Yıl: 81 | Sayı: 2023/2 | ISSN 1300-9885
HAKEMLİ MAKALELER
Ceza Soruşturması İçin İzin Usulünün
Anayasaya Aykırılığı
Stj. Av. Furkan TERZİOĞLU
Kat Maliklerinin Yapı Maliki Sıfatıyla
Hukuki Sorumluluğu
Doç. Dr. Ferhat CANBOLAT
Dr. Öğr. Üyesi Dila OKYAR
The Cyprus Problem and the Fenced-Off
Varosha: An Analysis of the Judgments
Dr. Lecturer Meliz ERDEM
Uluslararası Hukuk Çerçevesinde
Kanal İstanbul’dan Olası Geçiş Rejimleri
ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi
Açısından Taşıdığı Riskler
Arş. Gör. Dr. Selçuk KOCA
İş Sözleşmesinin Ahlak ve İyiniyet
Kurallarına Aykırılık ve Benzeri Nedenlerle
Feshinin (İş Kanunu m. 25/II)
Ceza Hukuku Bakımından
Değerlendirilmesi
Vergi Hukukunda Feragat Ön Koşullu
Uyuşmazlık Çözüm Yolları Açısından
Mükellef İradesinin Değerlendirilmesi
Seçimlerin Ertelenmesi
Prof. Dr. Devrim AYDIN
Arş. Gör. Ayşegül YÜCEL
Doç. Dr. Tolga ŞİRİN
MAKALELER
Hukuki El Atma Davaları
İcra Hukuk Mahkemesince
“İstihkak İddiasının Kabulüne” ve/veya
“İstihkak İddiasının Reddine” Karar
Verilmesini Gerektiren Nedenler
Anayasa’nın 67. Maddesi Karşısında
Seçim Kanunlarındaki Değişikliklerin
Uygulanması Sorunu
Av. Mehmet Ali GÖLCÜKLÜ
Av. Talih UYAR
Av. Cüneyt UYAR
Av. Şahin KÜÇÜKSÜSLÜ
HAK E M L İ
Seçimlerin Ertelenmesi
Tolga ŞİRİN*
Bu makale hakem incelemesinden geçmiştir ve TÜBİTAK – ULAKBİM
Veri Tabanında indekslenmektedir.
*
Doç. Dr., Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Anayasa Hukuku Anabilim
Dalı,
[email protected], ORCID ID: 0000-0002-7172-5426
Makale geliş tarihi: 27 Şubat 2023 Makale kabul tarihi: 11 Nisan 2023
Atıf önerisi: Şirin, Tolga. “Seçimlerin Ertelenmesi.” Ankara Barosu Dergisi 81,
no. 2 (Nisan 2023): 211-252. DOI: 10.30915/abd.1288776
Seçimlerin Ertelenmesi
SEÇİMLERİN ERTELENMESİ
HAK E M L İ
ÖZ
Bu makalede Anayasa’nın 78’inci maddesinde düzenlenen “Seçimlerin Geriye
Bırakılması” kurumu incelenmiştir. İncelemenin birinci başlığında konu,
karşılaştırmalı anayasa hukuku yönünden ele alınmıştır. Buna göre “yasaklama modelleri” ve “takdir modelleri” biçiminde iki kategori bulgulanmıştır.
İkinci kategori Türkiye’ye daha uygundur. Bu kararların nitelikli çoğunlukla
alındığı örnekler esin kaynağı olacak niteliktedir. İkinci başlıkta konu, kurucu
iktidar tutanakları yönünden ele alınmıştır. Bu kaynaktan bulgulanan şey,
kurucu iktidarın, savaş dışındaki erteleme nedenlerine bilerek ve isteyerek
yer vermediğidir. Üçüncü başlıkta konu, Yüksek Seçim Kurulu ve Anayasa
Mahkemesi kararları ışığında ele alınmıştır. Bu kaynaktan çıkarılan sonuç,
söz konusu içtihatların güncel duruma örnek olamayacağıdır. Dördüncü
başlıkta konu, olası sorunlar yönünden incelenmiştir. Bu inceleme sonucunda Anayasa’da bazı değişikliklere gidilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Anahtar kelimeler:
Seçimlerin ertelenmesi
Yüksek Seçim Kurulu
212
seçimlerin geriye bırakılması
olağanüstü hâl
anayasa yargısı
Ankara Barosu Dergisi 2023/2
Tolga ŞİRİN
POSTPONING THE ELECTIONS
ABSTRACT
Keywords:
Postponement of the Elections
Supreme Election Board
2023/2 Ankara Barosu Dergisi
Postponing the Elections
State of Emergency
Constitutional Review
213
HAK E M L İ
This article examines the institution of ‘postponing the elections’ regulated
in Article 78 of the Constitution. In the first chapter, the subject is discussed
under comparative constitutional law. Accordingly, two categories are identified as “prohibition models” and “appreciation models”. The second category
is more suitable, and the examples involving qualified majority clauses are
inspiring for Turkey. In the second chapter, the subject is discussed under
the preparatory works. What is found from this source is that the constituent
power did not deliberately and willingly give place in the Constitution to
the reasons for postponement other than a state of war. In the third chapter,
the subject is discussed in light of the decisions of the High Election Board
and the Constitutional Court. The conclusion drawn from this source is
that the former case law in question cannot be a precedent of the current
situation. In the fourth chapter, the subject is examined from the point of
future-possible problems. As a result of this examination, it is concluded
that some amendments should be made to the Constitution.
Seçimlerin Ertelenmesi
GİRİŞ
1982 Anayasası’nın (2017 yılından beri) tasarımı, milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin her hâlükârda aynı zamanda yapılmasıdır.[1] Bu
seçimler prensip itibarıyla beş yıllık sürelerle yapılır.[2] Bunların daha erkene
alınması, bir Cumhurbaşkanı kararıyla veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin
(TBMM) üye tam sayısının beşte üçünün alacağı bir kararla mümkündür.
Seçimlerin zamanı iki olasılıkta daha değişebilir. Bu olasılıklar tek bir
maddede toplanmıştır. Anayasa’nın “Seçimlerin Geriye Bırakılması ve Ara
Seçimler” başlıklı 78’nci maddesine göre:
“Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye Büyük
Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir.
Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu
işlem tekrarlanabilir.
HAK E M L İ
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliklerinde boşalma olması halinde, ara seçime
gidilir. Ara seçim, her seçim döneminde bir defa yapılır ve genel seçimden
otuz ay geçmedikçe ara seçime gidilemez. Ancak, boşalan üyeliklerin sayısı,
üye tamsayısının yüzde beşini bulduğu hallerde, ara seçimlerinin üç ay içinde
yapılmasına karar verilir.
Genel seçimlere bir yıl kala, ara seçimi yapılamaz.
Yukarıda yazılı hallerden ayrı olarak, bir ilin veya seçim çevresinin, Türkiye
Büyük Millet Meclisinde üyesinin kalmaması halinde, boşalmayı takip eden
doksan günden sonraki ilk Pazar günü ara seçim yapılır. Bu fıkra gereği yapılacak
seçimlerde Anayasanın 127 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uygulanmaz.”
Bu maddenin ilk iki fıkrası seçimlerin geriye bırakılmasını düzenler. Bu
hükümde yer alan “geri bırakılması” ifadesindeki “geri” kavramı “geçmiş,
[1]
Bu çalışmada da özel bir neden bulunmadıkça seçim kavramı milletvekili ve
Cumhurbaşkanlığı seçimleri için kullanılacaktır. Mahalli idari seçimlerin durumu,
çalışma açısından talidir.
[2]
Anayasa (m. 127/3) mahalli idarelerin seçimlerinin de beş yılda bir yapılması
gerektiğini öngörmüştür. Fakat bu seçimin zamanı, her hâlükârda birlikte yapılacak
olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerinden farklı olabilmektedir.
214
Ankara Barosu Dergisi 2023/2
Tolga ŞİRİN
mazi” anlamıyla değil, “son, sonuç” anlamıyla kullanılmıştır.[3] Kastettiği
şey “savaş durumunun sonu”dur. Devam eden cümlede de “erteleme kararı”
dendiği için madde başlığı ve içerik itibarıyla hüküm, seçimlerin ertelenmesi
kurumunu (bundan sonra kurum “seçimlerin ertelenmesi” diye anılacaktır)
düzenlemektedir.
Maddenin son üç fıkrası ara seçimlerle ilgilidir. Ara seçim, Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyeliklerinde boşalmaların doldurulması için yapılan seçimlerdir.
Ara seçim kurumu, çeşitli çalışmalara[4] doğrudan konu olmuşsa da,
seçimlerin geriye bırakılması kurumu öğretide dolaylı olarak ele alınmış
bir meseledir.[5] Elinizdeki çalışmanın amacı, seçimlerin geriye bırakılması
kurumunu incelemektir. Bu amaçla, tutanaklar, içtihatlar ve öğreti görüşleri
incelenecek ve tespit edilen olası sorunlara yanıt aranacaktır. Karşılaştırmalı
Türk Dil Kurumunun sözlükleri için bkz. https://sozluk.gov.tr
[4]
Örn. bkz. Hikmet Sami Türk, “Açık Parlamento Üyeliklerinin Ara Seçimleri Yoluyla
ya da Yedeklerle Doldurulması,” Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 38,
no. 1-2, 1981: 3-52; Erdal Onar ve Levent Gönenç, “1982 Anayasası’na Göre Ara
Seçim,” Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 51, no. 4, 2002: 1-40; Erdal
Onar ve Levent Gönenç, “1982 Anayasası’nın Ara Seçime İlişkin 78. Maddesine 2002
Yılında Eklenen Fıkra Üzerine Düşünceler,” Prof. Dr. Tunçer Karamustafaoğlun’a
Armağan, (Ankara: Adalet Yay., 2010).
[5]
Örn. bkz. Levent Gönenç, Türkiye’de Seçim Uyuşmazlıkları ve Çözüm Yolları, (Adalet
Yay., 2008): 58-61; Tolga Şirin, “Tehlikeli Salgın Hastalıklarla Anayasal Mücadeleye
Giriş,” Anayasa Hukuku Dergisi 9, no. 17, 2020: 43-146; Feyzan Olgunsoy, “Tehlikeli
Salgın Hastalıklar Nedeniyle Seçimlerin Ertelenmesi,” Hacettepe Hukuk Fakültesi
Dergisi 10, no. 2, 2020: 584-637. Ayrıca KKTC bağlamında bkz. Demet Çelik Ulusoy,
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin Ertelenmesi ve
Cumhurbaşkanının Görev Devamına İlişkin Parlamento Kararının Yarattığı Anayasal
Sorunlar,” Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 22, no. 2, 2020: 577632. Bu konudaki dolaylı karar için bkz. A/M, No. 5/2020, D. No. 3/2020, Kt.
30/06/2020. KKTC AYM’si yakın zaman önce yerel seçimlerin ertelenmesiyle ilgili
bir kararında “Cumhuriyet Meclisinin yasa yaparak yerel yöneticilerin görev sürelerini
uzatma yetkisi olduğunu söylemek mümkün değildir” diyerek bu konuda bir iptal
kararı vermiştir. Bkz. A/M, No. 9/2022, D. No. 5/2022, Kt. 07/09/2022. KKTC
Anayasa hukukuna dönük ayrıntılı bilgi için bkz. Fazıl Sağlam, Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti Anayasa Hukuku Dersleri, (Lefkoşa: Yakın Doğu Üniversitesi Yay.,
2016).
2023/2 Ankara Barosu Dergisi
215
HAK E M L İ
[3]
Seçimlerin Ertelenmesi
anayasa hukuku da bu yanıt arama sürecinde bir diğer kaynak olarak kullanılacaktır. Çalışma, bu kaynakları gözeten başlıklarla ilerleyecek, nihayet
son başlıkta ise olasılıkların üzerinde durulacaktır.
I. KARŞILAŞTIRMALI ANAYASA HUKUKUNDA SEÇİMLERİN ERTELENMESİ
HAK E M L İ
Seçimlerin ertelenmesi, anayasalarda sık karşılaşılan bir konudur.[6] Bu
konuda herhangi bir hükme yer vermeyip sessiz kalan ve konuyu yasama
organının takdirine bırakan anayasalar da yok değildir. Fakat özellikle
COVİD-19 pandemisiyle birlikte bu “anayasal sessizlik” dikkat çekmiş ve
pandemi sırasında seçimlerin ertelenmesinin mümkünlüğü tüm dünyada
tartışılmaya başlanmıştır.[7]
Anayasaların dikkate değer çoğunluğunda konu özel olarak düzenlenmiştir. Bu anayasalardaki düzenleme biçimlerine baktığımızda, bazılarında
konunun yasaklama yoluyla, diğer bazılarında ise takdire bırakma biçiminde
ele alındığını görüyoruz.
A) YASAKLAMA MODELLERİ
Seçimlerin ertelenmesine yasaklama yoluyla yer veren anayasalarda yasaklı
dönem genellikle “savaş hâli” olmaktadır.
[6]
Bu metinde, özel olarak atıf yapılmadıkça, karşılaştırmalı anayasa hukukçuları Zachary
Elkins, Tom Ginsburg ve James Melton’un hazırladığı veri tabanı kullanılacaktır. Bkz.
http://www.constituteproject.org (Erişim Tarihi: 17 Şubat 2022).
[7]
Bu konudaki raporlar için bkz. https://www.idea.int (Erişim Tarihi: 17 Şubat
2022). Pandemi sırasındaki seçimler için bkz. https://www.coe.int/en/web/electoralassistance/elecdata-covid-impact (Erişim Tarihi: 17 Şubat 2022). Bu çalışmada
pandemi dönemindeki uygulamaların üzerinde özel olarak durulmamaktadır. Bkz.
Toby S. James ve Sead Alihodzic, “When Is It Democratic to Postpone an Election?
Elections During Natural Disasters, COVID-19, and Emergency Situations,” Election
Law Journal 19, no. 3, 2020: 1-19. Deprem özelinde ise özellikle ampirik deneyimler
yönünden bkz. Akira Kotaki ve Fumio Takeda, “Study on Disaster Emergency
Provisions in the Constitution of Japan as a Measure Against Huge Disasters – A
Discussion Based on Initial and Emergency Responses to the Great East Japan
Earthquake,” Journal of Disaster Research 13, no. 2, 2018: 367-379.
