kebikeç / 56 • 2023
İzmir Yahudi Basınına İlişkin
Kısa Değerlendirme
Siren BORA*
İzmir’de Yahudiler tarafından yayınlanan süreli yayınlar hakkında bugüne
değin pek çok makale kaleme alındı. Ancak İzmir Yahudi Basını Tarihi odaklı,
spesifik ve ayrıntılı bir kitap yazılmadı. Konuya ilişkin, sadece Rachel Saba Wolfe tarafından hazırlanan Eighty Years of Judeo-Spanish Press in Izmir: Trends and
Directions (2019) adlı, basılmamış İbranice bir doktora tezi mevcuttur. İzmir
Yahudi basınına dahil bazı gazeteler, gazete ekleri ve gazeteciler hakkında Henri
Nahum, David Bunis, Elena Romero, Julia Phillips Cohen, Sarah Abrevaya
Stein, Elyezer Papo ve Dov Cohen tarafından kaleme alınan makalelerin büyük
bir bölümü, İzmir Yahudi gazeteleri ve dergilerinin sadece birinin ya da ikisinin
kısa tanıtımından ibarettir. Ya da sadece gazetelerin eklerinden birini ele alan
kısa çalışmalar mevcuttur. Ayrıca, Israel Science Foundation tarafından desteklenen
ve David Bunis tarafından yürütülen Alexandre Benghiat ve edebi faaliyetleri
hakkında bir proje halen devam etmektedir. Bütün bunlara rağmen, İbranice,
Türkçe, Ladino veya Fransızca basılan İzmir Yahudi gazetelerinden her hangi
birini ele alarak, başlangıç tarihinden kapanış tarihine dek yayınlanan tüm sayılarını inceleyen ve her bir sayıyı ayrıntılı değerlendiren bir çalışma henüz yapılmamıştır. Halbuki, Osmanlı devletinin geçirdiği siyasi, ekonomik ve sosyal değişimlerin İzmir kenti ve İzmir Yahudi Cemaati üzerindeki yansımalarını konu
alan tüm makalelerin ve haberlerin tasnifi son derece önemlidir. Bu makalelerin
ve haberlerin çevirileriyle birlikte birer listesi verilmeli; gazete editörlerinin ve
yazarlarının tümünün ayrıntılı tanıtımı yapılmalıdır. Etik eserler, macera ve aşk
* Tarih Doktoru. Serbest araştırmacı - Yazar / ORCİD: 0000-0002-5037-0128 /
[email protected]
Araştırma makalesi, Geliş tarihi: 25 Kasım 2023 / Kabul tarihi: 1 Aralık 2023.
257
kebikeç / 56 • 2023
hikayeleri; dini literatüre dahil yazılar ve maniler tercüme edilmeli ve yayınlanmalıdır. Her gazetenin, genel yayın politikası, kapsamlı bir şekilde ele alınıp
değerlendirilmelidir.
Son yıllarda İzmir’de, İzmir Yahudi kültür mirasının araştırılması ve korunmasına ilişkin ciddi ve özenli bir çalışma yürütülmektedir. İzmir Yahudi Cemaati
Vakfı ve İzmir Yahudi Kültür Mirası Projesi Koordinatörü Nesim Bencoya
önderliğinde, bir yandan kente her yıl İzmir Sefarad Kültür Festivali düzenlenirken; öte yandan İzmir Yahudilerinin somut ve somut olmayan kültür mirasına
ilişkin kitaplar basılmaktadır. Bu faaliyetlerin bir uzantısı olan ve
Aralık 2023 tarihinde basılan İzmir Yahudi Basını adlı kitabım, İzmir Yahudilerine ait süreli yayınlara ilişkin ileride yapacağım araştırmaların bir başlangıcıdır. Bu sebepten ötürü, kitabımda önce, süreli yayınların ortaya çıkışını hazırlayan olayları, gelişmeleri ve bu olayların Antik dönemden itibaren geçirdiği evreleri periyodik bir anlatım planıyla ele almayı tercih ettim. İÖ. 586 tarihinden
itibaren, Akdeniz topografyasına göç ederek yerleşen Yahudi toplulukları, ilk
süreli yayınlardan kağıdın keşfine; kağıdın keşfinden ciltleme faaliyetine; matbaanın keşfinden basım yayına değin, dünya kültürel faaliyetlerin her evresine
bizzat şahit oldular. Bir bölümüne de, katkıda bulundular. Hatta şu saptama
dahi yapılabilir. Yahudi Diasporasının kültür tarihi ile dünya kültür tarihi arasında karşılıklı etkileşime dayanan bir ilişki mevcuttur. Sözgelimi, İS. 9. yüzyılda,
elle yapılan ciltçilik mesleği, Gerona Yahudilerinin tekelindedir. Gerona’da gelişen ciltçilik faaliyeti, Geronalı Yahudi ciltçiler vasıtasıyla, İtalya, Almanya ve
Balkanlar’a taşındı. İS. 13. ve 14. yüzyıllarda, Akdeniz Havzası’ndaki kağıt ticareti Katalonya ve Mayorka Yahudilerinin tekelindedir. İzmir’de kurulan ilk matbaa, İber Yarımadası’ndan Livorno’ya giden orada bir matbaa kuran, sonra bu
matbaayı İzmir’e taşıyan Gabay ailesinin eseridir. İzmir’de yayınlanan Yahudi
gazetelerinin hemen tümü, İber Yarımadası’ndan ayrıldıktan sonra, Livorno’ya
yerleşen; buradan dolaylı yolla ya da doğrudan İzmir’e gelen Livorno Yahudileri
tarafından çıkarıldı. Kısacası, beşeri kaynak Yahudi diasporasıdır. İber yarımadası kökenli ve İtalya kökenli Yahudilerdir. O halde, İzmir Yahudilerinin kültürel
ve ekonomik faaliyeti, tüm Akdeniz limanları ve Diasporanın göç güzergâhları
dikkate alınmadan değerlendirilemez. İzmir’de yayınlanan Yahudi gazetelerinin
ve dergilerinin yayın hakkına sahip gazetecilerin büyük bir bölümü matbaa sahibidir. Esasen, bir süreli yayının basılabilmesi için de, bir matbaaya ihtiyaç vardır.
