIK Ankara 7 Nolu Şb. Başkanı Rıfat ÇELİK Adana 3 Nolu Şb. Başkanı İbrahim ÇÖMEZ Ankara 1 Nolu Şb. Başkanı Sezai UĞUR Denizli 2 Nolu Şb. Başkanı Murat Ercüment KESKİNLER Erzurum 2 Nolu Şb. Başkanı Gürol YER Eskişehir 2 Nolu Şb. Başkanı Hasan ŞEN İzmir 4 Nolu Şb. Başkanı Metin İSKENDEROĞLU Trabzon 2 Nolu Şb. Başkanı İÇİNDEKİLER SUNUŞ.................................................................................................................................................................................... vii PROTOKOL KONUŞMALARI ................................................................................................................................................ 9 ATASÖZÜ VE DEYİMLERİN ÇEVİRİSİ ÜZERİNE GÖZLEMLER ...................................................................................... 1 OBSERVATİONS ON THE PROVERBS AND IDİOMS Doç.Dr. Gülhanım ÜNSAL ALMANCA ALTYAZI ÇEVİRİSİ ........................................................................................................................................... 13 Doç. Dr. Muhammet KOÇAK Ferdiye ÇOBANOĞULLARI TÜRK MÛSİKÎ SAN’ATINDA LA DİNİ FORMLAR VE İŞLEVLERİ ................................................................................ 25 Öğr. Gör. Yıldırım AKTAŞ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ SERAMİK BÖLÜMLERİNDE KULLANILAN DERS KAYNAKLARI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME ................................................................................................................................................................ 37 Seyhan YILMAZ TÜRK RESİM SANATINDA MEHMET BAŞBUĞ VE RESİMLERİ ................................................................................... 59 MEHMET BASBUĞ AND HİS PAİNTİNGS İN TURKISH PAINTING ART Halit YABALAK TÜKETİM ÜRÜNLERİNDE AMBALAJ TASARIMI VE İŞLEVSEL BİR TENEKE AMBALAJ TASARIMI ÖRNEĞİ ... 77 PACKAGING DESIGN IN CONSUMPTION PRODUCTS AND A DESIGN EXAMPLE OF A FUNCTIONAL TIN PACKAGING Prof. Dr. Birsen ÇEKEN Arş. Gör. Merve ERSANÇağhan AĞCA TARİH DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ ........................................................................ 89 Doç. Dr. Ahmet ÇOBAN Yrd. Doç. Dr. Serdar ERKAN ORTAÖĞRETİMDE GÜNCELLENEN COĞRAFYA DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMINA DAİR TESPİTLER VE ÖNERİLER ............................................................................................................................................................................ 109 Emrah GÜÇ DİL ÖĞRETİMİNDE KÜLTÜRLER ARASI YAKLAŞIM ................................................................................................... 121 ̽Mehmet ER MİHNET-KEŞAN'DA TARİHÎ, EDEBÎ VE DİNÎ KİŞİLİKLER .......................................................................................... 697 HİSTORİCAL, LİTERARY AND RELİGİOUS PERSONS İN MİHNET-KESHAN Doç. Dr. Murat ÖZTÜRK ÖĞRETMEN YETİŞTİRME PROGRAMLARINDA YER ALAN ÖĞRETMENLİK UYGULAMALARINA KARŞILAŞTIRILMALI BİR BAKIŞ: TÜRKİYE VE OECD ÜLKELERİ ÖRNEĞİ .......................................................... 721 COMPARISON OF PROFESSIONAL PRACTICE STUDIES IN THE TEACHER TRAINING SYSTEMS OF THE SUCCESSFUL COUNTRIES ACCORDING TO THE PISA RESULTS WITH OUR COUNTRY M. Arif SÖZER Hamdi KARAKAŞ İRAN’IN YENİDEN YAPILANDIRILMASI TARTIŞILIRKEN GÜNEY AZERBAYCAN TÜRKLERİNİN FEDERAL YÖNETİM İSTEKLERİ ........................................................................................................................................................ 745 WHİLE DİSCUSSİNG THE RESTRUCTURİNG OF IRAN SOUTH AZERBAİJAN TURKS FEDERAL GOVERMENT DEMANDS Prof. Dr. Selçuk DUMAN AZİZ NESİN’İN ‘ŞİMDİKİ ÇOCUKLAR HARİKA” ROMANINDA MİZAH UNSURLARI ........................................... 765 HUMOROUS ELEMENTS IN ‘ŞİMDİKİ ÇOCUKLAR HARİKA’ A NOVEL OF AZİZ NESİN Doç. Dr. Raşit KOÇ Doç. Dr. Mehmet Nuri KARDAŞ TÜRKLERDE DEVLET BAŞKANLARININ KİŞİLİKLERİ .............................................................................................. 777 PERSONALITY OF STATE HEADS IN TURKS Mehmet ÖZMENLİ OSMANLI DEVLETİ NEZDİNDE KIRIM HANLARI’NIN KONUMU ............................................................................ 787 POSİTİON OF THE CRİMEAN KHANS İN THE OTTOMAN STATE Prof. Dr. Nuri KAVAK 19 YÜZYIL’DA OSMANLI DEVLETİ’NDE MEYDANA GELEN AYAKLANMALARDA VERGİLEMENİN ROLÜ 799 THE ROLE OF TAXATION ON THE REVOLTS OCCURED IN THE OTTOMAN EMPIRE IN THE 19TH CENTURY Prof. Dr. Ali Rıza GÖKBUNAR - Doç.Dr. Alparslan UĞUR ÇAĞDAŞ TÜRK YAZININDA BİR DEV: TAHSİN YÜCEL............................................................................................... 