216
Ankara Barosu Dergisi 2023/2
Tolga ŞİRİN
1949 tarihli Almanya Anayasası (md. 115h) bu bağlamda öncü metinlerden biri sayılabilir[8]. Bu ülkedeki modele nispeten benzer biçimde 1995
tarihli Azerbaycan (md. 84), 1992 tarihli Estonya (md. 131), 1993 tarihli
Kamboçya[9] (md. 86), 2007 tarihli Karadağ (md. 84, 97), 1992 tarihli Litvanya (md. 143), 2006 tarihli Sırbistan (md. 116), 1991 tarihli Slovenya (md.
81 ve 103) ve 1995 tarihli Yunanistan (md. 30) anayasalarında savaş hâlinin
bulunması, seçim döneminin kendiliğinden uzamasına neden olmaktadır.
Bu modelde genelde anayasa, seçimin ne zaman yapılacağını, açıkça bir süre
vererek bizzat düzenlemektedir. Almanya’da seçimlerin, savunma savaşının
sona ermesinden sonra (Cumhurbaşkanlığı için dokuz ay, yasama için altı
ay sonra) yapılması öngörülmüştür. Bu süre Azerbaycan’da “savaşın sonuna”
bırakılmıştır. Ertelemeyi gerektiren koşulun ortadan kalkmasından sonra
seçim için öngörülen azami süreler, Slovenya’da altı ay; Estonya, Litvanya
ve Sırbistan’da üç ay; Karadağ’da doksan gün ve Ermenistan’da kırk gün
olarak öngörülmüştür. Yunanistan Anayasası ise bir süreye yer vermemiştir.
[8]
Almanya’da hüküm “Federal Meclis ve eyalet meclislerinin savunma hali sırasında
dolan seçim süreleri, savunma halinin bitiminden altı ay sonra sona erer. Federal
Cumhurbaşkanının görev süresi savunma hali sırasında usulen bitiyorsa veya Federal
Cumhurbaşkanının görevi savunma hali sırasında Federal Konsey Başkanına geçmişse,
işbu görev savaş halinin bitiminden dokuz ay sonra sona erer. Savunma hali sırasında
görev süresini dolduran bir Federal Anayasa Mahkemesi üyesinin görev süresi,
savunma halinin bitiminden altı ay sonra sona erer.” biçiminde düzenlenmiştir. Bu
maddedeki “savunma hâli” ifadesi, Almanya’nın tarihsel arka planı uyarınca saldırı
savaşı yasağına özgü bir vurgudur. Almanya’nın bu kendine özgü durumu “pasifist
anayasa” olmasından ileri gelir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Mert Duygun, “Karşılaştırmalı
Hukukta Pasifist Anayasa Anlayışı,” Anayasa Hukuku Dergisi 7, no. 14, 2018:
423-456.
[9]
Hüküm “işgal koşullarında” diye ifade edilmiştir.
2023/2 Ankara Barosu Dergisi
217
HAK E M L İ
Söz konusu kategoride yasaklamayı, savaşın yanı sıra olağanüstü hâle
de özgüleyen anayasalar da vardır. Örneğin Estonya, Karadağ, Sırbistan ve
Slovenya anayasaları için durum böyledir. 1996 tarihli Ukrayna Anayasası
(md. 83) ise yasaklamayı sadece olağanüstü hâl ve sıkıyönetime özgülemiştir.
Benzer bir nedene bağlılık içeren 1998 tarihli Arnavutluk Anayasası (md.
170) ise kendine özgü bir kademelendirme getirir:
Seçimlerin Ertelenmesi
“Olağanüstü tedbirlerin uygulanma döneminde yerel yönetim organları için
seçim yapılamaz, referandum yapılamaz ve yeni Cumhurbaşkanı seçilemez.
Mahalli idare organları için seçimler, ancak olağanüstü tedbirlerin uygulanmadığı yerlerde yapılabilir.”
B) TAKDİR MODELLERİ
Seçimlerin ertelenmesini öngören anayasaların çoğunda bu konu, kategorik bir yasaklama biçiminde değil, takdiri bir mesele şeklinde görünür
olmaktadır. Bunun en sade şekli, 1947 tarihli İtalya Anayasası’nda (md.
60) somutlaşmıştır:
HAK E M L İ
“Her bir Meclisin görev süresi, kanunla ve yalnızca savaş durumunda uzatılabilir.”
Bu model içinde sayılabileceğimiz örneklerde de ertelemenin savaşa bağlı
kılınması yaygındır. 1972 tarihli Bangladeş (72), 1994 tarihli Beyaz Rusya
(md. 93), 1966 tarihli Barbados (md. 61), 1981 tarihli Belize (md. 84),
1993 tarihli Kamboçya (md. 78, 86), 1993 tarihli Çekya (md. 10), 1978
tarihli Dominika (md. 54), 1992 tarihli Gana (md. 113), 1982 tarihli
Kanada[10] (md. 4), 2010 tarihli Kenya (md. 102), 1962 tarihli Kuveyt (md.
83), 1991 tarihli Lao Halk Cumhuriyeti (md. 54), 1994 tarihli Moldova
(md. 63), 1991 tarihli Romanya (md. 63 ve 83) anayasalarında, seçimlerin
savaş durumunda ertelenmesi olanağı tanınmıştır.
Seçimi erteleme konusundaki takdiri, savaşın dışındaki nedenler için
öngören anayasalar da vardır. Bu nedenler “ciddi bir kriz durumu”[11] “seçim
yapılamayan diğer özel durumlar”[12], “istisnai koşullar”[13], “ulusal felaket”[14],
[10] Burada, anayasa kavramı ile 1982 tarihli Constitutional Act kastedilmektedir.
[11] Örn. 1972 tarihli Kamerun AY, m. 15),
[12] Örn. 1991 tarihli Lao Halk Cumhuriyeti AY, m. 54, 1993 tarihli Kamboçya AY, m.
78.
[13] Örn. 1982 tarihli Çin Halk Cumhuriyeti AY, m. 60, 2019 tarihli Küba AY, m. 105.
[14] Örn. 1994 tarihli Moldova AY, m. 63.
218
Ankara Barosu Dergisi 2023/2
Tolga ŞİRİN
“afet”[15] “doğal afet veya yerel güvenlik durumu” (2008 tarihli Myanmar
AY, md. 399) ve “olağanüstü hâl”[16] gibi nedenlerle ifade edilmiştir.
Takdirin kim tarafından kullanılacağı konusunda ise doğal olarak baskın
eğilim, yasama organındadır. Yasamaya bu yetkiyi tanıyan anayasalar, bu
yetkinin kullanılması için genellikle üçte ikiyi bulan (örn. Çin, Eritre, Gana,
Kanada, Kenya, Küba, Kanada, Macaristan, Slovenya) nitelikli çoğunluk
şartı da getirmişlerdir.
Erteleme konusundaki takdir, genellikle meclislere bırakılmaktadır. Fakat
bu yetkiyi, başvuru üzerine Anayasa Mahkemesine (Azerbaycan), diğer
organlarla istişare ettikten sonra Cumhurbaşkanına (1972 tarihli Kamerun
AY md. 15), Kral’ın talebi üzerine Meclis’e (1993 tarihli Kamboçya md.
78), bizzat Kral’a (2002 tarihli Bahreyn AY md. 64, 1952 tarihli Ürdün AY
md. 68) tanıyan örneklerle de karşılamaktayız.
Öte yandan, ertelemenin nasıl bir normla yapılacağı çok açık olmasa da
ana prensip, bunun kanunla yapılmasıdır. Ertelemenin bir organik kanunla
(örn. Beyaz Rusya, Moldova, Romanya) veya bir kararnameyle (Bangladeş)
yapılmasını açıkça öngören anayasalar da vardır.
Takdire bağlı erteleme için azami süreler genellikle (örn. Barbados, Belize,
Kamboçya ve Gana anayasaları) on iki aydır. Kimi anayasalar azami süreyi,
erteleme nedeninin kalkmasına bağlamaktadır. Bunlar, nedenin ortadan
kalkmasından sonra üç ay (örn. Sırbistan Anayasası) ila altı ay (örn. Hindistan Anayasası) civarında seyretmektedir.
[15] Örn. 1991 tarihli Romanya AY m. 63.
[16] Örn. 1997 tarihli Eritre AY m. 31, 1992 tarihli Estonya AY m. 131, 1994 tarihli
Etiyopya AY m. 79, 1949 tarihli Hindistan AY m. 83, 2007 tarihli Karadağ AY m.
84, 2008 tarihli Kosova AY, m. 66, 1991 tarihli Romanya AY m. 63 ve 83, 2006
tarihli Sırbistan AY m. 116, 1996 tarihli Ukrayna AY m. 83
[17] Örn bkz. “Republic of Public Korea Official Election Act 1994,” Election Access.
http:// www.electionaccess.org/en/resources/countries/KR/145/ (Erişim Tarihi: 17
Şubat 2023).
2023/2 Ankara Barosu Dergisi
219
HAK E M L İ
Anayasa’nın sessiz kaldığı yerlerde (örn. 1972 tarihli Güney Kore)
riskli bir durum oluşabilmekte ve bu yetki doğrudan devlet başkanına
tanınabilmektedir.[17]
Seçimlerin Ertelenmesi
C) ARA DEĞERLENDİRME
Bu hükümler bize seçimlerin ertelenmesi konusunda iki kategorinin
olduğunu gösteriyor. Bu kategorileri, öncü ülkeleri dikkate alarak sırasıyla
“Alman Modeli” ve “İtalyan Modeli” diye nitelendirebiliriz.
HAK E M L İ
Belli zamanlarda seçim yapılmasını yasaklayan Alman (yasaklama) modeli,
böyle zamanlarda seçim yapılması olasılığını tamamen dışladığı için gereğinden çok katıdır. Gerçi ülkenin örneğin işgal altında olması, o ülkede seçimin
sağlıklı yapılmayacağı konusunda bir karine sayılabilir fakat yine de her
somut olayın koşullarına göre bir değerlendirme payı bırakılmasında yarar
vardır. Dahası, bir savaş ilanı, bazen ülkenin dışında (örn. Türkiye’nin Kore
Savaşı’nın parçası olması gibi) gerçekleşebilir. Böylesi bir durumda seçimin
ertelenmesi, demokrasi ilkesini geriye götürür. Dolayısıyla bu modelde
eleştirilebilecek yönler çoğunluktadır.
İtalyan (takdir) modeli, daha esnektir. Bu modellerin içindeki iki öge
özellikle dikkat çeker. Bunlardan biri, erteleme kararının nitelikli çoğunlukla (organik kanunla) yapılmasının zorunlu sayılması; diğeri ise erteleme
nedeninin ortadan kalkmasından itibaren azami bir süre öngörülmesidir.
Söz konusu deneyimler içinde özellikle nitelikli çoğunluk koşulu, büyük
bir esin kaynağı sayılabilir. Zira seçimleri erteleme veya yaptırmama, yani
daha doğrudan deyişle sandığı seçmenden kaçırma, eğer koşulları yoksa,
“darbe” sayılabilecek bir eylemdir. Böylesi riskli bir tasarruf için, Anayasa
değişikliğinin gerektirdiği nisabın dahi altında bir nisap öngörülmesi büyük
bir risktir. Bu, savaş veya OHÂL ilanı gibi özgün bir hukuk rejiminin devreye
gireceği, icabında kimi anayasal hükümlerin yok sayılacağı bir düzleme basit
çoğunlukla geçilebildiği ülkelerde çok daha büyük bir risk getirir. Dolayısıyla takdiri modeli, nitelikli çoğunlukla destekleyen örnekler, en güvenceli
örnekler gibi görünmektedir.[18]
[18] Türkçe literatürde benzer biçimde bkz. Abdurrahman Eren, Anayasa Hukuku Dersleri,
(Ankara: Seçkin Yay., 2022), 708-709.
220
Ankara Barosu Dergisi 2023/2
Tolga ŞİRİN
II. TUTANAKLARDA SEÇİMLERİN ERTELENMESİ
Türkiye tarihinde dört farklı anayasa yürürlük kazanmıştır.[19] Bu anayasaların üçünde konumuzla ilgili bir hükme yer verilmiş fakat kural, her
birinde farklı kalıplarla ifade edilmiştir.
A) 1921 ANAYASASI
[19] Seçimlerin ertelenmesi konusunda ilk açık anayasal belirleme, Osmanlı Anayasası’nın
(Kanun-ı Esasi) 69’uncu maddesinde yapılan değişiklikle yaşanmıştır. Bu değişikliğe
göre mebusluk süresinin son (dördüncü) yılının savaş ve seferberliğe denk gelmesi
durumunda, her iki mecliste, üçte ikilik bir girişimle görüşülüp salt çoğunlukla kabul
edilecek bir kanun, yasama dönemini uzatabilir. 21 Mart 1918 tarihli değişikliğin
orijinal metni şöyledir: “Meb’usan intihab-ı umûmîsi dört senede bir kere icra olunur.
İntihap olunan meb’usların müddet-i meb’usiyeti dört seneden ibaret olup fakat
tekrar intihap olunmak caizdir. Ancak dördüncü sene-i ictimaiye ordu’yı hümayunun
umûmî seferberliğini müstelzim muhabereye müsadif olduğu halde her iki mecliste
aded-i mürettebin sülüsanıyla müzakeresine ibtidar ve aded-i mürettebin ekseriyet-i
mutlakasıyla kabul edilecek bir kanun ile müddet-i mezkûre temdit olunabilir.”
[20] Bu çağrı ve sonrasındaki seçimler için bkz. İhsan Güneş, Atatürk Dönemi Türkiye’sinde
Milletvekili Genel Seçimleri: 1919-1935, (İstanbul: Türkiye İş Bankası Yay., 2017).
[21] 28 Haziran 1923 tarihinde II. dönem milletvekillerini belirlemek için yapılan genel
seçimler de henüz Lozan Antlaşması (24 Temmuz 1923) imzalanmamışken yapılmıştır.