Bu yüzden kitapta, İzmir’de kurulan Yahudi matbaalarının tarihçesine ilişkin ayrı
bir bölüm mevcuttur. Ayrıca, İzmir’de yayımlanan Yahudi gazetelerinde kullanılan diller hakkında kısa bir değerlendirme yer almaktadır. Çünkü Osmanlı Yahudileri, çok dilli bir topluluktur. Dolayısıyla, ona ait gazetelerde ve dergilerde,
ağırlıklı olarak, dört farklı dil ve dört farklı alfabe kullanılmaktadır: Ladino, İbranice, Fransızca ve Osmanlı Türkçesi. Raşi, İbrani, Latin ve Arap alfabeleri…
258
BORA
İzmir Yahudi Basınına İlişkin Kısa Değerlendirme
I. İzmir Yahudi Basınının Doğuşu
Osmanlı döneminde basının belirli bir toplumsal gelişmenin ürünü olmasının kanıtları, ilk kez, İzmir’de görüldü. 17. yüzyılda, Doğu Akdeniz’in önemli
liman kentlerinden ve ticaret merkezlerinden biri olarak tanınmaya başlayan
İzmir, 19. yüzyılda, ticari gelişmeye paralel olarak siyasal ve kültürel yaşamın da
hareketlenmeye başladığı belli başlı merkezlerden biriydi. Müslümanlar, Rumlar,
Ermeniler, Yahudiler, Levantenler, Batılı tüccarlar ve konsoloslukları, bir yandan İzmir’in çok kültürlülüğüne katkıda bulunurken, öte yandan ona Avrupai
bir kent kimliği kazandırdılar. Dolayısıyla Osmanlı devleti sınırları içinde, ilk kez
İzmir’de, Türkçenin dışında basın doğdu ve gelişti.1 Önce Fransızca, sonra sırasıyla Rumca ve Ermenice gazeteler yayınlandı. İzmir’de yayınlanan Fransızca,
Rumca ve Ermenice gazetelerin varlığı, esasen İzmir basınındaki hareketlenmenin renkli yansımalarıydı.2 Gerçi Osmanlı otoritesi, kapitülasyonları basın alanında
yaymak suretiyle çıkar sağlamayı umanların umutlarını kırmak için, 1841 yılında bir
irade yayınladı. Bu iradeye göre, tüm
süreli yayınlar, izne ve ön denetime
tabiydi. 1849 yılında ise, elçiliklere
gönderilen bir bildiri ile gazete yayını
için resmi bir iznin gerekliliği hatırlatıldı. Ancak, otoritenin sansür girişiminin arzu edilen etkiyi göstermediği, İstanbul’da ve İzmir’de, 1850
yılında iki Türkçeye karşılık, on altı
Türkçe dışı süreli yayının mevcudiyetinden anlaşılmaktadır.
İzmir’in ilk Yahudi gazetesi, 13
Sivan 5602 (22 Mayıs 1842) Pazar
günü İzmir’de yayınlanacağı ilân
edilen La Buena Esperansa’ydı.3
Akademisyenler arasında, bu gazetenin bir sayı yayımlandıktan sonra
kapandığına ilişkin yaygın ve genel
bir kanı mevcuttur. Cohen ve Borovaya ise, gazetenin asla yayınlanŞaare Mizrah dergisi
madığı bilgisini vermektedir.4 La
Arıkan 1985, 103.
İzmir’de 1831 yılında yayımlanan ilk Rumca gazetenin adı, Filos ton Neon’dur (Gençlik Arkadaşı). Ayrıca 1845 yılından itibaren Grek harfli ve Türkçe basılan Anatolikos Monitor (Anadolu Monitorü), iki yıl sonra İstanbul’a taşınacaktır. İzmir’de 1839 yılında yayımlanan ilk
Ermenice gazete ise, Protestan Ermeniler tarafından çıkarılmıştır. Zamanla, Rumca ve Ermenice gazetelerin sayısı artmıştır. Ayrıntılı bilgi için bkz. Arıkan 1985, 104.
