Academia.eduAcademia.edu

KUR'AN-I KERİM'İN ANA KONULARI

2012

1-İtikat (İnanç Konuları): İnanmak İnsanın doğasının gereğidir. İnsan aklını ve doğayı yaratan Allah, İnsan aklına yol gösterecek kutsal kitaplar, peygamberler göndermiştir. Kur'an ve dinin ilkeleri de insan hayatına paralel insan zihnindeki yazılıma uygundur. O hale inanmak farklı bir şey olmayıp insan aklının gereğidir. İnsan inanmakla insanlığının ve yaratılışının yazılımının gereğini yerine getirir. İnanmakla, insan hayatı anlamını bulur. İnanmamanın insana getireceği bir yük yoktur. Lakin inanmamanın insana getireceği çok sıkıntılar ve sorunlar vardır. Taha Suresi 124.ayette "Allah'ın emir ve yasaklarına uymayan toplumlardaki bireysel ve toplumsal sıkıntılar, belalar, huzursuzluklar olacağı "vurgulanmıştır. İnanma ve İslam'ı uygulamanın vereceği ruhsal haz ve dini inanışın davranışlarda ortaya çıkmasıyla toplum ve bireylerinin yaşayacağı fiziksel haz; imanın, toplumun, insan ruhunun ayrılmaz parçası olduğunun gösterir. Bir davranışın İslami olarak değerlendirilmesi ve sevap, ibadet olarak sayılabilmesi için dinsel farkındalıkla ve Allah inancının gereği olarak yapılması gerekmektedir. Beğenilme, övülme gibi sebeplerle yapılan davranışların İslam da dinsel bir karşılığı yoktur. "Allah'ın sözlerini, evrende ve içindeki varlıklarda kurduğu denge düzeni ve ona hesap vermeyi inkar edenlerin emekleri boşa gitmiştir. O gün onları tartıya bile almayız."(Kehf suresi 105 ayet)

KUR’AN-I KERİM’İN ANA KONULARI S-1-Kur an Ana hatlarıyla hangi konuları içerir? 1-İtikat (İnanç Konuları): İnanmak İnsanın doğasının gereğidir. İnsan aklını ve doğayı yaratan Allah, İnsan aklına yol gösterecek kutsal kitaplar, peygamberler göndermiştir. Kur’an ve dinin ilkeleri de insan hayatına paralel insan zihnindeki yazılıma uygundur. O hale inanmak farklı bir şey olmayıp insan aklının gereğidir. İnsan inanmakla insanlığının ve yaratılışının yazılımının gereğini yerine getirir. İnanmakla, insan hayatı anlamını bulur. İnanmamanın insana getireceği bir yük yoktur. Lakin inanmamanın insana getireceği çok sıkıntılar ve sorunlar vardır. Taha Suresi 124.ayette “Allah’ın emir ve yasaklarına uymayan toplumlardaki bireysel ve toplumsal sıkıntılar, belalar, huzursuzluklar olacağı “vurgulanmıştır. İnanma ve İslam’ı uygulamanın vereceği ruhsal haz ve dini inanışın davranışlarda ortaya çıkmasıyla toplum ve bireylerinin yaşayacağı fiziksel haz; imanın, toplumun, insan ruhunun ayrılmaz parçası olduğunun gösterir. Bir davranışın İslami olarak değerlendirilmesi ve sevap, ibadet olarak sayılabilmesi için dinsel farkındalıkla ve Allah inancının gereği olarak yapılması gerekmektedir. Beğenilme, övülme gibi sebeplerle yapılan davranışların İslam da dinsel bir karşılığı yoktur. “Allah'ın sözlerini, evrende ve içindeki varlıklarda kurduğu denge düzeni ve ona hesap vermeyi inkar edenlerin emekleri boşa gitmiştir. O gün onları tartıya bile almayız.”(Kehf suresi 105 ayet) Bundan Dolayı Şirk asla bağışlanmayacak ve en ağır karşılığa uygun görülecektir. İnsan Okuyup araştırarak ,kendi bedeninde ve Evrende Allah’ın varlığına dair sayısız bilgi,kanıt ve düzen bulabilir.Bu bilgi ve kanıtlar İnsan zihnini ikna etmek için Kur’an da sunulmuştur. . * “ 1-De ki: O Allah tektir.2- Allah,var olmak ve varlığını devam ettirmek için hiçbir şeye muhtaç değildir. (Samed'dir)3- O doğurmamış ve doğmamıştır.4- Hiçbir şey O'nun dengi olmamıştır. (İhlas suresi1-4.ayetler) . 