805 A GIANT IN CONTEMPORARY TURKISH LITERATURE: TAHSIN YÜCEL Ali TİLBE ÇAĞDAŞ TÜRK YAZININDA BİR DEV: TAHSİN YÜCEL A GIANT IN CONTEMPORARY TURKISH LITERATURE: TAHSIN YÜCELa Ali TİLBEb Öz: Tahsin Yücel, Türkiye’nin yetiştirdiği, çok yönlü öncü düşünürlerden birisi, üretken bir bilim ve yazın insanıdır. Bu yönleriyle çok sayıda ödüle layık görülen Yücel, başarılı bir romancı, öykücü, çevirmen, denemeci ve eleştirmen olarak Berke Vardar ile birlikte Julien Greimas, Gérard Genette yolunda dilbilim, yapısalcı anlatıbilim ve göstergebilim çalışmalarıyla Türk yazın alanında çok özel bir yer edinmiştir. Yücel, anlatılarında eğretilemeli, eleştirel, tersinlemeli, yalın ve nesnel bir dil kullanmıştır. Anadolu insanının genel sorunlarına eğilerek siyasal dizgeye karşı sert eleştiriler getirmiştir. Anamalcı düzene karşı eleştirilerini başta Kumru ile Kumru ve Gökdelen olmak üzere bütün yazın evreninde görebiliriz. Yazın ve eleştiri alanına çok sayıda yeni öztürkçe terim kazandırmış, Türkçenin gelişimine büyük katkıda bulunmuştur. Tahsin Yücel’in araştırmacı ve yazın adamı kimliğini besleyen en önemli kaynaklardan birisi kuşkusuz doğup serpildiği çocukluk uzamı, Ötegeçe olarak anılan Elbistan’dır. Doğayla iç içe bir çocukluk geçiren Yücel, içinden geldiği toplumu büyük bir aile olarak betimler. Bu toplumsal yapı ve doğduğu kasaba, Yücel anlatısının temel uzamıdır. Elbistan uzamı ve bu kentin insanları, sözcüğün tam anlamıyla ona yaşamın özünü, daha küçücük bir yaştayken öğretir: özgürlüğü ve tutsaklığı, uygarlığı ve yabanlığı, sevgiyi ve acımasızlığı, içtenliği ve ikiyüzlülüğü, yoksulluğu ve varsıllığı, kısacası yaşamı Elbistan’da deneyimler. Biz bu çalışmada, bir yandan yazar olarak Tahsin Yücel'i değerlendirmek öte yandan da anlatılarındaki temel izlekleri incelemeyi amaçlıyoruz. Anahtar Sözcükler: Tahsin Yücel, Türk Yazını, Roman, Öykü, Yapısalcılık, Anlatıbilim, Göstergebilim Abstract: Tahsin Yücel is one of the pioneers of Turkish Literature who was versatile, productive and dedicated to literature as much as to literary scholarship. Awarded many times for his productivity, his academic and literary achievements on linguistics, structuralist narratology and semiotics in the line of Julien Greimas and Gérard Genette, alongside Berke Vardar, Yücel has preserved a special place in the Turkish literary sphere as a novelist, storyteller, translator, essayist and critic. We can see the criticisms against the capitalism in the whole narratives, mainly Kumru ile Kumru and Gökdelen. In his narratives, Yücel used a metaphorical, critical, ironic, simple and objective language. He brought harsh criticisms of the political system by addressing the general problems of the Anatolian people. In the field of writing and criticism, he has coined many new Turkish words. One of the most important sources that feed Tahsin Yücel's researcher and literary identity is undoubtedly the childhood space Elbistan called as Ötegeçe where he was born and sprinkled. This social structure and the town where he was born is the basic space of the Yücel narrative. Elbistan space and the people of this city literally teach him the essence of life at a younger age: freedom and captivity, civilization and wilderness, love and aTahsin Yücel’in üzerine daha ayrıntılı bilgi için, yazarın Amerika’da Dictionary of Literary Biography ‘de İngilizce yayınlanan “Tahsin Yücel” başlıklı yazısına ve kaynakçada yer alan öteki yazılarına bakınız. b Prof. Dr. Ali Tilbe, Namık Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi, Tekirdağ, [email protected] / [email protected] 805 Çağdaş Türk Yazınında Bir Dev: Tahsin Yücel ruthlessness, sincerity and hypocrisy, poverty and wealth. In this study, we aim to evaluate Tahsin Yücel as a writer and to examine the main themes in his narratives. Key Words: Tahsin Yücel, Turkish Literature, Novel, Story, Structuralism, Narratology, Semiotics Tahsin Yücel, yazar, akademisyen, eleştirmen, romancı, öykücü, masalcı, derlemeci, denemeci, çevirmen kimlikleriyle Türkiye’nin yetiştirdiği, çok yönlü, üretken, kendisini bilim ve yazına adamış öncü düşünürlerden birisidir. Akademik araştırmalarını, Fransız kuramcılar Julien Greimas ve Gérard Genette çizgisinde Berke Vardar ile birlikte derinleştiren Yücel, yazın ile dilbilimi birleştirerek geliştirdiği dilbilim, yapısalcı anlatıbilim ve göstergebilim araştırma/inceleme yöntemleriyle Türk ve Frankofon yazın ve eleştiri çevresinde büyük ilgi uyandırmıştır. Roman ve öykülerinde eğretilemeli, eleştirel ve tersinlemeli bir dil kullanan