Osmangazi Tıp Dergisi
Osmangazi Journal of Medicine 2022;
Araştırma Makalesi / Research Article
Prenatal Sitogenetik Anormallikler ve Ultrasonografik olarak
Saptanan Fetal Anomalilerin Korelasyonu
Prenatal Cytogenetic Abnormalities and the Correlation of
Ultrasonographically Detected Fetal Anomalies
1
Emine İkbal Atlı, 1Engin Atlı, 1Sinem Yalçıntepe, 1Çisem Mail, 1Selma Demir, 1Hakan Gurkan,
2
Gülizar Füsun Varol
1
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Ana Bilim Dalı, Edirne, Türkiye
2
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı
Özet: Bu çalışmada, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 8 yıllık süreçte anormal ultrasonografi bulguları ile gelen 141 adet amniyosentez, 9 koryon
villus ve 5 fetal kan örneği sitogenetik olarak analiz edilmiştir. Amacımız ultrasonografi taramasında anomali riski öngörülen gebeliklerdeki karyotipik
anormalliklerin korelasyonunu belirlemekti. Amniyosentez, koryon villus ve kordosentez örnekleri ile yapılan hücre kültürlerinden elde edilen karyotipler
değerlendirilmiştir. Ayrıca hızlı tanı için interfaz nukleuslarında X,Y,13, 18,21 kromozomları için floresan insitu hibridizasyon yöntemi ile anöploidi taraması
yapılmıştır. Anormal ultrasonagrafi bulgusu ile refere edilen 155 hastadan 23 tanesinde (%14.83) kromozom anomalisi saptanmıştır. NT artışı en sık tespit edilen
ultasonografi bulgusuydu. Kromozom anomalilerinden 2 tanesi yapısal kromozom anomalisi olarak değerlendirildi. Geriye kalan 21 hastada saptanan anomaliler
sayısal kromozom anomalisiydi. Bu 21 sayısal anomaliden 5 tanesi trizomi 13, 3 tanesi trizomi 18, 13 tanesi trizomi 21’dir. Trizomi 21 vakalarından 1 tanesi
kordosentez materyalinden, 1 tanesi ise CVS materyalinden elde edilmiştir. Sonuçlarımız, yüksek riskli bir populasyonda kromozom anomalileriyle,
ultrasonografik bulgular arasındaki ilişkinin anlamlı olduğunu ortaya çıkarırken, seçilen ultrasonografik belirteçlerin fetüsteki anöploidiyi saptamadaki
geçerliliğini doğrulamaktadır.
Anahtar Kelimeler: Sitogenetik, Prenatal Tanı, Ultrasonografi
Abstract: In this study, 141 amniocentesis, 9 chorionic villus and 5 fetal blood samples, which come with abnormal ultrasonography findings representing 8 years
of experience in Trakya University Medical Faculty Hospital, were analyzed cytogenetically. Our aim is to determine the correlation of karyotypic abnormalities
detected by ultrasonography for the detection of fetal anomalies in prenatal diagnosis.Karyotypes in metaphases obtained from amniocentesis, chorionic villus and
cordocentesis samples were evaluated. For rapid diagnosis, fluorescent in situ hybridization was performed in the interphase nuclei specific to X, Y, 13,18, 21
chromosomes. Chromosome anomalies were found in 23 (14.83%) out of 155 patients referred with abnormal ultrasound findings. NT increase is the most
common abnormal fetal ultrasonography finding. Two of the chromosomal anomalies were evaluated as structural chromosome analysis. Anomalies detected in
the remaining 21 patients were numerical chromosome anomalies. Of these 21 numerical anomalies, 5 are trisomy 13, 3 are trisomy 18, 13 are trisomy 21. One of
the 21 trisomy cases was obtained from cordocentesis material and 1 was obtained from CVS material. Our results present that the relationship between fetal
chromosomal anomalies and ultrasonographic findings is significant in a high-risk population, while verifying the validity of selected ultrasonographic markers in
detecting aneuploidy in the fetus.