2-İbadetler:Allah a saygı ve bağlılığın göstergesi olarak O’nun hoşnutluğunu kazanmak için yapılan her türlü tutum ve davranıştır. Buna ek olarak,Kişinin doğru ,iyi,yararlı olarak yaptığı her şeye ibadet denir..Kötülüklere karşı çıkmak,yapmamak,yapanlara engel olmak….vs de ibadettir. Başka deyişle,İbadet:Allah’ın “yapınız” dediklerini yapmak;”Yapmayınız “dediklerini de yapmamaktır.Bu bağlam da İnanan insanların yaptıkları her güzel tutum ve davranış ibadettir. İbadet:İnsanın Allah ile ilişkisini canlı tutarak O’nu devamlı kontrol altında tutarak kötülüklerden uzaklaştırır.Bireyin kendi ve toplum yararına yaptığı davranışlar da ibadettir.Bu tanımda ki amaç ,Allah kavramıyla,Allah’ı çağrıştırmak ve kötülüklerin en aza indirildiği bir hayat yaşamak;Kötüyü daha az kötü,İyiyi de daha iyi yapmaktır. Allah’ın insanın ibadetlerine ihtiyacı yokken onlardan ibadet istemesi;İnsanın,fıtratının(yazılımının),çeşitli zaman dilimlerinde periyodik olarak, düzenlenmesi,hatırlatılması (upload) edilmesi,fiziksel ve psikolojik hayatında dayanıklı ve başarılı olabilmesi için enerji yüklemesi yapılması gerektiğindendir. İslam da hayatın zorluk ve sıkıntılarına karşı insan ruhunun dinlendirilmesi,rahatlatılması,dayanıklılık gücünün arttırılması,hayattaki doğru ilkelerin hatırlatılıp topluma salınması için ibadetler araç olarak kullanılmaktadır. “Kur’an ayetlerini Akılla,mantıkla,bilimle,hadislerle anlayarak oku ve namazı tam kıl. Namaz her çeşit fuhuşu,çirkinliği ve kötülüğü engeller.Kur’an ve Onun bilgileri anlaşılması gereken önemli hükümleri içerir! Allah, yaptığınız her işi bilir.”(Ankebut suresi 45.ayet) 3-Muamelat(İnsanlar arasındaki ilişkilerden bahseden ayetler): İnsanları ve hayvanları belli kurallarla yaratıp bireysel ve toplumsal hayatlarına yönelik kurallar gönderen Allah’tır.Evreni ve içindeki sistemleri tasarlayıp,donatıp her birine iş ve görevlerini (tespihini ve duasını )kodlayan Allah;İnsanları ve toplumları kuralsız yaratmamıştır.Evreni ve içindeki denge düzenleri insan için yarattığından,İnsanın bireysel ve toplumsal hayatında mutluluğunu sağlayacak kuralları da Allah göndermiştir.Bu kapsamda ,İnsanın insanlarla,İnsanın toplumla,Toplumların toplumlarla ilişkilerine yol gösteren Ayetler Kur’an da vardır. Bu ayetlerde, insanın, nikah, ticaret, yazışma, cezalandırılması, aile hayatı, adalet, şahit ve şahitlik, yardımlaşma, eğitim, toplumun kalkınması ve üstün olmasının ilkelerinden bahseden ayetler Kur’anda vardır! (Bakınız,Enfal suresi 60.ayet,Nur suresi 41.ayet) (Fıkıh) 4-Cezalardan bahseden ayetler (Fıkıh) : İslam dini toplum bireyleri arasında ekonomik ve eğitim hakkı olarak herkesi eşit uzaklıkta görür ve herkesin dünya ve devlet menfeatinden aynı oranda faydalanması ilkesini benimsemiştir”Mallar,servet,zenginlik,alet edevattan sadece zenginler yararlanmasın”.(Haşr suresi 7.ayet) buyurarak ,gelir ve menfeatlerden tüm halkın eşit yararlanması için çaba gösterilmesi gerektiği vurgulanmıştır.Bundan sonra birey ve topluma”Allah,beni görüyor”,”Peygamberimiz olsa nasıl yapardı?”anlayışı insan zihnine yerleştirilerek,Allah sevgisi eksenli bir hayat kurulmaya çalışılır!Bu arada,toplumda ki bireyler arasında dayanışma,yardımlaşma uygulamaları sevap ve ibadet eksenli, hayatın sonunda Cennet ödüllü bir teşvikle toplumun mutlu olması için Dinin/ahlakın koyduğu kurallara uymaları teşvik edilir.Bütün tedbirler alındıktan sonra ,kanun ve kurallara uymayanlara ağır cezalar verilerek toplumun huzuru ,güveni ve işleyişinde ki düzen korunur.Düzeni bozanlara verilecek cezalarla ,hem suç işleyenin vicdanı hemde toplumun vicdanı rahatlatılır!Lakin kıtlık,felaket,zorunluluk gibi durumlarda bu kurallar esnetilebilir!