3 Güleryüz 2015, 28.
4 Cohen 2014, 234. Borovaya 2012. Bu bilgi için ayrıca bkz. Güleryüz 2015, 28. Dipnot 30.
Bu gazeteye ilişkin daha ayrıntılı bilgi ilgili bölümde mevcuttur.
1
2
259
kebikeç / 56 • 2023
Buena Esperansa5 gazetesinin yayıncısı olan Rafael Uziel6, 1845 yılında, bu kez,
Las Puertas del Oriente (Şaare Mizrah)7 adlı gazeteyi yayınlamaya başladı. Gazete, 6
ay yayınlandı ve sonra kapandı.8 Bu gazetenin yayınına son verme sebebine
ilişkin, akademisyenler tarafından öne sürülen iki gerekçe mevcut: İzmir Yahudilerinin ekonomik koşullarının yetersizliği ve İzmir’de yayınlanan tüm gazete ve
dergilerin, İstanbul’a taşınmayı tercih etmesi.9 Esasen, 18. yüzyıldan beri, büyük
ekonomik sorunlarla karşı karşıya olan İzmir Yahudi Cemaati’nin gazetenin
yaşaması için maddi katkı verememesi şaşırtıcı değildir. Üstelik gazetenin satın
alınmaması da, maddi olanaksızlıklar sonucu kapanmasına yol açmış olmalıdır.
Öte yandan, İstanbul, bir kültür merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. Bu yüzden İzmir basınının top yekûn, İstanbul’a taşınma kararı alması
olağan karşılanabilir. Araştırmacılar tarafından göz ardı edilen başka sorunlar da
vardır. 19. yüzyılın başından itibaren, İzmir kentinde ardı ardına meydana gelen
ve kitlesel ölümlere yol açan yangınların, salgın hastalıkların ve yaklaşık yüz yıl
sürecek vergi adaletsizliğinin yol açtığı gabela10 sorununun, Yahudi toplumu
üzerindeki olumsuz etkileri göz ardı edilmemelidir.
La Esperansa ve Üstad dergilerinin ilk sayfaları
İyi Umut.
Rafael Uziel hakkında bilgi ilgili bölümde mevcuttur.
7 Doğunun Kapıları.
8 Koloğlu 1985, 97. Galante 1935, 1-4. Benbanaste 1988, 61. Sadece Galante, İzmir’de yayınlanan ilk Yahudi gazetesinin adını, La Puertas del Oriente(Şaare Mizrah/Doğunun Kapıları)
olarak vermektedir.
9 Koloğlu 1985, 71.
10 Cemaat vergisidir. Et ve şaraptan alınmaktadır. Konuya ilişkin ayrıntılı bilgi için bkz. Bora
2023, 57-60.
5
6
260
BORA
İzmir Yahudi Basınına İlişkin Kısa Değerlendirme
II. İzmir Yahudi Basını’nın Gelişim Aşamaları
İzmir’de 1871 ile 1907 tarihleri arasında, yayımlanan gazete ve dergilerin adları
Esperansa, La Verdad, Üstad, Le Nouvelliste / El Nuvalista, Meserret ve El Komersayal’di. Bu gazetelerde kullanılan diller, Ladino, Osmanlı Türkçesi ve Fransızcaydı.11
1887 tarihinde, İsak Kohen, İzmir'de Raşi harfleriyle Türkçe bir gazete yayınlamak
için başvuruda bulundu.12 Gazetenin, yayınlanıp yayınlanmadığına ilişkin somut bir
veri mevcut değildir. İsak Kohen, ya Abdülhamit'in sansür politikasıyla engellendi
ya da, mali olanaksızlıklar yüzünden girişiminden vazgeçti.13 Öte yandan 1886 tarihinde Osmanlı Milel-i Gayrimüslime ve Ecnebiye Okulları Müfettişliğini oluşturuldu14.
İzmir’de 1889 tarihinde yayınlanmaya başlayan Üstad gazetesi, Raşi alfabesiyle
Türkçe basıldı. Diğer taraftan, Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde yer alan iki belgede, Rafael Amado’nun İzmir’de Üstad adına sahip bir gazete yayımlama girişiminden söz edilir.15 Ziyad Ebüzziya, Ali Nihad Öz’den aktararak, İzmir’de
İbrani harflerle Türkçe yayınlanan Zeman (1872) ve Eride-i Erceke (1876) gazetelerinin adlarını verir.16 Öte yandan, Moise Franco, İstanbul’da, anonim bir yayıncı tarafından İbranice alfabe kullanılarak Türkçe basılan Zaman adlı bir gazeteden söz eder. İzmir Zaman gazetesine ilişkin başka bir kaynağa rastlanmaması,
1872’de İstanbul’da yayınlanmaya başlayan ve Türkçe adının karşılığı zaman
olan El Tiempo gazetesini akla getirmektedir. Eride-i Erceke adlı gazeteye ilişkin
herhangi bir bilgiye ve veriye ulaşılmaması ise, bu adı aktaran yazarın Osmanlıca
belgeyi okuma hatası ya da kitabın baskı hatası seçeneklerini akla getirmektedir.