Yücel, Anadolu insanının genel sorunlarına tutarlı bir biçimde eğilerek anamalcı siyasal dizgeye karşı sert eleştiriler getirmiştir. Yapıtlarında, son derece yalın ve nesnel bir biçeme iye olan yazar, Türkçeyi duru ve anlaşılır bir biçimde ustalıkla kullanmış, yazın ve eleştiri alanına çok sayıda yeni öztürkçe terimce kazandırmıştır. Kubilay Aktulum yazar hakkında şunları söyler: “Tahsin Yücel bilindiği gibi göstergebilimci kimliğiyle tanınan bir denemecidir; aynı zamanda çok sayıda öykü ve romanın yazarıdır. Yapıtlarında ister istemez göstergebilimci tutumuna bağlı kalarak bilimsel alanda tartışılan, kuramsal anlamda sınırları belirlenen kimi kavramları kurgusalın alanına aktarmaktan çekinmez” (Aktulum, 2014, s. 3). 806 Nedret Tanyolaç Öztokat, 2015 yılında yayın yönetmenliğini yaptığı, Can Yayınları tarafından yayınlanan, Söylem, Söylen, Yazın, Tahsin Yücel'e Armağan adlı ortak yapıtta, Tahsin Yücel’in üretimini, “tüm yapıtını kuşatan bir “söylem” olarak” niteler ve Yücel’i şöyle betimler: “bilimsel ve yazınsal çalışmalarla, eleştiri ve çevirilerle, roman ve öykülerle döşenmiş uzun bir yol Tahsin Yücel’in yaşamı. Eğitim, yazın, çeviri, kültür alanlarında sayısız yapıtla genç kuşaklara örnek olmuş bir bilimadamı, yazın insanı, Türkiye’de yapısalcılık ve göstergebilimin tanınmasında bir öncü, engin bilgisini öğrenci ve çalışma arkadaşlarıyla paylaşmış bir hoca, başarılı bir romancı, ödüllere layık görülmüş bir öykücü, çevirmen, sözünü sakınmayan bir eleştirmen. (…) Betimleyen, bulgulayan, çözümleyen bir dilsel kullanım Tahsin Yücel’in bilimsel söylemini oluşturur”. Yücel, yazma edinimi, “insanı ve dünyayı sorgulamanın, insanı tek boyuta indirgeyen anamalcı yönelimlere karşı direnmenin etken yollarından biri” olarak değerlendirir ve yapıtlarında sıklıkla yabancılaşma (fr. aliénation) ve tersinleme (fr. ironie) uygulayımlarına başvurur. Yabancılaşma sürecini belirginleştirmek için abartma ve gülünçleştirme uygulayımlarına başvurarak ulusal ekinden uzaklaşma ve anamalcı değerleri kutsallaştırma olgularına sert eleştiriler getirmektedir. Yapıtlarında insan gerçekliğini açımlamayı deneyen yazar, kişisel olandan yola çıkarak toplumsal yabancılaşma kavramlarını sorunsallaştırır. Bu eleştirel yaklaşım; baskı, anlayış ve hoşgörü eksikliği, salaklık ve saldırganlık karşısında, insanın öz savunma biçimidir. Onun için bu tutum varoluşsal bir nitelik taşır. Çözülme, yozlaşma ve dönüşme onun temel izlekleridir. Eleştirel gerçekçi bir tutumla insanlık durumlarını betimler ve toplumsal eleştiriye girişir. Çok erken yaşlardan başlayarak roman yazmayı düşlediğini dile getiren Yücel, Feridun Andaç ile yaptığı söyleşide (2003) roman yazma konusunda; “ben roman yazmayı ilk gençlik yıllarımdan beri kurgulardım. Çok genç yaşta bir takım denemelere giriştiğim, sayfa sayısı açısından bayağı ileri noktalara vardığım da oldu, ama roman daha çok emek ve zaman, en önemlisi de daha çok deneyim ve bilgi istiyordu. İlk denemelerimi hep yırttım. Buna karşılık, öyküden romana nerdeyse doğal bir biçimde geçtiğimi söyleyebilirim. Örneğin Peygamberin Son Beş Günü’nü Aykırı Öyküler’de yer alacak, uzunca bir öykü olarak tasarlamıştım; daha yazmaya başlamadan, bir roman tasarlamış olduğumu ayrımsadım. Bıyık Söylencesi’ne de bir iki günde yazılıp bitirilecek bir öykü diye girişecektim, ama daha ilk satırlarda bir romana başladığımı anladım: ayrıntılar öyle hızlı bir biçimde sökün ediyordu ki yazmayı bırakıp not almaya başladım” derken; yazma edimini de; “insanı ve Ali TİLBE dünyayı sorgulamanın, insanı tek boyuta indirgeyen anamalcı yönelimlere karşı direnmenin etken yollarından biri” olarak değerlendirir. Bu edimini gerçekleştirirken de yapıtlarının genelinde yabancılaşma ve tersinleme onun en sık başvurduğu iki eleştirel olgudur. Tersinleme, (fr.ironie) “söylediklerimizle, düşündüklerimizin tersini söylediğimiz, söylerken de karşımızdakini gülünç duruma düşürdüğümüz ve hatta küçük düşürdüğümüz bir sözbilim betisidir” (Passerat, 2014, s. 208). Yabancılaşma sürecini belirginleştirmek için abartma ve gülünçleştirme uygulayımlarına başvurarak gerçekliğin yapısını bozar. Bu eleştirisini de, ulusal ekinden uzaklaşma ve anamalcı değerleri kutsallaştırma olguları üzerine kurmaktadır. Romanı ayrıcalıklı bir alan olarak düşünen Yücel için bu tür, bir yazarın düşün ve imgelem evrenini betimlemek, yarattığı kişilikler ve kurguladığı oluntular aracılığıyla somutlaştırmak, daha belirgin kılmak ve okura yaşatarak iletmek için başvurabileceği en varsıl olandır. Yücel’in romanlarında belirgin bir biçimsel yenilik arayışı görülmez. Kökleşik gerçekçi romanların