karıştırmak
Görünüm
Türkçe
[değiştir]Heceleme
[değiştir]- Heceleme: ka‧rış‧tır‧mak
Söyleniş
[değiştir]Eylem
[değiştir]karıştırmak (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi karıştırır)
- karışma işini yaptırmak
- içinde ne olduğunu anlamak veya aradığını bulmak amacıyla elle yoklamak
- Ceplerimi karıştırdım, bozuk para bulamadım. - F. R. Atay
- yemeği dibinin tutmaması için kaşıkla altüst etmek
- Ocak başında oturmuş bir ihtiyarca kadın, bir tencereyi karıştırıyor hem de için için ağlıyordu. - A. Kabaklı
- kurcalamak, oynamak
- göz atmak, araştırmak, incelemek
- Saatlerce, istediğim kitapları, divanları, Servetifünun koleksiyonlarını karıştırdım. - Y. Z. Ortaç
- üstünkörü okumak
- Verdiğim cevapları dinlemiyor gibi dalgın, parmaklarıyla bir risaleyi karıştırıyordu. - H. Z. Uşaklıgil
- ayırt edememek, tam olarak seçmemek
- Siz düşle gerçeği birbirine karıştırıyorsunuz.
Deyimler
[değiştir]Çeviriler
[değiştir]çeviriler
|
Kaynakça
[değiştir]- Türk Dil Kurumuna göre "karıştırmak" maddesi