Türkiye'de 19. yüzyılın sonunda başlayan kültürel mirası koruma çalışmaları 20. yüzyılın ikinci y... more Türkiye'de 19. yüzyılın sonunda başlayan kültürel mirası koruma çalışmaları 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren hızlanmıştır. Bu bağlamda, ülkenin birçok yerinde envanter ve tescil çalışmalarına başlanmış, koruma ve sit alanı tanımlamaları yapılmış, sınırlar belirlenmiş ve çeşitli kurumsal ve idari yapılanmalar oluşturulmuştur. Korumaya yönelik ülke genelinde sürdürülen bu çalışmalar, Kapadokya özelinde de yürütülmüş ve Kapadokya,1968'de ülkede en erken Milli Park Uzun Devreli Gelişme Planı hazırlanan alanlardan biri olmuştur. 1976'da GEEAYK tarafından bölge genelinde sit alanı sınırları belirlenmiş ve tek yapı tescilleri yapılmıştır. Kapadokya'nın 1985'te İstanbul ile birlikte Türkiye'nin ilk Dünya Miras Alanı olarak ilan edilmesi, ardından 1986'da Milli Park olarak tescil edilmesi alanın koruma statüsünü ulusal ve uluslararası anlamda güçlendiren gelişmeler olmuştur. 1990'lı ve 2000'li yıllar boyunca da Kapadokya'nın korunmasına yönelik birtakım düzenlemeler yapılmış ve en nihayetinde 2019 yılında Kapadokya'ya özel bir alan kanunu yürürlüğe konulmuştur. Bu çalışmada, Türkiye'de önemli bir kültürel ve doğal miras alanı olan Kapadokya'nın 1960'larda başlayan koruma süreçleri ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Ülke genelinde korumaya yönelik oluşturulan yasal ve idari çerçeve göz önünde bulundurularak Kapadokya'nın koruma tarihi belli dönemlere bölünerek analiz edilmiştir. Böylece Türkiye'nin ilk Dünya Miras Alanı olan bölgeyi, ülke genelindeki koruma faaliyetleri bağlamında tarihsel süreklilik için izlemek mümkün olmuştur. Kapadokya'daki koruma geçmişini tarihsel süreklilik içinde anlayabilmek için koruma kurulları tarafından alınan koruma kararları, çeşitli kurum arşivleri, Bakanlık uzmanları tarafından hazırlan raporlar, toplantı tutanakları, plan ve yapılaşma koşulları incelenmiş ve bölgenin koruma tarihi bütüncül bir şekilde ortaya çıkarılmıştır.
The region called Cappadocia is located in the center Anatolia in Turkey. It is has been a World ... more The region called Cappadocia is located in the center Anatolia in Turkey. It is has been a World Heritage Site with the name of “Göreme National Park and the Rock Sites of Cappadocia” since 1985. Cappadocia now is a fantastic and popular tourism destination which hosts averagely 2 million tourists per year. The site has attracted a great deal of attention due to its distinguish topographic/geological structure. Volcanic eruptions covered the land with a tick tuff layer. This layer was formed by the effects of wind, rain and snow in different shapes and formations which named as fairy chimneys. Geological formations also provide a unique and spectacular architecture in the region. In early times the housing requirements have been supplied by carving these tuff formations. People have shaped the natural environment as their needs and used these rockcarved spaces as barns, houses and sacred spaces. By this way natural environment and built-environment became interlocked. In the previou...
Located on volcanic topography, in the center of Anatolia, Cappadocia has been a World Cultural a... more Located on volcanic topography, in the center of Anatolia, Cappadocia has been a World Cultural and Natural Heritage Site since 1985. The region has also been designated by national authorities as a National Park, Protected Archeological Site, Protected Natural Site, Protected Urban Site, and a Tourism Conservation and Development Area. The volcanic structure and the geological formations of the land constitute the main natural assets of the region. The human-made physical environment, which is generated by carving out the tuff masses and tuff ground, form the cultural assets. Thus, nature and culture have an extraordinary relationship in Cappadocia. This paper aims to examine the relationship between nature and culture in Cappadocia, with a focus on the agricultural landscape as a significant component of the overall heritage value. It proposes to consider the agricultural landscape as a link between the cultural and natural assets.