Ayrıca, 1876 tarihinde yayınlanmaya başlayan Ceride-i Tercüme adlı gazetenin
kastedilme ihtimali de dikkate alınmalıdır.17 16 Şubat 1887 (R. 4 Şubat 1302/H.
22 Cemaziyelevvel 1304) tarihinde İtalya vatandaşı Aron de Yosef Hazan, Maarif Nezaretine bir dilekçe yazarak Fransızca La Nover Ottoman (?) adlı bir gazete
yayını için ruhsat talebinde bulundu.18 Bu gazetenin yayın iznini alabilmesi için,
eksik teslim edilen başvuru dosyasının tamamlanması gerekmekteydi. 17 Eylül
1888 tarihinde eksik belgeler Hazan’dan talep edildi.19 Belgelerin tamamlanıp
tamamlanmadığına ilişkin somut bir veri ve bilgi olmadığı için gazetenin yayınlanıp yayınlanmadığı bilinmemektedir. 1890 tarihinde ise, Yomtov Abulafya ve
11 Bora 1995, 175. Güleryüz, 1850 tarihli Annuaire des Deux Mondes’te, o yıl İstanbul’da ve
İzmir’de, birer Ladino gazetenin varlığından söz edildiği bilgisini vermektedir. Güleryüz
2015, 31. Ayrıca, 1871 yılında İzmir’de yayımlanan La Revue d’Orient gazetesinden söz edilmektedir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Güleryüz 2015, 36. Eserin adı, Hülya Baykal, Türk Basın
Tarihi’dir. Hülya Baykal, Türk Basın Tarihi, Tanzimat, Meşrutiyet, Milli Mücadele Dönemleri, İstanbul 1990.
12 Hizmet, 2 Kasım 1887. Bora 1995a, 174-175.
13 Bora 1995a, 175.
14 Polat 2021 35-36. Rodrigue 1986, 18-19. Kodaman 1980, 66-67.
15 BOA, DH. MKT. 2634/82. M. 13 Ekim 1908 (H. 17 Ramazan 1326).
16 Ebüzziya 1984, 42. Bora 1995a, 174.
17 Bora 1995a, 174. Güleryüz 2015, 35-36.
18 BOA, DH.MKT.1522/38.
19 BOA, DH.MKT.1544/19.
261
kebikeç / 56 • 2023
1921 yılında yayınlanmaya başlanan Haverenu adlı dergi.
Salamon Eskenazi tarafından yayınlanan El Progreso20 gazetesinin mevcudiyetinden söz edilmektedir.21 Ancak, bu gazetenin varlığına ilişkin de her hangi bir
bulgu yoktur.
III. İkinci Meşrutiyet ile Cumhuriyetin Kuruluşu arasında geçen
süreç
İkinci Abdülhamit Rejimine son veren II. Meşrutiyet’in ilânı, uyumuş gibi görünen Osmanlı toplumunda birikmiş dinamizmin ani bir patlamasından başka bir
şey değildi. Dinamizm, süreli yayınların sayılarının ani ve yüksek artışında da gözlemlendi. 25 Temmuz 1908 tarihinde, gazetelerini sansürün ön kontrolüne sunmadan
piyasaya süren İstanbul basını, bu eylemiyle basın rejimini değiştirdi. Yeni dönemin
özelliklerinden biri, Osmanlı basınında özgürlük ve çok çeşitlilik olacaktı. Bu dönemde, Türkçe ve yabancı dilde yayınlanan gazetelerin sayısı hızla arttı. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde ve İzmir Osmanlıca basınında Yahudilere ait süreli yayınlara ilişkin başvuru kayıtları mevcuttur. Adlarını belirlediğim süreli yayınlar,
Yosef Romano tarafından çıkarılmak istenen Sada-yı Alem; Alber Tarika’nin hukuk konulu ve Türkçe, Fransızca olarak iki dilli basılan Hukuk adlı dergisi;22
Ladino basılan El Pregonero; Rabeno Kuryel ile İsak Kohen’in Türkçe yayınlanaİlerleme ya da Terakki.
Güleryüz 2015, 54.
