İNS“N VE TOPLUM ”İLİMLERİ
“R“ŞTIRM“L“RI DERGİSİ
Cilt / Vol Sayı/Issue
Sayfa: 265-284
,
Received/Geliş: Accepted/Kabul:
[22-01-2018] – [25-03-2018]
Farabi’nin Siyasal Felsefesinde Mutluluk ve İlk ”aşkanlık
“rasındaki Zorunlu İlişki
“dem ÇELİK
Dr. Öğretim Üyesi, Kafkas Üniversitesi, İİ”F/Siyaset ”ilimi ve Kamu Yönetimi
Asst. Prof., Kafkas University, FEAS/ Political Science and Public Administration
Orcid ID: 0000-0002-9297-1116
[email protected]
Öz
Siyasetin amacının mutluluk ve iyi yaşam olduğunu savunan Farabi, insanın, mutluluğa tek
başına ulaşamayacağını ve mutluluğa ulaşmak için başkalarının yardımına gereksinim
duyduğunu savunmaktadır. Mutluluğa ulaşmak için başkalarının yardımına gereksinim
duyma ve mutluluk için yardımlaşma yetkin toplumsallaşmanın kaynağıdır. Yetkin
toplumsallaşmanın şehirden daha k(ç(k bir birimde gerçekleşmesi m(mk(n değildir.
İnsanların birbiriyle mutluluğa ulaşmak için yardımlaştıkları şehir erdemlidir. Erdemli siyasal
organizasyon ise kozmolojik ilkeler uyarınca oluşmaktadır. ”u bakımdan erdemli siyasal
organizasyon, diğer insanların mutluluk amacına ulaşmasını sağlayacak, evrendeki İlk
Neden gibi bir ilk başkana gereksinim duymaktadır. ”u çalışma Farabi’nin siyasal felsefesinde
erdemli siyasal organizasyonun amacı olan mutluluk ile insanların mutluluğa ulaşması için
gerekli olan ilk başkan arasındaki zorunlu ilişkiyi incelemektedir.
Anahtar Kelimeler: Mutluluk, İlk ”aşkan, Erdemli Şehir, Kozmoloji, Filozof, Peygamber
The Necessary Relations Between Happiness and "the First
Rulership" in Al-Farabi's Political Philosophy
Abstract
Al-Farabi asserts that the aim of politics is happiness and good life. According to him, an
individual who is unable to attain happiness alone needs the help of others in this regard. The
need for people’s help for the attainment of happiness, and the cooperation on that matter form
the main source of competent socialization. It is not possible for a competent socialization to
occur in a smaller unit than a city. The city where people help each other to attain happiness is
virtuous. “s to the city’s virtuous political organization, it is constituted based on cosmological
principles. From this point of view, the virtuous political organization needs the first ruler who
corresponds to 'the First Cause' in the universe and enables people to attain happiness. The
present study examines the necessary relations between happiness, which is the aim of the
virtuous political organization in al-Farabi's political philosophy, and the first ruler whom
people need for the attainment of happiness.
Keywords: Happiness, The First Ruler, Virtuous City, Cosmology, Philosopher, Prophet
Farabi’nin Siyasal Felsefesinde Mutluluk ve İlk ”aşkanlık “rasındaki Zorunlu İlişki
Giriş
Farabi, kendine ait tezlerle siyaset felsefesi alanında eserler vermiş ilk
M(sl(man d(ş(n(rd(r.1 Farabi’den önce de İslam d(nyasında felsefi
nitelikli eserler kaleme alınmış olmakla birlikte, bu çalışmalar temel değil,
önc( niteliktedir. Farabi’nin özellikle siyaset felsefesi alanındaki eserleri
İslam siyasal felsefesinin temellerini oluşturmaktadır. Temel niteliğindeki
eserlerinden dolayı ardılı olan yazarlar tarafından “risto’dan sonra
muallim-i sani olarak adlandırılmıştır. Farabi, Platon’un epistemolojisi ve
felsefe hakkındaki fikirleri, “ristoteles’in siyasetin ve devletin amacının
mutluluk ve iyi yaşam olduğu konusundaki gör(şleri, neo-Platonculardan
Plotinos’un sudur taşma felsefesi ve Stoacıların kozmopolitanizm
hakkındaki fikirleri ile kendi k(lt(r d(nyasının kavramlarını sentezlemeye
çalışmıştır.
Siyaset felsefesi, her şeyden önce siyasal olguların doğasını, doğru ve iyi
siyasal d(zeni bilme girişimidir Strauss,
. İslam siyasal d(ş(ncesi
de diğer siyasal d(ş(nceler gibi kamusal yaşam, siyasal iyi ve doğruyu
bilmeyi amaçlar. Kamusal yaşam, siyasal iyi ve doğru arayışında olan İslam
siyasal d(ş(ncesinin metafizik bir arka planı vardır. ”u felsefenin metafizik
arka planı ilahi yasayı ve ilahi yasanın bilinmesine aracılık eden peygamberi
tartışmaya dahil etmektedir Kurtoğlu,
. Leo Strauss, ilahi yasaya
ve ilahi vahye dayanan siyasal öğretiler (zerine kurulu siyaset teolojisi ile
tek başına insan zihni için ulaşılabilir olan bilgiye dayanan siyaset felsefesi
arasında ayrım yapmak gerektiğini savunur
. ”u bakımdan İslam
siyasal d(ş(ncesinin b(y(k bir kısmının siyaset felsefesi değil, siyaset
teolojisi olduğu söylenebilir. “caba, Farabi’nin çalışma alanı siyaset
felsefesine mi yoksa siyaset teolojisine mi girmektedir? Farabi’nin siyasal
d(ş(ncesinin ilahi vahiy fikrini içerdiği tartışmasızdır. ”u bakımdan
Farabi’nin bir filozof değil, teolog olarak gör(ld(ğ( çalışmalar söz
konusudur (bkz. Corbin, 2013: 296; Rosenthal, 1996: 177-178). Ancak bu
t(rden çıkarsamalar, Farabi’yi teolojik anlamda olduğundan daha çok İslami
bir zemine oturmakla ilgilidir. Ş(phesiz Farabi, İslami bir zeminde
durmaktadır, ancak bu zemin filozofun malzemesini kendi evreninden
öd(nç alması bağlamında İslamidir Kurtoğlu,
. “ynı şekilde,
Farabi’nin siyasal d(ş(ncesinin merkezinde yer alan ve Faal “kılla ittisal
eden filozof ve peygamberin bilgeliği ilahi değil, insani bilgeliktir Nejjar,
. ”enzer bir biçimde toplumsal yasalar da İlahi Yasa nın değil,
1 İslam felsefesinde Meşşai Okulu’nun önemli temsilcilerinden olan ve asıl adı Ebu Nasr Muhammed İbn
Muhammed İbn Turhan İbn Uzluğ el-Farabi olan Farabi Maveraünnehir bölgesinin Farab kasabasının
Vesic köyünde dünyaya gelmiştir. Babası Samani sarayında görevli bir komutan olan Farabi tahmini
olarak 870 yılında doğmuş ve 950 yılında Şam’da vefat etmiştir (Bayrakdar, 1997: 173). Farabi’nin hayatı
ve çalışmaları hakkında detaylı bilgi için bkz. (Fakhry, 2002: 6-9).
İnsan ve Toplum ”ilimleri “raştırmaları Dergisi
Journal of the Human and Social Sciences Researches
ISSN: 2147-1185
[itobiad]
[266]
“dem ÇELİK
hakikatin temsilcisidir. Farabi, kamusal yaşama ilişkin genel ilkeleri insani
bilgelikten t(retmektedir. ”u bakımdan Farabi’nin siyaset hakkındaki
eserlerinin teolojik değil, felsefi nitelikli olduğu söylenebilir.
Farabi, siyasetin amacının, insan için iyi ve iyi yaşam olduğunu savunan
“ristoteles geleneğini takip etmektedir “ristoteles,
. ”u y(zden
İslam d(nyasında mutluluğun filozofu olarak anılmaktadır M(cahid,
. Nihai anlamda yetkinleşmiş insan mutludur ç(nk( insanın nihai
yetkinleşmesindeki amaç mutluluktur Farabi,
. İnsanın mutluluğa
nasıl ulaşacağını açıklamak pratik felsefesinin bir dalı olan siyaset ilminin
işidir. Siyaset ilmi, şehirde en y(ksek mutluluğa ulaştıran melekeleri ve
gelenekleri yerleştiren ve onları koruyan yönetimin erdemli yönetim
olduğunu açıklar Farabi,
. İnsan, nihai amacı mutluluk olmasına
rağmen bu amaca tek başına ulaşabilecek yetkinlikte yaratılmamıştır. İnsan,
amacı mutluluk olduğundan mutluluğun ne olduğunu bilmeye ve onu amaç
edinmeye ihtiyaç duyar. “yrıca insanın, mutluluğu elde etmesi için ne
yapması gerektiğini bilmesi ve onları yapması gerekmektedir. “ncak
insanların çoğu mutluluğun ne olduğunu, onlara ulaşması için neler
yapması gerektiğini kendi başına bilemediğinden bir kılavuz ve öğretmene
ihtiyaç duyar Farabi,
. İnsan hem mutluluğa ulaşmak için
toplumsallaşmaya, hem de toplumsallaştıktan sonra mutluluğun ne
olduğunu kendisine öğretecek bir öğretmene ihtiyaç duymaktadır.