Located in central Anatolia, Cappadocia pre- sents a spectacular landscape created by char- acter... more Located in central Anatolia, Cappadocia pre- sents a spectacular landscape created by char- acteristic geology and architectural patterns. Throughout the region an indigenous settle- ment pattern has been generated by using rock carving and masonry techniques. This article aims to identify and characterize the building system specific to this region and to analyze it through a systematic study. For this analysis more than twenty representative examples of traditional houses from Ürgüp and the nearby villages of Mustafapaşa and İbrahimpaşa have been studied in detail. System sections and details of the buildings were drawn, and inter- views were conducted with local masons who are still working in the field. Therefore, every building part is evaluated in terms of material, technique, and relationship to each other.
Kapadokya 1960’lı yıllardan itibaren koruma çalışmaları yürütülen; 1985’te Dünya Miras Alanı, 198... more Kapadokya 1960’lı yıllardan itibaren koruma çalışmaları yürütülen; 1985’te Dünya Miras Alanı, 1986’da Milli Park ilan edilmiş Türkiye’nin önemli bir kültürel ve doğal miras alanıdır. Alanın miras değerlerinin korunmasına yönelik erken tarihlerden itibaren yürütülen çalışmalar, ülkedeki koruma yasalarındaki değişikliklerle birlikte şekillenmiş; kültür, turizm, imar gibi farklı çerçevelerdeki uygulamalarla günümüze kadar gelmiştir. 2019 yılında yürürlüğe giren 7174 sayılı Kapadokya Alanı Hakkında Kanun ve devam eden süreçte Kanun’la ilişkili olarak yapılan değişikliklerle Kapadokya’da yeni bir koruma dönemine girilmiştir. Bu çalışmada, ilgili Kanun’dan önceki dönemde bölgede yürütülen koruma eylemleri ana hatları ile aktarılarak Kanun’un Kapadokya için getirdiği yeni yönetim sistemi ve koruma yaklaşımı bu bağlamda değerlendirilmiştir. Ayrıca Kanun ile ilgili 1960’lı yılların ortalarından itibaren dile getirilen ve 90’lı yılların başında da taslak olarak hazırlanan çalışmalar ortaya konulmuş ve ülkedeki koruma yaklaşımında yeni bir dönemi temsil eden bu Kanun’un arka planı ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır.
Kapadokya, sahip olduğu peribacaları, doğal oluşumlar ve geleneksel yaşamın izlerini yansıtan kon... more Kapadokya, sahip olduğu peribacaları, doğal oluşumlar ve geleneksel yaşamın izlerini yansıtan konutlar ve onların oluşturduğu yerleşim dokuları ile ilk defa 1976 yılında korunması gereken bir alan olarak tescillenmiş,1985 yılında Dünya Miras Alanı ve 1986 yılında Milli Park ilan edilmiştir. Bölgenin bu derece koruma altına alınmasını sağlayan, peribacaları ve diğer kayaç formasyonlarının oluşmasını olanaklı kılan tüflü jeolojik yapıdır. Bu yapı, bölgeye özgü bir kaya oyma konut tipolojisinin oluşmasına imkân vermiş; aynı zamanda kaya oyma ve yığma taş konutların inşasında geleneksel mimariye malzeme teminini de olanaklı kıldığından, büyük oranda bugünkü geleneksel yerleşim dokularının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Geleneksel konut dokusunu oluşturan tüflü jeolojik katman, zamanla aşınarak yerleşimlerde afet olaylarının yaşanmasına neden olmuştur. 