Keywords: Genetic Diagnosis, Prenatal Diagnosis, Ultrasonography
ORCID ID of the authors: E.İ.A. 0000-0001-9003-1449, E.A. 0000-0002-3937-5243, S.Y. 0000-0002-8557-8885,
Ç.M 0000-0003-3559-5860, S.D. 0000-0002-0964-5513, H.G. 0000-0002-8967-6124, G.F.Y. 0000-0003-1918-4746
Received 11.01.2022
Accepted 25.02.2022
Online published 28.02.2022
Correspondence: Emine İkbal ATLI- Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Ana Bilim Dalı, Edirne, Türkiye
e-mail:
[email protected]
Atli EI, Atli E, Yalcintepe S, Mail S, Demir S, Gurkan H, Varol GF, Prenatal Cytogenetic Abnormalities and the Correlation of
Ultrasonographically Detected Fetal Anomalies, Osmangazi Journal of Medicine, 2022; Doi: 10.20515/otd.1055810
Prenatal Tanıda Sitogenetik ve USG Birlikteliği
1. Giriş
Prenatal tanı, doğum öncesi bakımın temel bir
parçasıdır, çünkü fetüste hafif ila şiddetli
anormalliklerin tanımlanmasını sağlar. Bu,
sayede mevcut ve gelecekteki gebeliğin uygun
şekilde planlanmasına ve yönetilmesine izin
verir.
Anöploidi, prenatal tanı ile saptanan en
yaygın genetik anormalliktir. Fetal kromozom
anomalileri, birinci ve ikinci trimesterde, canlı
doğan bebeklerden daha yaygındır, çünkü bu
fetüsler hamilelik boyunca yüksek oranda
spontan kayba uğrar. Buna ek olarak etkilenen
gebeliklerin sona erdirilmesi de burada rol
oynar. Fetal anöploidinin antepartum tespiti
prenatal
tarama
programlarının
ana
hedeflerinden biridir. Sonografik inceleme
yararlıdır çünkü anormal karyotipleri olan
fetüslerde genellikle anatomik değişiklikler
veya anomaliler vardır (1,2).
Ultrason, fetal anormallikleri tespit etmek için
hamilelik boyunca kullanılabilir. İlk trimester
ultrasonografik taraması nukal saydamlık ve
diğer tarama testleri ile birlikte giderek daha
fazla kullanılmaktadır. Birinci trimesterdeki
ultrasonagrafinin, trizomi 21 gibi anöploidi
durumlarının taranmasında etkili olduğu
gösterilmiştir. İlk trimesterdeki 3 mm veya
daha büyük bir orandaki nukal kalınlık
ölçümünün yüksek bir duyarlılığa sahip
olduğu ve kromozom anomalileri için risk
altındaki
hamileliklerin
belirlenmesinde
özgüllük taşıdığı bildirilmiştir (3,4).
Ek olarak, erken anatomik araştırmaların
deneyimli bir sonografi uzmanı tarafından
yürütüldüğünde, fenotipik yapının iyi tespit
edildiği gösterilmiştir. Picklesimer ve ark.
anöploidi taşıyıcısı fetusların retrospektif bir
kohort
çalışmasında,
ultrasonagrafinin
anındaki gebelik yaşının anöploidinin
ultrasonagrafik belirteçlerinin saptanması
üzerindeki
etkisini
araştırmıştır.
Bu
çalışmadaki fetal ultrasonagrafiler 14 ila 32
haftalık
gebelikler
arasında
gerçekleştirilmiştir
ve
araştırmacılar
anöploidinin sonografik belirteçlerinin tüm
gebelik
yaşlarında
mevcut
olduğunu
göstermiştir. Daha erken gebelik yaşlarında,
soft
marker
ve
yapısal
olmayan
anormalliklerin saptanması daha sonraki
gebelik yaşlarında ise majör anormalliklerin
saptanmasına doğru bir kayma göstermiştir
(5-7). Soft marker’lar belirsiz önemi olan
ultrasonografi bulgularıdır. Genellikle normal
fetuslarla (yani normal varyantlarla) ilişkilidir,
klinik sekelleri yoktur ve geçicidir. İlerleyen
gebelikle veya doğumdan sonra bu bulgularda
gerileme görülür. Bununla birlikte, fetal
anöploidi için artmış bir risk taşırlar ve
hastanın biyokimyasal risk durumu ile birlikte
değerlendirilmelidir. Bu marker’lar;
Artmış nukal kalınlık,
Nazal kemik yokluğu,
Ekojenik bağırsak,
Pyelektazi,
Uzun olması gereken kemiklerde kısalık
(humerus, femur),
Ekojenik intrakardiyak odak,
Koroid pleksus kistleridir.