(Ebu Hanife Müsned’ül Ebi Hanife Hadis no 4) Namusu ve onuruyla çalışıp vatandaşlık grevlerini yapanları devletin koruması,güven içinde yaşatması için tedbirler alması devlet olmanın gereğidir .İslam da en büyük suçlardan biri de şirk ve Haksız ve sebebsiz insanların öldürülmesidir.Bir kimsenin yaşam hakkı ,mal edinme,neslini devam ettirme,Din ve vicdan özgürlüğü,aklını ve seçimlerini özgürce kullanabilme özgürlükleri İslam dininde temel,değiştirilemez,saldırılamaz en temel haklardandır.Bundan dolayı bunlara saldıranlar, İslam dinin de en ağır cezaya çarptırılırlar. “Ey iman edenler! (kasten) öldürülmüşler için size kısas (misilleme yapmak) farz kılındı: Hür ile hür, köle ile köle, kadın ile kadın kısas olunur. (ölen müslüman olduğu halde, öldüren hür, köle ve kadın, her kimse kısas olunur, yani öldürdüğüne karşılık öldürülür.)”(Bakara suresi 178.ayet) “"Ey Peygamber, inanmış kadınlar sana gelip Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık etmemeleri, zina etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri, elleri ile ayakları arasında bir iftira uydurup gelmemeleri, iyi bir işte sana karşı gelmemeleri hususunda sana biat ederlerse, onlardan biatlarını al ve onlar için Allah'tan mağfiret dile..." (Mümtehine, 60/12). “Ey temiz vicdan ve aklıselim sahipleri, kısasta (toplum düzeni ve disiplini için, adam öldüreni idamda) sizin için hayat (huzur ve emniyet garantisi) vardır.”(Bakara suresi 179.ayet) 5-Ahlaktan bahseden ayetler: İbadet kişinin Allah ile iletişim kurmasını sağlarken;Ahlak, ibadetin gereği olan davranışları ihlas ve samimiyetle gönülden gelerek yapmaktır.Ahlak,insanın Allah’ı sevme boyutunu gösterir. Kur’an, kişilerin Dünya ve Ahiret mutluluğunu yakalamaları için:Hoşgörü,dürüstlük,adalet,sabır,alçak gönüllülük,kanaat,ana babaya hürmet,insanlarla iyi geçinme,iyiliği teşvik etme,kötülüklere engel olma,adalet,doğruluk,alçak gönüllü olma,merhamet,sevgi,..gibi konulardan bahseden ayetleri içerir.İslam dininin emirlerini tutarak Dünya da “Cenneti bir hayatı”yaşamamızı sonrasında Bunların bize Ahirette de Gerçek Cenneti Yaşatacağından bahseden Ayetler vardır. “İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip, kötülüğü engelleyen meslek ve insan grupları bulunsun, işte kurtuluşa erenler onlardır” (Ali İmrân, 3/104) İnsanlar,çeşitli makam mevki ve özelliklerde bulunabilir ve hayatları boyunca çeşitli nitelikler ve çeşitli mal mülke sahip olarak yaşar.Matematik olarak düşündüğümüzde ,insanın sahip olduğu her özellik ve niteliğe sıfır dersek ,insan hayatı boyunca bu sıfırları arttırır.Lakin bu sıfırların başına bir konulmadıkça bütün sıfırlar değersizdir.İşte bu sıfırların başına getirilen bir ,ahlaktır,karakterdir.Eğer insanların ahlak ve karakterleri kötü ,çirkin ise sahip oldukları nitelik ve sıfırlar bir değer ifade etmez.Yani,Ahlaksızlık ve karaktersizlik insanın sahip olduğu bütün sıfat ve özellikleri sıfırla çarpar. İslam da ki emirlerin ve ibadetlerin en kapsamlı amacı ,ahlaklı birey ve toplum oluşturmaktır.İbadetler ve Müslümanlık ismi varken,adalet,güzel ahlak,yardımlaşma,merhamet, saygı,koruma ,bilgi artışı,sorgulama,doğrunun artması için çaba gayret gelişmiyorsa ;ibadet ve Müslümanlık isminin amacı gerçekleşmiş olmaz! Allah’ ın peygamberler göndermesindeki amaç,İnanan ve inanç doğrultusunda yaşayan bireyler ile mutlu toplum,mutlu bireyler yetiştirmektir. 