1960'lardan itibaren Kapadokya yerleşimlerinde sıklıkla kaya düşmesi ve mağara çökmesi gibi olaylar yaşanmış ve bu olaylar sonrasında gerekli görülen yerlerde afete maruz bölge kararı alınarak, konutlarda yaşayanlar başka alanlara nakledilmiştir. Alınan bu kararlar sonrasında geleneksel konutlar uzunca bir süre kentsel doku içinde terk edilmiş halde varlıklarını sürdürmüştür. 1990'lar itibariyle daha önce alınmış afet kararları çeşitli yöntemlerle aşılmaya başlanmış ve söz konusu konutların el değiştirmeleri olanaklı hale gelmiştir. Böylelikle afet dolayısıyla terk edilmiş birçok konutun 1990'lar itibariyle turizm tesisine dönüştürülmesi süreci başlamıştır. Bu çalışmada, Kapadokya özelinde meydana gelen, kaya düşmesi ve mağara çökmesi gibi afet olaylarının geleneksel yerleşim alanlarında ortaya çıkardığı koruma sorunları, mimari miras bağlamında incelenmiştir. Geleneksel konutlardaki geleneksel yaşamın kültürel ve fiziksel izlerinin, afet kararlarının yol açtığı dönüşüm sürecinden nasıl etkilendiği değerlendirilmiştir. ABSTRACT: Cappadocia is a region that has valuable natural formations, fairy chimneys and traditional settlements with rich housing pattern. The region was first listed in 1976 as a conservation site, then designated as Natural and Cultural World Heritage Site in 1985 and National Park in 1986. All these conservation designations and titles are inscribed by means of the tuff geological structure of the area which has generated an authentic rock-cut and masonry
Türkiye'de 19. yüzyılın sonunda başlayan kültürel mirası koruma çalışmaları 20. yüzyılın ikinci y... more Türkiye'de 19. yüzyılın sonunda başlayan kültürel mirası koruma çalışmaları 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren hızlanmıştır. Bu bağlamda, ülkenin birçok yerinde envanter ve tescil çalışmalarına başlanmış, koruma ve sit alanı tanımlamaları yapılmış, sınırlar belirlenmiş ve çeşitli kurumsal ve idari yapılanmalar oluşturulmuştur. Korumaya yönelik ülke genelinde sürdürülen bu çalışmalar, Kapadokya özelinde de yürütülmüş ve Kapadokya,1968'de ülkede en erken Milli Park Uzun Devreli Gelişme Planı hazırlanan alanlardan biri olmuştur. 1976'da GEEAYK tarafından bölge genelinde sit alanı sınırları belirlenmiş ve tek yapı tescilleri yapılmıştır. Kapadokya'nın 1985'te İstanbul ile birlikte Türkiye'nin ilk Dünya Miras Alanı olarak ilan edilmesi, ardından 1986'da Milli Park olarak tescil edilmesi alanın koruma statüsünü ulusal ve uluslararası anlamda güçlendiren gelişmeler olmuştur. 1990'lı ve 2000'li yıllar boyunca da Kapadokya'nın korunmasına yönelik birtakım düzenlemeler yapılmış ve en nihayetinde 2019 yılında Kapadokya'ya özel bir alan kanunu yürürlüğe konulmuştur. Bu çalışmada, Türkiye'de önemli bir kültürel ve doğal miras alanı olan Kapadokya'nın 1960'larda başlayan koruma süreçleri ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Ülke genelinde korumaya yönelik oluşturulan yasal ve idari çerçeve göz önünde bulundurularak Kapadokya'nın koruma tarihi belli dönemlere bölünerek analiz edilmiştir. Böylece Türkiye'nin ilk Dünya Miras Alanı olan bölgeyi, ülke genelindeki koruma faaliyetleri bağlamında tarihsel süreklilik için izlemek mümkün olmuştur. Kapadokya'daki koruma geçmişini tarihsel süreklilik içinde anlayabilmek için koruma kurulları tarafından alınan koruma kararları, çeşitli kurum arşivleri, Bakanlık uzmanları tarafından hazırlan raporlar, toplantı tutanakları, plan ve yapılaşma koşulları incelenmiş ve bölgenin koruma tarihi bütüncül bir şekilde ortaya çıkarılmıştır.