Tüm gebe kadınların ikinci trimesterde fetal
anatomik bir araştırmaya tabi tutulması
tavsiye edilir. Fetal anatomi yaklaşık 18 hafta
sonra ultrasonografi yoluyla sistematik olarak
değerlendirilir. Standart fetal anatomik
değerlendirmelerin
özellikleri
Amerikan
Ultrason
Enstitüsü
Tıp
uygulama
kılavuzlarında ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
İlk trimester ultrasonografisi büyük ölçüde
kromozomal hastalık riskini belirlemede ense
kalınlık ölçümüne odaklanır; ancak, ikinci
trimester ultrasonu farklı genetik sendromlar
için ayrı bir paterni takip eden spesifik
kusurları tanımlayabilir (7,8).
Üçüncü trimester ultrasonografisi, tanımlanan
fetal anormalliklerin evrimini takip etmek için
ikinci trimester taramasına ek olarak da
kullanılabilir. Bununla birlikte, fetal genetik
hastalıklar için bir tarama aracı olarak üçüncü
trimester ultrasonografisi sınırlı faydaya
sahiptir. 2008 yılında, Cochrane ve ark.’nın
çalışmasında,
seçili
olmayan
bir
populasyonunda
üçüncü
trimester
ultrasonografi taramasının rutin kullanımının
fayda sağlamadığı sonucuna varılmıştır (9).
Osmangazi Tıp Dergisi, 2022
Doğru bir doğum öncesi tanının anahtarı,
fetüsün dikkatli bir şekilde taranması ve
sonografi uzmanı tarafından anormalliklerin
belirlenmesidir. Kromozom anomalili bir
fetüsün klasik sonografik bulguları artmış
ense kalınlığı, yaygın fetal ödem, septasyonlu
kistik higroma, böbrek ve kalp anomalileri vb.
içerir. Bu ultrasonografi bulguları fetüste
anomali teşhisine güvenilir ve özgül mü, bu
doğrultuda Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi
Tıbbi Genetik ABD ‘da retrospektif bir
çalışma yapılmıştır. Karyotipleme altın
standart olsa da, sonografinin fetüste anomali
tanısının neresinde olduğunun belirlemesi
amaçlanmıştır.
Klasik yöntemlerle uygulanmakta olan fetal
karyotip elde etme süresi 10-17 gün arasında
sürmektedir. Bu bekleme süresi içinde aile,
önce amniyosentez işlemi sırasında bir stres
yaşamakta buna ek olarak bekleme süreci
boyunca stresi artmaktadır. Bu durum
karyotiplemenin yanı sıra, anöploidi taraması
için rutin olarak uygulanmakta olan Floresan
İn-Situ Hibridizasyon Yöntemi (FISH) ile
kültür
yapılmamış
amniyon
hücreleri
kullanılarak aşılmıştır. FISH ile klasik
sitogenetik yöntemde görülen kromozomların
yerine, genetik materyal olarak hücre içinde
bulunan yoğunlaşmamış kromatin yapısı
kullanılmaktadır. FISH ile anöploidi taraması
sırasında 13, 18, 21, X ve Y kromozomlarına
ait anöploidiler sık rastlanıldığı için bu
kromozomları yansıtan problar kullanılır.
Genelde bu kromozomların dışında olan
anöploidiler, gebeliğin erken haftalarında
kaybedilmektedir. FISH’in prenatal tanıda
sadece sayısal anomalileri göstermesi,
yöntemin bir kısıtlılığı olarak bilinmektedir.
Bu nedenle diğer kromozom anomalilerini
elimine etmek için bu olgularda klasik
karyotipleme de yapılmaktadır. Ayrıca FISH
çalışmalarında
maternal
kontaminasyon
üzerinde durulması gereken bir durumdur.
Yöntem, kendi içindeki sınırlılıklarına rağmen
güvenilirliği kanıtlanmış bir ön tarama ve tanı
yöntemidir. FISH ile sonuca ulaşma süresi 24
saat sürmekte ve çabuk verilen ön-sonuç
aileyi oldukça rahatlatmaktadır.
2. Gereç ve Yöntem
Temmuz 2012 ile Mayıs 2020 arasında doğum
öncesi tanı merkezimizde değerlendirilen
gebelerden prenatal ön tanısında anormal
USG bulguları olan, 18 yaşında veya daha
büyük, 14 ila 24 haftalık gebelikler arasında
155 hasta bu çalışmaya dâhil edildi. USG
muayenelerinin belgelenmiş bilgileri baş
(beyin ve yüz) boyun, göğüs boşluğu kalbi,
karın boşluğu, ekstremiteler (eller ve ayaklar)
mesane, omurga ve genital bölgeyi içeriyordu.
Tüm hastalara ve eşlerine girişimsel işlem
uygulanmadan önce uygulama tekniği ve fetal
kayıp oranları başta olmak üzere, işlemin
riskleri ve komplikasyonları hakkında detaylı
bilgi
verilerek
bilgilendirilmiş
onam
alınmıştır.