kullandığı anlatım uygulayımı ve yöntemlerine başvurur. Onun için önemli olan anlaşılmak ve iletisini açık ve yalın bir biçimde okura ulaştırmaktır. Yücel, her ne kadar anlatıda klasik roman uygulayımlarını kullanmış olsa da, öykü kişileri Balzac roman kişileri gibi ülkücü ve olumlu kahramanlar değildir. Tersine öykü kişileri abartılı ve gülünç kişilikler olarak kurgulandığından, gerçek dünyada birebir karşılıklarını bulmak olası olmayabilir. Bu nedenle okur, yabancılaştıkça gülmece evrene savrulan bu kişiliklerle bir özdeşlik kuramaz ve olabildiğince nesnel bir tutumla romanı okur ve iletisini yorumlar. Yabancılaşan kişilerin acı sonuna tanık olan okur, bir çeşit arınma duygusuyla karşı bilinç geliştirir ve salaklığın kurbanı olan bu kişilerle ortak yazgıyı paylaşmaktan sakınır. Böylelikle okurda yabancılaşmaya karşı bir bilinç gelişebilir. Salaklık, saldırganlık, hoşgörüsüzlük ve güçsüzlük gibi duygular, Yücel’in roman kişilerinin ortak niteliğidir ve yabancılaşma belirtisi olarak ortaya çıkar. Yazarın amacı üstü örtülü toplumsal gerçekleri, yabancılaşma olgusunu bir güzelduyusal araç olarak kullanarak yermek ve daha belirgin kılmaktır. 17 Şubat 1933 yılında Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde doğan Tahsin Yücel, yoksul bir ailenin en küçük çocuğu olarak üç yaşında babasını kaybeder. Çocukluğunu üç kardeşi ve annesi ile geçiren Yücel, babasının eksikliğini tüm yaşamı boyunca duyumsar. Yücel’in çocukluk anılarında, yirmi iki yaşında yitirdiği abisi ile on dört yaşında ölen küçük ablasının ayrı bir yeri vardır. Ona, yazma ve okuma alışkanlığını kazandıran da şiir yazan abisidir. Tahsin Yücel’in araştırmacı ve yazın adamı kimliğini besleyen en önemli kaynaklardan birisi kuşkusuz doğup serpildiği çocukluk uzamı, ötegeçe olarak anılan Elbistan’dır. Doğayla iç içe bir çocukluk geçiren yazar, içinden geldiği toplumu büyük bir aile olarak betimler. Bu toplumsal yapı ve doğduğu kasaba, onun anlatısını besleyen temel uzamlardan birisidir. Elbistan uzamı ve bu kentin insanları, daha küçük bir yaştayken sözcüğün tam anlamıyla yaşamın özünü ona öğretir: özgürlüğü ve tutsaklığı, uygarlığı ve yabansıllığı, sevgiyi ve acımasızlığı, içtenliği ve ikiyüzlülüğü, yoksulluğu ve varsıllığı, kısacası yaşamı Elbistan’da deneyimler. On iki yaşında eğitim için Elbitan’dan ayrılan Yücel, Yirmi yaşına kadar yaz aylarını memleketinde geçirir ve 1975 tarihinden sonra, ‘su, toprak çeker korkusuyla mı?’dır bilinmez, bir daha o uzama geri dönmez. Öykülerinde Elbistan uzamına olan ilgisi, kökensel ve düşsel uzama, ilk eve ve ilk dile geri dönüş düşüncesi ile açıklanabilir. İlkokula 1939 yılında Elbistan’da Gazi Pasa İlkokulu’nda başlayan Yücel parasal sıkıntılar nedeniyle içe dönük bir çocukluk geçirir. Bu dönemde ağabeyinin etkisinde kalarak şiir yazmaya başlar ve dördüncü sınıfta artık okul ile kentte tanınan birisi olur. İlkokuldan sonra, parasız yatılı sınavına girerek Galatasaray Lisesi’ni kazanan yedi öğrenciden biri olur. Parasal kısıtlar nedeniyle okulu bırakmak zorunda kalan abisi bu sırada ölür ve aile derinden sarsılır. Ancak Yücel’in İstanbul düşü annesinin istememesine karşın gerçekleşir ve sıkıntılarla başlayan 1945-1953 yılları arasında geçen sekiz yıllık Galatasaray Lisesi eğitimi, yaşamının en önemli aşamalarından birisi olarak geleceği için belirleyici yıllardır. Orada, ona özgürlük, eşitlik ve açık görüşlülük gibi değerleri aşılayan Fransızca ve Fransız 807 Çağdaş Türk Yazınında Bir Dev: Tahsin Yücel ekiniyle tanışır ve yaşamının sonraki aşamalarında da hep sürdüreceği çok değerli gerçek dostluklar edinir. Okul eğitimi sırasında, o zaman yazar ve çevirmen olan Necmi Seren, Esat Mahmut Karakurt gibi çok saygın Türkçe öğretmenlerinden Türk yazını dersleri alır, Shakespeare, Gogol, Dostoyevski ile Orhan Veli, Melih Cevdet Anday, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Cahit Sıtkı Tarancı, Sait Faik, Oktay Akbal gibi Türk yazınının yeni temsilcilerini tanır, böylelikle yazına olan ilgisi artar. Bu ilgi sayesinde, okul arkadaşlarıyla Galatasaray dergisini çıkarmaya başlar. Bir yandan Sait Faik, Oktay Akbal gibi yazarlara öykünerek öykü yazma denemelerine girişirken, bir yandan da kendi özgün biçemini yaratmaya çalışır. Üniversitede tıp eğitimi almayı düşleyen Yücel, parasal sıkıntılardan dolayı bunu gerçekleştiremez. Çünkü okumak için eşzamanlı olarak çalışmak ve yaşamını kazanmak zorundadır. Bu nedenle bu düşünden vaz geçerek, öncelikle mimarlık bölümüne girmek ister ancak kazanamaz, Fethi Naci’nin de etkisiyle İktisat Fakültesine kaydolur. Burada umduğu ortamı bulamayınca, iki ay sonunda ayrılır ve Yaşar Nabi’nin önerisiyle izleyen yıl İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Fransız ve Roman Filolojisi bölümünde eğitimini sürdürmeye başlar. Burada, Nesterin Dirvana, Süheyla Bayrav, Adnan Benk, Eva Buck gibi değerli Hocalardan ders alır ve Galatasaray’dan tanıdığı ve üniversitede sınıf arkadaşı oldukları Berke Vardar ile büyük bir dostluk kurar. Üniversite yıllarında Mümtaz Zeytinoğlu, Erol Günaydın, Erdoğan Soral, Teo, Atilla Tokatlı ile yazın ve sanat çevresinden Demirtaş Ceyhun, Fikret Hakan, Hayalet Oğuz, karikatürist Sinan Bıçakçı gibi değerli dostlar edinir. 