22 Bora 1995a, 176. Gallica, Revue du Monde Musulman 1909, 116. Güleryüz 2015, 71.
20
21
262
BORA
İzmir Yahudi Basınına İlişkin Kısa Değerlendirme
cak Corci adlı dergisidir.23 Sada-yı Alem, La
Boz del Pueblo adıyla; El Pregonero ise, aynı
adla, 1908 yılından itibaren yayınlanmaya
başladı.24 Öte yandan, yayın isteğine red
cevabı alan bir gazete mevcuttu: 2 Şubat
1902 tarihinde Dahiliye Nezareti’ne baş
vurarak Osmanlı Musevileri adıyla Türkçe,
Rumca ve Yahudice dillerinde bir gazete basmak ve yayınlamak talebinde bulunan,
Rodos’ta Fransızca öğretmeni Avram
Galante’ye izin verilmedi. 27 Mart 1902
tarihinde yazılan yanıtta gerekçe şöyle
açıklanıyordu: İzmir’de yeterince gazete
neşredildiği, yeniden gazete neşretmenin
sansür muamelatında karışıklığa neden
olacağı.25 Aydın Vilayet Salnamesi verileLa Boz de İzmir
rine göre, 1909 tarihinde İzmir’de Meserret, Esperansa, El Nuvelista ve El Komersiyal gazetelerinin yayını devam etmekteydi.26
İkinci Meşrutiyet döneminde, Osmanlı basınının aldığı ilk darbe, 16 Temmuz
1909 tarihinde yayınlanan Matbuat ve Matbaalar Kanunu’ydu.27 Matbuat Kanunu,
tüm Osmanlı basınını tedirgin etti. Ancak buna rağmen, İkinci Meşrutiyet
döneminin gazeteleri ve dergileri, Birinci Dünya Savaşı’na dek canlılığını ve
hareketliliğini muhafaza edecekti. İkinci Meşrutiyet döneminde İzmir’de
yayınlandığına ilişkin kesin verilere sahip olduğum Yahudi gazetelerinin ve
dergilerinin adları, La Boz del Pueblo, El Progonero, El Cilveli, El Sorsilyon, Bayram,
El Guion / Le Trait d’Union, La Boz de İzmir ve El Lavorador’ydu. 1911 yılında
Ufuk ve 1914 yılında Les Annales adlı gazetelerin yayınının başlaması muhtemeldir.28 Ancak gazetelerin sayılarına ulaşılamamıştır. 25 Ağustos 1914 tarihinde, geçici bir yasayla, askeri sansürün izni olmadan ordu hareketleriyle ilgili
23 Ahenk, 6 Temmuz 1324. Hizmet 24 Teşrin-i evvel 1324. Hizmet 27 Teşrin-i evvel 1324.
Hizmet 6 Teşrin-i evvel 1324. Bora 1995a, 176.
24 Benbanaste 1988, 62. Galante 1935, 13. Bora 1995a, 177.
25 BOA, DH. MKT. 485/41.2 Şubat 1902
26 Aydın Vilayet Salnamesi 1326 (1909), 208-209.
27Osmanlı Basını, 1909 tarihinden itibaren, giderek şiddetini arttıran sansür uygulamalarından
dolayı mağduriyet yaşadı. Basında sansür uygulamasına ilişkin çarpıcı bir örnek, İstanbul’da
hiciv gazeteciliği yapan ve şakacı, eğlenceli bir üsluba sahip olan gazeteci ve yazar Eliya
Karmona’ya aittir. Bir Alliance okulunda birkaç yıl geçirdikten sonra, annesinin teşvikiyle
yazar olmaya karar veren Karmona (1870–1931), sansürünün ona cinayet, soymak ve aşk sözcüklerini kullanmasını yasaklamasından dolayı, İstanbul'da bir yazar olarak yapabileceği
hiçbir şey olmadığını hissettiğini açıklamaktadır. Bu yüzden, İskenderiye'ye gitmeye karar
verdi. Bkz. Borovaya 2012, 143.
28 İttihad 9 Mart 1327 (22 Mart 1911). Benbanaste 1988, 62. Bora 1995, 177.
263
kebikeç / 56 • 2023
haberlerin yazılması yasaklandığı zaman, mütareke dönemine dek sürecek
olan, basında sakin ve suskun olarak nitelendirilebilecek bir dönem başladı.29 Yunan işgali döneminde, La Boz de İzmir ve El Pregonero gazetelerinin
yayınına devam edildi. İzmir'de bulunan İtalyan Basın Bürosu’nun 29 Haziran 1921
tarihli raporunda, El Pregonero, çehresi anlaşılamamış; La Boz de İzmir ise, Siyonist olarak
tanımlanmaktaydı.30 Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra, İzmir'de yayınlanmaya
başlayan 3 Yahudi gazetesi vardı. Bunlardan biri, 1919 tarihinden itibaren
yayınlanan Şalom gazetesiydi. Yosef Romano tarafından yayımlanan bu gazete, Galante’ye ve Benbanaste’ye göre, La Boz del Pueblo’nun yerini aldı.31
1921 yılında ise, Haverenu adlı dergi yayımlanmaya başladı. Üçüncü gazete ise,
El Mundo’ydu. 1923 yılında yayınlanmaya başladı. Haftalık olan bu gazetenin sahibi
ve müdürü Efraim Suhami’ydi. İzmir Ben Sinyor matbaasında basılan El Mundo,
1924 yılında kapandı.32
IV. İzmir Yahudi Basını’nın sonuna yol açan süreç
İnkılâplar döneminde yaşam biçiminde meydana gelen değişiklikler, uzun
zamandır Batılılaşma isteği içinde olan Yahudileri sevindirdi. Söz gelimi, Doğu
tipi kıyafetler terk edilmişti. Erkekler artık şapka takacaklardı. Hicri takvimin
yerini Gregoryen takvim almıştı. Yazıda Latin alfabesi kabul edilmiştir. Esasen,
Batılılaşmanın bir sembolü olarak görülen şapka, Yahudilerce zaten Birinci
Dünya Savaşı’nın hemen öncesinden beri kullanılmaktaydı. 19. yüzyılın son
çeyreğinde, Fransızca öğrenen Yahudiler, uzun zamandır Latin harflerini kullanmaktaydı. Şapka, Avrupalı kıyafetleri, Latin harfleri ve Gregoryen takvimle
gelen yeni Türkiye’nin Batılılaşma hayalleri Yahudi elit sınıfının hayallerine de
cevap vermekteydi. Ancak yeni Türkiye, çok cemaatli Osmanlı devletine sırtını
döndü. Bundan böyle, sadece ulus devlet vardı. Bu devlet, laik, tek ve homojen
bir Türk devletiydi. Ülkedeki her türlü grup, sınıf, aile ve kişisel ayrıcalıklara son
verilmişti. Yeni rejimin politikası, Türklük kavramını yüceltmekti.
İzmir Yahudileri, her geçen gün daha fazla, Cumhuriyet reformlarının cemaat yaşamları üzerindeki beklenmedik sonuçlarıyla karşı karşıya kalmaya başladı. Önce cemaat yapısı değişikliğe uğradı. Hahambaşı ile seçilmiş meclislerin
hukuksal ve parasal güçleri ortadan kaldırıldı. Yönetici organlarca tahsil edilen
vergiler kaldırıldığı için cemaatin mali kaynağı yok oldu. Artık, yardım derneklerinin ve okulların yaşama şansı yoktu. Buna paralel olarak, tüm eğitim sistemi
değişikliğe uğradı. Artık Fransızca, Alliance okullarının eğitim dili değildi. Özel
konuşmalarda Türkçe dışındaki tüm yabancı dillerin kullanılması yasaklandı.
Çıkan yeni bir kanuna göre, her Türk vatandaşı Türkçe soyadı alacaktı. Yüzyıllardan beri ya İspanyolca ya da Tora kökenli bir aile adına sahip olan Yahudiler,
eski soyadlarını terk edip Türkçe ses uyumu olan yeni soyadı seçmeye başladı.
Koloğlu 1985, 91.
Berber 1993, 267.
31 Galante 1935, 13. Benbanaste 1988, 62. Bora 1995a, 180.
32 Galante 1935, 13.
29
30
264
BORA
İzmir Yahudi Basınına İlişkin Kısa Değerlendirme
Uygulamada, çifte standardın mevcudiyeti, 100-150 kadar gayrimüslim memurun, hiçbir ihbar ve kıdem tazminatı almadan işten çıkarılmasıyla anlaşılmıştı.
Bankaların ve demiryollarının devletleştirilmesi; şeker, kâğıt ve cam gibi tüketim
ürünlerinin devlet tekeline alınması bu sektörde çalışan gayrimüslimlerin işten
çıkarılmasına yol açtı.33 Kısacası, Anayasanın eşitlik ilkesi ise göreceliydi.
Cumhuriyetin ilk yıllarında, Yahudileri hedef alan üç farklı ve önemli eleştiri
telaffuz edildi. Bunlardan ilki, Yahudilerin Yunan işgali sırasında şapka takması
ve İtalyan pasaportu alma girişiminde bulunmasıydı. Eleştiriler, onları ikiyüzlü
olmakla suçlayan şu söylemle devam ediyordu: Türkler kenti geri aldığı zaman,
feslerini göstererek Türk yanlısı izlenimi uyandırdılar. Yahudilerin İtalyan vatandaşlığına ilişkin değerlendirme yaparken, yüzyıllar önce İtalyan kentlerinden İzmir’e
göç eden İtalya vatandaşı ya da İtalya’nın koruması altındaki Yahudi ailelerin
mevcudiyetini dikkate almak gerekiyor. Öte yandan, Sevr Antlaşması’nda öngörülen ve İzmir’in geleceği hakkında yapılması düşünülen referandumla bağlantılı
olarak; İzmir kentiyle ilgili taleplerinden vazgeçmeyen İtalya’nın kentteki vatandaş sayısını artırma girişimlerini de göz ardı etmemek gerekiyor. Bu bilgiler ışığında, İtalyan Konsolosluğu’nun isteyenlere kolaylıkla İtalyan vatandaşlığı sertifikası çıkartılması yönünde talimat aldığı bilgisini de ekleyelim. Esasen, İtalyan
vatandaşlığını talep eden Yahudilerin büyük bir bölümü, İzmir’in Yunan denetimi altında kalmasına muhalefet edenlerdi. İkinci eleştiri konusu ise, ekonomik
içerikliydi. Tüm ekonomik krizlerin ilk hedefi her zaman Yahudilerdir. Bu kez
de, Yahudilerin, Milli Mücadele
sona erdikten sonra, İzmir’de
Yunanlılardan ve Ermenilerden
boşalan yeri işgal ederek zenginleştiği, üzüm ve incir piyasasını
ele geçirdiği öne sürülmekteydi.
Üçüncü eleştiri konusu da, Yahudilerin topluma dahil olmamasıydı. Onların, Müslüman
Türk toplumuyla kaynaşma
arzusunda olmadığı iddia ediliyordu: Türkçe konuşmuyor, çocuklarını Türk okullarına yollamıyor
Türkleşmek ister gibi gözüküyor,
ancak hiçbir şey yapmıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin kanunlarına pasif
olarak uymak yetmez; Türkçe düşünmek ve konuşmak gerekiyor. Bu
yorum ve yaklaşımın sonuçları
vahimdir. Patlak veren büyük
Kısmet – El Mazalozo
çaplı olaylardan biri, 1934 Trak-
33
Nahum 2022, 52-53.
265
kebikeç / 56 • 2023
ya Olayları’dır. İzmir’deki bariz yansıması ise, Karataş Yahudi Hastanesi’nin
cephesinde bulunan ve üzerinde İbranice yazıt olan mermer levhanın çekiçli
gençler tarafından tahrip edilmesidir. Senaryo hep aynıdır. Türkçe basında yayınlanan makaleler vasıtasıyla Yahudi aleyhtarlığı kışkırtılmakta; meydana gelen
gösteriler ve saldırıların ardından, hükümet, antisemit olmadığını beyan etmektedir. Yine Türkçe basını devreye girmekte ve antisemit olayları önemsiz gibi
göstermekte, hafifletici sebepler açıklamaktadır.34 1934 ve 1935 yıllarında, artık
ne İzmir Belediye Meclisi’nde ne Vilayet Konseyi’nde, Yahudi üye vardır. Politik
hayatta da Yahudi sayısı azalmaktadır. Bu olaylarla birlikte İzmir Yahudi Toplumu da içine kapanacaktır. 1924 tarihinde İstanbul’a taşınan İzmir Yahudi Basını ise, İzmir’deki süreli yayın faaliyetine geri dönmemek üzere son verecektir.
Kaynaklar
Arşiv Kaynakları
Başbakanlık Osmanlı Arşivi-İstanbul
BOA, DH. MKT. 485/41.2 Şubat 1902.
BOA, DH. MKT. 1585/63.
BOA, DH.MKT.1544/19.
BOA, DH. MKT. 2634/82. M. 13 Ekim 1908 (H. 17 Ramazan 1326).
BOA, DH.MKT.1522/38.
Beit HaSefarim HaUniversita Yeruşalayim/Kudüs Üniversitesi Milli Kütüphanesi -Kudüs
BSUY, Üstad, 16 Sivan 5650 (M. 4 Haziran 1890/H. 25 Şevval 1307) Numara 65.
BSUY, Üstad, 14 Av 5650 (31 Temmuz 1890), Numara 73.
BnF-Gallica
Gallica, Revue du Monde Musulman, Publiée Par La Mision Scientifique du Maroc, Tome
Huitiéme Paris 1909 (1 Mayıs 1909).
Gazeteler
Ahenk, 6 Temmuz 1324.
Hizmet, 24 Teşrin-i evvel 1324.
Hizmet, 27 Teşrin-i evvel 1324.
Hizmet, 6 Teşrin-i evvel 1324.
Hizmet, 2 Kasım 1887.
İttihad, 9 Mart 1327 (22 Mart 1911).
34
Nahum 2022, 53-54.
266
BORA
İzmir Yahudi Basınına İlişkin Kısa Değerlendirme
Kitap ve Makaleler
Arıkan, Zeki, "Tanzimat ve Meşrutiyet Dönemlerinde İzmir Basını", Tanzimattan Cumhuriyete
Türkiye Ansiklopedisi, cilt 1, İletişim Yay., İstanbul 1985, 103-111.
Aydın Vilayet Salnamesi 1326 (İzmir 1909).
Benbanaste, Nesim, Örneklerle Türk Musevi Basınının Tarihçesi, İstanbul 1988.
Berber, Engin, Mütareke ve Yunan İşgali Döneminde İzmir Sancağı, (Yayınlanmamış Doktora
Tezi), İzmir 1993.
Bora, Siren, İzmir Yahudileri Tarihi 1908-1923, Gözlem Gazetecilik Basın ve Yayın AŞ. Yay,,
İstanbul 1995.
Bora, Siren, Çöküşten Yükselişe İzmir Yahudileri-Rav Hayim Palaçi ve Dönemi, İBB. APİKAM.
Yay., İzmir 2023.
Borovaya, Olga, Modern Ladino Cultura, Indiana University Press 2012.