Farabi’nin d(ş(ncesinde ideal toplumsal örg(tlenmeye yön veren
d(zenlemelerin kendisine referansla oluşturulacağı ilke kozmolojiktir. İdeal
şehirdeki d(zen kozmostaki d(zene benzer Kurtoğlu,
. Nasıl ki,
kozmosta yer alan varlıkların nedeni olan ve mertebelerini tayin eden İlk
Neden söz konusu ise, toplumsal örg(tlenme alanında da var olanların
kaynağını oluşturan ve kozmostaki İlk Neden’e benzeyen bir ilk başkan
bulunmaktadır. İlk başkan şehir halkının mutluluğunun sebebidir Farabi,
. Farabi’nin siyasal felsefesinin merkezi noktasında ilk başkan
bulunmakta ve ilk başkan şehrin diğer (yelerinin mutluluğunun nedeni
olmaktadır. ”u çalışma, Farabi’nin siyasal felsefesinin merkezi noktasında
bulunan ilk başkan ve mutluluk arasındaki zorunlu ilişkiyi konu almaktadır.
Toplumsallaşma ve Mutluluk İlişkisi
İnsan, kendi kendine yeten bir varlık olmadığı için insanın toplumsallaşmak
zorunda olduğu kabul edilmiş ve sosyal hayvan olarak nitelenmiştir.
Platon, toplumsallaşmanın nedenini, insanın kendi kendine yetememesi,
başkalarına gereksinmesi olarak açıklamaktadır (1975: 59). Aristoteles de,
yaşamın kendisini sağlamak için başlayan toplumsallaşmanın, polis le iyi
yaşamı sağlayacak duruma geldiğini savunur
. Farabi de, önc(lleri
gibi insanın toplumsal bir varlık olduğunu savunmaktadır. İnsan tek başına
b(t(n ihtiyaçlarını karşılayamayacak bir biçimde yaratılmıştır. İnsanın
İnsan ve Toplum ”ilimleri “raştırmaları Dergisi
Journal of the Human and Social Sciences Researches
[itobiad-e-issn: 2147-1185]
Cilt: 7,
Volume: 7,
Sayı 1
Issue: 1
2018
[267]
Farabi’nin Siyasal Felsefesinde Mutluluk ve İlk ”aşkanlık “rasındaki Zorunlu İlişki
kendini devam ettirmek için gerekli olan şeylerin hepsini tek başına
karşılaması m(mk(n olmadığından, ihtiyaçlarını karşılayacak birçok insana
muhtaçtır Farabi,
. Söz gelimi, çiftçilik yapacak bir kimse, kendisine
saban kerestesi sağlayacak marangozun, saban demiri sağlayacak
demircinin, koşum ök(z( sağlayacak bir sığır t(ccarının yardımı olmaksızın
çiftçilik yapamaz Farabi,
. İnsan basit maddi ihtiyaçlarını
karşılamak için zorunlu olarak toplumsal bir varlıktır. ”unanla beraber
insanın toplumsallaşmasının tek gerekçesi, maddi varlığını yeniden (retmek
değildir. “ksi takdirde, diğer canlı t(rlerinin toplumsallaşması ile insanın
toplumsallaşması arasında fark olmazdı. İnsanın toplumsallaşmasının temel
nedeni, yetkinleşmek ve mutluluğa erişmek için başkasının yardımına
ihtiyaç duymasıdır. İnsan, sahip olduğu tabii yaratılışının kendisine
verilmesinin gayesi olan m(kemmelliğe, ancak birbiriyle yardımlaşan birçok
insanın varlığı sayesinde ulaşabilir Farabi,
. İnsanın işlerinin
zorunlu olanlarını yapması ve bunlarda en (st d(zeye çıkması, bir yerde
topluluklar halinde yaşamasıyla m(mk(nd(r
. İnsan, b(t(n
erdemlere tek başına sahip olamayacak biçimde yaratılmıştır. Farabi’ye göre
insanın tek başına yetkinleşemeyeceği başlangıçta kendisine bildirilmiştir.
Farabi bu d(ş(ncesini söyle ifade eder Farabi,
Her insanın gereken işte bir insan veya başka insanlara bağlanması
doğuştan meylidir ”u, her insanın durumudur. ”unun için, o
olgunluktan g(c(n(n yettiğini elde etmek için her insan başkalarıyla
komşuluk etmeye ve onlarla bir araya gelmeye muhtaçtır ”u
hayvanın tabii yaratılışında bir sığınak aramak ve aynı t(re ait
kimselerin mahallesinde oturmak da vardır insana bundan dolayı
içtimai ve siyasi bir hayvan adı verilmiştir.
İnsanın doğası gereği toplumsal ve siyasal hayvan olmasından zorunlu
olarak b(t(n toplumsallaşma biçimlerinin insanı erdemli ve mutlu kılacağı
sonucu çıkmamaktadır. ”azı toplumsallaşma biçimleri insanların biyolojik
yeniden (retimine olanak sağlamasına rağmen, onun yetkinleşmesi ve
mutluluğa ulaşmasına olanak sağlamaz. ”u bakımdan insanın ihtiyacı olan
toplumsallaşma değil, mutlu bir yaşam s(rmesine olanak sağlayacak yetkin
toplumsallaşmadır. Yetkin toplumsallaşmanın hedefi, insanın erdemli ve
mutlu bir varlık olmasına olanak sağlamaktır. ”unun dışında insanın
mutluluktan başka amaçlar için yardımlaştığı toplumsallaşma biçimleri
vardır ki bunlar, eksik toplumsallaşmadır. Yetkin toplumsallaşma, eksik
toplumsallaşmadan hem amaç hem de ölçek boyutuyla ayrılır. Farabi’ye
göre m(kemmel ve yetkin toplumlar (ç çeşittir K(ç(k olanları şehirler, orta
olanları milletler, b(y(k olanları ise âlem yani b(t(n insanlıktır. 5lçek
olarak şehirden daha k(ç(k birimlerde yetkin toplumsallaşmanın
gerçekleşmesi m(mk(n değildir. ”u bakımdan, ev, sokak, mahalle ve köy
halkının birliktelikleri eksik ve kusurludur. Köyler şehirlere hizmet için
İnsan ve Toplum ”ilimleri “raştırmaları Dergisi
Journal of the Human and Social Sciences Researches
ISSN: 2147-1185
[itobiad]
[268]
“dem ÇELİK
vardır, buna karşın mahalleler şehirlerin bir parçasıdır Farabi, 1980: 36;
2017: 98).
“ntik Yunan terminolojisi ile söylemek gerekirse, polis ten daha k(ç(k bir
birimde yetkinleşmek ve mutluluğa ulaşmak m(mk(n değildir. ”u
bakımdan şehirler yetkin toplumsallaşmanın ilk basamağıdır. Farabi’nin
şehirlerde yetkinleşmenin m(mk(n olduğuna ilişkin fikirleri, Platon ve
“ristoteles gibi d(ş(n(rlerin etkisiyle açıklanabilir gibi gör(nse de,
Farabi’nin teorisi ile yetkinleşmenin yalnızca poliste gerçekleşebileceğine
ilişkin “ntik d(ş(n(ş arasında önemli farklar söz konusudur. Platon ve
“ristoteles gibi d(ş(n(rlere göre, insanın amacına ulaşması yalnızca poliste
m(mk(nken Farabi’ye göre, polis yetkinleşmenin ilk basamağıdır. Farabi
için şehir, yetkinleşme amacı taşıyan insanın, mutluluğu yakalayacağı
yegane siyasal örg(tlenme değil, bunlardan ilkidir. Farabi’nin şehirlere
yapmış olduğu bu vurgu sadece “ntik d(ş(n(rlerin etkisiyle değil, yaşadığı
dönemin siyasal gelişmeleriyle de ilişkidir.
Farabi’nin metinlerini kaleme aldığı dönem, “bbasi Devleti’nin dağılmaya
başladığı ve yerini şehir devletlerine bıraktığı bir döneme tekab(l
etmektedir ”ayraklı,
. Farabi için insan toplumları arasında
şehirlere, milletlere böl(nm(ş olmak, erdem ve mutluluğa ulaşmanın
ön(nde engel değildir. Farabi, bu t(rden böl(nmeleri doğal kabul
etmektedir. İnsanların milletler arasında böl(nm(ş olmasının ikisi doğrudan
tabii, birisi ise dolaylı olarak tabii (ç nedeni olduğunu savunur. İnsanlığın
milletlere böl(nm(ş olmasının doğrudan tabii nedenleri, tabii karakter ve
yapı iken, dolaylı tabii nedeni dildir Farabi,
. Farabi’nin insanlığın,
şehirlere ve milletlere böl(nm(ş olmasını doğal karşılaması, bu t(rden
farklılıkların aşılamayacağını ya da Platon ve “ristoteles gibi ideal siyasal
örg(tlenmenin polis olduğunu söylediği anlamına gelmemektedir. Aksine,
şehirler ve milletler, sırasıyla insanlığın k(ç(k ve orta ölçekli
toplumsallaşmasını
oluştururlar.
”unların
dışında,
yetkin
toplumsallaşmanın bir örneği de, b(y(k ölçekli olan b(t(n insanlığın
birlikteliğini içeren âlemdir. Farabi’nin metinlerine bakıldığında insanlığın
b(y(k toplumunu hedeflediği söylenebilir. Farabi’nin Platonik unsurlarla
birlikte b(t(n d(nyayı tek bir siyasal organizasyon altında toplamaya
çalıştığını ifade edilebilir Hommond,
. Milletlerin b(t(n(n
mutluluk ve erdem için yardımlaştıkları d(nya erdemli d(nyadır.
İnsanların doğası gereği toplumsal bir varlık olmasına rağmen, b(t(n
toplumsallıkların insanın yetkinleşme ve mutluluğa ulaşma hedefine olanak
sağlamadığını d(ş(nen Farabi, siyasal organizasyonun amacının mutluluğa
ulaşmak olduğunu söyler. Polis ya da şehir insanı yetkinlik hedefine
ulaştırabilecek ilk basamaktır. Farabi bu noktada Platon ve “ristoteles’ten
farklılaşmaktadır. “ncak siyasetin amacının iyi yaşam ve mutluluk olduğu
İnsan ve Toplum ”ilimleri “raştırmaları Dergisi
Journal of the Human and Social Sciences Researches
[itobiad-e-issn: 2147-1185]
Cilt: 7,
Volume: 7,
Sayı 1
Issue: 1
2018
[269]
Farabi’nin Siyasal Felsefesinde Mutluluk ve İlk ”aşkanlık “rasındaki Zorunlu İlişki
konusunda Aristoteles’i takip etmektedir. O halde siyasal yaşamın ana
hedefi olan mutluluk ve iyi yaşam nedir?
