Faṣlü'l-Maḳâl
Faṣlü'l-Maḳâl (Arapça: فصل المقال), İslam filozofu İbn Rüşd tarafından yaklaşık 1179-1180'te yazıldığı düşünülen eser. Genelde kabul gören ve tercih edilen görüşe göre eserin tam ismi Kitabu Fasli'l-makâl ve takriru mâ beyne'ş-şeria ve'l-hikme mine'l-ittisâl'dir.
Tarihçe
[değiştir | kaynağı değiştir]Eserin 1179-1180 civarında yazıldığı genel kabul görmüştür. Kaleme alındıktan sonra eserin Arapça nüshaları yaklaşık iki yüzyıl boyunca özellikle felsefe ve kelâm çevrelerinde varlığını sürdürmüştür. Daha sonra esere olan ilgi azalmış ve insanlar eseri okumayı bırakmış olsa da eserin İbranice nüshaları birkaç yüzyıl daha Batı'da varlığını sürdürmüştür. İbn Rüşd'ün Yahudi öğrencileri olduğu bilinmektedir ve Batı'nın İbn Rüşd'ü ve eserlerini öğrenmesinde bu öğrencilerin rolü büyüktür.
1859'da eserin ilk modern basımı M. J. Müller tarafından Münih'te yapıldı. Tekrar ilgi çekmeye başlayan eser bu basımdan sonra Kahire ve Cezayir'de basıldı. Bu baskılar 1323-1324 dolaylarında intinsah edildiği düşünülen bir yazmayı temel almıştır. Yazma Escurial Kütüphanesi'nde bulunmaktaydı.
Bu eserin tek yazma nüshası değildir. İstinsah tarihi 1235-1236 dolayları olan bir başka yazma da Biblioteca Nacional'de (Madrid) bulunur.
Bunların dışında Faslu'l-makâl'in Orta Çağ'dan kalma, bütün veya parça halinde dört nüshası bulunan İbranice tercümesi de mevcuttur.
Faslu'l-makâl İbn Rüşd'ün Ez-Zamîme ve El-Keşf an menâhici'l-edille isimli eserleriyle bir bütün oluşturduğu söylenebilir. Nitekim sık sık bu üç küçük eser birlikte basılmıştır. Zaten Escurial Kütühanesi'nde 632 numarada kayıtlı bulunan Faslü'l-makâl nüshası Ez-Zamîme ve El-Keşf an minhâci'l-edille'yi de içerir.
Konusu
[değiştir | kaynağı değiştir]Eserde hiçbir dinî esası inkâr etmeksizin bu dinî esaslar karşısında felsefenin durumu savunulmaktadır. Fıkıhtaki metodlarla mantık arasında benzerlik ilişkisi kurarak, bunların dinî açıdan bid'at olmakla birlikte dince emredildikleri sonucuna varıyor. Ayrıca antik Yunan filozoflarının düşünce ve eserlerinden yararlanmanın önemli olduğunu ve bunda bir beis olmadığını belirtiyor.
Ayrıca eserde İsra suresi ninNOT; (bu ayettin numarandırılması yanlış sure 111 ayetten oluşmuştur) ayet inden insanların hakikate üç şekilde ulaşabileceği sonucunu çıkarır; ona göre insanlar ya burhan (delil), ya cedel ya da hatabe ile hakikati tasdik eder. Burhan ile tasdik eden insanlar filozoflar, cedel ile tasdik edenler kelamcılar ve hatabe ile tasdik edenler Selefiyye ve halktır.
İbn Rüşd eserde Gazalî'nin İslam filozoflarını tekfir etmesini şiddetle tenkit eder, Gazalî'nin filozofları tekfir ettiği hususları tek tek açıklar. Ayrıca Eş'arîleri ve Eş'arî kelam anlayışını, kelamcıların te'vili onaylayıp savunurken kullandıkları üslûp ve metodları eleştirir. Kelam konularının halka açıkça bildirilmesini doğru bulmaz, ona göre kelamcıların metodları ve konuları halka açıklaması kötü sonuçlar doğurabilir; bu tip konuları ancak alimler ele almalı, tartışmalıdır.
Ayrıca, İbn Rüşd'ün bir diğer eseri El-Keşf an menâhici'l-edille'de İbn Rüşd Faslu'l-makâl'de felsefenin din karşısındaki konumunu açıklamaya, el-Keşf'de ise dinin felsefe karşısındaki konumunu açıklamaya çalışmıştır.