6-Nasihat ve tavsiyelerden bahseden ayetler: İnsanlara Allah’ın emirlerine karşı duyarlı olmalarını,kötü arzularına uymamalarını,bu dünyada imtihana çekildiklerinin bilincinde olmalarını hatırlatan ayetler bulunur. “Hayatım ve ölümüm elinde olan Allah'a (cc) yemin ederim ki ya iyiliği emredip/teşvik edip kötülükten sakındırırsınız/uzaklaştırırsınız ya da Allah (cc) size bir ceza gönderir de O'na dua edersiniz(kötülükler artınca onlardan kurtulmak için çaba gayret gösterirsiniz ) ama O (cc), duanıza karşılık vermez.” (Tirmizî, Fiten 9) Kur’anda* “ Ey mü'minler Allah'tan korkunuz ve doğrularla beraber olunuz.(Tevbe 119)buyrulur.Allah,Müslümanların dostu,destekçisi ve velisidir.Bundan dolayı Müslüman birey ve toplumun iyi kalkınmış toplum oluşması için ilkeler göndermiş ve bunların yapılmasını ibadet düzleminde teşvik etmiştir.Allah’ın dini ve ilkeleri ,Müslümanların bireysel ve toplumsal olarak iyi birey ve kalkınmış toplum olmasını sağlamak için olsa da bunları bilmeyen ve uygulamayan Müslümanlara ,bunların getireceği kalkınmışlık,huzur mutluluk verilmez!” “İnsan ölünce üç şey dışında ameli kesilir. Sadaka-i câriye yani faydası kesintisiz devam eden hayır,  kendisinden faydalanılan ilim ve kendisine dua eden hayırlı evlat.”(  Müslim, Vasiyye, 14.) ,“İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır.” (Buhârî, Mağâzî, 35.) "Kim İslam'da güzel bir davranışa,icada öncülük ederse hem (kendi yaptığının) sevabını, hem de kendisinden sonra o işi yapanların,bu icadları kullananların sevaplarını alır. Üstelik onların sevaplarından da bir şey eksilmez. '' (Müslim, Zekât, 69) 7-Sonuç bildiren ayetler: Allah’ın emirlerine uyanların,dünya da Cennetin provasını yaşayacakları bir hayat içinde olacakları ve Cennete gideceklerini,Allah’ın emirlerine uymayanların dünya ve ahrette alacakları karşılıkları anlatan ayetler vardır. “Ayetleri görmezlikten gelenlerin (kafirlerin) hakkı yıkılıp gitmektir. Allah, onların işlerini hedefine ulaştırmaz,yaptıklarından dolayı Ahirette bir karşılık alamazlar”(Muhammed suresi 8.ayet) 8-İlmi gerçekler(Bilimsel gerçekler): Evreni ve içindekileri bilimsel, matematiksel, fiziksel, psikolojik ve sanatsal yaratan Allah’tır. Bu yaratılanların okunmasını, araştırılmasını Allah emrederek, bunlarda ki denge düzenin öğrenilmesini, Allah’ın yarattığı denge düzenlerin öğrenilerek Allah’ın cömertliği ,iyiliğinin anlaşılmasını Allah emretmiştir. Bu yolla hem Allah’ın gücünün, kuvvetinin bilinmesi hem de bu bilgilerle bireysel ve toplumsal yükselmenin sağlanması, görülen bu düzen dengenin sahibinin dediklerinin doğruluğuna , ikna olunmuş olarak inanılması ve Allah’ın emirlerinin yapılması istenir. Müslümanlık tarihinde ilim ile bilim aynı anlamda kullanılmıştır.Kuran İnsanlığa gerekli olan ilmi gerçeklerin ve tabiat kanunlarını ,henüz ulaştığımız ve ileride ulaşacağımız bilimsel bilgileri ve konuları içeren ayetleri,örnek olması ,hedef olması,göremeyeceğimiz Allah ı n kavranması bakımından barındırır. Kuranın ilmi gerçeklerden bahsetmesinin sebebi,Kuranın bilim kitabı olması için değil;İnsanın merakını harika dizayn edilmiş Evrene çekmek,düşündürmek,İnsanın bulduğu gerçekleri düşünmesiyle bunları yaratanın yüceliğini kavraması ve O nu büyük tanıması Sonra İbadet etmesidir. ** Evrenin tasarımcısıyla,evrendeki Kuralların bağı