808 Yücel, daha lise öğrencisiyken yazdığı Dert Çok, Hemdert Yok adlı ilk öyküsünü, 1950 yılında Yaşar Nabi tarafından her yıl yayımlanan Yeni Hikayeler’de yayımlar. Yücel’in yazarlık kariyerine 1950 yılında başladığı söylenebilir. 1953 yılında Sait Faik’le tanışması onun için dönüm noktasıdır. Faik, onun birkaç öyküsünü okuyarak, öykülerini bir yapıtta toplamasını salık verir ve Yaşar Nabi’nin, onun öykülerini basmayı kabul edeceğini düşündüğünü iletir. Yaşar Nabi’ye yazdığı mektup olumlu sonuç verir, aynı yıl Nabi, hem öyküsünü basmayı hem de Varlık Dergisi’nin yazı işlerinde çalışmasını önerir. Geçim sıkıntısı çeken Yücel için bu çok önemli bir fırsattır. Yüz elli lira maaşla Varlık Dergisi’nde çalışmaya başlar. Yücel, bir yandan her gün saat ikiden altıya kadar dergide çalışırken, bir yandan da Galatasaray Lisesi’nde öğretmen yardımcılığı görevi ile birlikte üniversite eğitimini sürdürür. Varlık Dergisi, o dönemin Oktay Akbal, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Melih Cevdet Anday, Orhan Kemal, Behçet Necatigil, Necati Cumalı, Sabahattin Kudret Aksal, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Cevdet Kudret, Mehmet Fuat, Fethi Naci, Atilla İlhan gibi en yaratıcı, en ilginç yazın ve sanat insanlarının buluşma uzamıdır. Yücel, derginin yazın ortamından beslenerek kendisini geliştirir. Yaşar Kemal, Ziya Osman Saba ve Nurullah Ataç, Yücel için farklı anlam taşır. Yazdığı öykülerle ilgili olarak, onların eleştirilerine büyük önem verir. Yücel, dergide çalışmaya başladığı 1953-1954 yıllarında, tüm yaşamı boyunca etkin bir biçimde sürdüreceği çevirmenlik işine girer. Fransızcadan dilimize aralarında çok sayıda kökleşik romanında bulunduğu seksenden fazla yapıt kazandırır. Kaan Özkan, Görünmez Adam: Tahsin Yücel Kitabı (2001) adlı nehir söyleşi yapıtlarının ikincisinde; ‘kolay olanı değil, çevrilmeye değer olanı tercih etmiş’ diyerek, yazarın dilimize yazınsal değeri yüksek yapıtlar kazandırdığını belirtir. Yücel, Türkçe’ye çevrilen yapıtın yazarının diline ve biçemine bağlı kalarak; Albert Camus, Honoré de Balzac, André Gide, Anré Malraux, Paul Valery, Gustave Flaubert, Henri de Montherlant, Jean Giono, Jean Giraudoux, Raymond Queneau, Romain Gary, Guy de Maupassant, Roland Barthes, Claude Lévi-Strauss gibi dünya yazınına mal olmuş çok sayıda değerli yazarı dilimize kazandırmıştır. Yücel’in anlatı evreninin temelinde insan gerçekliğinin araştırması yatmaktadır. Anamalcı dizgenin dayattığı yaşam koşullarından ötürü insanlar ulusal ekinden uzaklaşarak birbirlerine yabancılaşır ve hoşgörü eksikliği, toplumsal çözülme ve yozlaşma toplumu sarar sarmalar. Bütün bu acıklı insanlık Ali TİLBE durumunun tanığı olan Yücel, insanları salaklığa sürükleyen bu kutsallaştırılan anamalcı dizgeyi varoluşsal bir bakışla tersinlemeli olarak eleştirmekten geri durmaz. Yazı, Yücel için bir direnme aracıdır. Anlatılarında bir yenilikçi anlatım biçimi arayışına girişmeyen yazar, Honoré de Balzac gibi kökleşik gerçekçi yazarların yazma edimine koşut roman uygulayımlarına baş vurur. Ancak anlatı kişileri, bu yazarlardan ayrık olarak ülküsel ve olumlu bir nitelik sergilemezler. Daha çok abartılı, gülünç ve tersinlemeli tutumlar ortaya koyarlar. Bu bağlamda yabancılaştırma etkisinden ötürü okur, kurmaca evren ile gerçek evrendeki kişiler arasında özdeşlikler kuramayabilir. 