Farabi, felsefeyi, nazari teorik ve ameli pratik olmak (zere ikiye ayırır.
Nazari felsefe, insanın, sadece ve sadece bilebileceği fakat yapamayacağı
şeylerin bilgisidir. “meli felsefe ise bilinen ve yapılan şeylerin bilgisidir
(Farabi, 2014:161. Nazari felsefe veya hikmet, insana gerçek mutluluğu,
ameli felsefe ve hikmet ise mutluluğun elde edilmesi için yapılması
gerekenleri bildirir. Nazari hikmet, en son amacı , ameli hikmet ise
kendisiyle bu amaca ulaşılan şeyi verir Farabi,
. “meli felsefe,
ahlak ve siyasetten oluşmaktadır. “hlak ve siyaset bilgisinden oluşan pratik
bilgeliğin amacı iyiyi ve mutluluğu araştırmaktır. Siyaset ilmi, mutluluğu
araştırır ve mutluluğun iki t(r(n( tanımlar a “slında öyle olmadığı halde
mutluluk sanılan mutluluk, b gerçekte mutluluk olan mutluluk. ”u ikincisi
öz(nden dolayı arzu edilen bir şey olup, kendisiyle diğer başka şeylere
ulaşmak herhangi bir zamanda arzu edilen bir şey değildir. Diğer şeyler ise
sadece bu mutluluğa ulaşmak için arzu edilir ve ona ulaşıldığında istek sona
erer. Mutluluk sanılan şeylere gelince bunlar zenginlik, şeref, hazlar ve
insanın y(celtilmesi gibi şeylerden oluşur Farabi,
: 264).
Mutluluk, iyi olanlar arasında en iyi, tercih edilenler arasında en tercih
edilen ve insanın yöneldiği amacın en yetkinidir. İyi şeyler veya insanın
ulaşmayı arzu ettikleri, başka bir amaca vasıta olanlar ve bizzat kendileri
için tercih edilenler olarak ikiye ayrılır. Kendilerinden dolayı tercih
edilenler, bir amaca hizmet ettikleri için tercih edilenlerden (st(nd(r
Farabi,
. Mutluluk, kendisi için istenen, hiçbir zaman başka bir
şeyin elde edilmesi için istenmeyen, iyidir. Onun ötesinde, insanın elde
edebileceği daha b(y(k bir şey yoktur Farabi,
. Mutluluk, bizzat
kendisi için istenen iyi olduğuna göre, insanda iyinin bulunması onu
doğrudan mutlu yapmaz. Ç(nk( iyi fiiller insanda tesad(fen
bulunabilecekleri gibi insanın, onları gön(ll( olarak yapması söz konusu
olmaksızın da kendisine y(klenebilir. İyi fiiller insanda bu şekilde
bulunduklarında, mutluluğa sebep olmazlar bilakis, insan onları ancak
gön(ll( olarak isteyerek ve yaptığında, onlarla mutluluk elde edebilir
Farabi,
. “yrıca, insanın hakiki mutluluğa ulaşması için iyi fiilleri
bazı durumlarda değil, her durumda yapması gerekmektedir ”u bakımdan
hakiki mutluluk için insanın, iyi fiilleri isteyerek yapması, iyi fiilleri iyi
oldukları için tercih etmesi ve iyi fiilleri her durumda yapması
gerekmektedir.
Nazari erdemler, d(ş(nce erdemleri, ahlaki erdemler ve ameli sanatlar,
insanın mutluluğa ulaşmasını sağlayan dört insani nesnedir Farabi,
. ”u ilimler içerisinde en (st(n(, varlıkların kesin delillerle kendisiyle
d(ş(n(l(r oldukları nazari erdemlerdir Farabi,
. Nazari erdemler
İnsan ve Toplum ”ilimleri “raştırmaları Dergisi
Journal of the Human and Social Sciences Researches
ISSN: 2147-1185
[itobiad]
[270]
“dem ÇELİK
sayesinde insan, mutluluğun ne olduğunu bilebilir. “ncak sadece
mutluluğun ne olduğunu bilmek insanı mutlu kılmaz. Nazari olarak
mutluluğun ne olduğunu bilen kimsenin, onun elde edilmesini sağlayan
fiilleri de yapması gerekir. ”una ek olarak başkasının mutluluğu ile
ilgilenmek de onun görevidir “ydın,
. ”u bakımdan kendisinde,
nazari erdemler, d(ş(nce erdemleri, ahlaki erdemler ve ameli sanatlar
bulunan herhangi bir kimsenin, bunları şehirler ve milletlerde
gerçekleştirmesi gerekmektedir Farabi,
. Peki neden? Platoncu
kavramlarla sormak gerekirse, mağaradan çıkıp hakikate ulaşmış herhangi
bir kimsenin, mağaraya dönmesi neden zorunlu olsun? Hakikatin kendisine
ulaşmış olmak ve bunu eylemleri ile tatbik etmek neden mutluluk için
yeterli olmasın da, hakikati bulan onu başkasına öğretmek zorunda kalsın?
Hakikate ulaşmış herhangi birisinin, mağaraya geri dönmesi bir
zorunluluktur. Ç(nk( hakiki bilgelik için, bilmek yeterli değildir. Hakiki
bilgiye ulaşmış kişinin, hem bunu tatbik etmesi hem de eğitim ve öğretim
yoluyla başkalarına öğretmesi gerekmektedir. “ksi t(rl( hakiki filozof
olamaz. Diğer taraftan mağaranın içindekiler, kendi başlarına
bırakıldıklarında mutluluğa ulaşmazlar. ”(t(n insanların amaçları mutluluk
olmasına rağmen, insanların çoğu mutluluğun ne olduğunu, onlara
ulaşması için neler yapması gerektiğini kendi başına bilemez. ”u insanlar,
bir kılavuz ve öğretmene ihtiyaç duyarlar Farabi, 1980: 43).
İnsanların mutluluğa ulaşmak için birbirleriyle yardımlaştıkları erdemli
şehrin oluşturuluş ilkesi kozmolojiktir. Evrende bulunan b(t(n varlıkların
varlık nedeninin İlk Neden olması gibi siyasal organizasyonun oluşumunda
da İlk Neden’e benzeyen bir ilk başkan söz konusudur. Nasıl ki İlk Neden,
evreni oluşturan b(t(n parçaların hem varlık hem de hiyerarşi içinde
uyumlu çalışmalarının nedeni ise, ilk başkan da erdemli şehrin varlık
nedenidir. Farabi’ye göre, İlk Olan’a en yakın olandan, var olmanın
m(mk(n olmadığı sınıra kadar b(t(n varlıklar, ister m(kemmel, ister
kusurlu olsun İlk Olan’dan taşarlar ve bu bir hiyerarşi içinde olur. İlk Olan,
b(t(n var olanların varlık derecelerini kendisinden alması almaları ve her
bir varlığın derecesine uygun olarak varlıktan hissesini kendisinden
edinmesi bakımından adildir Farabi,
- . İlk başkan, mutluluğu
kendi başına bulamayacak olan b(y(k çoğunluğa mutluluğun ne olduğunu
öğreten kişi olduğu gibi erdemli toplumun oluşumunda kimin hangi
konumda bulunması gerektiğine karar veren kişidir. Kozmosun varlığı için
nasıl İlk Neden zorunlu ise erdemli şehrin oluşumu için de ilk başkan
zorunludur. Farabi’ye göre erdemli şehir, tabii varlıklara ve şehrin
mertebeleri de, ”irinci Sebep’ten başlayıp ilk madde ve dört unsurda son
bulan varlıkların mertebelerine benzer
. Farabi, erdemli şehrin
d(zenini sadece kozmosa benzetmez. ”irçok metninde erdemli şehrin
parçaları ile canlı organizma arasında da analoji kurar. Peki, erdemli bir
şehirde insanların mertebelerini belirleyen ilke nedir?
İnsan ve Toplum ”ilimleri “raştırmaları Dergisi
Journal of the Human and Social Sciences Researches
[itobiad-e-issn: 2147-1185]
Cilt: 7,
Volume: 7,
Sayı 1
Issue: 1
2018
[271]
Farabi’nin Siyasal Felsefesinde Mutluluk ve İlk ”aşkanlık “rasındaki Zorunlu İlişki
Erdemli Şehirde Toplumsal Konumlar, Yaratılış ve Eğitim
İlişkisi
Organizmacı bir toplum gör(ş(ne sahip olan Farabi, erdemli şehri, b(t(n
organları canlı varlığın hayatını tam kılmak ve onu bu durumda canlı
tutmak için yardımlaşan tam ve sağlıklı bir bedene benzetir Farabi,
. Erdemli şehrin parçaları, bedeni meydana getiren organlar arasındaki
uyum ve hiyerarşiye göre çalışır. Farabi’nin toplum gör(ş( uyum ve
hiyerarşiyi merkeze almaktadır. ”u bakımdan toplumu oluşturan parçalar
birbirleriyle eşit değildir ve her birinin önemi ve değeri birbirinden farklıdır
(Farabi, 2017: 99):
Şehirde de, amir olan insan ve mertebeleri bu insana yakın olan
başka insanlar vardır. ”u insanların her biri, kendileriyle bu amirin
amacına uygun olarak fiilde bulundukları bir istidat ve melekeye
sahiptir. ”u insanlar mertebe bakımından birinci sıradadırlar. ”u
insanların altında, onların amaçlarına uygun olarak fiillerini
gerçekleştiren başka insanlar gelir ki, onlar da ikinci sıradadırlar.