kurulduğunda gerçek bilim olur.Aksi halde Evrenin yaratıcısından ayrı düşünülen bilim,İnsanlığa zulme vesile olabilir.. Yani dinsiz bilim,bilimsiz de din olamaz;Çünkü ikisini yaratan aynı varlıktır.. Bir düşünürün ifadesiyle:”Dinsiz bilim kör,bilimsiz din topaldır.” Evreni yaratan Allah olduğu için Kur an da yer yer Evrenden ve işleyiş kanunlarından göremeyeceğimiz Allah ın varlığını ,görünen alemden deliller getirerek anlatır.O halde bütün bilimler bize sahibini gösterir,bundan dolayı ilk Ayet”OKU”dur. ***Kur’anın Bilimsel Mucizelerine Birkaç Örnek***: “Allah gezegenleri yarattı ve her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor. (Enbiya Suresi, 33) “Güneş de, kendisi için (tespit edilmiş) olan bir karar yerine(yörünge ve sona) doğru akıp gitmektedir. Bu üstün ve güçlü olan, bilenin takdiridir. (Yasin Suresi, 38) *** Tüm bu gök cisimleri çok ince hesaplarla saptanmış yörüngelere sahiptir. Ve milyonlarca yıldır her biri kendi yörüngesinde diğerleriyle kusursuz bir uyum ve düzen içinde akıp gitmektedir. “Özen içinde yollar ve yörüngelerle donatılmış' göğe andolsun. (Zariyat Suresi,7. Gökyüzünü korunmuş bir tavan kıldık; onlar ise bunun ayetlerinden yüz çeviriyorlar. (Enbiya Suresi, 32) atmosfer, canlılığın devamı için son derece hayati işlevleri yerine getirir. Dünyaya doğru yaklaşan irili ufaklı pek çok göktaşını eriterek yok eder ve bunların yeryüzüne düşerek canlılara büyük zararlar vermesini engeller. zararlı olan ışınları da filtre eder. ilginç olan yanı, atmosferin sadece zararsız orandaki ışınları, yani görünür ışıkları, kızıl ötesi ışınlar ve radyo dalgalarını geçirmesidir. Çünkü bunlar yaşam için gerekli ışınlardır.. gene,uzayın ortalama eksi 270 derecelik dondurucu soğuğundan. İnsanları korur.” Dönüşlü olan göğe andolsun (Tarık Suresi, 11) “ Böylece onları iki gün içinde yedi gök olarak tamamladı ve her bir katmana işlevini kodladı.”... (Fussilet Suresi, 11-12) “Dünya da, sizi sarsıntıya uğratır diye sarsılmaz dağlar bıraktı... (Lokman Suresi, 10); “onun parmak uçlarını dahi derleyip-(yeniden) düzene koymaya güç yetirenleriz. (Kıyamet Suresi, 3-4) “Ve aşılayıcılar olarak rüzgarları gönderdik, böylece gökten su indirdik de sizleri suladık. (Hicr Suresi, 22) “iki denizi salıverdi. İkisi arasında bir engel (berzah) vardır; birbirlerinin sınırını geçmezler. (Rahman Suresi, 19-20) Akdeniz’in suyu, Cebelitarık Boğazı’nda Atlas Okyanusu ile karşılaşır. Ama bu karşılaşma sonucu kendi sıcaklık, tuzluluk ve yoğunluk özellikleri değişmez. Çünkü iki deniz arasında da bir sınır vardır. KUR’AN VARLIKTAKİ BİLİMSEL İŞLEYİŞ İLİŞKİSİ Bilimler,Allah’ın yarattığı doğadan ve Evrenden alınan,sistemli bilgilerdir.Doğayı ve Evreni sistemlerle ,denge düzenlerle yaratan Allahtır.Bu düzen ve dengeleri yaratan Allah,bunların araştırılmasını,Okunmasını,düşünülmesini ,Alak suresinde ki ayetlerle emretmektedir. Kur’ân Fıtrat İlişkisi Fıtrat, varlıkların temel yapısını ve onu oluşturan yaratılış, değişim ve gelişim ilke ve kanunlarını ifade eder. İnsan, fıtrata aykırı davrandığının farkında olur. İçten içe bunun rahatsızlığını duyar. Kur’an ayetleri, fıtratın Allah tarafından bildirilmiş şeklidir. Kur’an ile fıtrat arasında tam bir uyum bulunmasından dolayı, fıtratı anlamak için Kur’an’dan, Kur’an’ı anlamak için de fıtrattan yararlanmak gerekir. Bahsedilen bu ilişkiyi anlamak için Kur’an’daki talak hükümlerine bakılabilir. Fakat o hükümler, Kur’an’a aykırı biçimde yorumlandığı için