2010 yılında Tahsin Yücel’in Romanlarında Yabancılaşma ve İroni başlıklı doktora tezi hazırlayan Fatih Yalçın, yazarın anlatılarındaki yabancılaşma türlerini şu biçimde ulamlar: ‘kimlik bölünmesi ya da kendine yabancılaşma, Vatandaş; şeyleşme, Bıyık Söylencesi; düşüngü ve yabancılaşma, Peygamberin Son Beş Günü; aydın yabancılaşması, Yalan; tüketime dayalı yabancılaşma, Kumru ile Kumru; kent ve yabancılaşma, Gökdelen. bu ulama, sanata ve yazına yabancılaşma, Sonuncu adlı romanını ekleyebiliriz. Yazar, 1954 yılında, umduğu yalınlığa ve ölçülülüğe ulaşamamış olamadığını düşündüğünden dolayı yayınladıktan sonra pişmanlık duyacağı Uçan Daireler, 1955’te de Sait Faik Öykü Armağanı’nı kazandığı Haney Yaşamalı adlı öykü yapıtlarını yayımlar. Yoksulluk, yabancılaşma, kimlik sorunu, bunalım, düş kırıklığı ile biten aşklar, karşılıksız sevgiler, aldanışlar, ölü gibi izlekler üzerine kurguladığı ilk öykülerinde, taşra insanının yaşamından kesitler sunar. Yazar, daha ilk yapıtlarından başlayarak, hemen her öyküsünde evrensel insanlık durumlarına ilişkin kaygılar dile getirir. Son derece yalın ve özgün bir biçem kullanan yazar, akıcı ve anlaşılır duru bir Türkçe ile seslenir okura. Yazarın 1957 yılında yayınlanan Anadolu Masalları, adlı yapıtı; Yeşiltay, Tembel Ahmet, Üç Pınar, Altın Tas, İki Peri Kızı başlıklı beş masal ve Sümüklü Böcek adında bir öyküden oluşur. Yücel, 23 yaşında genç bir öykücüyken, çocukluğunda Elbistan’da annesinden dinlediği masalları eşsiz biçem ve günümüzdeki çocukların da rahatlıkla anlayabileceği arı bir dille kaleme alır. 1958 yılında Düşlerin Ölümü ile 1959 yılında Türk Dil Kurumu Öykü Ödülünü kazanır. 1960 yılı Yücel için önemli bir dönüm noktasıdır. Bu yıl, İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesini bitir ve hemen Arnavutköy Kız Koleji’ni bitiren Gülçin Arıcanlı ile evlenir. Yücel aynı yıl, Mutfak Çıkmazı adlı ilk romanını da yayımlar. Romanlarının genelinde Anadolu insanının değişik gerçekliklerini eleştirel ve tersinlemeli olarak büyük bir incelikle işleyen Yücel, toplumsal yabancılaşma, salaklık ve yozlaşma izleklerini ele alır. Eleştirel gerçekçi bir tutumla insanlık durumlarını betimler ve toplumsal eleştiriye girişir. 1961 yılında Yücel, mezun olduktan sonra aynı bölümde Asistan olurken, aynı zamanda da daha sonra tıp eğitimi yapıp doktor olan Elif (1961) adındaki ilk kızı dünyaya gelir. Yücel, 1961-1962 yıllarında Türkiye’ye gelerek İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde ders veren ünlü Fransız dilbilimici Julien Greimas’tan yapısal anlambilim dersleri alır ve onun desteğiyle göstergebilim çalışmalarına girişir. Greimas Fransa’ya döndükten sonra da, Yücel Fransa’ya gitmiş orada Greimas ile doktora çalışmalarını sürdürmüştür. Burada ayrıca Ecole des Hautes Etudes en Sicences Sociales’da Roland Barthes ile Collège de France’ta büyük dilbilimci Emile Benveniste’in derslerine katılır. 1965-1967 yıllarında askerlik görevinin tamamlayan yazar, İstanbul Üniversitesindeki görevine geri döner.1968’de Dil Devrimi adlı yapıtını yayımlayan Yücel, 1969 yılında L’Imaginaire de Bernanos adlı teziyle yazın Doktoru unvanını alır. Yasadıktan Sonra (1969) adlı öyküsü Yücel için öykücülükte bir dönüm noktasıdır. Yücel’in gerçek öykücülüğü bu yapıtıyla başlar. Öykülerinde insancıl bir tutum takınan Yücel, kişilerin yaşamından devinimle toplumsal sorunları ele alır. 1971 yılında, Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesinde akademisyen olmayı seçen ikinci kızı Halime dünyaya gelir. Aynı yıl, Balzac'ın İnsanlık Güldürüsü üzerine Fransızca yazdığı Figures et Messages dans la Comédie Humaine başlıklı, oldukça kapsamlı göstergebilimsel çalışmasıyla Doçent 809 Çağdaş Türk Yazınında Bir Dev: Tahsin Yücel unvanı alır ve 1972 yılında Doçent kadrosuna atanır. 1973 yılında, Tahsin Yücel'in bir çalışmasıdır. Daha sonra İnsanlık Güldürü’sünde “yüzler ve bildiriler” başlığıyla Türkçe olarak da yayınlanmıştır. 1975 yılında Dönüşüm adlı öykü kitabı ile Vatandaş adlı ikinci romanını yayımlar. Kimi eklemeler ve değişikliklerle 1996 yılında yeniden yayımlanan roman, dünya ve insan üzerine derinlikli bir bakış geliştirir. 1976’da deneme ve eleştiri yazılarını topladığı Yazın ve Yaşam adlı yapıtını yayımlar. 1978 yılında Anlatı Yerlemleri, Kişi, Süre, Uzam adlı inceleme kitabı ile Profesörlük unvanını alan Yücel, 1985’te Profesör kadrosuna atanır. 1979’da yazın eleştirisi alanında çok önemli bir yer tutan Anlatı Yerlemleri’ni yayımlar. 1980’de Atatürk ve Atatürkçülük adlı çalışmasını, 1982’de de; Dil Devrimi ve Sonuçları, Yapısalcılık ve Yazının Sınırları başlıklı deneme ve eleştiri kitaplarını yayınlar. Aynı yıl yayımladığı Ben ve Öteki adlı öykü kitabı için, Feridun Andaç, “Tahsin Yücel ile Yüz Yüze adlı söyleşisinde; toplamının Yücel’in kurmacadaki yetkinliğini sergilediğini ve (…) öykü coğrafyasının değişimini ve anlatı evreninin başka bir kanala yönelişinin önünü açan öyküler” olduğunu dile getirir. 1984 yılında Azra Erhat Çeviri Yazını Üstün Hizmet Ödülünü kazanan Yücel’in Aykırı Öyküler ile ilgili olarak, Andaç aynı söyleşide; “hem öykü coğrafyasının, hem de söylemini farklılaştırdığının bir göstergesi olduğunu” belirtir. 