Onların da altında ikinci sırada zikredilen insanların amaçlarına
uygun olarak fiillerini gerçekleştiren insanlar bulunur ve şehrin
kısımları, başkalarının amaçlarına uygun olarak fiilde bulunan, ancak
kendi amaçlarına uygun olarak kimsenin fiilde bulunmadığı gruplara
ulaşıncaya kadar, böyle bir sıra içinde aşağı doğru iner. ”u sonucular,
demek ki, başkaları tarafından hizmet edilmeksizin başkalarına hizmet
edenlerdir. ”undan dolayı da onlar en alt sırada bulunan, en değersiz
olanlardır.
Farabi’nin erdemli şehri, herkesin (st(ndekine göre yönetilen ve alttakine
göre yöneten olduğu ve kendisine hizmet edilmeksizin hizmet eden insana
kadar ulaşan bir hiyerarşi barındırmaktadır. Yönetici, bedenin amir organı
olan kalp gibidir. Farabi, şehrin kısımlarının tabii olduğunu, buna karşın bu
kısımların şehirde yerine getirdiği istidat ve melekelerin iradi olduğunu
savunur Farabi,
. ”u bakımdan doğa veya yaratılış bir kişinin
toplumsal konumunu belirleyen yegane ilke değildir. Diğer bir ifade ile
yaratılış, insanın ideal devlette hangi konumda olacağının tek belirleyicisi
değildir. Ç(nk( yaratılış ya da doğa insanın, herhangi bir şeye yatkınlığına
neden olur. Doğa, insanın herhangi bir şeyi öğrenmesini kolaylaştırır ya da
zorlaştırır. ”una karşın doğa, insanın herhangi bir işi öğrenmesine engel
teşkil etmez. İnsan, doğasında meyilli olmadığı herhangi bir işi de
öğrenebilir. “ncak bu işi öğrenmesi, doğasında meyilli bulunduğu bir işi
öğrenmesine göre daha zordur. ”öyle olunca eğitim, doğadan daha önemli
gör(nmektedir. ”u y(zden yaratılış yön(nden eksik olanlar, bir işte
eğitildikleri zaman (st(n yaratılışlı olup da, o konuda eğitilmeyenlerden
daha (st(n olurlar ve bir işin (st(n d(zeyinde eğitilenler, o işin aşağı
İnsan ve Toplum ”ilimleri “raştırmaları Dergisi
Journal of the Human and Social Sciences Researches
ISSN: 2147-1185
[itobiad]
[272]
“dem ÇELİK
d(zeyinde eğitilenlerin başkanıdır
Farabi,
. Erdemli şehirde
toplumsal konumları belirleme bakımından eğitim ve doğanın belirleyici
olduğu söylenebilir. Ç(nk( doğa insana herhangi bir işi yapma yeteneğini
potansiyel olarak verir ve bu potansiyelin açığa çıkması eğitimle
m(mk(nd(r. “ncak eğitim, insanın doğasında bulunmayan herhangi bir işi,
biraz g(çl(k çekerek de olsa öğrenmesini sağlayabilir. O halde doğa ve
eğitim meselesinde Farabi için ideal olan, Platon’a benzer bir biçimde
herkese doğasına uygun eğitim verilmesidir Platon, 1975: 105; 1998: 28).
Farabi’ye göre de, ister hizmetli, ister efendi sınıfında olsun, erdemli şehirde,
her insana, sadece kendisinin meşgul olduğu bir tek sanat veya iş tahsis
edilmelidir
. “ncak her insanın yerine getirdiği işlerin ve sahip
olduğu sanatların değeri eşit değildir. İnsanlar gibi, işler ve sanatlar arasında
da bir hiyerarşi söz konusudur. ”azı sanatlar, diğer sanatlara hizmet etmek
için varken, bazı sanatlar da b(t(n sanatların kendisine hizmet etmesi için
vardır. Siyaset ya da yöneticilik sanatı, b(t(n sanatların en (st(n(d(r ve bu
sanatla meşgul olan kişi de diğer sanatlarla uğraşan kişilerden (st(nd(r. ”u
bakımdan Farabi için, toplumsal grupların değerini belirleyen yönetimle
ilişkileridir. Şehirde sadece k(ç(k bir iş tutmaya yeterli kılınmış olanlar
halk, siyasi bir iş tutup, siyasi bir amacı gaye edinenler ise seçkinlerdir
Farabi,
. Halk ve seçkinler arasındaki ayrımın esas noktası, kişinin
tuttuğu işin siyasi bir niteliği olup olmadığıdır. Şehrin böl(mlerinin her
birinde, (zerinde başka hiçbir reisin bulunmadığı ilk reis, asla hiçbir kimse
(zerinde yönetme hakkı bulunmayan bir tebaa ve kendisinden aşağıda
bulunanların yöneticisi ve kendisinin (zerinde bulunanların tebaası olan
birileri vardır Farabi,
. ”u hiyerarşide kimseye yöneticilik
yapmayanlar en altta, kendisinden aşağıda bulunanlara yöneticilik yapıp,
kendisinden yukarıda bulunanlara hizmet edenler ortada ve hiç kimseye
hizmet etmeyip herkesin kendisine hizmet ettiği ilk başkan en (stte
bulunmaktadır. ”u hiyerarşi kozmolojik d(zenin aynısıdır. Kozmolojik
d(zen sırasıyla, ay (st( varlıklar, ay ve ay altı varlıklardan oluşur Farabi,
2017: 31- . “y altı varlıkların geliş d(zeni ile ay (st( varlıkların geliş
d(zeni farklıdır. “y altı varlıklarda, önce kusurlu olan daha sonra (st(n
olan gelirken ay (st( varlıklarda, önce (st(n ve m(kemmel olan daha sonra
kusurlu olan gelmektedir Farabi,
. “y altı varlıklar hiyerarşisinde
en (stte dil ve d(ş(nceye sahip varlık olan insan bulunmaktadır. İnsanlar
içerisinde de en yetkin ve m(kemmel olanı, erdemli şehrin insanlarının
mutluluk sebebi olan ilk başkandır.
Erdemli Şehrin İlk ”aşkanı: Filozof ve Peygamber
Yönetici, erdemli şehrin ilk ve en m(kemmel parçasını oluşturur. “ynı
zamanda yönetici, şehrin diğer parçalarının ortaya çıkış nedenidir ve bu
yön(yle organizmada kalbin görd(ğ( role benzer bir rol( vardır Farabi,
İnsan ve Toplum ”ilimleri “raştırmaları Dergisi
Journal of the Human and Social Sciences Researches
[itobiad-e-issn: 2147-1185]
Cilt: 7,
Volume: 7,
Sayı 1
Issue: 1
2018
[273]
Farabi’nin Siyasal Felsefesinde Mutluluk ve İlk ”aşkanlık “rasındaki Zorunlu İlişki
. İnsanın amacı mutluluk olduğundan, insan, mutluluğun ne
olduğunu bilmeye, onu amaç edinmeye ihtiyaç duyar. “yrıca mutluluğu
elde etmesi için ne yapması gerektiğini bilmesi ve onları yapması
gerekmektedir. “ncak insanların çoğu mutluluğun ne olduğunu, onlara
ulaşması için neler yapması gerektiğini kendi başına bilmediğinden bir
kılavuz ve öğretmene ihtiyaç duyar Farabi,
. 5ğretmen veya
kılavuz ihtiyacı söz konusu olduğunda da, bazı insanların kılavuza
ihtiyacının daha az, bazılarının daha çok olduğunu ekler. ”aşkasına
herhangi bir bakımdan bir şey öğreten veya herhangi bir işte ona kılavuzluk
eden kimse, öğrettiği ve kılavuzluk ettiği kişiye yönetici olur Farabi,
44).
Farabi, varlıklar hiyerarşisine benzer bir hiyerarşinin toplumsal tabakalar
arasında da olduğunu ve herkesin kendi (st(ndekinin gayesini takip etmesi
gerektiğini savunur. İnsanlar arasında en sonda olan, kendi (st(ndekinin
gayesini, ikinci de, mevkii bakımından kendi (st(nde olanın gayesini,
(ç(nc(, mevkii bakımından kendi (st(nde bulunan kişinin gayesini takip
eder ve kendileriyle İlk Neden arasında artık başka bir varlığın bulunmadığı
varlıklara ulaşılıncaya kadar bu böyle gider Farabi,
. ”u bakımdan
erdemli şehrin b(t(n kısımlarının ilk yöneticinin gayelerini takip etmeleri
gerekir. İlk yönetici, mutluluk ve m(kemmelliğe ulaşmıştır. Ç(nk( kendisi
ile Faal “kıl arasında herhangi bir mertebe kalmamıştır Farabi,
.
Peki, ilk başkan ya da ilk yönetici nasıl ortaya çıkar? İlk yönetici rastgele
ortaya çıkmış ya da bulunmuş birisi değildir. Ç(nk( ilk yöneticide mutlaka
iki özelliğin bulunması gerekmektedir a O insan, yaratılışı ve tabiatı
bakımından yöneticiliğe istidatlı olmalı , b yöneticilikle ilgili iradi meleke
ve tutumları kazanmış olmalıdır Farabi,
. ”u bakımdan kişinin
yönetici olmaya eğilimli olarak doğmuş olması yeterli değildir. Yöneticiliğin
gerektirdiği iradi tutumları da eğitim yoluyla kazanması gerekmektedir.
”(t(n insanlarda ortak olan ve insanı insan yapan ilk mertebe, bilfiil akıl
olmaya hazır olan kabul edici, alıcı tabii istidadın ortaya çıkmasıdır.