Cohen, Dov, “Un Bien Conocido i Luchador Comunal: Muevas Notisias Sovre Rafael Uziel
[1816-1881], Precursor de la Prensa en Djudeoespanol”, La Presse Judéo-Espagnole. Support et Vecteur de la Modernité, Rosa Sanchez + Marie- Christine Bornes Varol, Libra
Kitapçılık ve Yayıncılık Ltd. Şti., İstanbul, 2014.
Ebüzziya, Ziyad, “Osmanlı İmparatorluğunda Türkçe dili dışındaki Basın”, Türkiye’de Yabancı
Dilde Basın “La Presse de Langue Etrangére en Turquie”(16-17-18 Mayıs 1984), İstanbul Üniversitesi Yayınları No: 3342, Basın Yayın Yüksekokulu Yayınları: 2, İstanbul 1985, 29-45.
Galante, Avram, La Presse Judeo Espagnole Mondiale, İstanbul 1935.
Güleryüz, Naim, Türk Yahudi Basın Tarihi, Gözlem Gazetecilik Basın ve Yay. AŞ., İstanbul
2015.
Kodaman, Bayram, Abdülhamit Devri Eğitim Sistemi, İstanbul 1980.
Koloğlu, Orhan, “Osmanlı Basını; İçeriği ve Rejim”, Tanzimattan Cumhuriyete Türkiye Ansiklopedisi, cilt 1, İletişim Yay., İstanbul 1985, 68-93.
Levy, Avner, “The Jewish Press in Turkey”, Jewish Journalism and Printing Houses in the Ottoman
Empire and Modern Turkey, edited by Gad Nasi, The ISIS Press, İstanbul 2001, 13-27.
Nahum, Henri, “Osmanlı Vatanseverliği”, İzmir’de Yahudiler-Antik Smyrna’dan Günümüze,
Gözlem Gazetecilik Basın ve Yayın A.Ş., İstanbul Mart 2022, 50-54.
Polat, Habibe, XIX. “Yüzyılın Sonlarında Osmanlı’da Eğitimin İyileştirilmesi Girişimleri
Çerçevesinde Gayrimüslim ve Yabancı Okullar”, İçtimaiyat Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 5,
Sayı 1, 2021, 32-42.
Rodrıgue, Aron, “19. Yüzyılda Türkiye Yahudilerinin Batılışması-Çok Dilli Bir Cemaatin
Oluşumu”, Tarih ve Toplum, cilt 6, sayı 431, Temmuz 1986, 17-21.
Sevinçli, Efdal, İzmir Basın Tarihi - Gazeteler, Dergiler, İBB. APİKAM Yayını, İzmir 2019.
Öz: 17. yüzyılda, Doğu Akdeniz’in önemli liman kentlerinden ve ticaret merkezlerinden biri
olarak tanınmaya başlayan İzmir, 19. yüzyılda, ticari gelişmeye paralel olarak siyasal ve kültürel yaşamın da hareketlenmeye başladığı belli başlı merkezlerden biriydi. Müslümanlar, Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, Levantenler, Batılı tüccarlar ve konsoloslukları, bir yandan İzmir’in
çok kültürlülüğüne katkıda bulunurken, öte yandan ona Avrupai bir kent kimliği kazandırdılar. Dolayısıyla Osmanlı devleti sınırları içinde, ilk kez İzmir’de, Türkçe dışı basın doğdu ve
gelişti. Yahudi basını da ilk kez İzmir’de ortaya çıktı. İzmir Yahudi Basını’nın en önemli ve
ayırt edici özelliği temsil ettiği topluluk gibi çok dilliliğiydi. Fakat Ladino ağırlıklıydı. Dizinde
kullanılan alfabe bile dört çeşitti. 1845 tarihinde başlayan ve kesintiler hariç yıllar içinde
267
kebikeç / 56 • 2023
meydana gelen siyasal ve ekonomik değişikliklerden etkilenerek varlığını sürdüren İzmirli
Yahudilere ait basın yayın organları, 1924 tarihinde yayınlarına son verdi.
Anahtar Kelimeler: İzmir, Ladino, İzmir Yahudileri, İzmir Yahudi Basını.
The Izmir Jewish Press
Abstract: In the 17th century, Izmir became known as one of the most important port
cities and trade centers of the Eastern Mediterranean, and in the 19th century it was one of
the main centers where political and cultural life began to flourish in parallel with commercial development. Muslims, Greeks, Armenians, Jews, Levantines, Western merchants and
their consulates contributed to Izmir's multiculturalism while giving it a European urban
identity. Therefore, for the first time within the borders of the Ottoman state, non-Turkish
press was born and developed in İzmir. The Jewish press also emerged for the first time in
Izmir. The most important and distinctive feature of the Izmir Jewish Press was its multilingualism, just like the community it represented. But it was predominantly Ladino. Even the
alphabet used in the directory was of four types. Beginning in 1845 and continuing its existence, except for interruptions, by being affected by the political and economic changes over
the years, the press organs of the Jews of Izmir ceased publication in 1924.
Keywords: Izmir, Ladino, Izmir Jews, Izmir Jewish Press.
268