11 Ekim 1922’de imzalanan Mudanya Mütarekesi ile savaş fiilen bitmiş olsa da,
2023/2 Ankara Barosu Dergisi
221
HAK E M L İ
Toplam yirmi üç madde ve bir ek maddeden oluşan, çerçeve nitelikteki
1921 Anayasası’nda seçimlerle ilgili bir hüküm olmadığı gibi, seçimlerin
ertelenmesiyle ilgili bir hüküm de yoktur. Fakat bu anayasa döneminde
önem taşıyan bir nokta vardır. 1921 Anayasası’nı hazırlayan ve Türkiye’yi
kuran Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Türkiye’nin işgal altında
olduğu bir zamanda ve savaş koşullarında toplanmıştır. Olağanüstü yetkilerle donatılan bu Meclis’in Ankara’da toplanması çağrısını Heyet-i Vekile
adına Mustafa Kemal (Atatürk) Paşa yapmıştır. Paşanın bağımsız sancaklara
ve kolordu komutanlıklarına gönderdiği telgraf, zorlu koşullara rağmen
seçimlerin yapılmasına dönük bir ısrar içermektedir. Telgrafta seçimlerin
nasıl yapılacağına dair bir yönerge de sunulmuştur.[20] Bu veri, Türkiye’nin
kuruluşunun, savaş koşullarında yapılan bir seçimle gerçekleştiğini göstermektedir. Anayasa’nın tarihsel bir akış olarak kavranışında bu gerçek mutlaka
dikkate alınmalıdır.[21]
Seçimlerin Ertelenmesi
B) 1924 ANAYASASI
Seçimlerin ertelenmesi konusu, 1924 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nda
düzenlenmiştir. Bu Anayasa’nın 13’üncü maddesinin 4’üncü fıkrası şu
şekildedir:
HAK E M L İ
“Yeni seçim yapılmasına imkân görülmezse, toplanma dönemi bir yıl daha
uzatılabilir.”
Söz konusu maddenin gerekçesinde ayrıntılı açıklama olmadığı gibi,
madde görüşmelerinde de bu fıkranın üzerinde durulmamıştır. Bunda,
aynı maddede TBMM’nin seçim döneminin iki yıldan dört yıla çıkarılması
hükmünün bulunması ve bu süre uzatmanın iki yıl için seçilen mevcut
meclise uygulanıp uygulanmayacağı tartışmasının payı vardır.[22] Mebusların konsantrasyonu bu noktada kalmıştır. Gerçi bu görüşmeler sırasında
Giresun mebusu Hakkı Tarık (Us)’un sunduğu önergede “Yeni intihabatın
icrasına harb gibi bir sebeple imkân görülmediği takdirde içtima devresinin
bir sene temdidi caizdir.” biçiminde bir hüküm eklenmesini istenmişse de
bu öneri tartışılmadan reddedilmiştir.[23]
Söz konusu Anayasa’nın nasıl yorumlandığına baktığımızda, dönemin
Anayasa hukukçusu Bülent Nuri Esen’in, ertelemeyi, olağanüstü hâllerle
ilişkilendirdiğini görürüz:
“Seçim sonrasında dönemini tamamlamış olan Meclis, Devlet işlerini görmekten
kalmaz. Hattâ, olağanüstü bir durum sebebi ile yeni seçim yapılamayacak olursa
dört yıl olmak üzere tesbit edilmiş bulunan dönemin bir yıl daha uzaması ve
beş yıla çıkması da mümkündür.”[24]
Dönemin mevzuatı olan 14/12/1942 tarihli ve 4320 sayılı Mebus Seçim
Kanunu’na baktığımızda ise şöyle bir hükümle karşılaşırız:
bu seçimin de hukuksal açıdan savaş koşullarında gerçekleştiği dikkate alınmak
durumundadır.
[22] Şeref Gözübüyük ve Zekâi Sezgin, 1924 Anayasası Hakkındaki Meclis Görüşmeleri,
(Ankara: Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yay., 1957), 116-125.
[23] Gözübüyük ve Sezgin, 1924 Anayasası Hakkındaki Meclis Görüşmeleri, 120, 123.
[24] Bülent Nuri Esen, İzahlı Anayasa, (Ankara: Akay Kitabevi Yay., 1945), 13.
222
Ankara Barosu Dergisi 2023/2
Tolga ŞİRİN
“Yedek subayların kısmi ve umumî mebus seçimi sıralarında gerek talim ve
manevra için olsun, gerekse harp sebebiyle olsun silâh altına çağrılmış ve orduda
hizmet alış bulunmaları mebus seçilmelerine engel değildir.”[25]
Bu hükümden, anılan dönemde, savaş durumunda dahi seçimlerin yapılmasının olanak dahilinde sayıldığını anlıyoruz. 1924 Anayasası döneminde
bu kurum, ara seçimlerin istikrarla (hatta dönemin CHP’li mebuslarına göre
sistemli bir “Anayasa ihlali” oluşturacak kararlılıkla) ertelenmesi yoluyla karşılık bulmuştur. Bunun en son uygulaması “münhal bulunan 21 mebusluk
için başlaması gereken ara seçimlerin”, 20/07/1959 tarihli ve 2221 no.lu
bir meclis kararıyla geri bırakılması yoluyla gerçekleşmiştir.[26] Nitekim kısa
bir süre sonra 27 Mayıs müdahalesi gerçekleşmiştir.
C) 1961 ANAYASASI
[25] Vurgu orijinal metinde yoktur. Metin için bkz. Tarhan Erdem (haz.), Yasama Meclisi
Üyeleri Seçimi ve Siyasi Partiler Kanunları, (İstanbul: Doğan Kitap Yay., 2012),
132.
[26] Bkz. Resmî Gazete, 10260, T. 23/07/1959. Öncesindeki sekiz yılda da ara seçimler
ertelenmiştir. Bu ertelemelere dair 1924 Anayasası bağlamında CHP ve DP’nin tezleri
için bkz. “83’üncü İnikat,” TBMM Zabıt Ceridesi 9, 20/07/1959, 899-921.
[27] Server Tanilli, Anayasalar ve Siyasal Belgeler, (İstanbul: Sulhi Garan Matbaası, 1976),
183.
[28] Tanilli, Anayasalar ve Siyasal Belgeler, 145.
2023/2 Ankara Barosu Dergisi
223
HAK E M L İ
27 Mayıs müdahalesinden sonra yeni anayasa hazırlıkları yapılırken iki
metnin ön plana çıktığını biliyoruz. Bunlardan biri İstanbul Üniversitesi
Anayasa Komisyonunun “Ön Tasarı”sıdır. Bu tasarıda bu konu “savaş sebebiyle yeni seçimler yapılmasına imkân görülmezse, seçim dönemi, kanunla
ancak birer yıl uzatılabilir” biçiminde düzenlenmiştir.[27] Siyasal Bilgiler
Fakültesi İdari İlimler Enstitüsü’nün hazırladığı “Ön Tasarı” metninde
ise “Harp ve isyan gibi seçmenlerin büyük bir kısmının oy kullanmasını
önleyen olağanüstü hâllerde Meclisin süresi kanunla bir yıl uzatılabilir.”
biçimindedir.[28] Her iki metnin hazırlanmasında büyük olasılıkla daha bir
yıl önceki ara seçimlerin geri bırakılması deneyimi dikkate alınmış ve ayrıca
İtalya Anayasası’ndaki benzer hükümden etkilenilmiştir.
Seçimlerin Ertelenmesi
Resmî Anayasa Komisyonunun bu metinlerden hareketle sunduğu “Anayasa Tasarısı”nda ise seçimlerin geri bırakılması konusu (md. 73/1) aynen
şöyle düzenlenmiştir:
“Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, seçimler kanunla
bir yıl geriye bırakılabilir.”
Bu maddenin gerekçesine baktığımızda, ara seçim sorununa odaklanıldığını ve seçimlerin ertelenmesine dair herhangi bir açıklama getirilmediğini
görürüz.[29]
HAK E M L İ
Madde, Temsilciler Meclisi’nde görüşülürken gündeme gelen tek mesele,
Sadık Aldoğan’ın “savaş” ve “harp” sözcüklerinin karıştırılması olasılığına
binaen yaptığı şu çıkıştır:
“Savaş yerine harb kelimesinin konmasını istiyorum. Başka bir şey değil. Maddeyi aynen kabul ediyorum. Ancak harb başka, savaş başka. Harb sözü çok
geniş anlamdadır. Savaş ise muharebenin karşılığıdır. Onun için harb sözcünün
kullanılması lâzımdır.”[30]
Komisyon Sözcüsü Turan Güneş, bu itiraza katılmadığını bildirmiş ve
madde, önerildiği gibi kabul edilmiştir.[31] 1961 Anayasası döneminde
seçimlerin ertelenmesi konusu yine kısmi senato seçimlerinin ertelenmesi
ve 1971 değişikliğiyle Anayasa’ya bir hüküm (geçici madde 12) eklenmesi
yoluyla gerçekleşmiştir. Fakat bu ertelemelerin hiçbiri, genel seçimlerin
kanun yoluyla ertelenmesi biçiminde ortaya çıkmamıştır.
D) 1982 ANAYASASI
1982 Anayasası’nın hazırlanması için oluşturulan Anayasa Komisyonu’nun
sunduğu “Anayasa Tasarısı”nda “seçimlerin geri bırakılması” konusu (md.
90) aynen şöyle düzenlenmiştir:
[29] “Türkiye’de ara seçimlerin geniş mikyasta ihmal edilmesi bu hususta daha sıkı bir
tanzim getirmeyi gerektirmiştir. Ancak. Cumhuriyet Meclisinin ihdası ile Türkiye’de
seçimlerin pek sık tekerrür edeceği mülahazasıyla ara seçimleri, Cumhuriyet Meclisinin
iki senede bir yapılan seçimler ile aynı zamana konmuştur.”
[30] “47’nci Birleşim,” Temsilciler Meclisi Tutanak Dergisi 3, T. 18/04/1961, 411.
[31] “47’nci Birleşim,” Temsilciler Meclisi Tutanak Dergisi 3, T. 18/04/1961, 412.
224
Ankara Barosu Dergisi 2023/2
Tolga ŞİRİN
“Türkiye Büyük Millet Meclisi, savaş, sıkıyönetim veya olağanüstü haller sebebiyle, yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, seçimlerin bir yıl geriye
bırakılmasına karar verebilir.
Cumhurbaşkanı da aynı sebeplerle seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasını Türkiye
Büyük Millet Meclisinden isteyebilir.”[32]
Bu önerinin gerekçesi ise “neden” sorusuna yanıt veren bir açıklama
olmaktan çok, değişikliğin “ne” olduğunu söyleyen türdendir:
“Bu madde ile 1961 Anayasasında farklı olarak Cumhurbaşkanına TBMM’den
seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasını talep etme yetkisi verilmiştir.”[33]
Maddenin görüşülmesine geçildiğinde İsmail Şengün ve Turgut Kunter
da “Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa bu işlem tekrarlanabilir.”
biçiminde bir cümle eklemek istemişler fakat bu konuda söz almamışlardır.
“Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, seçimlerin
kanunla bir yıl geriye bırakılmasına karar verilebilir.”
Önergesini savunan Turhan Güven, tabii afet ve ağır ekonomik kriz
nedenleriyle OHÂL ilan edilebileceğini hatırlattıktan sonra varsayımını bir
ekonomik kriz olasılığı üzerine temellendirmiştir:
“Şimdi, bir hükümet düşünün ki iyi bir tarz idare gösterememiştir. Türkiye’de
bu kötü idare sonucu bir ekonomik bunalım ortaya çıkmıştır; hükümet bunu
vesile etmek suretiyle bir yıl daha iktidarda kalma yollarını arayacaktır; nasıl
yapacaktır bunu, memleketin bir bölgesinde ekonomik bunalım olduğunu ileri
sürmek suretiyle olağanüstü hal ilen edecektir, sadece bir bölgeye mahsus olmak
üzere ve bu kanunla da değil, bir kararla seçimler bir yıl daha ertelenecektir.
[32] “139’uncu Birleşim,” Danışma Meclisi Tutanak Dergisi 9, T. 31/08/1982, 173.
[33] Yazarsız, Gerekçeli Anayasa, (İstanbul: Değişim Yay, 1984), 111.
[34] Bu kişiler Turhan Güven, Halil Erdoğan Gürel, İbrahim Göktepe, Avni Müftüoğlu,
Orhan Baysal, Abbas Gökçe, Mehmet Pamak, Halit Zarbun, Hilmi Sabuncu, Doğan
Gürbüz’dür.
2023/2 Ankara Barosu Dergisi
225
HAK E M L İ
Danışma Meclisi üyelerinden (sonradan Mersin Milletvekili olacak olan)
Turhan Güven ve arkadaşları[34] ise şöyle bir değişiklik önergesi sunmuştur:
Seçimlerin Ertelenmesi
Bu sonuç da, birtakım ihtilat yaratacak olaylara neden olabilir. Oysa, ağır
ekonomik bunalımların çözümünde bizce seçim bir tarzdır, bir hal çaresidir.
Bunun bir yıl daha geriye götürülmesi yerine; bizce, böyle ekonomik bunalım
hükümetin programını icra edememesinden kaynaklanıyorsa, bir yıl geriye
atmak şöyle dursun, bir yıl evvel seçim yapılması gerekir.”[35]
HAK E M L İ
Sözlerinin devamında Güven, 1961 Anayasası döneminde yaygın şiddet
hareketleri hâlinde bile seçimlerin ertelenmediğini, aksine, erken yapıldığını
hatırlatmış; ayrıca belli bir bölgedeki sorunların tüm ülkedeki seçimlerin
ötelenmesine neden olamayacağını vurgulamıştır. Son olarak Güven, bunu
bir “karar” ile değil bir “kanun” ile düzenlenmesinin yerinde olacağını da
hatırlatmıştır.[36]
Önergenin altında imzası bulunan bir diğer isim olan İbrahim Göktepe
ise Türkiye’nin tarihsel birikimine vurgu yapmış, 1979’da sıkıyönetim koşullarında dahi seçimlerin yapılabildiğini hatırlatmış ve tasarıda sıkıyönetimin
bir erteleme nedeni sayılmasını eleştirmiştir:
“Türkiye’de birçok seçimler sıkıyönetim altında yapılmıştır. Sıkıyönetim altında
yapılan seçimlerden hiç kimsenin bir şikâyeti de olmamıştır. Bunun en son
misali 1979 seçimleridir. 1979 Kısmî Seçimlerinde memleketin birçok yerlerinde büyük bir huzursuzluk, asayişsizlik bulunduğu halde, alın Kars’ı, alın
İstanbul’un birçok semtlerini, alın Mardin’i; asayiş bozuk olduğu halde ve asayişsizlik sebebiyle sıkıyönetim ilan edilmiş olduğu halde, vatandaşlar bu illerde
sıkıyönetimin getirdiği güven duygusu içerisinde, silahlı kuvvetlerin sağladığı
huzur ortamı içerisinde seçim günü sandık başlarına daha bir rahat gidebilmişler
ve reylerini daha bir rahatlıkla kullanabilmişlerdir. Binaenaleyh, sıkıyönetimi ve
1979 Kısmî Seçimlerindeki bu sağlanan huzur ve güven dolayısıyla milletimiz
gerçekten silahlı kuvvetlere şükran borçludur. Hal böyle iken, biz sıkıyönetimi
mutlak şekilde seçimlerin ertelenme sebebi sayarsak, bu pek isabetli bir karar
olmaz kanaatindeyim.”[37]
OHÂL nedeniyle seçimlerin ertelenmesi konusunda ise “bir iktidar,
takip ettiği ekonomi politikasının yanlışlığı dolayısıyla Türkiye’yi buhrana
[35] “139’uncu Birleşim,” Danışma Meclisi Tutanak Dergisi 9, T. 31/08/1982, 175.
[36] “139’uncu Birleşim,” Danışma Meclisi Tutanak Dergisi 9, T. 31/08/1982, 176.
[37] “139’uncu Birleşim,” Danışma Meclisi Tutanak Dergisi 9, T. 31/08/1982, 176.
226
Ankara Barosu Dergisi 2023/2
Tolga ŞİRİN
götürmüşse, olağanüstü bir hâle götürmüşse, burada seçimlerin ertelenmesi
değil, öne alınması düşünülmelidir. Öne alınmalıdır ki, takip edilen o
yanlış ekonomik politikayı ve onu takip eden iktidarı cezalandırma imkânı
vatandaşa verilsin.” diye konuşan Göktepe’ye göre, böylesi süreçlerden çıkmanın başlıca yolu vatandaşın oyudur. Göktepe ayrıca milletvekillerinin ve
senatörlerin genellikle seçimlerin ertelenmesine meyilli olduklarını, tarihten
örneklerle (1963 Kısmî Senato Seçimleri oylaması) aktarmış ve tasarıdaki
hükmün, bu eğilimi güçlendireceği eleştirinde bulunmuştur.[38]
İlginçtir ki Danışma Meclisi üyelerinin önergelerine genelde soğuk yaklaşma eğilimi gösteren Anayasa Komisyonu, bu eleştirileri haklı bulmuş ve
maddeye şu biçimini vermiştir:
“Savaş sebebiyle, yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye Büyük
Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir.
Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararı usulünce bu işlem
tekrarlanabilir.”[39]
Bu maddedeki “Cumhurbaşkanı da aynı sebeple seçimlerin bir yıl geri
bırakılmasını Türkiye Büyük Millet Meclisinden isteyebilir.” biçimindeki
fıkra, Millî Güvenlik Konseyinin[40] filtresine takılmış ve metinden çıkarılarak
madde bugünkü hâlini almıştır.[41]
[38] “139’uncu Birleşim,” Danışma Meclisi Tutanak Dergisi 9, T. 31/08/1982, 176-177.
[39] “146’ncı Birleşim,” Danışma Meclisi Tutanak Dergisi 9, T. 02/09/1982, 845.
[40] Millî Güvenlik Konseyi, 12 Eylül Darbesi ile ülke yönetimine el konulmasından sonra
yasama yetkisini kullanmak üzere, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren,
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin, Deniz Kuvvetleri Komutanı
Oramiral Nejat Tümer, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya ve
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Sedat Celasun’dan oluşan askerî cuntadır. Millî
Güvenlik Kurulu ile karıştırılmamalıdır. Millî Güvenlik Konseyinin varlığı, TBMM
Başkanlık Divanının oluştuğu 7 Aralık 1983’te sona ermiştir. Anayasa’nın geçici 2’nci
maddesine uyarınca Millî Güvenlik Konseyi üyeleri, altı yıl süreyle Cumhurbaşkanlığı
Konseyi üyesi sıfatını almıştır.
[41] “118’inci Birleşim,” Milli Güvenlik Konseyi Tutanak Dergisi 7, T. 18/10/1982, 362.
2023/2 Ankara Barosu Dergisi
227
HAK E M L İ
Cumhurbaşkanı da aynı sebeple seçimlerin bir yıl geri bırakılmasını Türkiye
Büyük Millet Meclisinden isteyebilir.
Seçimlerin Ertelenmesi
E) ARA DEĞERLENDİRME
Türkiye’nin tarihsel deneyimleri, ele aldığımız maddenin yorumu açısından çokça ders içermektedir.
Öncelikle; Türkiye’yi kuran ve Kurtuluş Savaşı’nı yürüten meclisin zorlu
koşullarda dahi bir seçimle toplanmış olması, günümüze kadar ilham kaynağı olacak bir projeksiyon tutmaktadır. Bu kurucu tutum, seçimlerin
savaş koşullarında dahi yapılmasının kural, ertelenmesinin istisna (ayrıksı)
olduğunu gösterir. Anayasal kurallara ilişkin politikada bunun mutlaka
dikkate alınması gerekir.
HAK E M L İ
Cumhuriyet dönemi anayasalarında ise; önceleri, seçimlerin ertelenmesi
için bir nedene bağlılık yokken sonradan nedene bağlılık getirilmiş olduğunu
gözlemlemekteyiz. Bunun sebebi, 27 Mayıs 1960’tan önce yasamanın keyfî
tutumlarıdır. 1961 Anayasası’nı hazırlayanlar diğer pek çok konuda olduğu
gibi bu soruna karşı da tedbirler almak istemişlerdir.
1961 Anayasası dönemine dair tutanaklar, ayrıca, bu bağlamda kullanılan
“savaş” kavramının “harp”, yani teknik anlamda savaş anlamına geldiğini,
(bugün kimi çevrelerce dile getirilen) “depreme karşı savaş”, “hastalığa karşı
savaş” vb. türden benzetmeleri dışladığını göstermektedir. Ayrıca maddenin
konulma biçiminin seçimin yapılmaması olasılığıyla ilişkili sayıldığı da
kaydedilmelidir. Bu bakımdan maddenin, Türkiye’de seçimlere gitme engeli
olmayan koşullarda etelemeye neden olmaması gerekir.
Tutanakların özellikle tarihsel yorum yönünden sunduğu en önemli bilgi,
yürürlükteki 1982 Anayasa’nın tasarısında, “olağanüstü hâl” ve “sıkıyönetim”
gibi durumların birer seçim erteleme nedeni olarak sayılmış olmasıdır. Yani
kurucu iktidar, bu olasılığı tartışmış ama bilerek ve isteyerek bunları metinden çıkarmıştır. Bunun nedeni olarak da politik olarak OHÂL koşullarına
neden olması muhtemel bir iktidarın, bu koşulları kötüye kullanabilme
riski gösterilmiştir. Bu bağlamda, 1960’lı ve ‘70’li yıllardaki deneyimlere
de atıfla, milletvekillerinin genellikle seçimleri erteleme eğilimi gösterdiğini
kaydedilmiş; bu eğilimin dizginlenmesi gereği, sıkıyönetim koşullarında dahi
seçimlerin yapılabildiğine dikkat çekilerek haklı çıkarılmıştır.
228
Ankara Barosu Dergisi 2023/2
Tolga ŞİRİN
Sonuç itibarıyla, bu veriler karşısında savaş dışındaki nedenlerle seçimlerin
ertelenmesi olasılığına evleviyetle mesafeli durmak, yorum marjını daha da
dar tutmak bir zorunluluktur.[42]
III. İÇTİHATLARDA SEÇİMLERİN ERTELENMESİ
Seçimlerin ertelenmesi konusundaki içtihatlar Yüksek Seçim Kurulu ve
Anayasa Mahkemesi içtihatları olmak üzere iki kategoride toplanmaktadır.
A) YÜKSEK SEÇİM KURULU
“Bir yerde deprem, su baskını gibi tabii âfetler, büyük yangınlar ve bunlara benzer
olaylar yüzünden seçimlerin yapılmasına maddi imkan kalmayan durumlarda
hemen yapılması gereken seçimlerin yapılamamış olması tabiidir. Bu seçimlerle
felâket günlerinden kısa bir süre sonra yapılması gereken seçimlerin ne zaman
yapılması gerektiğinin tesbiti (sic.), 298 sayılı ve 26/04/1961 günlü Seçimlerin
Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanunun Yüksek Seçim
Kurulunun görev veya yetkilerine ilişkin 14 üncü maddesi hükmünde Yüksek
Seçim Kurulunun görevleri arasında bulunmaktadır.”[43]
Yüksek Seçim Kurulu bu ilkesel belirlemeyi yaptıktan sonra, bir de somut
duruma özgü bir çözüm bulmuş ve sorunu şu şekilde çözmüştür:
[42] Burada üzerinde durmadığımız bir diğer tartışma, savaş nedeniyle yapılacak ertelemenin
kaç defa olacağıdır. Tanör ve Yüzbaşıoğlu, bu ertelemenin “bir artı bir olmak üzere
toplam iki yıl” olduğunu ileri sürer. Buna görüş tutarsız değildir. Bkz. Bülent Tanör
ve Necmi Yüzbaşıoğlu, 1982 Anayasasına Göre Türk Anayasa Hukuku, (İstanbul:
Beta Yay., 2019), 233.
[43] YSK, K. 1966/194. Yüksek Seçim Kurulu Kararları–1966, (Ankara Yarıaçık Ceza
Evi Yay., 1967), 116.
2023/2 Ankara Barosu Dergisi
229
HAK E M L İ
Yüksek Seçim Kurulu, bu konuyu 1966 yılındaki Varto (Muş) depreminden sonra ele almıştır. Depremden sonra muhtar seçimi yapılması gereken
köyler yerle bir olduğundan, “askıya verilen sandık seçmen listelerinin enkaz
altında kaldığı” ve “ilçe seçim kurulu ile sandık kurulunun teşekkülünün
mümkün olmadığı” bildirilerek ne şekilde hareket edilmesi gerektiğine dair
bilgi istenmiş ve Yüksek Seçim Kurulu şu değerlendirmeyi yapmıştır:
Seçimlerin Ertelenmesi
“Doğu illerimizdeki deprem felâketi sebebiyle yapılması gereken köy muhtar ve
ihtiyar meclisi üyeleri seçimlerinin yapılamamış olması ve 18/9/1966 gününde
yapılacak ara seçimlerinin de bu tarihte yapılmasına maddi imkan bulunmaması
karşısında, yalnız muhtarlıkları boş olup 18 Eylül 1966 gününde ara seçimi
yapılması gereken köylerde bu ara seçimi yapılamayarak, bu seçimlerin 1967
yılında umumi mahalli seçimlerle birlikte yapılmasına; aynı zamanda ihtiyar
meclisinin de yedeklerin getirilmesinden sonra yargıya düşmesi halinde ise,
muhtar ve ihtiyar meclisi seçimlerinin, mahallin özelliklere ve seçim yapılabilecek şartların tahakkukuna göre ilçe seçme kurulu başkanlığınca yapılacak ilânı
kovalayan 60’ıncı günden sonra gelen Pazar günü yapılmasının uygun olacağına
karar verilmelidir.”[44]
HAK E M L İ
Yani Yüksek Seçim Kurulu, fiilen ara seçim yapılamayan yerlerdeki seçimlerin bir sonraki erken seçim ile birleştirileceği ve ayrıca seçimlerin tarihini
belirleme konusunda kendisinin yetkili olduğu sonucuna varmıştır.
Yüksek Seçim Kurulu, bu ilkesel kararını, sonradan “aşırı kar yağışı ve
ulaşımın kesilmesi”[45] veya “ilçede hâkim bulunmaması”[46] “gibi “maddi
imkânsızlıklar” için de uygulanabilir saymıştır.
B) ANAYASA MAHKEMESİ
Anayasa Mahkemesinin konumuzla ilgili iki önemli kararı bulunmaktadır.[47] Bunlardan biri dolaylı, diğeri daha dolaysızdır. Dolaylı bağlantı taşıyan
içtihat, meclis kararına tabi bir konuda kanun çıkarmanın mümkün olup
olmadığıyla ilgilidir. Daha dolaysız bağlantı taşıyan karar ise Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ertelenmesine dönük bir kuralla bağlantılı verilmiştir.
[44] YSK, K. 1966/194 Yüksek Seçim Kurulu Kararları–1966, (Ankara Yarıaçık Ceza
Evi Yay., 1967), 116-117.
[45] YSK, K. 1971/33. Anayasa Mahkemesi İle Yargıtay ve Yüksek Seçim Kurulu Kararları,
(Yarıaçık Ceza Evi Yay., 1973), 205; YSK, K. 1976/11. Bkz. Yüksek Seçim Kurulu
Kararları–1976, (Ankara Yarıaçık Ceza Evi Yay., 1977), 11-12.
[46] YSK, K. 1970/2010. Bkz. Yüksek Seçim Kurulu Kararları–1970, (Ankara Yarıaçık
Ceza Evi Yay., 1971), 121-122.
[47] AYM bir kararında konuyu, TBMM’nin, bir defa seçim kararı aldıktan sonra,
bu karardan vazgeçmenin bir erteleme olup olmadığı bağlamında, dolaylı olarak
tartışmıştır. Bkz. AYM, E. 1999/14, K.1999/6, Kt. 26/03/1999.
230
Ankara Barosu Dergisi 2023/2
Tolga ŞİRİN
Bu içtihatlara da biraz daha yakından bakalım.
1- “Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin Ertelenmesi” İçtihadı
Anayasa Mahkemesinin seçimlerin ertelenmesi konusundaki kararı
19/01/2012 tarihli ve 6271 sayılı Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanunu bağlamında ortaya çıkmıştır.[48] Bu davanın konusu, anılan Kanun’un 5’inci
maddesidir:
“(1) Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından savaş sebebiyle yeni seçimlerin
yapılmasına imkân görülmediğine dair karar verilmesi hâlinde, Cumhurbaşkanı
seçimi bir yıl geriye bırakılır.
(2) Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre
bu işlem tekrarlanabilir.”
Birincisi, savaş sebebiyle “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin” bir yıl geriye
bırakılmasına ilişkin kuralın anayasal dayanağı yoktur. Bu boşluğun doldurulması, öncelikle bir anayasa değişikliği yapmayı gerektirir.
İkincisi, Anayasa’da milletvekilliğinin boşalması hâlinde TBMM Başkanı’na
vekâlet etme yetkisi tanımışken, Kanun’un erteleme yönünde bir tercihte
bulunulmasında da bir sorun vardır.
Üçüncüsü, Anayasa, TBMM seçimleri konusunda ertelemeyi takdiri
kılmasına rağmen; kanun hükümde “ertelenir” denilerek takdirin ortadan
kaldırılması Anayasa’ya aykırıdır.
Anayasa Mahkemesinin bu savlara yanıtı şöyle olmuştur:
İptali istenilen kural Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından savaş sebebiyle
yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmediğine dair karar verilmesi hâlinde,
Cumhurbaşkanı seçiminin bir yıl geriye bırakılmasına, bir yılın sonunda geri
bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa aynı usulle tekrar erteleme kararı verilmesine imkân tanımaktadır.
[48] AYM, E. 2012/30, K. 2012/96, Kt. 15/06/2012.
2023/2 Ankara Barosu Dergisi
231
HAK E M L İ
Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri, bu hükmün Anayasa’ya aykırı
olduğu düşüncesindedir. Bu iddia esasen üç sava dayandırılmıştır:
Seçimlerin Ertelenmesi
HAK E M L İ
Anayasa’nın 102. maddesinde Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin temel hususlar
düzenlenmiş ve son fıkrada Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin usûl ve esasların
kanunla düzenleneceği hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca maddede Cumhurbaşkanı
göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan Cumhurbaşkanının görevinin devam
edeceği hükme bağlanmıştır. Dolayısıyla Anayasa koyucu yeni Cumhurbaşkanının
seçilememesini bir boşalma hali olarak değerlendirmemiş ve bu nedenle de görev
süresi bitmiş olsa bile yeni seçilen Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar
eski Cumhurbaşkanının görevine devam etmesini Anayasa’nın 102. maddesinde
hüküm altına almıştır. Bu nedenle savaş ya da başka bir nedenden kaynaklanan bir
zaruret hâlinde seçimlerin fiilen yapılamaması durumunda herhangi bir erteleme
kararı olmasa da süresi biten Cumhurbaşkanı görev yapmaya devam edecektir.
Anayasa’nın 102. maddesinde savaş sebebiyle seçimlerin ertelenmesine ilişkin
bir hüküm yer almamaktaysa da savaş gibi milletin varlığının tehlike altında
olduğu bir dönemde serbest seçimlerin yapılması imkânı bulunmasa da her
durumda yapılması gerektiği söylenemez. Maddenin son fıkrasında yer alan
Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin usûl ve esasların kanunla düzenleneceği
hükmüne dayanarak kanun koyucunun Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin diğer
hususların yanı sıra savaş gibi bir mücbir sebep nedeniyle seçimin yapılmasına
imkân bulunmayan hâllerde seçimin ertelenmesini düzenlemesinde Anayasa’ya
aykırı bir yön bulunmamaktadır.”[49]
Bu kararda üye Osman Alifeyyaz Paksüt karşı oy kullanmış ve bunu
aynen şöyle açıklamıştır:
“Mücbir sebep, hukukun evrensel ilkelerindendir. Cumhurbaşkanlığı seçiminin
de mücbir sebeple ertelenmesi kuşkusuz akla gelebilir. Savaş hali, mücbir sebeplerden yalnızca bir tanesidir. Türkiye’nin katılmadığı ancak ülkemizi de etkileyen
nükleer bir savaş veya nükleer bir kazanın yol açabileceği nükleer bir felaket,
büyük illerimizi vurabilecek çok şiddetli bir deprem gibi nedenlerle milyonlarca
seçmenin güven içinde ve düzenli olarak oy kullanmasının mümkün olamayacağı
haller de seçimlerin ertelenmesi için mücbir sebeptir. Bu gibi hallerde Anayasanın
verdiği genel yetkiye dayalı olarak, seçim takvimini Yüksek Seçim Kurulunun
belirleyeceği açıktır. Savaş hali ise uluslararası hukuka uygun olarak TBMM’nin
vereceği kararla belirlenir. Savaş hali olan her durumun kendiliğinden mücbir
[49] AYM, E. 2012/30, K. 2012/96, Kt. 15/06/2012. Vurgu orijinal metinde yoktur. Bu
yanıtta CHP’nin üçüncü savına bir yanıt verilmediği de görülmektedir. Fakat ihtilafa
konu hükmün takdiri dışlıyor sayılmamasında yarar vardır.
232
Ankara Barosu Dergisi 2023/2
Tolga ŞİRİN
sebep oluşturmaması da mümkündür (topraklarımızı doğrudan etkilemeyen,
çok uzak bir bölgede katıldığımız bir savaş gibi). Tarihsel nedenlerle Anayasamıza girmiş olan, savaş halinde TBMM seçimlerinin ertelenebileceğine ilişkin
hükümlerin, TBMM ile ilişkisi olmayan ve doğrudan adaylarla halk arasında,
Yüksek Seçim Kurulu denetim ve gözetiminde gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı
seçimlerine de uygulanmasının Anayasal dayanağı bulunmamaktadır. Kuralın
daha ziyade, TBMM’de çoğunluğu temsil eden siyasal görüşün Cumhurbaşkanı
seçiminde oy kullanacak seçmen çoğunluğu ile de örtüşeceği ve bu nedenle
TBMM’nin Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinde de, kendi genel seçimlerinde
olduğu gibi, erteleme hakkı bulunmasının doğal görüleceği algı ve varsayımıyla
yasalaştırıldığı anlaşılmaktadır. Böyle bir varsayımın siyaseten bir ölçüde değeri
olsa bile hukuki ve Anayasal bakımdan geçerliliği olmadığı açıktır.
2- “Kanunun Meclis Kararına İkamesi” İçtihadı
Konuyla ilgili bir diğer belirsizlik, seçimlerin ertelenmesinin bir kanunla
mı yoksa bir meclis kararı yoluyla mı gerçekleşeceğidir. Anayasa (md. 78/1)
seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına “karar verebilir” diyerek bunun bir
karar yoluyla olacağını söyler gibidir. Fakat bu bağlamda, öğretide öteden
beri süregelen iki farklı tartışmayı hatırlamak gerekir.
Birincisi, “karar” kavramı bazen bir irade açıklaması anlamına gelip
kanun kavramını da kapsayan geniş bir anlam kazanabilmektedir. Örneğin
Anayasa’nın (md. 87) ilk hâlindeki “mahkemelerce verilip kesinleşen ölüm
cezalarının yerine getirilmesine karar vermek” veya aynı maddenin mevcut
hâlindeki “para basılmasına (…) genel ve özel af ilanına (…) karar vermek”
ifadesindeki veya OHÂL bağlamında (m. 119/son) OHÂL ilanın TBMM
2023/2 Ankara Barosu Dergisi
233
HAK E M L İ
Kuralın, yasama organının genel yetkisi ve takdir hakkı içerisinde kabul edilmesi
de mümkün değildir. TBMM’nin görev ve yetkileri Anayasa’nın 87. maddesinde
sayılmış, maddede açıkça sayılanlar dışında ‘Anayasanın diğer maddelerinde
öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir’ denilmiştir. Buna
göre, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin savaş nedeniyle ertelenmesine karar vermek, TBMM’nin görev ve yetkileri arasında değildir. Her ne kadar Anayasa’nın
102. maddesinde ‘Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin usul ve esaslar kanunla
düzenlenir’ denilmekte ise de, seçimin ne zaman yapılacağı doğrudan Anayasa
tarafından düzenlenmiş ve bir istisnaya yer verilmemiş olduğundan, bu konuda
yasama organının bir takdir hakkı bulunmamaktadır.”
Seçimlerin Ertelenmesi
tarafından uygun bulunmasına ilişkin “karar” kavramı, böylesi geniş bir
anlam içermektedir.[50] Uygulamada bu “karar”lar bir kanun yoluyla alınmaktadır. Dolayısıyla seçimlerin ertelenmesi konusundaki “karar” da acaba
bu anlamda mı kullanılmıştır sorusu yanıtlanmayı beklemektedir.
İkincisi, Anayasa’da meclis kararlarıyla yapılması gereken konularda kanun
çıkarılmasının mümkün olup olmadığı sorusu da yanıt beklemektedir.
HAK E M L İ
Anayasa Mahkemesi bu sorulara, doğrudan seçimlerin ertelenmesiyle
ilgili olmayıp seçimlerin yenilenmesi (erken seçim) yönündeki bir karar
bağlamında nispeten yanıt vermiş gibidir. 1987 yılında seçimlerin yenilenmesine dair hükümler içeren bir kanuna[51] karşı, bu iradenin bir meclis
kararı yoluyla alınması gerektiği savıyla açılan bir davada ele alan Anayasa
Mahkemesi, şöyle bir sonuca ulaşmıştır:
“Hukuk sistemimize göre, kanunkoyucu, Anayasa’ya uygun olmak şartı ile
kanunla, her alanda her çeşit düzenlemeyi yapabilir. Yasamanın düzenleme
alanı sınırsızdır. Yasama organı, Anayasa’nın kararla düzenleneceğini öngördüğü
konularda dahi kanunla düzenlemeler yapabilir.
Buna Anayasa açısından bir engel yoktur. Karar konusunun kanunla düzenlenmesi Anayasa’ya aykırılık veya yasamanın o konuda yetkisizliği sonucunu
[50] “Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın ölüm Cezalarının Yerine Getirilmesine
Dair Kanun”un iptali istemiyle açılan bir davada AYM, bu işlemin bir kanun mu
yoksa meclis kararı mı olduğu tartışmış ve kanun olduğu sonucuna varırken şu önemli
belirlemeyi varmıştır: “para basılması, genel ve özel af ilânı, mahkemelerce verilip
kesinleşen ölüm cezalarının yerine getirilmesi konularında, fıkranın üst yanında olduğu
gibi ‘kanun koymak’ veya ‘kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek’ deyimleri
yerine ‘karar vermek’ ten söz edilmesini, tekrardan kaçınma kaygısından doğan bir
üslûp özelliğine bağlamak ve buradaki karar verme deyiminin her yasama tasarrufu
bir kararla oluşacağına göre (Anayasa–Madde 86/1) böyle bir anlamda kullanıldığını
benimsemek, Anayasanın birbirini tamamlayan veya açıklığa kavuşturan hükümlerinin
belirlediği düzenlenme biçimine uygun düşer.” Bkz. AYM, E. 1972/13, K. 1972/18,
Kt. 06/04/1972.
[51] 10/09/1987 tarih ve 3403 sayılı “Seçimlerle İlgili Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin XVIII inci Dönem Milletvekili Genel Seçimi
Hakkında Kanun” için bkz. Resmî Gazete, 19571, T. 11/09/1987.
234
Ankara Barosu Dergisi 2023/2
Tolga ŞİRİN
doğurmaz. Zira, kanunun sebep unsuru, bazı istisnalar dışında tamamen yasama
organının takdirine bırakılmıştır.”[52]
Mahkeme bu belirlemesiyle bir yandan seçimlerin yenilenmesi bağlamındaki “karar” kavramının “meclis kararı” olduğunu kabul etmiş, diğer yandan
da meclis kararına işaret edilen bir alanda kanun çıkarılmasının mümkün
olduğunu söylemiştir.[53]
Anayasa Mahkemesi, söz konusu tespitin seçimlerin ertelenmesi yönünden de geçerli olduğunu söylememişse de bu yönde bir çıkarım yapması
(birazdan tartışılacağı üzere) pekâlâ olasılık dâhilindedir.
Uygulamada nispeten yakın zaman önce bir yerel seçimin kanunla ertelenmesi söz konusu olmuştur. Yüksek Seçim Kurulunun sorun görmediği
bu erteleme Anayasa Mahkemesine taşınmadığı için konunun doğrudan
veya dolaylı olarak netleştirilmesi mümkün olmamıştır.[54]
Buraya kadar aktarılan Yüksek Seçim Kurulu ve Anayasa Mahkemesi
kararlarını ayrı ayrı değerlendirmek gerekir.
1- Yüksek Seçim Kurulu İçtihatlarının Değerlendirilmesi
Yüksek Seçim Kurulunun anılan ilke kararları, Kurulun seçim erteleme ve
yeni bir tarih belirleme yetkisi için bir normatif dayanağının olup olmadığının
değerlendirilmesini gerektirir. Zira Anayasa’ya (md. 10) göre “Hiçbir kimse
veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.”
(md. 10) ve “Yüksek Seçim Kurulunun ve diğer seçim kurullarının görev
ve yetkileri kanunla düzenlenir.” (md. 79/3)
[52] AYM, E. 1987/23, K.1987/27, Kt. 09/10/1987.
[53] Anayasa Mahkemesine göre kanunla düzenlenmesi gereken bir konu meclis kararıyla
düzenlenemez. Bkz. AYM, E. 1977/6, K. 1977/14, Kt. 11/02/1977.
[54] Bkz. YSK, K. 2020/254. 18/01/1984 tarihli ve 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle
Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun’a (m. 8/3) göre: Mahalli
idareler seçimin savaş hali nedeniyle bir yıla kadar ertelenmesi kanunla düzenlenir.
Bu bağlamda dolaylı olarak bkz. AYM, E. 1988/14, K.1988/18, 13/06/1988.
2023/2 Ankara Barosu Dergisi
235
HAK E M L İ
C) ARA DEĞERLENDİRME
Seçimlerin Ertelenmesi
298 sayılı Kanun’un 14’üncü maddesinde bu kararlara dayanak olan
potansiyel dayanak, o dönemki 10’uncu benttir. Yüksek Seçim Kurulunun
yetkilerini sayan bu maddede ilgili fıkra şöyleydi:
“İl seçim kurulları başkanlıklarınca seçim işlerinin yürütülmesi hakkında sorulacak hususları derhal cevaplandırmak ve seçimin bütün yurtta düzenle yapılmasını sağlayacak tedbirleri almak ve bu hususta gereken genelgeleri zamanında
yapmak”[55]
Kanun’da çok sayıda değişiklik yapılmasına rağmen bu bent aynen korunmuştur. O hâlde soru şudur: Acaba “seçimin bütün yurtta düzenle yapılmasını
sağlayacak tedbirleri almak” yetkisi, koşulları varsa seçimlerin ertelenmesi
ve yeni bir tarih belirlenmesini de kapsamakta mıdır?
HAK E M L İ
Bu soruya, bağlamı dikkate almadan yanıt vermek bizi kategorik, dolayısıyla hatalı sonuçlara ulaştırabilir. Bu nedenle bağlam mutlaka dikkate
alınmalıdır:
Yüksek Seçim Kurulu, söz konusu ilke kararlarını 1961 Anayasası zamanında vermiştir. Anayasa, mahalli seçimlerin ertelenmesi konusunda spesifik
bir hüküm içermemektedir. Bu kararların verildiği dönemin mahalli idareler
mevzuatında, seçimlerin ertelenmesi konusunda sebebe bağlılık yoktur.[56]
Ayrıca depremin bir köyü tamamen yıktığı bir durumdan kaynaklı bir
yürütme seçiminin ertelenmesi ile tüm yurtta uygulanacak olan yasama
seçimlerinin ertelenmesi arasında, parametreler itibarıyla büyük bir fark
vardır. İlki için kabul edilebilir olan her durum ikincisine teşmil edilemez.
Hakeza, tüm seçim işlemlerinin matbuat yoluyla basılı ortamda yapıldığı
zamanlar ile sürecin dijitalleştiği günümüz arasındaki fark da içtihadın aynen
devam ettiğini söylemeye engel olmalıdır.
Öte yandan, bu bağlamı bir an için dikkate almayacak olsak bile bu
hükümden yine erteleme yetkisi türetilemez. Anılan hükümdeki “seçimin bütün yurtta düzenle yapılmasını sağlayacak tedbirleri almak” yetkisi, Anayasa’nın 79’uncu maddesinin Yüksek Seçim Kuruluna tanıdığı
[55] Metin için bkz. Resmî Gazete, 10796, T. 02/05/1961, 2. Orijinal metinde vurgu
yoktur.
[56] Ayrıntılar için bkz. Muzaffer Akalın, “Belediye Seçimlerinin Geri Bırakılması,” İller
ve Belediyeler Dergisi, 1954: 765-766.
236
Ankara Barosu Dergisi 2023/2
Tolga ŞİRİN
“Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve
dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma” yetkisinin bir uzantısıdır. Anayasa’nın bu hükmünden böyle bir çıkarım yapmak, Anayasa’nın
“Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye
Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir.”
biçimindeki, münhasıran ertelemeye özgülenmiş 78’inci maddesini açığa
düşürür ve bu maddenin varlık nedenini anlamsız hâle getirir.
Sonuç itibarıyla bu nedenlerle anılan kanun hükmünden yasama seçimlerinin ertelenebilmesi yetkisi türetilemez.[57]
2- Anayasa Mahkemesi İçtihatlarının Değerlendirilmesi
a. Savaş Dışındaki Nedenlerle Seçimler Ertelenebilir Mi?
İlk soruyla bağlantılı içtihat, 19/01/2012 tarihli ve 6271 sayılı Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanunu’na dönük Anayasa Mahkemesi kararıydı.
Muhalefet milletvekilleri, Anayasa’da sadece meclis seçimleri için öngörülen
erteleme hükmünün diğer seçimlere teşmil edilemeyeceğini söylemiş, Anayasa Mahkemesi ise bunu mümkün saymıştı. Kararın gerekçesinde iki sorun
bulunuyordu. Bunlardan biri, gerekçedeki “gibi” ifadesinin savaş dışındaki
nedenlere kapı aralayıp aralamadığıydı. Diğeri ise Cumhurbaşkanlığı seçimi
yönünden yapılan bu değerlendirmenin milletvekili seçimleri için de geçerli
olup olmadığıydı.
Bu sorular üç başlıkta yanıtlanabilir.
[57] Zaten lafız da belirgin bir dille kaleme alınmıştır. Savaş dışındaki herhangi bir nedenle
erteleme mümkün görülmemelidir. Ayhan Döner, Türk Anayasa Hukuku, (Ankara:
Yetkin Yay., 2022), 236.
2023/2 Ankara Barosu Dergisi
237
HAK E M L İ
Anayasa Mahkemesi içtihatlarını iki kategoride ele almıştık. Bunun
nedeni, içtihatların iki ayrı soruya yanıt vermesiydi. Bu sorulardan ilki “savaş
dışındaki nedenlerle seçimler ertelenebilir mi?”, ikincisi ise “seçimler hangi
normla ertelenir?” biçimindedir.
Seçimlerin Ertelenmesi
Öncelikle, “gibi” ifadesinin Türkçede çoklu anlamlarının olduğunu kaydetmek gerekir.[58] Gibi edatının, sonuna geldiği ifadeye benzetme anlamı
verdiği doğrudur.[59] Fakat benzetmeler her zaman için bir sayma içinde
olmaz, bazen “kimi kavramları daha iyi belirtmek için birtakım basmakalıp
‘benzetmelere’ başvururuz.”[60] Bundaki amaç pekiştirme (örn. “buz gibi”),
“olasılık” veya “kesin dışılık” anlamı vermek (örn. “nereden başlayacağını
bilmiyor gibi”) olabilir.[61] Sözcüğün metnin bütünü içindeki kullanım biçiminin bir sayma mı olduğu yoksa örnekleme amacıyla mı yapıldığı mutlaka
özgün bir analizi gerektirir. Bundan savaş dışındaki nedenlerle de ertelemenin
mümkün sayıldığı çıkarımı sözel yorumun oldukça dar biçimi olacaktır.[62]
HAK E M L İ
[58] İngilizce sözlüklerde de “as” ve “like” sözcüklerinin karşılığı “gibi” olarak verilse de
ikincisi bunlardan ilki bir durumu (“-olarak”) imler, ikincisi benzetme (x’mişçesine”)
kurar.
[59] İ. Gülsen Sev, “Türkiye Türkçesinde Gibi Edatıyla Kurulan Benzetmeli Anlatımlar,”
Turkish Studies 7, no. 4, 2012: 499-512.
[60] Sev, “Türkiye Türkçesinde Gibi Edatıyla Kurulan Benzetmeli Anlatımlar,” 499-512.
[61] Ömer Asım Aksoy, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü, (İstanbul: İnkılap Kitabevi,
1988), 46; Seçil Hirik, “Gibi Biçimbiriminin İşlevsel Dil Bilgisi Bakımından Çok
İşlevli Görünümü,” Karadeniz Araştırmaları 53, 2017: 208-210.
[62] Bu olasılıkta dahi konunun mutlaka fiili imkânsızlık koşulları ve eşyanın tabiatı
(der Sache nach) ele alınması ve seçim kavramı ile serbest seçim hakkının norm
alanının belirlenmesine ilişkin ölçütler ışığında değerlendirilmesi gerekir. Anayasa’nın
açıkça belirleme yaptığı konularda norm alanında dışsal bir daralmaya gidileceği
ve Anayasa’nın bütünselliğini dışlayacak bir sözel yorum yapılamayacağı da akılda
tutulmalıdır. Türkçe literatürde mutlaka bkz. Fazıl Sağlam, Temel Hakların
Sınırlanması ve Özü, (Ankara: Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yay.,
1982). Örneğin nükleer serpinti yaşandıktan sonraki gün yapılacak bir oylamanın
mümkün olmaması, seçimin ertelenmesinden çok veya ondan önce seçim kavramının
norm alanıyla ilgili bir mesele olsa gerekir. Zira “seçim” her şeyden önce insanların
evlerinden dışarı çıkabilmesini, sandıkların önlerine konabilmesini ve bu sonuçların
taşınabilmesini gerekli kılar. Fakat bu belirleme dahi yorum yoluyla lafzın saf dışı
bırakılmasına neden olmaz. Ayrıca, bu konuda fors majör vb. kurumların özel
hukuktaki tezahürünün (örneğin deprem nedeniyle mal teslimi yükümlülüğünün
ortadan kalkması) kamu hukukuna (kamusal fonksiyonun ve devletin yükümlülüklerin
ortadan kalkması) aynen teşmil edilemeyeceğini (örn. Anayasa’nın m. 119/7’de
mücbir sebep istisnası özel olarak zikredilmiştir) de mutlaka kaydetmek gerekir. Karş.
Olgunsoy, “Tehlikeli Salgın Hastalıklar Nedeniyle Seçimlerin Ertelenmesi,” 621.
238
Ankara Barosu Dergisi 2023/2
Tolga ŞİRİN
İkincisi, bir an için “gibi” ifadesinin başkaca erteleme nedenlerini beraberinde getirdiğini kabul etsek dahi bu belirlemenin Cumhurbaşkanlığı
seçimleri için yapıldığını akılda tutmalıyız. Anayasa’da Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinin ertelenmesi için spesifik bir hüküm yoktur ama TBMM seçimleri için vardır. Dolayısıyla bu belirlemeyi TBMM seçimlerine teşmil etmek[63]
mümkün değildir. Dahası, söz konusu karar, Cumhurbaşkanlığı seçimleri
ve TBMM seçimlerinin farklı zamanlarda yapılabildiği 2013 yılında verilmiştir. Oysa 2017 yılındaki anayasa değişikliğiyle birlikte bu iki seçimin her
hâlükârda birlikte yapılması öngörülmüştür. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı
seçiminin ertelenmesine dair koşulların, TBMM seçimlerinin ertelenmesi
koşullarından bağımsız düşünülmesi olanağı artık ortadan kalkmıştır. Hâliyle
bu içtihat, güncelliğini ve somut duruma yanıt verme özelliğini yitirmiştir.
b. Seçimler Hangi Normla Ertelenir?
AYM içtihatları bağlamında ikinci konu, seçimlerin ertelenmesi kararının
mutlaka meclis kararı yoluyla alınmasının zorunlu olup olmadığıyla ilgiliydi.
AYM’nin içtihadına bakacak olursak meclis kararıyla ortaya konabilecek
bu irade, kanun yoluyla da tezahür edebilecektir. Fakat hemen şunu da
kaydetmek gerekir. Bu karar, öğretide eleştirilmektedir. Eleştirilerin özünde,
[63] Olgunsoy, “Tehlikeli Salgın Hastalıklar Nedeniyle Seçimlerin Ertelenmesi,” 621.
[64] Bu yönde bir değerlendirme ve savaş dışındaki nedenlerle de seçimin ertelenmesini
haklı sayılması için bkz. Olgunsoy, 622.
[65] Aynı yönde bkz. Şirin, “Tehlikeli Salgın Hastalıklarla Anayasal Mücadeleye Giriş,”
71.
2023/2 Ankara Barosu Dergisi
239
HAK E M L İ
Son olarak; bu içtihat (Anayasa’nın “erteleme” nedenini sadece savaş hâli
için sınırlı saymasına rağmen) olağanüstü hâller için “Anayasada öngörülen
güvencelere aykırı tedbirler alınabilir.” diyen m. 15/2 kuralı ışığında da ele
alınması gerekir.[64] Madde 15/2, seçimlerin savaş nedeniyle ertelenmesi
kuralına göre daha özel (lex specialis) bir hüküm değildir.[65] Şöyle ki, Cumhuriyet döneminin kurucu iktidarları, seçimin ertelenmesini 1924 Anayasası zamanından bu yana istisnai rejimler için varsaymıştır. Bu bağlamda
mesele, bu sapmanın hangi istisna rejimler için geçerli olduğu noktasında
düğümlenmiştir. Bu bağlam mutlaka dikkate alınmalıdır. Aksi hâlde taslak
metindeki olağanüstü hâl ve sıkıyönetim durumlarına yapılan göndermenin
metinden çıkarılmış olması anlamsız hâle gelecektir.
Seçimlerin Ertelenmesi
HAK E M L İ
Anayasa’nın “karar” alanına bıraktığı bir konunun kanunla düzenlenmesinin; (i) o konunun Cumhurbaşkanlığının incelemesine, geri göndermesine
veya yayımına; (ii) Anayasa Mahkemesinin ise yargısal denetimine açık hâle
getirecek olması vardı. Eleştiren yazarlara göre bu, yasamanın özerkliğiyle
ilgili olduğu denli Anayasa’nın mantığına aykırılık yaratmaktaydı.[66]
Söz konusu eleştirilere yasama organının kendi özerkliğinden vazgeçmek
isteyebileceği ve işlemini, hukuk devleti ilkesi uyarınca anayasallık denetimine
tabi kılmayı yeğlediği savıyla karşı çıkılabilirdi. Fakat yine de “yasamanın
yöntemsel bağımsızlığı” uyarınca bu yanıt çok güçlü sayılmazdı.[67] Ne var
ki 2017 yılındaki anayasa değişikliğinden sonra durum hayli değişmiştir.
Yeni düzende TBMM, böyle bir irade göstererek sadece kendisinin değil,
Cumhurbaşkanının seçiminin de yenilenmesini sağlamaktadır. Cumhurbaşkanını, artık bir Meclis kararıyla değil, halkın oylarıyla seçilmektedir.
Dolayısıyla Meclis’in seçimlerin yenilenmesi kararı, bir bakıma halkın
Cumhurbaşkanlığı seçimine dair (serbest seçim hakkının uzantısı olan)
iradesi üzerinde de bir tasarruf anlamı taşır hâle gelmiştir.
Bu çıkarım, seçimlerin ertelenmesi için evleviyetle yapılabilir. Evleviyetle
diyoruz çünkü bu noktada mesele, halkın, sahip olduğu seçme hakkından
geçici olarak mahrum bırakılmasıdır. Bunun bir düzenleme değil sınırlama,
hattâ yoksun bırakma anlamına geldiği açıktır. Temel hak ve özgürlüklere
dönük sınırlamaların (md. 13) ve hattâ durdurmanın (md. 15, 119/5)
kanunla yapılması gerektiğini dikkate aldığımızda, seçimin ertelenmesi
kararının kanunla alınması gerektiği sonucuna kolaylıkla varılabilir.[68]
1961 Anayasası’nın “kanun”a yaptığı atfın, 1982 Anayasası’nda bu denli
açık olmaması bir sorundur. Fakat nasıl ki “af ” veya “ölüm cezasının yerine
[66] Örn. bkz. Erdoğan Teziç, “Parlamento Kararı ve Kanun,” Anayasa Yargısı 5, 1989:
121-130; Tanör ve Yüzbaşıoğlu, 328. Nüans içeren ve mesafeli bir pozisyon için bkz.
Kemal Gözler, Türk Anayasa Hukuku, (Ekin Yay., 2021), 626. Karşı görüş için örn.
bkz. Ömer Anayurt, Anayasa Hukuku: Genel Kısım, (Ankara: Seçkin Yay., 2022),
678-679.
[67] Ergun Özbudun, Türk Anayasa Hukuku, (Ankara: Yetkin Yay., 2021), 242.
[68] Tanör ve Yüzbaşıoğlu’nun dediği gibi “seçimlerin yenilenmesinde egemenliğin
sahibi millete gidilirken, ertelemede bir tür seçimden kaçma söz konusudur. Temsilî
demokrasilerde bu, ancak ertelemeye zorlayan haklı sebep varsa kabul edilebilir.”
Tanör ve Yüzbaşıoğlu, 232-233.