Farabi’ye göre akılların dört t(r( ve mertebesi vardır. ”unlar, bilkuvve akıl,
bilfiil akıl, kazanılmış akıl m(stefâd ve Faal “kıl’dır. ”ilkuvve akıl istidat
demektir ve onda suretler hen(z ayrılmamıştır. ”ilfiil akıl, istidadın
meydana çıkmasıdır ve suretler madden ayrılmıştır. Kazanılmış akıl, aklın
kainat nizamına sırf mâkuller e tevecc(h etmesi ve sırf makulleri
kavrayacak hale gelmesidir. Ülken,
. ”(t(n insanlarda ortak olan
bu istidatla bilkuvve akılla Faal “kıl arasında iki mertebe bulunmaktadır
Edilgin aklın fiilen var olması kuvveden fiile çıkması ve kazanılmış aklın
meydana gelmesidir Farabi,
. Kazanılmış aklın meydana gelmesi,
insanın Faal “kıl’la bağlantı kurmasına neden olur. Diğer bir ifade ile Faal
“kıl’la bağlantı kurma kazanılmış aklın elde edilmesiyle olur. Kazanılmış
aklı elde edip, Faal “kıl’la bağlantı kuran kişi ilk başkan ve ilk yönetici olur.
Farabi, kazanılmış aklın Faal “kıl ile ittisalini ve Faal “kıl’dan taşma
İnsan ve Toplum ”ilimleri “raştırmaları Dergisi
Journal of the Human and Social Sciences Researches
ISSN: 2147-1185
[itobiad]
[274]
“dem ÇELİK
sonucunda ilk başkanın ortaya çıkışını şöyle açıklamaktadır Farabi,
44-45) :
”ilim ilm ve marifeti gerçek anlamda elde etmiş olup, hiçbir şeyde
kendisine yol gösterecek bir insana gerek duymaz. Yapmak zorunda
kaldığı işlerin herbirini iyice anlayacak g(çtedir. O, öğrettiği her şeye
başkalarını en iyi şekilde kılavuzlayacak, başkalarını yapabilecekleri
işde çalıştıracak, mutluluğa gidecek b(t(n işleri belirleyecek,
tanımlayacak, ve değerlendirecek g(ce de sahiptir. ”u, yaratılışça
b(y(k ve y(ksek yatkınlıklara sahip olan kişinin, Faal “kıl ile bağlantı
kurduğunda gerçekleşir. O, bunu Faal “kılla bağlantı kurmağı , önce
edilgen m(nfa il aklı, daha sonra da kazanılmış mustefâd aklı
elde etmesiyle başarır. Ç(nk(, Kitab un-Nefs De “nima de
belirtildiği gibi, Faal akılla bağlantı kurma kazanılmış aklın elde
edilmesiyle olur.
Eskilere göre, böyle bir kişi, gerçekte hükümdar (melik) olup, onun
vahy almış olduğu söylenmelidir. Ç(nk( insana, ancak bu mertebeye
ulaşınca, yani Faal “kılla kendisi arasında herhangi bir aracı
kalmadığı zaman Vahy gelir. Ç(nk( edilgen akıl, kazanılmış aklın
maddesi ve konusu gibidir. Kazanılmış akıl da, Faal “kıl ın maddesi
ve konusu durumundadır. İşte, ancak bu durumda, insanın, şeyleri ve
fiilleri nasıl tanımlayacağı ve onları mutluluğa doğru nasıl
yönelteceği hususunda bilgi sahibi olmasını sağlayan g(ç, Faal
“kıl dan m(nfail akla çıkar. İşte, kazanılmış akıl kanalıyla Faal
“kıl dan m(nfail akla gelen bu akış, Vahy dir. Faal “kıl, İlk Sebebin
varlığından çıkmıştır. ”unun için, Faal “kıl aracılığı ile bu insana
vahyedenin İlk Sebep olduğu söylenebilir. ”öyle bir insanın
başkanlığı, ilk başkanlık olup, diğer b(t(n başkanlıklar ondan sonra
gelir ve ondan kaynaklanır. ”u apaçık bir şeydir.
İlk başkan, Faal “kıl’dan edilgin aklına taşanla bir filozof, Faal “kıl’dan
muhayyile kuvvetine taşanla da bir peygamberdir Farabi,
. ”u
bakımdan ilk başkanın filozof-peygamber olduğu söylenebilir. Farabi’nin
tartışmasını daha iyi kavramak için birkaç soru sorulabilir. Peygamber
zorunlu olarak filozof, filozof zorunlu olarak peygamber midir?
Peygamberle filozof arasında herhangi bir fark var mıdır? İlk başkan
zorunlu olarak peygamber mi olmalıdır? Son olarak peygamber-filozof olan
ilk başkanla somut bir peygamber mi kastedilmekte yoksa peygamberlik
kurumuna mı atıf yapılmaktadır?
İnsan ve Toplum ”ilimleri “raştırmaları Dergisi
Journal of the Human and Social Sciences Researches
[itobiad-e-issn: 2147-1185]
Cilt: 7,
Volume: 7,
Sayı 1
Issue: 1
2018
[275]
Farabi’nin Siyasal Felsefesinde Mutluluk ve İlk ”aşkanlık “rasındaki Zorunlu İlişki
Farabi, peygamber ve filozofların Faal “kıl’la bağlantı kurup, mutluluğu
bulmayı amaçladıklarını savunur.2 “ynı zamanda, peygamber, filozof ve
erdemli şehrin bilge önderinin aynı amacı taşıdıklarını da savunur. “ncak
bu peygamberlik ve filozofluğun aynı olduğu anlamına gelmez. Onların
mutluluğa ulaşma ve yönettikleri topluluğu mutluluğa ulaştırma biçimleri
birbirinden farklıdır. Peygamber amacına muhayyile kuvvesiyle, filozof ise
akılla ulaşır. Peygamberliğe m(sait kimse ilkin mustefâd kazanılmış akıl
derecesine ulaşır, sonra da aklı, Faal “kıl’la bağlantı kurar. Faal “kıl,
“llah’tan gelen vahyi peygamberin m(nfail edilgen aklına, mustefâd akıl
aracılığıyla akıtır Çubukçu,
. Mustefâd akıl, Faal “kıl’dan istifade
eden, ondan tesir alan akıldır. Faal “kıl tarafından alınan tesirin insan aklı
tarafından kendisine mal edilmesi, bu tesirlerin tefsiri ve anlamlandırılması
yine mahsus âlemden kalmış izler yardımıyla olmaktadır. Farabi, vahiy ve
peygamberliği Faal “kıl’dan alınan tesirle izah ediyor Sayılı,
.
Filozofun aklına da bilgiler ilahi kaynaktan gelir. ”una karşın, filozof aklıyla,
peygamber tahayy(l g(c(yle bilgiye ulaşır Çubukçu,
. Peygamber
muhayyile kuvveti sayesinde uyanık haldeyken bile Faal “kıl’dan şimdiki
ve gelecekteki tikelleri ve onların duyusal temsillerini alabilir. Peygamber,
aldığı akılsallarla da ilahi şeylerden haber verebilir. ”u tahayy(l kuvvetinin
ulaşabileceği en y(ksek derece ve insanın tahayy(l kuvveti aracılığıyla
ulaşabileceği en y(ksek makamdır
Farabi,
. ”u bakımdan
peygamber Faal “kıl’la kurmuş olduğu bağlantı neticesinde, gelecekte
gerçekleşecek olaylar hakkında bilgi sahibi olur. Muhayyile melekesi, yani
gayb’den haber alma yetisi peygamberi d(nyaya bağlar ve insanlara
mutluluk yön(nden yol gösterir Galston,
. H(lasa, hem filozof
hem de peygamber Faal “kıl’la bağlantı kurmakta buna karşın, Faal “kıl
kişinin mustefâd aklına taştığında kişi filozof, muhayyile kuvvetine
taştığında kişi peygamber olmaktadır. Diğer bir ifade ile Faal “klın
taşmasının adı vahiydir. Faal “klın hangi yetiye taştığı ise filozof ve
peygamber arasındaki ayrımın esasını oluşturmaktadır. ”u yön(yle
peygamberin zorunlu olarak filozof, filozofun zorunlu olarak peygamber
olduğu söylemez. ”una karşın peygamberlik ve filozofluğun aynı kişide
toplanmasının m(mk(n olduğu söylenebilir.
Farabi’nin ideal ilk başkanında peygamberlik ve filozofluk özelliklerinin
toplandığı gör(lmektedir. Diğer bir ifade ile Faal “kıl ilk başkanın hem
mustefâd aklına hem de muhayyile kuvvesine taşmaktadır. ”u bakımdan
Farabi, felsefenin en y(ksek noktasında ilk başkanı, filozofu ve peygamberi
birleştirir “ydın,
. “ncak bu durum ideal olarak böyledir ya da
ideal ilk başkan budur. Farabi, ancak doğuştan tabii şu on iki özelliği taşıyan
kişinin ilk başkan olabileceğini savunur a Organları bakımından tam ve
İnsan aklı ile Faal Akıl arasında ittihad (bir olma) değil, ittisal yani karışıp tekleşmeksizin
erişip bağlantıya geçme söz konusudur (Corbin, 2003: 289).
2
İnsan ve Toplum ”ilimleri “raştırmaları Dergisi
Journal of the Human and Social Sciences Researches
ISSN: 2147-1185
[itobiad]
[276]
“dem ÇELİK
eksiksiz olması gerekir, b kendisine söylenen her şeyi iyi anlama ve idrak
etme yeteneğine sahip olmalı, c anladığı, görd(ğ(, duyduğu, idrak ettiği
şeyi zihninde saklama yeteneğine sahip olmalı, hemen hemen hiçbir şeyi
unutmamalıdır, d uyanık ve çok zeki olmalı, bir şeyle ilgili en ufak bir delil
görd(ğ(nde bu delilin işaret ettiği yönde o şeyi kavramalıdır e zihninde
bulunanları açıklıkla ifade edebilmesini sağlayan g(zel konuşma
kabiliyetine sahip olmalıdır f bilgi edinmeyi ve öğrenmeyi sevmeli, bu
konudaki zahmetlere katlanmalıdır g tabiatı gereği doğruluğu ve doğru
insanları sevmeli, yalandan ve yalancılardan nefret etmelidir h yeme, içme
ve cinsel zevklerin peşinde koşmayan biri olmalıdır ı y(ksek ruhlu olmalı,
şerefi ve ululuğu sevmelidir i Dirhem ve dinar onun göz(nde değersiz
olmalıdır j tabiatı gereği adaleti ve adaletli kişileri sevmeli, baskı ve
zul(mden ve bunları yapanlardan nefret etmelidir k yapılmasını gerekli
görd(ğ( şey konusunda azimli, kararlı ve cesur olmalıdır
-108).