Bu çalışmada, Trakya Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi'nde 8 yıllık tecrübeyi
temsil eden anormal USG bulguları ile gelen
141 adet amniyosentez (AC), 9 koryon villus
(CVS) ve 5 fetal kan örneği sitogenetik olarak
analiz edilmiştir. Amniyosentez için 16.-20.
gebelik haftalarında gebelik haftası başına 1
cc amniyon sıvısı örneği alınmıştır. Tek
seferde
amniyosentez
işlemi
gerçekleştirilemeyen hastalara maksimum iki
kez girişim denenmiştir ve tüm hastalarda
başarılı olunmuştur. Uygulama esnasında
uygun sıvı cebinde fetal kısım ve kordon
bulunmamasına
dikkat
edilmiştir,
transplasental
geçişin
zaruri
olduğu
durumlarda plasenta yüzeyine dik olarak
geçilmiştir. Amniyon sıvısı 20 ml’lik
enjektörle negatif basınç uygulanarak aspire
edilmiştir.
Koryon villus örneklemesi işlemi 11.-14.
gebelik haftaları arasında yapılmıştır.
Transabdominal yolla, 20 ml’lik enjektör
yardımıyla, 10 mg kadar fetal doku negatif
basınç
yardımıyla
alınarak
transport
medyumuna aktarılmıştır. Transservikal yolla
hiç koryon villus örneklemesi yapılmamıştır.
Koryon villus örneklemesi yapılan hastaların
tümünde tek seferde işlem başarılı olmuş ve
hepsinden yeterli fetal doku elde edilmiştir.
Kordosentez girişimleri gebeliğin 15-38
haftalarında, aynı hekimler tarafından, serbest
el tekniğiyle yapıldı. Girişim yeri olarak
plasental insersiyon veya kordonun serbest
parçası hedeflendi. Kordosentez, plasentanın
yerleşimine bağlı olarak, uygun olgularda
transplasental geçilerek kord insersiyon
yerinden, plasentanın posterior yerleşimli
Prenatal Tanıda Sitogenetik ve USG Birlikteliği
olduğu olgularda ise transamniotik geçilerek
serbest kordondan veya kordonun plasentaya
giriş noktasının 1-2 cm uzağından umbilikal
venden heparinli enjektör içerisinde 1-5 cc
kadar kan örneği alınarak yapıldı.
Amniyositler ve koryon villus örnekleri, 3 ml
AmnioGrow (Cytogen GmbH, Bienenweg,
Almanya) ve Chang Medium-D (Irvine
Scientific, Santa Ana, CA, ABD) içeren iki
veya üç farklı flaskta kültüre edildi. Fetal kan
örneklerinden kısa süreli hücre kültürü (72
saat) yapıldı. Fetal kan örnekleri için maternal
kontaminasyon olasılığı Apt testi ile ekarte
edildi. CVS örnekleri için maternal
kontaminasyon olasılığı STR analizi ile ekarte
edildi. Kültür sonrasında harvest işlemleri
tamamlanan
örneklerden
preparasyon
sonrasında Leishmann-Pankreatin (GPL) ve C
bantlama teknikleri ile boyanarak elde edilen
metafazlar analize alındı. Her örnek için en az
25 metafaz alanı sayısal ve yapısal kromozom
anomalileri açısından incelenerek, sonuçlar
ISCN nomenklatürüne uygun raporlandı.
FISH çalışması: Sitogenetik amaçlı yapılan
amniyosentez için 0.5-4 ml kordosentez için
0.5-1 ml CVS materyalinden ≈ 2mg direk
FISH çalışması için ayrılmıştır. Fikse edilerek
lam
üzerinde
FISH
çalışması
için
hibridizasyona uygun hale getirilen hücreler
için AneuVysion EC DNA prob kiti (Vysis
30-161-075) kullanılmıştır. Cytovision Image
Analyser sistemi ile uygun filtreler
kullanılarak X, Y, 18 için minimum 50
nükleus, 13, 21 nolu kromozomlar için
minimum 50 nükleus analiz edilmiş ve
görüntüleri dijital ortama aktarılmıştır.
Mozaik bulunan olgularda analiz edilen
nukleus sayısı 200’e çıkarılmıştır. Tüm
analizler iki ayrı kişi tarafından eş zamanlı ve
kontrollü olarak tamamlanmıştır. Olgularda
yapılan klasik sitogenetik analiz, FISH
analizini yapan gruptan bağımsız ve körleme
tekniği kullanılarak gerçekleştirilmiştir.
3. Bulgular
Temmuz 2012 ile Mayıs 2020 arasında
yapılan bir veri tabanı araştırmasında,
perinatoloji kliniğinden anormal USG bulgusu
ile yönlendirilmiş 155 prenatal tanı vakası
dâhil edildi. Gebe kadınların yaşı 19 ila 40
yaşları arasında ve gebelik yaşı (GA) 9 ila 32
hafta arasında değişmekteydi.
Olguların
ortalama gebelik sayısı 2.57±1.24 ortalama
doğum sayısı 1.05±1.23 ortalama abortus
sayısı 0.23±1.12 ortalama yaşayan çocuk
sayısı 1±0.51idi. Daha önce amniyosentez,
koryonik villus veya kordosentez örneklemesi
yapılmış, majör konjenital malformasyonlu
bir fetusu olan veya pozitif maternal serum
tarama testi gibi başka bir risk faktörü olan
kadınlar çalışma dışı bırakıldı. İkiz gebeliği
olan kadınlar da homojen bir populasyonu
korumak
için
dışlandı.
Daha
önce
kromozomal anormalliği olan bir çocuğu olan
kadınlar da USG bulgularına bakılmaksızın
invaziv prenatal tanı önerildiği için çalışma
dışı bırakıldı. USG de anomali belirteci
bulunan tüm kadınlar anöploidili fetüs taşıyor
olma olasılığı hakkında bilgilendirilmiştir
(Tablo 1).
Tablo 1. Ultrasonda saptanan anomaliye bağlı olarak anöploidi riski
Marker
Artmış nukal kalınlık
Nazal kemik hipoplazisi
Hafif ventrikülomegali (atriyal kalınlık 10–14
mm)
Ekojenik bağırsak
Kalpteki ekojenik odak/odaklar
İzole koroid pleksus kisti
Tek umblikal arter
Kısa humerus/femur
İzole renal piyelektazi (33 haftadan önce ≥4
mm/33 hafta sonra ≥7 mm)
Anöploidi riski
Oranı 18.6 kez (ortalama %2.5; yaşla birlikte
değişir)
Burun kemiği uzunluğunda her 1 mm'lik
azalma ile 2.4 kat arttı
%4
Referanslar
10-12
%1.4
%1
%0.36 (anne <35 yaş)
%2.4 (anne >35 yaş)
İzole ise <%1
%0.3
%0.33 (anne <36 yaş)
%2.22 (anne >36 yaş)
10, 11,15
10, 11, 16-18
10, 11, 19
10, 11,13
10, 11,14
10,11
10, 11, 20
10,21
Osmangazi Tıp Dergisi, 2022
Anormal ultrasonografi bulgusu ile refere
edilen 155 hastadan 23 tanesinde (%14.83)
kromozom anomalisi saptanmıştır. NT artışı
en sık tespit edilen anormal fetal
ultrasonografi
bulgusuydu
(Tablo
2).
Kromozom anomalilerinden 2 tanesi yapısal
kromozom anomalisi olarak değerlendirildi.
Geriye kalan 21 hastada saptanan anomaliler
sayısal kromozom anomalisiydi. Bu 21 sayısal
anomaliden 5 tanesi trizomi 13, 3 tanesi
trizomi 18, 13 tanesi trizomi 21’dir. Trizomi
21 vakalarından 1 tanesi kordosentez
materyalinden,
1
tanesi
ise
CVS
materyalinden elde edilmiştir. Yapısal
kromozom anomalilerinden 1 tanesi CVS
materyalinden elde edilen metafazlarda
saptanmıştır. Fetüste 46,--,inv(2)(p15q11.2)
karyotipi elde edilmiştir.
Diğer yapısal
anomali amniyosentez materyalinden 46,-,dup(1)(q21;q31) olarak saptanmıştır (Tablo
3).
Tablo 2. Prenatal tanı olgularında saptanan ultrasonografik anomalilerin dağılımı
USG anomali bulgusu
Hidrosefali
Ventrikülomegali
NT artışı
Koroid pleksus kisti
Hipoplastik sol kalp
Kalpte ekojen odak
Kistik higroma
Korpus Kallosum agenezisi
Orofasial defekt
Toplam= 155 olgu
Olgu sayısı
3
10
48
20
1
10
22
3
1
USG anomali bulgusu
Ekstremite anomalisi
Diafragma hernisi
Osteokondroplazi
Araknoid kist
Multiple konjenital anomali
Omfalosel
Hidrops fetalis
ARSA
Kraniyal ventrikülomegali
Olgu sayısı
8
7
1
1
15
1
1
1
1
Tablo 3. Hastalarda saptanan kromozomal anomalilerin USG bulguları ile ilişkisi.
Anomali çıkan hasta
sayısı
13 (%8.38)
Kromozom anomalisi
USG anomalileri
47,--,+21
5 (%3.22)
47,--,+13
3 (%1.93)
1 (%0.64)
1 (%0.64)
Toplam: 23 (%14.83)
47,--,+18
46,--,inv(2)(p15q11.2)
46,--,dup(1)(q21;q31)
NT kalınlığı, multipl anomali, ARSA, nazal hipoplazi, kalpte
ekojen odak, koroid pleksus kisti, kistik higroma
Kalpte ekojen odak, NT artışı, diafragma hernisi,
ventrikülomegali
Hidrops fetalis, kistik higroma, VSD, omfalosel
Ventrikülomegali, kistik higroma
Ekstremite anomalisi, NT artışı
4. Tartışma
Çoğu gelişmiş ülkede fetal yapısal
anormalliklerin tespiti için ultrasonografi
doğum öncesi taramanın ayrılmaz bir parçası
haline gelmiştir. Halk sağlığı açısından, fetal
anormallikler için ultrasonografi taramasının
potansiyel faydaları ve sınırlamaları kapsamlı
bir şekilde tartışılmıştır. Bugüne kadar,
seçilmemiş populasyonlar arasında hem
ölümcül
hem de
ölümcül
olmayan
anormalliklerin saptanması için ultrasonografi
taramasının faydaları hakkındaki raporlar
sonuçsuz kalmaktadır. Randomize kontrollü
çalışmalar yapılmış ancak sonuç değişkenleri
olarak perinatal mortalite ve morbidite
kullanılmıştır. Dahası, araştırma ortamlarında,
sonografi
uzmanlarının
uzmanlık
seviyelerinde büyük farklılıklar vardır.
Araştırma bulgularının yorumlanması, yapılan
çalışmaların zaman dilimi tarafından engel
oluşturmuş ve günümüzde ultrasonografi
mekaniği geçmişe göre daha ileridir. Bu
metodolojik
problemler;
konjenital
anormalliklerin tespitinde bildirilen genel
duyarlılığın, %14 ila 96 arasında değişen
muazzam bir varyasyon olarak yansıma
gösterir. Bu metodolojik kusurların yanı sıra,
perinatal mortalitenin kullanımı ve morbidite
en önemli sonuç değişkenleri olarak
sorgulanabilir (22,23).
Ultrasonografi
taraması,
kromozom
anormallikleri olan fetüslerde morfolojik
Prenatal Tanıda Sitogenetik ve USG Birlikteliği
anormalliklerin saptanması için iyi bir araçtır.
Anöploidilerde yapısal kusurları ve yapısal
olmayan bulguları (sonografik belirteçler)
belirleyebiliriz. Fetal anöploidinin sonografik
belirteçleri (SMFA'lar) genellikle önemsizdir,
çünkü spesifite göstermezler ve sıklıkla
geçicidirler. Sonografinin bu anormallikleri
tespit etme duyarlılığı bir dizi faktöre göre
değişir: kromozomal anormallik tipi, gebelik
yaşı, sonografi kalitesi ve sonografi
uzmanının deneyimi. İlk üç aylık dönemde
anöploidili fetüs taşıyan gebeliklerde sadece
SMFA tanımlanabilir. İkinci üç aylık
dönemde, trizomi 21'li fetüslerin % 20'sinde,
trizomi 13 ve 18’li fetüslerin çoğunda
majör/yapısal anormallikler gözlenmiştir.
SMFA ve yapısal kusurları birleştirerek
sonografi; trizomi 21’li fetusların %50'sini,
trizomi 18’li fetüslerin % 80'ini ve trizomi
13’lü fetüslerin %90'ını tanımlamayı sağlar
(24,25). Şener ve ark.’nın yaptıkları çalışmada
98 anormal fetal ultrasonografi bulgusu olan
olguların 6'sında (%6,1) kromozomal anomali
tespit edilmiştir. Araştırmacılar, klasik trizomi
13, 18, 21 kromozom kuruluşu saptanmışlar
haricinde USG anomalisi olan diğer gebelikler
arasında; kısa femur nedeni ile kordosentez
yapılan
bir
olguda
47,XX,
t(8;14)(p22;q21),+der(14)(8;14)
karyotipi
saptanmıştır. Fetal USG de tek umblikal arter
nedeni ile kordosentez yapılan bir olguda
46,XX, del(3)(p25pter) karyotipi saptanmıştır
(26).
bulgusu olan hasta bulunmaktadır. Bunun
sebebi
periferdeki
il ve
ilçelerdeki
hastanelerde bulunan ultrason cihazlarının
ölçümler için yetersiz olması olabilir.