240
Ankara Barosu Dergisi 2023/2
Tolga ŞİRİN
getirilmesi” gibi temel haklarla ilgili konularda “karar” ifadesi geniş anlamda
irade açıklaması olarak algılanıyor ve fakat bu kararlar birer kanunla alınıyorsa, aynısının seçimlerin ertelenmesi için de geçerli olduğu kabul etmek
mümkündür. Para basılması kararının dahi kanunla alındığı yerde, seçimlerin ertelenmesi gibi temel hak ve özgürlüklerle ilgili olan ve Anayasa’nın
değiştirilemez nitelikteki demokratik devlet ilkesinin çekirdeğindeki bir
konuda kanunilik koşulu haydi haydi geçerlidir. Nitekim karşılaştırmalı
anayasa hukuku verileri de bu mantığı doğrulamaktadır.
IV. OLASI SORUNLAR
Son olarak, seçimlerin ertelenmesi konusunda olası sorunlara değinmek
gerekir. Bu sorunlar, (a) savaş durumu olmamasına rağmen seçimlerin
ertelenmesi ve (b) mevzuattaki diğer sorunlar olmak üzere iki kategoride
ele alınabilir.
Seçimlerinin savaş dışındaki bir nedenle keyfî biçimde ertelenmesi durumunda acaba bu istismara karşı Anayasa kendisini koruyabilmekte midir?
Bu durum, varsayımsal olarak dört durumda gerçekleşebileceği için her
varsayımı ayrı ayrı ele almak gerekiyor.[69]
1- Meclis Kararıyla Erteleme
Seçimlerin bir meclis kararıyla ertelenmesi durumunda bu karara
karşı denetim hayli güçtür. Zira Anayasa’ya göre AYM’nin inceleyebileceği meclis kararları, (i) milletvekilliğinin düşmesi kararı, (ii) milletvekili
[69] Bu, anayasa değişikliği yoluyla da gerçekleşebilir. Fakat erteleme yine bir anayasa normu
olacağı için sorun yaratmayabilir. Türkiye’de böylesi bir erteleme 1961 Anayasası’na
1971 yılında eklenen geçici 12’nci madde yoluyla gerçekleşmişti. Hüküm şöyleydi:
“Cumhuriyet Senatosu üyelerinden üçte birinin yenilenmesi ve Cumhuriyet Senatosu
ile Millet Meclisinde boş bulunan üyelikler için 10 Ekim 1971 gününde yapılacak
seçimler, 12 Ekim 1973 de yapılması gereken milletvekilleri genel seçimiyle birlikte
yapılmak üzere ertelenmiştir. Cumhuriyet Senatosu üyelerinden süresi dolanların
üyelik sıfatları, seçim yapılıncaya kadar devam eder.” Ayrıca Bkz. AYM, E. 1970/41,
K. 1971/37, Kt. 13/04/1971.
2023/2 Ankara Barosu Dergisi
241
HAK E M L İ
A) SAVAŞ DIŞINDA BİR NEDENLE ERTELEMEYE KARŞI ETKİLİ MEKANİZMALAR
SORUNU
Seçimlerin Ertelenmesi
dokunulmazlığının kaldırılması kararı ve (iii) TBMM İçtüzüğü değişikliği
kararıdır.[70] Seçimlerin ertelenmesi kararı bunların arasında sayılmış değildir.
Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuruları (anayasa şikâyeti) da aynı mantıkla
reddetmektedir.[71]
Bu durumda (mevcut yaklaşımda veya normlarda değişiklik olmadıkça)
geriye sadece Anayasa Mahkemesinin içtihatla geliştirdiği “eylemli içtüzük
değişikliği” içtihadından ileri gelen yetkisi kalmaktadır.[72] Bu içtihada
göre meclis kararına dayanak olan uygulama bir İçtüzük hükmünü fiilen
değiştiriyorsa veya İçtüzük’te düzenlenmemiş bir konuda yeni bir hüküm
getiriyorsa bu işlem içtüzük değişikliği ile aynı değer ve etkidedir, bu nedenle
Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenebilmektedir.[73] Ne var ki Anayasa
Mahkemesinin bu içtihadına dönük eleştiriler ve içtihadın kimi gelgitli
yönleri, bu konuda kuşkuları beraberinde getirmektedir.[74]
HAK E M L İ
Öte yandan adı meclis kararı olan bu normların maddi anlamda bir kanun
olarak algılanıp incelenmesi de bir diğer seçenektir.[75]
2- Yüksek Seçim Kurulu Kararıyla Erteleme
Seçimlerin bir Yüksek Seçim Kurulu kararıyla ertelenmesi durumunda bu
karara karşı da denetim pek güçtür. Zira Anayasa’nın 79’uncu maddesinin
[70] Meclis kararları konusunda nispeten yeni tarihli monografiler için bkz. Sezgin
Baş, Türk Anayasa Hukukunda Yasama İşlemleri Teorisi ve Parlamento Kararları,
(İstanbul: On İki Levha Yay., 2016). Abbas Kılıç, Türkiye’de Parlamento Kararlarının
Hukuki Rejimi, (Adalet Yay., 2020).
[71] Bkz. Osman Baydemir (2) [GK], B. No: 2018/1878, 27/10/2022.
[72] Bu konuda örn. bkz. Bülent Algan, “İçtüzük Düzenlemesi Niteliğindeki Parlamento
Kararlarının Hukuksal Rejimi,” Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 63:
731-773. Konunun bir “yetki saptırması” olarak algılanma olasılığı da göz ardı
edilmelidir. Bu konuda bkz. AYM, E. 1966/7, K. 1966/46, Kt. 19/12/1966.
[73] İlk olarak bkz. AYM, E. 1967/6, K. 1968/9, Kt. 27/02/1968. Önemli bir dönemeç
için bkz. AYM, E. 1991/27, K. 1991/50, Kt. 12/12/1991.
[74] Fahri Bakırcı, “Anayasa Mahkemesinin Eylemli İçtüzük Kuralına İlişkin İçtihat
Değişikliğinin Gerekçesi Üzerine,” Türkiye Barolar Birliği Dergisi 112, 2014: 257296. Eleştiriler için örn. bkz. Gözler, 713-715.
[75] Aksi yönde görüş için örn. bkz. Eren, Anayasa Hukuku Dersleri, 684-685.
242
Ankara Barosu Dergisi 2023/2
Tolga ŞİRİN
2’nci fıkrasına göre: “Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir
mercie başvurulamaz.” Bu durum, Yüksek Seçim Kurulu kararına karşı bir
iptal davası açılması olasılığını dışlamaktadır. Geriye Anayasa Mahkemesine
bireysel başvuru yolu kalmaktadır. Öğretide aksi yönde görüşler[76] olsa da
Anayasa Mahkemesi, bu kararlara karşı bireysel başvuruları incelememektedir.[77] Dolayısıyla böyle bir karara karşı ulusal düzeyde bir hukuk yolu
(en azından mevcut içtihatlar değişiklik olmadıkça) bulunmamaktadır.[78]
3- Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle Erteleme
Seçimlerin bir Cumhurbaşkanlığı kararıyla veya kararnamesiyle ertelenmesi hukuken mümkün görünmemektedir. Fakat Türkiye’deki süregelen
istismarlar akılda tutulduğunda, bunun fiilen gerçekleşmesi olasılığı yok
değildir. Bu nedenle bu olasılığın sorgulanması gerekir.
[76] Ayhan Kılıç, “Yüksek Seçim Kurulu Kararlarına Karşı Bireysel Başvuru Yolu,”
Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi 3, 2013: 39-81; Fazıl Sağlam, Anayasa Hukuku Ders
Notları, (Lefkoşa: Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yay., 2013) 440-441;
Tolga Şirin, “Anayasa Şikâyeti Usulünde Serbest Seçim Hakkı Bağlamında Karşılaşılan
Sorunlar,” Havva Karagöz ve Atagün Mert Kejanlıoğlu (ed.), Seçim, Demokrasi ve
Seçim Sistemleri Sempozyumu, (İstanbul: On İki Levha Yay., 2019), 292-295.
[77] Örn. bkz. Atila Sertel, B. No: 2015/6723, 14/7/2015, § 40; Oğuz Oyan, B. No:
2015/8818, 14/7/2015, § 28.
[78] Uluslararası düzeydeki durumla ve özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili
olarak bkz. Şirin, “Anayasa Şikâyeti Usulünde Serbest Seçim Hakkı Bağlamında
Karşılaşılan Sorunlar,” 291-311.
2023/2 Ankara Barosu Dergisi
243
HAK E M L İ
Ertelemenin bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yapılması hâlinde
Anayasa (md. 148/1) bu norma karşı Anayasa Mahkemesinde bir iptal
davası açılabileceğini öngörmüştür. Bunun bir Cumhurbaşkanlığı kararı
yoluyla yapılması durumunda ise 06/01/1982 tarihli 2575 sayılı Danıştay
Kanunu (m. 24/1/a) bu karara karşı iptal davasının Danıştay’da açılacağını öngörmüştür. Yani bu olasılıklarda yargı yolları vardır. Ne var ki bu
tasarrufun, OHÂL ilan edildikten sonra bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle gerçekleşmesi hâlinde durum farklıdır. Zira Anayasa’ya (m. 148/1)
göre: “Olağanüstü hallerde ve savaş hallerinde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı
kararnamelerinin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla,
Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz.” Anayasa’nın (m. 119/son) böylesi
Seçimlerin Ertelenmesi
durumlardaki tasarımı, söz konusu kararnamelerin üç ay içinde Türkiye
Büyük Millet Meclisinde görüşülüp karara bağlanması (aksi halde olağanüstü
kendiliğinden yürürlükten kalkması) ve bu kararın tezahür ettiği kanunun
Anayasa Mahkemesi denetimine tabi olmasıdır. Fakat burada da sorun üç
aylık sürenin seçimlerin ertelenmesi yönündeki istismara engel olamayacak
kadar uzun olmasıdır. Geçmişte AYM, böylesi istismarlara karşı maddi bir
yaklaşım içinde olduğu için[79] bu daha düşük düzeyli bir sorundu. Fakat bu
içtihattaki değişiklik[80], söz konusu sorunu derinleştirmiştir. Yani OHÂL
dönemindeki Cumhurbaşkanlığı kararnameleri yönünden Anayasa, istismara müsaittir.
HAK E M L İ
4- Kanunla Erteleme
Seçimlerin ertelenmesinin bir kanun yoluyla gerçekleşmesi durumunda
bu kanuna karşı Anayasa Mahkemesine iptal davası açma yolu açıktır.
Dolayısıyla bu konuda ilk bakışta sorun yok gibidir. Ne var ki bu davanın
hızla sonuçlanacağına dair bir hüküm ne Anayasa’da ne de diğer mevzuatta
bulunmaktadır. Bu nedenle bir önceki başlıkta da ifade ettiğimiz normlar
(Cumhurbaşkanlığı kararı veya kararnamesi) için de geçerli olacak sorun,
Anayasa Mahkemesinin böylesi bir kanuna karşı vereceği iptal kararının
gecikmesi olabilir.
Bu gecikme sorununu aşacak kurum, Anayasa Mahkemesinin içtihatla
geliştirdiği “yürürlüğü durdurma” kararlarıdır.[81] Fakat Anayasa Mahkemesinin uzun zamandır bu içtihadını uygulamıyor olması ve özellikle 2010
yılından itibaren kendini hemen hemen her konuda sınırlandırma eğilimi
göstermesi, bu konuda bir tereddüt yaratmaktadır.
[79] AYM, E. 1990/25, K. 1991/1, Kt. 10/01/1991; AYM, E. 1991/6, K. 1991/20, Kt.
03/07/1991; AYM, E. 1992/30, K. 1992/36, Kt. 26/05/1992; AYM, E. 2003/28,
K. 2003/42, Kt. 22/05/2003.
[80] AYM, E. 2016/167, K. 2016/160, Kt. 12/10/2016.
[81] Literatürün (lehe veya aleyhe görüşleri de içeren) nispeten güncel görünümü ve bu
konuda bir pozitif düzenleme ihtiyacı çağrısı için bkz. Serdar Narin, “Türk Anayasa
Yargısında ve Türk Anayasa Mahkemesi Kararlarında Yürürlüğü Durdurma: Hukuksal
Metinlerde, Normatif ve Pozitif Bir Eksikliğin Giderilmesi Sorunu,” İzmir Barosu
Dergisi 1, 2012: 89-128.
244
Ankara Barosu Dergisi 2023/2
Tolga ŞİRİN
B) MEVZUATTAKİ DİĞER SORUNLAR
Seçimlerin ertelenmesi konusunda mevzuatta da bazı sorunlar vardır.
Bunlardan başlıcası söz konusu düzenlemenin TBMM seçimleri dışında
Cumhurbaşkanlığı ve mahalli seçimler için de geçerli olup olmadığının
Anayasa’da belirsiz bırakılmış olmasıdır. Anayasa’nın önceki tasarımında
Cumhurbaşkanı TBMM tarafından seçiliyordu. Cumhurbaşkanının yetkileri nispeten azdı. Mahalli idareler de egemenlik yetkisini ilk elden kullanmadıkları için bu eksiklikler anlaşılabilir durumdaydı. Ne var ki 2014 ve
2017 yılından sonra bu durum değişmiştir. Çok sayıda yetkiye sahip olan
Cumhurbaşkanı, Meclis ile aynı tarihte halk tarafından seçilmektedir. Öte
yandan özellikle büyükşehir belediyelerinin (özellikle İstanbul) nüfusunun
ve potansiyel hacminin genişlemesi ve büyükşehirlerdeki seçimlere dair
tartışmaların öne çıkması bu seçimleri hassas hâle getirmiştir. Bu nedenlerle
Anayasa’daki hükmün anılan seçimler yönünden de açıkça genişletilmesi
veya netleştirilmesi bir zorunluluktur.[82]
Üçüncüsü, savaş dışındaki fiili imkânsızlık hâllerinin spesifik olarak
düzenlenmeye konu edilmemesinin Yüksek Seçim Kurulu içtihatlarında
da görüldüğü gibi zorlamalara neden olduğu açıktır. Bu dikkate alınarak
konunun hassas biçimde anayasal ve/veya bir yasal düzenlemeye konu
edilmesinde yarar vardır.
Dördüncüsü, mevzuat seçimlerin tamamen ertelenmesini öngörmektedir.
Seçimin kısmi olarak ertelenme olasılığı akılda tutulmalı, mevzuatta buna
göre esnemelere gidilmelidir.
[82] Bu yapılırken karşılaştırmalı örneklerde de görüldüğü gibi mahalli seçimlerin
diğerlerinden ayrılması ve kademeli bir dil kullanılması olanaklıdır.