Farabi erdemli kentin ilk başkanında Faal “kıl’la tasavvur ve muhayyile
yoluyla temas dışında, bu on iki özelliğin de bulunması gerektiğini
savunmaktadır. ”una karşın bu on iki özelliğin ideal olan ilk başkanda
bulunması gerektiği söylenebilir. Ç(nk( tartışma teoriden pratiğe
kaydığında, Farabi’nin ilk başkanda bulunması gereken özellikler
konusunda geri adım attığı gör(lmektedir. Farabi, ilk başkanda bulunması
gereken on iki özelliği saydıktan sonra, bu özelliklerin tek bir insanda
toplanmasının zor olduğunu ve bu tabii yaratılıştaki insanlara her çağda
ancak bir defa tesad(f edildiğini söylemektedir. Devamla, eğer erdemli
şehirde böyle bir insan bulunur ve bu insan b(y(d(kten sonra yukarıda
zikrettiğimiz şartlardan altısını yerine getirirse veya muhayyile kuvveti
aracılığıyla insanları uyarma kabiliyeti dışındaki beş tanesini bu yerine
getirirse yönetici bu insan olacaktır demektedir Farabi,
. Eğer
böyle bir insan bulunmazsa, Farabi bu şartları başkanlık makamında arar.
”u noktada birkaç çıkarımda bulunmak gerekmektedir. İlk olarak Farabi
için, erdemli şehrin ideal ilk başkanı peygamber-filozof olmalıdır. ”unun
anlamı ilk başkanın Faal “kıl’la hem tasavvur hem de muhayyile yoluyla
temasa geçmesinin gerekliliğidir. “ncak bir realist olan Farabi, bunun
m(mk(n olmadığı durumlarda ilk başkanlık için filozof-peygamber olma
koşulunu aramaz. Eğer bu koşulu arıyor olsaydı, muhayyile kuvveti
aracılığıyla insanları uyarma kabiliyeti dışındaki beş tanesini yerine
getirirse ifadesini kullanamazdı. Ç(nk( peygamber, sadece mutluluğun ne
olduğunu tasavvur veya muhayyile kuvveti aracılığıyla bilen değil, aynı
zamanda yönettiklerine bunu tasavvur veya muhayyile kuvveti aracılığıyla
öğretendir. ”u bakımdan peygamberin hem muhayyile kuvveti aracılığıyla
Faal “kıl’la temas kurması, hem de mutluluğu yönettiklerine muhayyile
kuvveti aracılığıyla öğretmesi gerekmektedir. Eğer yöneticide muhayyile
kuvveti aracılığıyla insanları uyarma kabiliyeti aranmıyorsa bu ilk
yöneticinin pratikte peygamber olmasının zorunlu olmadığı anlamına
İnsan ve Toplum ”ilimleri “raştırmaları Dergisi
Journal of the Human and Social Sciences Researches
[itobiad-e-issn: 2147-1185]
Cilt: 7,
Volume: 7,
Sayı 1
Issue: 1
2018
[277]
Farabi’nin Siyasal Felsefesinde Mutluluk ve İlk ”aşkanlık “rasındaki Zorunlu İlişki
gelmektedir. Üç(nc( olarak, bu özellikleri taşıyan bir kişi ya da kişiler
bulunmadığında, bu vasıfların başkanlık makamında aranması
gerekmektedir. ”uradan hareketle, ideal yöneticinin filozof-peygamber,
gerçekte her zaman buna imkan olmadığı için filozof-peygamberin
bulunmadığı durumlarda ilk başkanın, altı veya beş özellik taşıyan kişi,
buna imkan olmayan durumlarda ise başkanlık makamının ilk başkan
olacağı söylenebilir.
Farabi, Fusûl(’l-Medeni isimli kitabında ise ilk başkanda bulunan özellikleri
altıya indirmektedir. ”u çalışmaya göre ilk başkan şu altı şartı haizdir
Hikmet, tam pratik hikmet, başkalarını ikna edebilme m(kemmelliği, hayali
bir etki meydana getirme m(kemmelliği, bizzat cihada katılabilme g(c( ve
bedeninde cihatla ilgili işlerde hazır bulunmasını engelleyen bir şeyin
bulunmaması
. ”urada sayılan altı özellik, İdeal Devlet’te sayılan
on iki özellikten farklıdır ve felsefenin varlığı bir zaruret olarak gör(lmesine
rağmen, peygamberlik bir zaruret olarak gör(lmemiştir. Hayali bir etki
meydana getirme m(kemmelliği ile kastedilen peygamberlik değil, dindir.
Farabi’ye göre din ve felsefenin her ikisinin amacı da hakikate ulaşmak
olmasına rağmen, hakikate ulaşma biçimleri birbirinden farklıdır. Felsefe
hakikati olduğu gibi kavramasına rağmen, din hakikati olduğu gibi değil,
imajları, taklitleri ve örnekleri (zerinden kavramaktadır. İnsanların b(y(k
çoğunluğu ya doğuştan yetersizlikleri ya da d(ş(nme tembellikleri
y(z(nden hakikati olduğu gibi değil, imajları, taklitleri ve örnekleri
(zerinden kavrarlar. Mutluluğu tasavvur edilmiş şekliyle amaç edinmiş ve
ilkeleri tasavvur edilmiş şekliyle kabul eden kimseler bilge bu şeyleri
nefslerinde hayal edilmiş şekli ile kabul eden ve amaç edinen kişiler ise
m(min kişilerdir Farabi,
. Hakikat tek olmasına rağmen, onun
imajları ve taklitleri çoğuldur. ”u bakımdan hakikatin bir taklidi ya da
sembolik ifadesi olarak gör(lebilecek tek bir dinden söz edilemez Kurtoğlu,
. Erdemli şehrin ilk başkanın İlk Neden’in âlemdeki yönetimini
kavrayabilmesi ancak felsefe ile m(mk(nd(r. ”unun yanında, topluluğun
en y(ce mutluluğa ulaşmasını sağlayan, gör(şlerini, inançlarını ve
eylemlerini birleştiren dinin varlığıdır Farabi,
. Diğer bir ifade ile
insanların çoğunluğu hakikati olduğu gibi kavrayamadıklarından, hakikatin
imajlar ve örnekler (zerinden anlatılması gerekmektedir. Mağaradan çıkıp
hakikate ulaşan filozofun, mağaraya dönd(kten sonra insanlara hakikati
olduğu gibi değil, imajları ve taklitleri (zerinden anlatması gerekmektedir
ki, bu din sayesinde m(mk(nd(r. ”u bakımdan filozofun da halkı mutluluk
yoluna yöneltmesi için dine ihtiyacı vardır. “ncak hakikatle ilişkisi
bakımından felsefenin dinden (st(n olduğu söylenebilir. ”una karşın halkla
temas ve halkı mutluluk yoluna yöneltme bakımından din, felsefeye göre
daha avantajlıdır. Ç(nk( felsefi bir hakikatin halk tarafından benimsenmesi,
halkın b(y(k çoğunluğu tasavvur g(c(nden yoksun oldukları için örnekler
ve taklitler yoluyla olur.
İnsan ve Toplum ”ilimleri “raştırmaları Dergisi
Journal of the Human and Social Sciences Researches
ISSN: 2147-1185
[itobiad]
[278]
“dem ÇELİK
Halkın b(y(k çoğunluğunun felsefi hakikati olduğu gibi kavrama g(c(nden
yoksun olması, hakikatin dini bir form(lasyon içinde sunulmasını zorunlu
kılmaktadır Korkut,
. ”u bakımdan felsefe, hakikatin, Faal “kıl’da
olduğu şekliyle kavraması, din ise, bu hakikatin çeşitli imaj, örnek ve
temsillerle algılanmasıdır “ydınlı,
. Farabi’nin söylediklerinin
zorunlu sonucu, insanın amacı olan mutluluğa ulaşmasının ve hakikati
kavramasının ya felsefe ya da din yoluyla olduğudur. Halkın b(y(k
çoğunluğu tasavvur g(c(nden yoksun oldukları için, hakikatin halka
anlatılması ve halkın mutluluk yoluna yöneltilmesi için din bir
zorunluluktur. “ncak erdemli şehirlerin tamamının aynı dine mensup
olması gerekmemektedir. Farabi’ye göre, hepsi aynı t(rden mutluluğu amaç
edindikleri halde, dinleri farklı olan birçok erdemli millet ve şehir
bulanabilir (1980: 51; 2017: 128).
Erdemli şehrin mutluluk insanlarının mutluluk yoluna yöneltilmesi ve
hakikati, çeşitli temsiller, imajlar ve örnekler (zerinden anlaması için
kozmostaki İlk Neden gibi bir ilk başkanın varlığı zorunludur. Farabi’ye
göre siyaset ilmi, hakikatte mutluluk olan şeye ulaştıracak şeylerin
hayırlar, g(zel davranışlar ve erdemler olduğunu bunların dışındakilerin
ise köt(l(kler, çirkin davranışlar ve kusurlar olduğunu anlatır. “yrıca
bunların insanda bulunmasının gerekçesinin erdemli fiiller ortaya koymak
ile erdemli bir yaşam tarzının şehirler ve milletlerde bir d(zene göre
dağılması ve ortak olarak kullanılması gerektiğini ve b(t(n ancak bir
liderlikle gerçekleşebileceğini açıklar
. ”u bakımdan siyasal
etkinliğin amacı olan iyi yaşam ve bizatihi kendisi için istenen iyi olan
mutluluk ilk başkan olmaksızın sağlanamaz. “ncak ilk başkanın taşıması
gereken özelliklerin neler olduğu konusunda Farabi’nin tek bir öneri yerine
alternatifler (zerinde durduğu söylenebilir.