talak konusu, fıtrata aykırı bir hale sokulmuştur. KUR’AN – FITRAT İLİŞKİSİ Fıtrat, varlıkların temel yapısını ve onu oluşturan yaratılış, değişim ve gelişim ilke ve kanunlarını ifade eder[1]. Göklerin, yerin, insanların, hayvanların, bitkilerin yani her şeyin yapısı ve işleyişi buna göredir. Bilimde, teknolojide ve insan ilişkilerindeki temel kanunlar da bunlardır. Allah Teâlâ şöyle buyurur: Şunu görmen gerekmez mi: Göklerde ne var, yerde ne varsa; güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların bir çoğu Allah’a boyun eğmektedir. Bir çoğu da azabı hak etmiştir. Allah kimi aşağılık saymışsa ona değer verecek biri çıkmaz. Allah tercih ettiği şeyi yapar. (Hac 22/18) Bir çok insan fıtrata aykırı davranışa girer ve dengeleri bozar. Bu, onu suçlu duruma sokar. Allah Teâlâ şöyle buyurur: Insanların kendi elleriyle yaptıkları yüzünden hem karada, hem denizde düzen bozukluğu ortaya çıktı. Bunun böyle olması, Allah onlara, yaptıklarının bir kısmını tattırsın diyedir. Belki vazgeçerler.“ (Rum 30/41) İnsan, fıtrata aykırı davrandığının farkında olur. Kur’an’da sıkça, zikir kökünden türemiş kelimeler geçer. Zikir, bir bilgiyi kullanıma hazır olarak zihinde tutma, onu kalbe ve dile getirme ve hatırlama anlamlarına gelir[2]. Bir şeyi anlamak için kendinde var olan bilgiyi harekete geçirmeye de tezekkür denir. Resuller insanları tezekküre çağırmıştır. Mesela İbrahim aleyhisselam puta tapanlara, “… tezekkür etmez misiniz?[3]” demiştir. Yani “Fıtrattan edindiğiniz bilgilerle benim sözlerimi karşılaştırıp yaptığınızın yanlış olduğunu görmez misiniz?” demiş olmaktadir. Allah’ın indirdiği kitapların ortak adı da zikirdir. Çünkü onlar kişiye, kendi benliğinden ve çevresinden edindiği bilgileri hatırlatmakta, fıtratına uygun düzenlemelerle onu rahatlatmaktadır. Zira her insan, varlık aleminin ve çevresinin öğrencisidir. Oradan sürekli bilgi edinir ve hayatını o bilgilerle sürdürür. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Bilin ki kalplerin yatışıp rahatlaması Allah’ın zikri ile olur.” (Ra’d 13/28)Yani,Kur’an da ki ayetleri ,Evrende işleyen bilimsel sistemlerle açıklayarak,Birey ve toplum hayatında Allah’ın kurallarını uygulayarak insan ve toplum huzura kavuşur.Ayrıca Allah’ın adını anmak,her yerde Allah’ın dediğini yapmak da zikirdir. Onlar ayakta, otururken, yanları üstüne yatarken Allah'ı anar,Kur’anı anlayarak ve Evrenin bilimsel işleyişinde ki karşılıklarıyla Kur’anı okur ve göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. "Ey Rabbimiz! Sen bunları boşuna yaratmadın(Her yarattığında bilimsel dengeler ,amaçlar vardır). Sen çok yücesin. Bizi ateşin azabından koru!" “ Şüphesiz ki göklerin,Uzayın,Atmosferin ve yeryüzünün,denizlerin düzenlenmesinde, yaratılmasında, gece ile gündüzün değişmesinde ,birbiri peşine gelişinde sorgulayan,araştıran akıl sahipleri için denge düzenler,bilimsel sistemler ve öğreneceğiniz bilgiler vardır.”(Ali İmran suresi 190 ve 191.ayetler) “Sen yüzünü dosdoğru bu dine, Allah’ın fıtratına çevir. O İnsanları ona göre yaratmıştır. Allah’ın yarattığının yerini tutacak bir şey yoktur. İşte sağlam din bu dindir. Ama insanların çoğu bunu bilmezler.” (Rum 30/30) Bunun kesin sonucu şudur: Fitrat Islâm’dır. Öyle ise Allah’ın ayetleri yalnız Kur’an’da olanlar değildir. Tüm varlıklarda; göklerde, yerde, hayvanlarda, bitkilerde hasılı her yerde onun ayetleri vardır. Allah Teâlâ şöyle buyurur: Biz onlara ayetlerimizi, hem dış çevrede hem de kendi