2023/2 Ankara Barosu Dergisi
245
HAK E M L İ
İkinci olarak; seçimlerle ilgili bir diğer mesele de referandumlar (halkoylamaları) olmaktadır. Bunların ertelenmesiyle ilgili ne Anayasa’da ne de diğer
mevzuatta bir hüküm bulunmaktadır. Referandumların halkoylamalarının
(altmış gün) yapılma süresini düzenleyen 25/05/1987 tarihli ve 3376 sayılı
Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun, bu
konuda bir hüküm içermemektedir. Bu bakımdan bir kanun değişikliğiyle
bu konunun açıklığa kavuşturulması gerekebilir. Fakat Anayasa’nın bunu
nedene bağlaması, keyfîliğe karşı daha ileri bir güvene olacaktır.
Seçimlerin Ertelenmesi
HAK E M L İ
Son olarak; seçimlerin ertelenmesi kararının basit çoğunlukla alınabiliyor
olması büyük bir sorundur. Bu sorun, OHÂL, seferberlik veya savaş gibi
durumların da basit çoğunlukla yapılması olanağı da hesaba katıldığında
hayli yaşamsaldır. Zira mevcut durum, TBMM’de basit çoğunluğa sahip
olan bir politik iradenin, Anayasa’yı değiştirememesine rağmen Anayasa’nın
uygulamasını bir bakıma askıya alabilmesine, hattâ Anayasa’nın değiştirilemez
nitelikteki demokratik devlet hükmüne anlamını veren seçimleri öteleyebilmesine, yani daha açık söylemek gerekirse bir “sivil darbe” yapabilmesine
olanak taşıyan zaaflar içermektedir. Bu zaafın ivedilikle giderilmesi gerekir.
246
Ankara Barosu Dergisi 2023/2
Tolga ŞİRİN
SONUÇ
2023/2 Ankara Barosu Dergisi
247
HAK E M L İ
Tüm bu yazılanlardan sonra bu makalenin ulaştığı sonuçları altı kategoride toparlayabiliriz.
Birincisi; savaş dışında bir nedenle Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği
seçimlerinin ertelenmesi sözel, tarihsel, sistematik ve amaçsal yorum uyarınca
mümkün değildir. Savaş dışındaki nedenler bilerek ve isteyerek konmamıştır.
İkincisi; savaş nedeniyle seçimlerin ertelenmesi kararı, bir kanunla verilebilir, hattâ verilmelidir. Bu, söz konusu seçimin yasama organının dahlinin
olmadığı, halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanlığı seçimine etkilerinden
ve konunun, serbest seçim hakkıyla doğrudan ilişkili olmasından mütevellit
meclis kararlarını aşan bir yön taşımasından ileri gelir. Bu nedenle 1961
Anayasası’nın lafzındaki kanun göndermesinin maddi yönden geçerli olduğu
kabul edilmelidir.
Üçüncüsü; Yüksek Seçim Kurulunun konuyla ilgili içtihatları, 1961
Anayasası dönemine özgü, mahalli idarelerle ilgili ve hayli farklı bir mevzuata dayanmaktadır. Bu nedenle odağımızdaki seçimler ve güncel durum
açısından emsal teşkil etmez.
Dördüncüsü; Anayasa Mahkemesinin konuyla ilgili içtihadı
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine özgü olarak ve TBMM seçimlerinden bağımsız olarak yapıldığı dönemde verilmiş, lafzi açıdan farklı yorumlara müsait
bir dille gerekçelendirilmiştir. Bu nedenle bu içtihat, mevcut hükmün güncel
anlamı için belirleyici sayılamaz.
Beşincisi; Anayasa, seçimlerin Anayasa’ya aykırı biçimde ertelenmesi
durumunda özellikle anayasallık denetimi bağlamında zaaflar içermektedir.
Bu zaafları gidermenin yolu Anayasa Mahkemesinin denetimine ilişkin sınırlandırmaların kaldırılması ve/veya Anayasa Mahkemesinin kendi içtihadi
gelişimine sahip çıkmasıdır. Öte yandan politik denetimin güçlendirilmesi
için de karşılaştırmalı anayasa hukukunda da görmüş olduğumuz nitelikli
çoğunluk şartının (istisna rejimlerine geçiş durumları da dahil olmak üzere)
tanınmasında büyük yarar olacaktır.
Altıncısı; Anayasa’daki mevcut hükmün, İtalyan (takdiri) modelinin
sürdürülmesi ve fakat bunun diğer seçimleri de (hattâ referandumları)
kapsayacak ve nitelikli çoğunluk şartı getirilecek biçimde revize edilmesi
önerilir. Bu değişiklik sırasında fiilî imkânsızlık hâllerinin istismara neden
olmayacak biçimde Anayasa hükmüne dahil edilmesi olasılığı da göz ardı
edilmemelidir.
Seçimlerin Ertelenmesi
KAYNAKÇA
Akalın, Muzaffer. “Belediye Seçimlerinin Geri Bırakılması,” İller ve Belediyeler
Dergisi, (1954): 765-766.
Aksoy, Ömer Asım. Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü. İstanbul: İnkılap
Kitabevi, (1988).
Algan, Bülent. “İçtüzük Düzenlemesi Niteliğindeki Parlamento Kararlarının
Hukuksal Rejimi,” Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
63, no 4 (2014): 731-773.
Anayurt, Ömer. Anayasa Hukuku: Genel Kısım. Ankara: Seçkin Yay., (2022).
HAK E M L İ
Bakırcı, Fahri. “Anayasa Mahkemesinin Eylemli İçtüzük Kuralına İlişkin
İçtihat Değişikliğinin Gerekçesi Üzerine,” Türkiye Barolar Birliği
Dergisi 112, (2014): 257-296.
Baş, Sezgin. Türk Anayasa Hukukunda Yasama İşlemleri Teorisi ve
Parlamento Kararları. İstanbul: On İki Levha Yay., (2016).
Çelik-Ulusoy, Demet. “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Cumhurbaşkanlığı
Seçimlerinin Ertelenmesi ve Cumhurbaşkanının Görev Devamına
İlişkin Parlamento Kararının Yarattığı Anayasal Sorunlar.,” Dokuz
Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 22, no. 2, (2020):
577-632.
Duygun, Mert. “Karşılaştırmalı Hukukta Pasifist Anayasa Anlayışı,” Anayasa
Hukuku Dergisi 7, no. 14, (2018): 423-456.
Döner, Ayhan. Türk Anayasa Hukuku. Ankara: Yetkin Yay., (2022).
Erdem, Tarhan (haz.). Yasama Meclisi Üyeleri Seçimi ve Siyasi Partiler
Kanunları. İstanbul: Doğan Kitap Yay., (2012).
Eren, Abdurrahman. Anayasa Hukuku Dersleri. Ankara: Seçkin Yay., (2022).
Esen, Bülent Nuri. İzahlı Anayasa, Ankara: Akay Kitabevi Yay., (1945).
Gönenç, Levent. Türkiye’de Seçim Uyuşmazlıkları ve Çözüm Yolları. Adalet
Yay., (2008).
Gözler, Kemal. Türk Anayasa Hukuku, Ekin Yay., (2021).
248
Ankara Barosu Dergisi 2023/2
Tolga ŞİRİN
Gözübüyük, Şeref ve Zekâi Sezgin. 1924 Anayasası Hakkındaki Meclis
Görüşmeleri, Ankara: Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
Yay., (1957).
Güneş, İhsan. Atatürk Dönemi Türkiye’sinde Milletvekili Genel Seçimleri:
1919-1935. İstanbul: Türkiye İş Bankası Yay., (2017).
Hirik, Seçil. “Gibi Biçimbiriminin İşlevsel Dil Bilgisi Bakımından Çok
İşlevli Görünümü.” Karadeniz Araştırmaları 53, (2017): 205-222.
James, Toby S. ve Sead Alihodzic. “When Is It Democratic to Postpone an
Election? Elections During Natural Disasters, COVID-19, and
Emergency Situations.” Election Law Journal 19, no. 3, (2020):
1-19.
Kılıç, Abbas. Türkiye’de Parlamento Kararlarının Hukuki Rejimi, Adalet
Yay., (2020).
Kotaki, Akira ve Fumio Takeda. “Study on Disaster Emergency Provisions
in the Constitution of Japan as a Measure Against Huge Disasters
– A Discussion Based on Initial and Emergency Responses to the
Great East Japan Earthquake.” Journal of Disaster Research 13,
no. 2, (2018): 367-379.
Narin, Serdar. “Türk Anayasa Yargısında ve Türk Anayasa Mahkemesi
Kararlarında Yürürlüğü Durdurma: Hukuksal Metinlerde,
Normatif ve Pozitif Bir Eksikliğin Giderilmesi Sorunu,” İzmir
Barosu Dergisi 1, (2012): 89-128.
Olgunsoy, Feyzan. “Tehlikeli Salgın Hastalıklar Nedeniyle Seçimlerin
Ertelenmesi.” Hacettepe Hukuk Fakültesi Dergisi 10, no. 2, (2020):
584-637.
Onar, Erdal ve Levent Gönenç. “1982 Anayasası’na Göre Ara Seçim.” Ankara
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 51, no. 4, (2002): 1-40.
Onar, Erdal ve Levent Gönenç. “1982 Anayasası’nın Ara Seçime İlişkin
78. Maddesine 2002 Yılında Eklenen Fıkra Üzerine Düşünceler.”
Prof. Dr. Tunçer Karamustafaoğlun’a Armağan. Ankara: Adalet
Yay., (2010).
2023/2 Ankara Barosu Dergisi
249
HAK E M L İ
Kılıç, Ayhan. “Yüksek Seçim Kurulu Kararlarına Karşı Bireysel Başvuru
Yolu,” Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi 3, (2013): 39-81.
Seçimlerin Ertelenmesi
Özbudun, Ergun. Türk Anayasa Hukuku. Ankara: Yetkin Yay., (2021).
Sağlam, Fazıl. Temel Hakların Sınırlanması ve Özü. Ankara: Ankara
Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yay., (1982).
Sağlam, Fazıl. Anayasa Hukuku Ders Notları. Lefkoşa: Yakın Doğu
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yay., (2013).
Sağlam, Fazıl. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasa Hukuku Dersleri.
Lefkoşa: Yakın Doğu Üniversitesi Yay., (2016).
Sev, İ. Gülsen. “Türkiye Türkçesinde Gibi Edatıyla Kurulan Benzetmeli
Anlatımlar.” Turkish Studies 7, no. 4, (2012): 499-512.
HAK E M L İ
Şirin, Tolga. “Tehlikeli Salgın Hastalıklarla Anayasal Mücadeleye Giriş.”
Anayasa Hukuku Dergisi 9, no. 17, (2020): 43-146.
Şirin, Tolga. “Anayasa Şikâyeti Usulünde Serbest Seçim Hakkı Bağlamında
Karşılaşılan Sorunlar,” Havva Karagöz ve Atagün Mert Kejanlıoğlu
(ed.), Seçim, Demokrasi ve Seçim Sistemleri Sempozyumu, İstanbul:
On İki Levha Yay., (2019).
Tanilli, Server. Anayasalar ve Siyasal Belgeler. İstanbul: Sulhi Garan
Matbaası, (1976).
Tanör, Bülent ve Necmi Yüzbaşıoğlu. 1982 Anayasasına Göre Türk Anayasa
Hukuku. İstanbul: Beta Yay., (2019).
Teziç, Erdoğan. “Parlamento Kararı ve Kanun,” Anayasa Yargısı 5, (1989):
121-130.
Türk, Hikmet Sami. “Açık Parlamento Üyeliklerinin Ara Seçimleri Yoluyla
ya da Yedeklerle Doldurulması.” Ankara Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Dergisi 38, no. 1-2, (1981): 3-52.
Bireysel Başvuru (Anayasa Şikâyeti) Kararları
Atila Sertel, B. No: 2015/6723, 14/7/2015.
Oğuz Oyan, B. No: 2015/8818, 14/7/2015.
Osman Baydemir (2) [GK], B. No: 2018/1878, 27/10/2022.
250
Ankara Barosu Dergisi 2023/2
Tolga ŞİRİN
Soyut ve Somut Norm Denetimi Kararları
AYM, E. 1966/7, K. 1966/46, Kt. 19/12/1966.
AYM, E. 1967/6, K. 1968/9, Kt. 27/02/1968.
AYM, E. 1970/41, K. 1971/37, Kt. 13/04/1971.
AYM, E. 1972/13, K. 1972/18, Kt. 06/04/1972.
AYM, E. 1977/6, K. 1977/14, Kt. 11/02/1977.
AYM, E. 1987/23, K.1987/27, Kt. 09/10/1987.
AYM, E. 1990/25, K. 1991/1, Kt. 10/01/1991.
AYM, E. 1991/6, K. 1991/20, Kt. 03/07/1991.
AYM, E. 1991/27, K. 1991/50, Kt. 12/12/1991.
AYM, E. 1992/30, K. 1992/36, Kt. 26/05/1992.
HAK E M L İ
AYM, E. 1999/14, K.1999/6, Kt. 26/03/1999.
AYM, E. 2003/28, K. 2003/42, Kt. 22/05/2003.
AYM, E. 2012/30, K. 2012/96, Kt. 15/06/2012.
AYM, E. 2016/167, K. 2016/160, Kt. 12/10/2016.
KKTC İçtihatları
A/M, No. 5/2020, D. No. 3/2020, Kt. 30/06/2020.
A/M, No. 9/2022, D. No. 5/2022, Kt. 07/09/2022.
Resmî Gazeteler
Resmî Gazete, 10260, T. 23/07/1959.
Resmî Gazete, 10796, T. 02/05/1961.
Resmî Gazete, 19571, T. 11/09/1987.
Tutanaklar
“83’üncü İnikat,” TBMM Zabıt Ceridesi 9, 20/07/1959.
“47’nci Birleşim,” Temsilciler Meclisi Tutanak Dergisi 3, T. 18/04/1961.
2023/2 Ankara Barosu Dergisi
251
Seçimlerin Ertelenmesi
“139’uncu Birleşim,” Danışma Meclisi Tutanak Dergisi 9, T. 31/08/1982.
“146’ncı Birleşim,” Danışma Meclisi Tutanak Dergisi 9, T. 02/09/1982.
“118’inci Birleşim,” Milli Güvenlik Konseyi Tutanak Dergisi 7, T.
18/10/1982.
Yüksek Seçim Kurulu Kararları
YSK, K. 1966/194.
YSK, K. 1970/2010.
YSK, K. 1971/33.
YSK, K. 1976/11.
HAK E M L İ
YSK, K. 2020/254.
252
Ankara Barosu Dergisi 2023/2