1990’da Yazı ve Yorum adıyla Roland Barthes seçkisini okurla buluşturan Yücel, 1991’de Eleştirinin ABC’Sİ başlıklı deneme ve eleştiri yapıtını yayımlar. Yücel’in Marksçıları eleştirdiği gerekçesiyle çok tartışılan, 1992 yılında yayımladığı Peygamberin Son Beş Günü adlı dördüncü romanı, 1993 Orhan Kemal Roman Ödülünü kazanır. Romanın ilk bölümü, öykü başkişisi Rahmi Sönmez’in özyaşamını öykülerken, daha geniş olan ikinci bölümü romana da adını veren Peygamber diye anılan roman kişisinin son beş gününü anlatır. 1993’te dilsel konuları ele aldığı Tartışmalar adlı deneme ve eleştiri yapıtını yayımlar. 810 Bıyık Söylencesi 1995 yılında yayımlanır. Yazar romanda askerden yeni dönen anlatı kişisi Cumali’nin bıyığı aracılığıyla, insan-nesne ilişkisine odaklanarak geleneksel ataerkil değerlerin eleştirisini yapar. 1995’te Yazın, Gene Yazın adlı deneme ve eleştiri yapıtını yayınlayan Yücel, 1997’de Figures et Messages dans la Comédie Humaine adlı yapıtını İnsanlık Güldürü’sünde yüzler ve bildiriler başlığıyla Türkçe olarak bastırır. Aynı yıl Fransız Hükümetinden Palmes Académiques nişanının Commandeur derecesini alan yazar, Alıntılar adlı deneme ve eleştirisini de bu yıl yayımlar. 1999’da Söylemlerin İçinden adlı deneme ve eleştiri yapıtı ile Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü, Komsular ile de Dünya Kitap’tan Yılın Kitabı Ödülünü kazanır. Feridun Andaç “Öykünün Yüzyılı” adlı yazısında şöyle der; “Tahsin Yücel'in öykücülüğünde, Aykırı Öyküler'den sonra geldiği çizginin süreğinde ürünleri içeriyor. Beş öykünün yer aldığı kitap, Tahsin Yücel öyküsünün tipik özelliklerini sunuyor bize. Toplumdaki çözülme, yozlaşma, değişim ve yabancılaşmanın bireylerin dünyalarına yansıları. Bunların da ironik biçimde anlatımı. Öyküsünün ana damarını hiçbir zaman bırakmadan, kente dönüş, bakış. Buradan uçlananlarla toplumun profilini çizer adeta. Kitaba adını veren öyküdeki "Albay Atmaca" tiplemesi bunun güzel bir örneğidir. Yücel, öyküsünün yeni yüzyıla taşınacak izleklerini ustalıkla işliyor.” Yücel öykülerinde, gelenekle yenilik çatışmasını/özdeşliğini iki yönlü olarak ele alır. Bir yandan Anadolu geleneği ve ekini onun öykülerini beslerken, öte yandan da dünya ve özellikle Batı ekinini öykülerinin ana kaynağı olarak kullanmaktan çekinmez. Yücel, 17 Ocak 2000 yılında İstanbul Üniversitesinden emekli olur. Aynı yıl, Atatürk ve Atatürkçülük, Türkçenin Kurtuluş Savaşı ile Salaklık Üstüne Deneme adlı yapıtlarını yayımlar. 2002 yılında yayımlanan ve 2003 Yunus Nadi ve Dil Derneği Ömer Asım Aksoy Roman Ödüllerini alan Yalan, Türk yazınının başyapıtlarındandır. Roman başkişisi sözde bilim insanı Yusuf Aksu’nun, büyük bir yalana dönüşen yaşamının acıklı öyküsü anlatılır. Ali TİLBE 25 Ekim-2 Kasım 2003 tarihlerinde düzenlenen Tüyap Kitap Fuarı’nın “onur yazarı” olan Tahsin Yücel, aynı yıl Yüz ve Söz başlıklı deneme ve eleştiri yapıtını yayımlar. 2005yılında Vatandaş Fransa’da Rocher yayınevi tarafından yayınlanır. Aynı yıl Kumru ile Kumru Truva Folklor Araştırmaları Derneği’nin Edebiyat Ödülü ile Balkanika Edebiyat Ödüllerini alır. Roman, günümüz Türkiye’sinin anamalcı tüketim toplumuna eleştirel gerçekçi bir bakış sergiler. Yücel, 2006 yılında Göstergeler başlıklı deneme ve eleştiri yapıtı ile Gökdelen adlı romanını yayımlar. Aynı zamanda Peygamberin Son Beş Fransızcaya çevrilir ve Fransız okurla buluşur. Yücel, karşı-düşülküsel (dystopique) bir önceleme romanı (roman d’anticipation) olan Gökdelen’de 2073 Türkiye’sinden günümüze doğru toplumsal-siyasal bir eleştiride bulunur. Tahsin Yücel, 2007’de temel eleştiri kuramlarının ana çizgilerini ortaya koyduğu Eleştiri Kuramları’nı yayımlar. 2008’de yapıtlarıyla Türk yazınının gelişmesine katkıda bulunmasından dolayı Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’ne layık görülen yücel aynı yıl, Gökdelen gibi karşı-düşülke (utopie) anlatısı olan Golyan Devrimi adlı birbiriyle bağlantılı kurgulanmış ön dört öyküden oluşan yapıtını yayımlar. 2009 yılında Bıyık Söylencesi, Fransa’da Actes Sud tarafından yayınlanır. Yücel 2010’da yayımladığı Sonuncu ile romancı serüvenine son verir. Tersinlemeli biçemini bu romanında sürdüren yazar, 1980 sonrası Türkiye’de yazınsal yaratıların bir tecim nesnesine dönüşümünü ve aydın niteliğini büyük ölçüde yitirmekte olan düşünür ve sanatçıları odak yapar. Yücel aynı yıl, laiklik anlayışı, türban konusu, terör, Türkiye’de aydın sorunu gibi konuları ele aldığı Gün ne Günü? ile 2011’de dil ve yazın konularını ele aldığı Kimim Ben? adlı deneme ve eleştiri yapıtlarını yayımlar. 2012 yılında Gökdelen de Actes Sud tarafından Fransa’da yayınlanır. 