içlerinde göstereceğiz, sonunda Kur’an’ın doğru olduğu onlar açısından iyice ortaya çıkacaktır. (Fussilet 41/52) Bu ayetlerin, yalnız uzmanları tarafından görülebilecek olanları da vardır. Allah Teâlâ şöyle buyurur: Sağlam bilgisi olanlar için[5] yeryüzünde ayetler vardır; Kendinizde de vardır; hala görmeyecek misiniz? (Zariyât 51/20-21) Fen ve teknik bilimciler, fıtrata uymak için gayret gösterirler. Onlar kanun koymaz, var olan kanunları keşfederler. Bu da fıtrata uymayı kolaylaştırır. Sosyal bilimcilerin keşfettikleri kanunlar da vardır. Ama onların bir çoğu kanun koymayı tercih eder. Böyleleri toplumu kendilerine göre şekillendirme arzusu taşırlar. Bu sebeple sosyal alanda fıtrata aykırı kanun ve uygulamalar çok görülür. Bunun kötü etkisi zamanla ortaya çıkar ve dengeler bozulur. Zarar, oldukça büyük ve uzun süreli olur. Fen ve teknik bilimlerle ulaşılan sonuçları, fıtrata aykırı kullanıp insanı ve çevreyi bozmak da mümkündür. Şimdi dünya böyle bir felaketi yaşamaktadır. Fıtrata uymak için Kur’an’ın koyduğu sınırları aşmamak gerekir. Sonuç olarak Kur’an ile fıtrat arasında tam bir uyum bulunmasından dolayı, fıtratı anlamak için Kur’an’dan, Kur’an’ı anlamak için de fıtrattan yararlanmak gerekir. Kur’an, İslamın ana kaynağı olduğu için onun hiçbir hükmü fıtratla çelişmez. Eğer bir çelişki varsa, Kur’an’a gereği gibi uyulmamasından kaynaklanır. Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır 9-Kıssalardan bahseden Ayetler: Kuranı Kerim önceki ümmetlerle,Peygamberlerin hayatlarından bahseden ayetler vardır.Kur’an kıssaları, insanların yaşanmışlardan ve yaşadıkları sorun ve hayatlarından dersler almaları aynı hataya düşmemeleri gerektiğini ,sevinç ve mutluluk,zenginlik,liderlik,durumlarında böyle davranmalarını öğretmek için gönderilmiş ayetlerdir. Kıssalardan bahsedilen ayetlerde,İnsanların bunlardan ibret ve ders almaları aynı hataya düşmemeleri için insanlara rehberlik eden ayetlerdir..Zira Kur’an bir tarih kitabı değildir,Kur’an insanı ve Evreni yaratan Allah’ın gönderdiği kitap olduğundan Ondaki kıssalar da insanları rahatlatıcı,öğretici,sorun sıkıntılarında nasıl davranacaklarını gösteren rehber ayetlerdir. Yusuf(A.s) Kıskançlık ve sevgi ayrımının nelere sebebiyet vereceğini,sıkıntı ve zorlukların insanları geliştirdiği,Bir takım kadınların hile ve tuzaklarının büyük olduğu ile Anne babalara ,evlatlarını eşit sevmeleri konusunda ders verir.Yusuf peygamber, bir insanın bulunacağı ve yaşayacağı ortalama her durumu yaşamıştır,böylece bir insanın örnek alması için yeterli örneklemeye sahiptir./Yusuf ile kralın eşi arasındaki olay anlatılarak,Yusuf peygamber gibi,genç yakışıklı ve makam sahibi bir insanın bu durumda nasıl davrandığı bizlere ders amaçlı olarak anlatır.Ayrıca Nefsinin esiri,inatlaşan bir insanın neler yapabileceği ve bu durumda ahlaklı bir insanın nasıl davranması gerektiği konusunda insanlığa örnek olarak sunulur. Tutku ve arzularının esiri olan bir insanın nasıl kötüleşeceği,böyle insanların sonrasında kötü olarak anılacağı,doğru ve güzel davrananların tarihte iyi olarak anılacağı;Yusuf peygamberin sarayın içinde özgür olduğu vurgulanır. Kadınların hile,iftira ve tuzaklarının büyük olduğu ve erkekleri suçlayıcı ifadeleriyle toplumda bir anda ,Erkeklerin ,onurunu,şerefini,namusunu kaybedecekleri ,toplumun kadınların iftira ve namus konusunda ki sözleriyle düşünmeden hareket edebilecekleri,Yusuf peygamberin haklı olduğu halde,Güç ve yetkiyi elinde