Değerlendirilen bu 2 hastadan 1 tanesinde
45,X kromozom kuruluşu saptanmıştır (28).
M. Erdemoğlu ve ark.’nın yaptıkları
çalışmada Fetal patolojisi olan grupta
kromozom anomalisi oranı %9,8 olarak
saptandı. Tüm anomalilerin 8(%62) tanesi
trizomi 21, 18, 13 idi Geriye kalan bir olgu
46,XY (9p inversiyonu), bir olgu 47,XX,+22
(22. kromozom fazla), bir olgu 46,XX, 22p+
ve bir olgu da 46,XY,+14,rob(14;21) idi (27).
Çalışma protokolü Trakya Üniversitesi Tıp
Fakültesi Bilimsel Araştırmalar Etik Kurulu,
Edirne tarafından onaylandı.
Yüce ve ark.’nın yaptığı çalışmada 356
olgunun retrospektif analizinde anormal USG
bulgusu endikasyonu olan 25 olgunun sadece
birinde kromozom anomalisi (trizomi 21)
saptandı. Bu olgunun 16.haftada yapılan USG
değerlendirmesinde polihidoamnios, fetal
batında asit ve femur uzunluğunda kısalık
mevcuttur (29).
5. Sonuç
Sonuçlarımız, yüksek riskli bir populasyonda
fetal
kromozomal
anomalilerle
ultrasonografik bulgular arasındaki ilişkinin
anlamlı
olduğunu
sunarken,
seçilen
ultrasonografik
belirteçlerin
fetüsteki
anöploidi
saptamadaki
geçerliliğini
doğrulamaktadır.
Sonuç olarak, ultrasonografik bulgular ile
ilişkili
kromozomal
anormalliklerin
saptanması, hem invaziv girişim gerekliliği
açısından
hem
de
uygun
genetik
danışmanlıkta perinatolog ve genetikçiler için
çok önemlidir.
Etik Kurul Onayı
Hasta Onayı
Tüm katılımcılar çalışmaya katılmayı kabul
etti ve her katılımcının yasal vasisinden yazılı
bilgilendirilmiş onam alındı.
Diğer bir çalışmada Dağlar ve ark 268 olguyla
yaptıkları çalışmada sadece 2 anormal USG
KAYNAKLAR
1.
Hook EB, Topol BB, Cross PK. The natural
history of cytogenetically abnormal fetuses
detected at midtrimester amniocentesis which
are not terminated electively: new data and
estimates of the excess and relative risk of late
fetal death associated with 47,+21 and some
2.
3.
other abnormal karyotypes. Am J Hum Genet.
1989;45:855-61.
Morris JK, Wald NJ, Watt HC. Fetal loss in
Down syndrome pregnancies. Prenat Diagn.
1999;19:142-5.
Krakow D, Williams J 3rd, Poehl M, Rimoin
DL, Platt LD. Use of three-dimensional
Osmangazi Tıp Dergisi, 2022
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
19.
ultrasound imaging in the diagnosis of
prenatal-onset skeletal dysplasias. Ultrasound
Obstet Gynecol. 2003;21:467-72.
Malone FD, Canick JA, Ball RH, et al. Firsttrimester or second-trimester screening, or
both, for Down's syndrome. N Engl J Med.
2005;353:2001-11.
Szabó J, Gellén J, Szemere G. First-trimester
ultrasound screening for fetal aneuploidies in
women over 35 and under 35 years of age.
Ultrasound Obstet Gynecol. 1995;5:161-3.
Timor-Tritsch IE, Bashiri A, Monteagudo A,
et al. Qualified and trained sonographers in the
US can perform early fetal anatomy scans
between 11 and 14 weeks. Am J Obstet
Gynecol. 2004;191:1247-52.
Picklesimer AH, Moise KJ Jr, Wolfe HM. The
impact of gestational age on the sonographic
detection of aneuploidy. Am J Obstet Gynecol.
2005;193(3 Pt 2):1243-7.
American Institute of Ultrasound in Medicine.