The region called Cappadocia is located in the center Anatolia in Turkey. It is has been a World ... more The region called Cappadocia is located in the center Anatolia in Turkey. It is has been a World Heritage Site with the name of “Göreme National Park and the Rock Sites of Cappadocia” since 1985. Cappadocia now is a fantastic and popular tourism destination which hosts averagely 2 million tourists per year. The site has attracted a great deal of attention due to its distinguish topographic/geological structure. Volcanic eruptions covered the land with a tick tuff layer. This layer was formed by the effects of wind, rain and snow in different shapes and formations which named as fairy chimneys. Geological formations also provide a unique and spectacular architecture in the region. In early times the housing requirements have been supplied by carving these tuff formations. People have shaped the natural environment as their needs and used these rockcarved spaces as barns, houses and sacred spaces. By this way natural environment and built-environment became interlocked. In the previou...
Located on volcanic topography, in the center of Anatolia, Cappadocia has been a World Cultural a... more Located on volcanic topography, in the center of Anatolia, Cappadocia has been a World Cultural and Natural Heritage Site since 1985. The region has also been designated by national authorities as a National Park, Protected Archeological Site, Protected Natural Site, Protected Urban Site, and a Tourism Conservation and Development Area. The volcanic structure and the geological formations of the land constitute the main natural assets of the region. The human-made physical environment, which is generated by carving out the tuff masses and tuff ground, form the cultural assets. Thus, nature and culture have an extraordinary relationship in Cappadocia. This paper aims to examine the relationship between nature and culture in Cappadocia, with a focus on the agricultural landscape as a significant component of the overall heritage value. It proposes to consider the agricultural landscape as a link between the cultural and natural assets.
Located in central Anatolia, Cappadocia pre- sents a spectacular landscape created by char- acter... more Located in central Anatolia, Cappadocia pre- sents a spectacular landscape created by char- acteristic geology and architectural patterns. Throughout the region an indigenous settle- ment pattern has been generated by using rock carving and masonry techniques. This article aims to identify and characterize the building system specific to this region and to analyze it through a systematic study. For this analysis more than twenty representative examples of traditional houses from Ürgüp and the nearby villages of Mustafapaşa and İbrahimpaşa have been studied in detail. System sections and details of the buildings were drawn, and inter- views were conducted with local masons who are still working in the field. Therefore, every building part is evaluated in terms of material, technique, and relationship to each other.
Kapadokya 1960’lı yıllardan itibaren koruma çalışmaları yürütülen; 1985’te Dünya Miras Alanı, 198... more Kapadokya 1960’lı yıllardan itibaren koruma çalışmaları yürütülen; 1985’te Dünya Miras Alanı, 1986’da Milli Park ilan edilmiş Türkiye’nin önemli bir kültürel ve doğal miras alanıdır. Alanın miras değerlerinin korunmasına yönelik erken tarihlerden itibaren yürütülen çalışmalar, ülkedeki koruma yasalarındaki değişikliklerle birlikte şekillenmiş; kültür, turizm, imar gibi farklı çerçevelerdeki uygulamalarla günümüze kadar gelmiştir. 2019 yılında yürürlüğe giren 7174 sayılı Kapadokya Alanı Hakkında Kanun ve devam eden süreçte Kanun’la ilişkili olarak yapılan değişikliklerle Kapadokya’da yeni bir koruma dönemine girilmiştir. Bu çalışmada, ilgili Kanun’dan önceki dönemde bölgede yürütülen koruma eylemleri ana hatları ile aktarılarak Kanun’un Kapadokya için getirdiği yeni yönetim sistemi ve koruma yaklaşımı bu bağlamda değerlendirilmiştir. Ayrıca Kanun ile ilgili 1960’lı yılların ortalarından itibaren dile getirilen ve 90’lı yılların başında da taslak olarak hazırlanan çalışmalar ortaya konulmuş ve ülkedeki koruma yaklaşımında yeni bir dönemi temsil eden bu Kanun’un arka planı ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır.