16-18 Mayıs 2012 tarihinde Namık Kemal Üniversitesi, Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümünce düzenlenen VIII. Ulusal Frankofoni Kongresi’nde “onur konuğu” olarak ağırlanan Yücel, aynı yıl, 19742005 arasında Avrupa’nın önemli dilbilim ve eleştiri dergilerinde Fransızca olarak yayımladığı yazılarını topladığı ve dil ve anlatı ilişkilerini dilbilimsel yöntemlerle incelediği Kendine Doğru Yolculuk adlı deneme ve inceleme yapıtını okurla buluşturur. Ayrıca bu yıl içinde, yirmi altı yazarın otuz altı çeviri yapıtı için yazdığı sunuşlar ile kendi kitaplarının bir bölümüne yazdığı toplam elli beş sunuş bir araya getirdiği İnsan Yazdığı Şeydir başlıklı incelemesini yayımlar. 2014 yılında, futbol, siyaset dünyası, ünlüler, aşk şarkıları, mutfak yazını gibi alanları üzerinde yükseldiği söylemleri inceleyerek bunların arkasında yatan dünya görüşünü ortaya çıkarmaya çalıştığı Söylemlerin İçinden başlıklı deneme ve eleştirisi, şu ana kadar yayımlanmış son yapıtıdır. Cumhuriyetimizin ulusuna sağladığı fırsat eşitliği sayesinde Anadolu’nun kırsal bir köşesinden çıkarak, varsıl bir bilimsel ve yazınsal söylem üreten Tahsin Yücel, Frankofon ve Türk eleştiri çevresine bütünsel bir ekinsel yaratı bırakarak 2016 yılında aramızdan ayrılmıştır. Yaşamının bütününü yazı ve araştırmaya adayan, yapıtlarında tersinlemeli bir biçemle anamalcı dizge içinde kaybolmakta olan insanı arayan yazar, oluşturduğu özgün ve bilimsel dilin yanında dilbilim, yapısalcılık, öykülemebilim ve göstergebilim alanlarında yürüttüğü çalışmaları ile kendisinden sonra gelecek kuşaklara esin kaynağı olmaktadır. 811 Çağdaş Türk Yazınında Bir Dev: Tahsin Yücel Kaynakça Akçam, A. “Haney Yaşamalı”dan “Yalan”a, Yaşanası Yalanlar”, http://alperakcam.com.tr/deneme/haney.pdf Aktulum, K. (2014). “Tahsin Yücel’in Yalan Adlı romanında yazınsal bir izlek olarak aşırmacının portresi”, Bilig, 68, 1-22. Andaç, F. (2003). “Yazın Coğrafyasının Oluşması”, Tahsin Yücel'le söyleşi, Sözcüklerin Diliyle Konuşmak, İstanbul: Dünya Yayınları. Andaç, F. “Öykünün Yüzyılı”, http://edebiyatokyanus.tr.gg/-Oe-yk.ue.n.ue.nY.ue.zy%26%23305%3Bl%26%23305%3B--s-Feridun-ANDA%C7.htm (Erişim: 30.03.2015). Aygündüz F. (2006). “Bu romanda salaklık egemen!", Milliyet Gazetesi Pazar Eki, http://www.milliyet.com.tr/2006/11/11/pazar/axpaz02.html, (Erişim: 30.03.2015). Beşe, A. (2008). “Gökdelenin Gölgesinden Bakarken”, Hürriyet Gösteri. Cıbıroğlu, Y. (16 Mart 1997). “Tahsin Yücel'in 'Bıyık Söylencesi’ne Bıyık İmgesi”, Cumhuriyet Dergi, Sayi 573. http://www.lightmillennium.org/spring01/turkish/cyildiz_biyik2.html, (Erişim: 30.03.2015). Genç, N. ve Tilbe, A. (2015). Tahsin Yücel’in Gökdelen’i: Yapısal ve İzleksel Öğeler, in Söylem, Söylen, Yazın, Tahsin Yücel'e Armağan, Yayına Hazırlayan: Nedret Tanyolaç Öztokat, İstanbul: Can Yayınlar. Göğercin, A. (2007) “Kumru Yarma “Bovarizm”in Son Kurbanı mı?”, Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Edebiyat Dergisi, Sayı: 17, Konya: Selçuk Üniversitesi Yayınları. İleri, S. (1992). “Bıçaksırtı”, Milliyet Gazetesi. 812 İleri, S. “Vatandaş Üzerine”, Birikim Dergisi, 14/54, http://www.birikimdergisi.com/sites/default/files/70/14/vatandas_uzerine_selim_ileri.pdf, (Erişim: 30.03.2015). Kavukçu, C. (2002), “Yalan’la Ortalığı Kasıp Kavuran Bir Yazar: Tahsin Yücel”, Cumhuriyet Kitap, (Sözcüklerin Diliyle Konuşmak İçinde, Dünya Yayınları, İstanbul, 2003). Özkan, K. (2002). “Yalan Her Şeye Karşın Bilinçlenmenin Öyküsü”, Hürriyet Gösteri. “Tahsin Yücel'le Söyleşi”, (Sözcüklerin Diliyle Konuşmak İçinde, Dünya Yayınları, İstanbul: 2003.) Öztokat, N. (2010). “Tahsin Yücel’in Son Romanı Sonuncu”. Aujourd’hui la Turquie. Şahin, V. (2006), “Tahsin Yücel’in Öykülerinde İnsanı Sonsuza Taşıyan Kapı/ Ölüm Temi”, Türk Kültürü, (521–522) 307–317. Tanyolaç Öztokat, N. (2015). Söylem, Söylen, Yazın, Tahsin Yücel'e Armağan, İstanbul: Can Yayınlar. Tilbe, A. ve İşler, E. (2008). “Tahsin Yücel’in Kumru ile Kumru’sunda Kişi / Uzam İlişkisi”, İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Batı Dilleri ve Edebiyatları, Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Dilbilim Dergisi, XX. sayı, Cilt 2 / Volume 2, İstanbul: İstanbul Üniversitesi Yayınevi. Tilbe, A. (2012). “Bir Düşülkenin Sonu: Tahsin Yücel''in Gökdelen'i”, XII. Uluslararası Dil, Yazın, Deyişbilim Sempozyumu, Bildiriler (Book of Proceedings), Editör: Yrd. Doç. Dr. Lütfiye Cengiz, Yayın no: 146, Edirne: Trakya Üniversitesi Yayınaları. Tilbe, A. (2016). “Tahsin Yücel”, Dictionary of Literary Biography, Yayına Hazırlayan: Burcu Alkan, Çimen Günay-Erkol, Farmington Hills, Michigan: Gale. Yalçın, F. (2010). Tahsin Yücel’in Romanlarında Yabancılaşma ve İroni, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.