AIUM practice guideline for the performance
of obstetric ultrasound examinations. J
Ultrasound Med. 2013;32:1083-101
Bricker L, Medley N, Pratt JJ. Routine
ultrasound in late pregnancy (after 24 weeks'
gestation). Cochrane Database Syst Rev.
2015;2015:CD001451
Smith-Bindman R, Hosmer W, Feldstein VA,
et al. Second-trimester ultrasound to detect
fetuses with Down syndrome: a meta-analysis.
JAMA. 2001;285:1044-55.
Benacerraf BR, Neuberg D, Bromley B, et al.
Sonographic scoring index for prenatal
detection of chromosomal abnormalities. J
Ultrasound Med. 1992;11:449-58.
Drugan A, Johnson MP, Evans MI. Ultrasound
screening for fetal chromosome anomalies. Am
J Med Genet. 2000;90:98-107.
Tran LT, Carr DB, Mitsumori LM, et al.
Second‐Trimester Biparietal Diameter/Nasal
Bone Length Ratio Is an Independent
Predictor of Trisomy 21. Journal of
Ultrasound in Medicine. 2005;24:805-10.
Kelly EN, Allen VM, Seaward G, et al. Mild
ventriculomegaly in the fetus, natural history,
associated findings and outcome of isolated
mild ventriculomegaly: a literature review.
Prenat Diagn. 2001;21:697-700.
Chudleigh T. Mild pylectasis. Prenat Diagn.
2001;21:936–41.
Sotiriadis A, Makrydimas G, Ioannidis JP.
Diagnostic performance of intracardiac
echogenic foci for Down syndrome: a metaanalysis.
Obstet
Gynecol.
2003;101(5Pt1):1009-16.
Penna L, Bower S. Hyperechogenic bowel in
the second trimester fetus: a review. Prenat
Diagn. 2000;20:909-13.
Walkinshaw SA. Fetal choroid plexus cysts:
are we there yet? Prenat Diagn. 2000;20:65762.
Simon-Bouy B, Satre V, Ferec C, et al. The
French
Collaborative
Group
et
al.
20.
21.
22.
23.
24.
25.
26.
27.
28.
29.
Hyperechogenic fetal bowel: a large French
Collaborative study of 682 cases. Am J Med
Genet. 2003;121A:209–13.
Nyberg DA, Souter VL, EL-Bastawissi A, et
al. Isolated sonographic marker for detection
of fetal Down syndrome in the second
trimester of pregnancy. J Ultrasound Med.
2001;20:1053–63.
Biagiotti R, Periti E, Cariati E. Humerus and
femur length in fetuses with Down syndrome.
Prenat Diagn. 1994;14:429–34.
Romano PS, Waitzman NJ. Can decision
analysis help us decide whether ultrasound
screening for fetal anomalies is worth it? Ann
N Y Acad Sci. 1998;847:154-72.
Health Council of the Netherlands. Prenatal
Screening: Down’s syndrome, neural tube
defects, routine-ultrasonography, The Hague:
Health Council of the Netherlands, publication
no. 2001/11.
Hill LM. The sonographic detection of
trisomies 13, 18, and 21. Clin Obstet Gynecol.
1996;39:831-50.
Nyberg DA, Souter VL. Sonographic markers
of fetal trisomies: second trimester. J
Ultrasound Med. 2001;20:655-74.
Sener KT, Durak B, Tanır HM ve ark.
Kordosentez Sonuçlarının Değerlendirmesi: 9
Yıllık Deneyim, Türk Jinekoloji ve Obstetrik
Derneği Dergisi, 2013;10:151- 157
Erdemoğlu M, Kale A, Akdeniz N. Prenatal
Tanı Amacıyla Kordosentez Uygulanan 172
Olgunun Değerlendirilmesi. Dicle Tıp Dergisi.
2007;34:7-13
Dağlar HK, Kaya B, Şahin HO ve ark.
Gaziantep İli Doğum Hastanesi’nde Karyotip
Analizi Amacı ile Amniyosentez ve Koryon
Villus Örneklemesi Yapılan 268 Olgunun
Retrospektif Analizi. Perinatoloji Dergisi.
2011;19:130-136
Yüce H, Çelik H, Gürateş B ve ark. Karyotip
analizi amacıyla genetik amniyosentez
uygulanan 356 olgunun retrospektif analizi.
Perinatoloji Dergisi 2006;14:73-76
©Copyright 2022 by Osmangazi Tıp Dergisi - Available online at tip.ogu.edu.tr ©Telif Hakkı 2022 ESOGÜ Tıp Fakültesi - Makale metnine dergipark.org.tr/otd web sayfasından
ulaşılabilir.