tutanların onurlarını kurtarmak için fakir garibanların cezalandırıldığı ,oniki yıl gibi Yusuf peygamberin hapse atıldığı,daha sonra ,Yusuf peygamberde olan bilgi ve birikime ihtiyaç duyan kralın O’nu hapisten çıkartmak istemesi üzerine ,Haklı olduğunun kral tarafından ortaya çıkarıldıktan sonra hapisten çıkacağı Yusuf (As)kıssasında insanlığa ders vermek amaçlı anlatılır! Süleyman Peygamber:Süleyman (As)nin Kur’an da Cinleri çalıştırdığından bahsedilir.Güç ve kuvvete sahip,hayvanların iletişimlerini bilen, bu kadar güç ve bilgiye sahip olan bir insanın davranışları ve bu gücünün kaynağı olan Allah’ı unutmadığı ve bunların insanları deneme unsuru olduğunu bilen insanlar için mal mülk ve yetkilerin Allah’tan olduğu bilincine sahip insanlarda güzel sonuçlar doğuracağı vurgulanır!Süleyman peygamber ,Mal,mülk ve makamların sorumluluk yüklediğini ve bu makamları insanların yararına kullanılması gerektiğinin örneğidir.Yönetici ve kral peygamberliğin önderi ve öncüsü Süleyman peygamberdir. .İbrahim peygamber:Putçuluğun ve putlara tapmanın her dönemde dikkat edilmesi gereken bir durum olduğu ve bu konuda İbrahim peygamberin muhataplarına sorduğu düşündürücü sorular ve onların kendi mantıksızlıklarını itiraf etmeleri ,Allah ı bulmak için yaptığı mantıksal çıkarımlar bizlere sorgulamanın ve aklı kullanmanın,bilimin insanı Allah a götüreceği bilgisini verir. “Toplum bayram kutlaması için şehirden ayrılınca Böylece İbrahim, hiç kimsenin olmadığı bir saatte gizlice puthaneye girerek, eline geçirdiği bir baltayla bütün putları paramparça etti fakat en büyük puta hiç dokunmadı ki, olup bitenler hakkında bilgi edinmek üzere, o putun tanıklığına başvursunlar, böylece, onun konuşamadığı, göremediği gerçeğini idrâk ederek, putlara tapmaktan vazgeçsinler.”(Enbiya Suresi 58.ayet) (İbrahim:) “Yani size faydası olmayan, zararı da olmayan şeyleri Allah’a tercih ederek onlara kulluk mu ediyorsunuz?” dedi.(Enbiya suresi 66.ayet) “O halde ,aklı olmayan,hareket edemeyen,konuşamayan size fayda sağlamayan hatta sizin kendilerine hizmet ettiğiniz putlara neden tapıyorsunuz?”dedi.(Ankebut Suresi 17.ayet) Asha-bı kehf(Yedi uyuyanlar): Bu olayla insanlara verilecek çok boyutlu dersler vardır.. Ashabı kehf kıssasında Güneşin mağaraya geliş açısı,İçerde uyuyanların döndürülmeleri,zamanın değişmesiyle,teknik teknoloji,hayatın ölçü ve işleyişinin değiştiği,kötülerin tarihe kötü olarak yazılacağı,iyilerin ise tarihe iyi olarak yazılacağı bilgisi verilir. 10-Dualardan bahseden ayetler: İnsanın gerekli çalışmayı yaptıktan sonra yapacak bir şey kalmayınca ellerini açıp Allah’a yakarmasıdır.Kişinin Allah’a muhtaç olduğunu vurgulayan ayetlerdir.Allah,Dünya işlerinde Müslümanların üstün ve güçlü ,gelişmiş birey ve toplum olmaları için gerekli desteği sağlamış ,üstün ve güçlü olmanın kurallarını göndermiştir.Lakin Müslümanların bunları bilmemesi ,arkasına atması,bunları uygulamaması veya uygulamalarına izin verilmemesi sonucunda geri kalmaları veya geri bıraktırılmalarının sebebi İslam değildir. Allah,Evrene ve varlığa kural ve ilkeler koymuştur.Bu kural ve ilkelere uyanlar başarılı olur ve kazanır.Allah,çalışıp çabaladıktan sonra Allah’a dua etmeyi emretmiştir. Kaynak:Ders kitapları ,T.C.Diyanet işl.bşk.İslam ilmihali,İslam Ansiklopedisi KUR’AN KONULARI ŞEMASI Kemal Celep İstanbul 2012 KUR’AN’IN ANA KONULARI Varlık ilgi Allah’ın Birliği (Tevhid) İnanç Esasları Ahiret Hayatı şeklinde sıralanabilir Ahlakî İlkeler İbadet