Farabi’ye göre, hakikati tasavvur g(c( ile kavrayamayacak insanların
mutluluğa yöneltilmesi için ilk başkanın varlığı zorunluluk olmasına
rağmen, ilk başkan başkanlığını kimseye borçlu değildir. İlk başkan varlığını
hiç kimseye borçlu değilse, ilk başkanın ilk başkan olabilmesi için erdemli
bir şehrin yöneticisi olma zorunluluğun olmadığı sonucu mu çıkmaktadır?
Farabi için bu sorunun yanıtı evettir. Farabi’ye göre gerçek filozofluk
mertebesinde ulaşıldıktan sonra, eğer ondan faydalanılamıyorsa, bu onun
hatası değildir. Hata, onu dinlemeyenlerin ve onu dinlemeyi gerekli
görmeyenlerindir. Filozof, filozof olması hasebiyle başkan ve imamdır. ”u,
kimsenin onu bilip bilmediğine, destekleyip desteklemediğine göre
değişmez
Farabi
. ”u nokta teorik bilgeliğin pratiğe
dök(ld(ğ(nde çeşitli zorluklarla karşılaşıldığının bir göstergesidir. Farabi,
erdemli şehrin ilk başkanı olarak filozof-peygamberin bulunmadığı
durumlar hakkında alternatifler geliştirmiştir. ”una karşın,
filozofpeygamberin söylediklerinin mağaradakiler tarafından kabul edilmemesi
İnsan ve Toplum ”ilimleri “raştırmaları Dergisi
Journal of the Human and Social Sciences Researches
[itobiad-e-issn: 2147-1185]
Cilt: 7,
Volume: 7,
Sayı 1
Issue: 1
2018
[279]
Farabi’nin Siyasal Felsefesinde Mutluluk ve İlk ”aşkanlık “rasındaki Zorunlu İlişki
halinde filozofun ne yapacağı kesin değildir. ”u t(r bir durumda, filozofun
ön(nde (ç yol bulunduğu söylenebilir a Filozof toplumu terk edecektir, b
toplumu hakikati anlamadığı için suçlayacaktır, c topluma hakikati zor
kullanarak kabul ettirecektir. Farabi’nin siyasal kuramı açısından
bakıldığında (ç(nc(s(n( söylemesi kuramı açısından b(y(k bir çelişki
olacaktır. Ç(nk( mutluluk bizatihi kendisi için istenen iyiliktir ve insanda
iyilik tesad(fen ya da zorla da bulunabilir olmasına rağmen, bunlar insanı
mutluğa ulaştırmazlar. İnsanı mutluluğa göt(ren iyiliklerin iradi olarak
benimsenmesi gerekir. ”undan dolayı zorla ve cebirle insanlara iyiliği ve
hakikati kabul ettirmek, insanları mutluluğa ulaştırmaz. ”u c(mlelerden
Farabi’nin zor kullanmayı ve şiddeti önermediği sonucu çıkmaz. Farabi,
herhangi bir siyasal toplumun parçası olmayan vahşi hayvanlar gibi
insanlardan söz etmekte ve bu insanlara karşı zor kullanmanın ve onları
köleleştirmenin meşru olduğunu savunmaktadır
-53). Bir de
erdemli şehirde nevabit olarak adlandırılan t(rediler veya ayrık otları
bulunmaktadır. ”unların bir kısmının kanıtlar yolu ile mutluluk yoluna
yöneltilmesi m(mk(n olmasına rağmen diğer bir kısmı hiçbir yolla
mutluluğa yöneltilemez. Farabi, erdemli şehirde yola gelmeyen bu
nebavitler hakkında da yöneticinin s(rg(n, hapis, cezalandırma ve zor
işlerde çalıştırma gibi yollara başvurabileceğini söyler Farabi,
.
“ncak, bu t(rden bir zor kullanma, onları, mutluluğa yöneltmek için değil,
onların hizmetinden faydalanmak içindir. Farabi, filozofa toplumu terk
etmesi gerektiğini de söyleyemez. Ç(nk( gerçek filozofla, sahte filozof
arasındaki en önemli ayrım noktalarından birisi budur. Hakiki filozof teorik
bilgeliğini siyaset ilmi sayesinde pratiğe dökmek zorundadır. Geriye
toplumu suçlamak kalmaktadır ki, Farabi’nin yaptığı budur.
Farabi’nin hakkında sorulacak olan bir diğer soru ise Farabi’nin erdemli
şehir ve ilk başkanlık söz konusu olduğunda somut bir model ve somut bir
ilk başkanı örnek alıp almadığıdır. Farabi’nin çalışmaları dikkatle
incelendiğinde, filozof-peygamber olarak somut bir isimden bahsetmediği
gör(lmektedir. ”una karşın Farabi (zerine çalışanların bazıları, filozofpeygamberden kastedilenin Hz. Muhammed olduğunu ifade etmektedirler.
Mehmet “ydın’a göre, Farabi, Hz. Muhammed’de hem tahayy(l hem de
tasavvur g(c(n(n bulunduğunu, bu y(zden de en m(kemmel varlık
olduğu savunur
. ”ayraktar ”ayraklı da, ilk başkanın Hz.
Muhammed olduğunu ifade etmektedir
.3 Mehmet “ydın dolaylı
olarak, ”ayraktar ”ayraklı ise doğrudan iddialarını Richard Walzer’in bu
Şenol Korkut, Farabi’nin filozof-peygamberden kastının Hz. Muhammed olduğunun gayet
açık olduğunu savunur (2015: 253). Benzer bir biçimde Şaban Haklı da Farabi’nin, Hz. Muhammed
dışındaki diğer peygamberlerin lokal düşünüp evrensel bir mille (din) ortaya koyamadıklarını için ilk
başkan statüsünde görmediğini ifade etmektedir (2005: 306). Ancak bahsi geçen metinlerin hiçbirisinde
bu sonucu nasıl ulaşıldığı, Farabi’nin eserlerinden hareketle desteklenmemiştir. Korkut, Farabi’nin
filozof-peygamber için nebi kavramını kullanmış olmasını, kastedilenin Hz. Muhammed olduğu
sonucunu doğurduğunu savunmaktadır (2015: 253).
3
İnsan ve Toplum ”ilimleri “raştırmaları Dergisi
Journal of the Human and Social Sciences Researches
ISSN: 2147-1185
[itobiad]
[280]
“dem ÇELİK
konudaki yorumuyla temellendirmektedirler. Walzer konu hakkında şu
ifadeleri kullanmaktadır Farabi bunu hiçbir yerde söylememesine rağmen,
İslami terimlerle kullandığı ıstılahlarla ilk filozof, peygamber, kral ve kanun
koyucu sadece Muhammed olabilir
. Walzer, Farabi’nin hiçbir
yerde somut bir peygambere referans vermediğini kabul etmekle birlikte,
İslami terimlerle ilk başkanın sadece Hz. Muhammed olabileceğini ifade
etmektedir. ”u bakımdan ilk başkanın, filozof-peygamberin Hz. Muhammed
olduğu önermesi, Farabi’nin metinlerinin değil, Farabi’nin metinlerinin
İslam k(lt(r ve geleneğine bağlı oluşan ve gelişen terminolojiyle okumanın
bir sonucudur.
Farabi’nin peygamberler arasında bir hiyerarşi kurduğu doğrudur. Zira Faal
“klın hem akıl hem de muhayyile yetisine taştığı filozof-peygamberler
olduğu gibi, Faal “klın sadece muhayyile kuvvesine taştığı peygamberler de
bulunmaktadır. Filozof-peygamberin, peygamberden (st(n olduğu
kesindir. ”u karşın, filozof-peygamberle Hz. Muhammed’in kastedilip
edilmediği tartışmalı bir konudur. Farabi, erdemli şehrin ilk başkanını
tartıştığı Kitâb(’l-Mille isimli eserinde, ilk başkan ve ardılları hakkında şu
ifadeleri kullanmaktadır İlk başkanın yerine öl(m(nden sonra ona her
bakımdan benzer bir kişi geçtiğinde yeni başkan, ilk başkanın belirlememiş
olduğu eylemleri belirler, bu kadarla da yetinmez, ayrıca ilk başkanın yasal
kıldığı birçok şeyi değiştirmesi de m(mk(nd(r
. İlk başkandan
sonra yerine her bakımdan ona benzer bir kişi geçtiğinde ifadesi, ilk
başkanın sahip olduğu özelliklerin b(t(n çağlar boyunca sadece tek bir
kişide bulunmadığı ve daha sonra her bakımdan ona benzer bir başkasının
çıkmasının muhtemel olduğunu göstermektedir. ”u, tarih boyunca birden
fazla filozof-peygamberin olabileceği biçiminde yorumlanabilir. Farabi’nin
filozof peygamberle Hz. Muhammed’i kastettiğine ilişkin iddiaları, m(mk(n
yorumlardan birisi olarak değerlendirmek m(mk(nd(r. ”u tartışmalar ilk
başkandan somut herhangi bir peygamberin kastedilip edilmediğine ilişkin
Farabi’nin terminolojisinden hareketle yapılan çalışmalara ihtiyaç
olduğunun göstergesi olarak da değerlendirilebilir. ”una karşın Farabi’nin
kuramının, b(t(n peygamberler için elverişli bir açıklama zemini sunduğu
“ydınlı,
ve din hakkındaki yorumlarının da dini çoğulculuk için
bir zemin hazırladığı söylenebilir. Diğer taraftan bu c(mlelerden Farabi’nin,
peygamber olmayan ardıl başkanları kastettiği sonucu da çıkarılmaz. Ç(nk(
peygamber olmayan ardılların, ilk başkanın yasal kıldığı şeyleri değiştirme
yetkisi yoktur. Peygamber olmayan ardıllar önceki uygulamaları
s(rd(rmekle görevlidir Farabi,
46).
Sonuç
“ristoteles’ten sonra ikinci öğretmen olarak tanınan Farabi, siyasal etkinliğin
amacının insanı mutluluğa ulaştırmak olduğunu, insanın doğası gereği
İnsan ve Toplum ”ilimleri “raştırmaları Dergisi
Journal of the Human and Social Sciences Researches
[itobiad-e-issn: 2147-1185]
Cilt: 7,
Volume: 7,
Sayı 1
Issue: 1
2018
[281]
Farabi’nin Siyasal Felsefesinde Mutluluk ve İlk ”aşkanlık “rasındaki Zorunlu İlişki
mutluluğa tek başına ulaşamayacağını ve bunun için başkalarının yardımına
gereksinim duyduğunu savunur. ”u bakımdan insan, bizatihi kendisi için
amaç olan mutluluğa ulaşmak için toplumsallaşmak zorundadır. İnsanın
toplumsallığının gerekçesinin sadece biyolojik yaşamı yeniden (retmek
değil, iyi yaşam ve mutluluğa ulaşmak olduğunu söyleyen Farabi, erdemli
şehrin, insanların birbirleriyle hakiki mutluluğa ulaşmak için
yardımlaştıkları şehir olduğunu, hakiki mutluluk dışında bir amaç için bir
araya gelmiş insanların oluşturdukları şehirlerin ise, cahil, fasık ve sapık
şehirler olduğunu savunmaktadır. Erdemli şehrin temel özelliği ise,
kozmolojik ilke uyarınca oluşturulmuş olmasıdır. ”u bakımdan erdemli
şehir, tıpkı evrende olduğu gibi herkesin diğerinin amacının
gerçekleşmesine yardım ettiği bir uyum ve hiyerarşi barındırmaktadır. ”u
uyum ve hiyerarşinin merkezinde ise insanları mutluluk yoluna yönelten,
varlığını hiç kimseye borçlu olmayan ilk başkan bulunmaktadır. İlk başkan
erdemli şehrin varlık gerekçesidir. ”u y(zden ilk başkan ve erdemli şehrin
insanlarının mutluluğu arasında zorunlu bir ilişki vardır.
Farabi’de ilk başkanlık ile erdemli şehrin insanlarının mutluluğa arasındaki
zorunlu ilişki, sadece insanların b(y(k çoğunluğunun tasavvur g(c(nden
yoksun olmasından kaynaklanmaz. İnsan, bilkuvve akıl sahibi varlıktır. ”u
yön(yle b(t(n insanlarda akıl sahibi olmaya dön(k bir istidat
bulunmaktadır. ”u y(zden Farabi, insanların d(ş(nce tembellikleri,
alışkanlıklar ya da delilik gibi yaratılıştan özellikleri bakımından tasavvur
g(c(nden yoksun olduğunu savunur. Yaratılış bakımından tasavvur
g(c(nden mahrum olanlar dışındaki herkes tasavvur g(c(ne sahip olsaydı
da ilk başkanın varlığı yine zorunluluk olurdu. Ç(nk( Farabi, erdemli şehri
kozmolojik ilke uyarınca d(ş(n(r. Diğer bir ifade ile ilk başkanın
zorunluluğun bir diğer ve belki de asıl nedeni, Farabi’nin siyaseti
kozmolojik ilke uyarınca d(ş(nmesidir. ”undan dolayı Farabi, ilk başkanın
başkanlığını kimseye borçlu olmadığını ve ilk başkanın söyledikleri kabul
edilmediğinde halkın suçlu olduğunu söyler. Ç(nk( İlk Neden varlığını hiç
kimseye borçlu olmadığı gibi eğer olsaydı ilk neden olmazdı , ilk başkan da
varlığını hiç kimseye borçlu değildir. Eğer varlığını herhangi bir kimseye
borçlu olsaydı, varlığını borçlu olduğu kimse ilk başkan olurdu. Diğer
taraftan Farabi, ilk başkanlık ve mutluluk arasında kurduğu ilişkiyle, filozof
ve peygambere siyasette bir alan açmıştır.
Kaynakça
Aristoteles (2004). Politika, Çev. Mete Tunçay, İstanbul Remzi Kitabevi.
Aristoteles (2017). Nikomakhos a Etik, Çev. Saffet ”ab(r, “nkara ”ilgesu
Yayınları.
İnsan ve Toplum ”ilimleri “raştırmaları Dergisi
Journal of the Human and Social Sciences Researches
ISSN: 2147-1185
[itobiad]
[282]
“dem ÇELİK
“ydın, M.
. Farabi’nin Siyasal D(ş(ncesinde Sa’âdet Kavramı, Ankara
Üniversitesi İlahiyat Fak(ltesi Dergisi, 21(308), 302-315.
. Farabi de Tanrı-İnsan İlişkisi, İstanbul İz Yayıncılık.
“ydınlı, Y.
Bayrakdar, M. (1997). İslam Felsefesine Giriş, “nkara T(rkiye Diyanet Vakfı
Yayınları.
. Farabi de Devlet Felsefesi, İstanbul Şehir Yayınları.
”ayraklı, ”.
Corbin, H. (2013). İslam Felsefesi Tarihi ”aşlangıçtan İbni R(şd (n Öl(m(ne,
Çev. H(seyin Hatemi, İstanbul İletişim Yayınları.
Çubukçu, İ. “.
273-286.
. T(rk Filozofu Farabi ve D(ş(ncesi, Belleten, 49(194),
Fakhry, M. (2002). Al-Fârâbi, Founder of Islamic NeoPlatonism His Life, Works
and Influence, Oxford: Oneworld Publications.
Farabi (1980). Es-Siyâset ul –Medenniyye veya Mebâdi ul –Mevcûdât, Çev.
Mehmet “ydın vd., İstanbul K(lt(r ”akanlığı Yayınları.
Farabi (1987). Fusûl( l-Medeni Siyaset Felsefesine Dair Gör(şler , Çev. Hanifi
5zcan, İzmir Dokuz Eyl(l Üniversitesi Yayınları.
Farabi
. Kitâb(’l-Mille Din Kitabı , çev. Fatih Toktaş, Divan İlmi
“raştırmalar Dergisi, (12), 258-273.
Farabi
. Mutluluğu Kazanma, Çev. H(seyin “tay, Farabi nin Üç Eseri,
İstanbul Morpa K(lt(r Yayınları,
-70.
Farabi
. Mutluluk Yoluna Yöneltme, Çev. Hanifi 5zcan, Farabi nin İki
Eseri, İstanbul Marmara Üniversitesi İlahiyat Fak(ltesi Yayınları,
-170.
Farabi, (2016). İlimlerin Sayımı, Çev. Cevher Caduk, İstanbul Kurtuba Kitap.
Farabi (2017). İdeal Devlet, Çev. “hmet “rslan, İstanbul T(rkiye İş ”ankası
K(lt(r Yayınları.
Galston, M. (199 . Farabi’nin 5nerisi Varoluşun Siyaseti Gaye ve İnsan,
çev. Selahattin “yaz, İslam Felsefesinde Siyasi D(ş(ncenin Gelişimi, ed. Charles
E. ”utterworth, İstanbul Pınar Yayınları, -131.
Haklı, Ş.
. Farabi’de Din Felsefe İlişkisi ”ağlamında Din Dilinin Yapısı,
Uluslararası Farabi Sempozyumu ”ildirileri Kitabı, ed., Fahrettin Terkan-Şenol
Korkut, “nkara Elis Yayınları,
-315.
Hammond, R. (2001). Farabi Felsefesi ve Ortaçağ D(ş(ncesine Etkisi, Çev.
G(lnihal K(ken-Uluğ Nutku, ”ursa “lfa Yayınları.
Korkut, Ş.
. Farabi nin Siyaset Felsefesi, Ankara: Atlas Kitap.
İnsan ve Toplum ”ilimleri “raştırmaları Dergisi
Journal of the Human and Social Sciences Researches
[itobiad-e-issn: 2147-1185]
Cilt: 7,
Volume: 7,
Sayı 1
Issue: 1
2018
[283]
Farabi’nin Siyasal Felsefesinde Mutluluk ve İlk ”aşkanlık “rasındaki Zorunlu İlişki
Kurtoğlu, Z.
Yayınları.
. İslam D(ş(ncesinin Siyasal Ufku, İstanbul İletişim
Nejjar, F.
. Farabi’nin Siyasal D(ş(ncesi ve Şiilik, Çev. Mehmet Dağ,
“nkara Üniversitesi İlahiyat Fak(ltesi Dergisi, 20(1), 293-306.
M(cahid H. T.
. Farabi den “bduh a Siyasi D(ş(nce, Çev. Vecdi “ky(z,
İstanbul İz Yayıncılık.
Platon (1975). Devlet, Çev. Sabahattin Ey(boğlu-M. “li Cimcoz, İstanbul
Remzi Kitabevi.
Platon (1998). Yasalar, C , Çev. Candan Şentuna-Saffet ”ab(r, İstanbul
Kabalcı Yayınevi.
Rosenthal, E., I. J. (1996). Ortaçağ da İslam Siyasal D(ş(ncesi, Çev. “li Çaksu,
İstanbul İz Yayıncılık.
Sayılı, “.
. Farabi ve Tefekk(r Tarihindeki Yeri, Belleten, 15(57), 1-64.
Strauss, L. (2000). Politika Felsefesi Nedir?, Çev. Solmaz Zely(t H(nler,
İstanbul Paradigma Yayınları.
Ülken, H. Z.
. İslâm D(ş(ncesi, “nkara Doğu ”atı Yayınları.
Walzer, R. (1962). Greek into Arabic, Cambridge, Massachusetts: Harvard
University Press.
İnsan ve Toplum ”ilimleri “raştırmaları Dergisi
Journal of the Human and Social Sciences Researches
ISSN: 2147-1185
[itobiad]
[284]