Kapadokya, sahip olduğu peribacaları, doğal oluşumlar ve geleneksel yaşamın izlerini yansıtan kon... more Kapadokya, sahip olduğu peribacaları, doğal oluşumlar ve geleneksel yaşamın izlerini yansıtan konutlar ve onların oluşturduğu yerleşim dokuları ile ilk defa 1976 yılında korunması gereken bir alan olarak tescillenmiş,1985 yılında Dünya Miras Alanı ve 1986 yılında Milli Park ilan edilmiştir. Bölgenin bu derece koruma altına alınmasını sağlayan, peribacaları ve diğer kayaç formasyonlarının oluşmasını olanaklı kılan tüflü jeolojik yapıdır. Bu yapı, bölgeye özgü bir kaya oyma konut tipolojisinin oluşmasına imkân vermiş; aynı zamanda kaya oyma ve yığma taş konutların inşasında geleneksel mimariye malzeme teminini de olanaklı kıldığından, büyük oranda bugünkü geleneksel yerleşim dokularının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Geleneksel konut dokusunu oluşturan tüflü jeolojik katman, zamanla aşınarak yerleşimlerde afet olaylarının yaşanmasına neden olmuştur. 1960'lardan itibaren Kapadokya yerleşimlerinde sıklıkla kaya düşmesi ve mağara çökmesi gibi olaylar yaşanmış ve bu olaylar sonrasında gerekli görülen yerlerde afete maruz bölge kararı alınarak, konutlarda yaşayanlar başka alanlara nakledilmiştir. Alınan bu kararlar sonrasında geleneksel konutlar uzunca bir süre kentsel doku içinde terk edilmiş halde varlıklarını sürdürmüştür. 1990'lar itibariyle daha önce alınmış afet kararları çeşitli yöntemlerle aşılmaya başlanmış ve söz konusu konutların el değiştirmeleri olanaklı hale gelmiştir. Böylelikle afet dolayısıyla terk edilmiş birçok konutun 1990'lar itibariyle turizm tesisine dönüştürülmesi süreci başlamıştır. Bu çalışmada, Kapadokya özelinde meydana gelen, kaya düşmesi ve mağara çökmesi gibi afet olaylarının geleneksel yerleşim alanlarında ortaya çıkardığı koruma sorunları, mimari miras bağlamında incelenmiştir. Geleneksel konutlardaki geleneksel yaşamın kültürel ve fiziksel izlerinin, afet kararlarının yol açtığı dönüşüm sürecinden nasıl etkilendiği değerlendirilmiştir. ABSTRACT: Cappadocia is a region that has valuable natural formations, fairy chimneys and traditional settlements with rich housing pattern. The region was first listed in 1976 as a conservation site, then designated as Natural and Cultural World Heritage Site in 1985 and National Park in 1986. All these conservation designations and titles are inscribed by means of the tuff geological structure of the area which has generated an authentic rock-cut and masonry
Uploads
Papers
Bu çalışmada, ilgili Kanun’dan önceki dönemde bölgede yürütülen koruma eylemleri ana hatları ile aktarılarak Kanun’un Kapadokya için getirdiği yeni yönetim sistemi ve koruma yaklaşımı bu bağlamda değerlendirilmiştir. Ayrıca Kanun ile ilgili 1960’lı yılların ortalarından itibaren dile getirilen ve 90’lı yılların başında da taslak olarak hazırlanan çalışmalar ortaya konulmuş ve ülkedeki koruma yaklaşımında yeni bir dönemi temsil eden bu Kanun’un arka planı ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır.
Bu çalışmada, ilgili Kanun’dan önceki dönemde bölgede yürütülen koruma eylemleri ana hatları ile aktarılarak Kanun’un Kapadokya için getirdiği yeni yönetim sistemi ve koruma yaklaşımı bu bağlamda değerlendirilmiştir. Ayrıca Kanun ile ilgili 1960’lı yılların ortalarından itibaren dile getirilen ve 90’lı yılların başında da taslak olarak hazırlanan çalışmalar ortaya konulmuş ve ülkedeki koruma yaklaşımında yeni bir dönemi temsil eden bu Kanun’un arka planı ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır.