Azeri Türk (dergi)
Tiraj | 32 |
---|---|
Kurucu | Mehmet Sadık Aran, Mehmed Emin Resulzâde |
Kuruluş yılı | 1 Şubat 1928 |
Dil | Türkçe |
Azeri Türk, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Bolşevikler tarafından işgal edilmesinden sonra İstanbul'a gelen aydınların 1928-1931'de çıkardığı bilimsel, edebi, sosyal, ekonomik ve politik bir dergidir.
1928 yılı 1 Şubat'ta yayımlanmaya başlayan ve 15 günde bir çıkan derginin imtiyaz sahibi Mehmet Sadık Aran, müdür ve baş editörü ise Mehmet Emin Resulzade olmuştur. Derginin neredeyse tüm sayılarında Azerbaycan’ın sorunlarına dair makaleler bulunmaktaydı. Çünkü derginin yayımlandığı 1928-1931 yılları arasında Azerbaycan oldukça zor bir dönemden geçiyordu. "Azeri Türk" dergisi, sorunların çözümü yaklaşımıyla hem Azerbaycan'da hem de yurt dışında yaşayan Azerbaycan Türkleri arasında bağımsızlık fikrinin oluşmasında büyük rol oynamıştır.
1928 yılının Kasım ayında, Mehmet Emin Resulzade ve Mirza Bala Memmedzade ile Mehmet Sadık Aran arasında yaşanan anlaşmazlık nedeniyle Mehmet Emin Resulzade ve Mirza Bala Memmedzade dergiden ayrılarak "Odlu Yurt" dergisini kurmuşlardır. Sonrasında Şefi Bey Rüstembeyli de dergiden ayrılarak "Odlu Yurt" dergisine geçmiştir.[1]
Hakkında
[değiştir | kaynağı değiştir]İlk sayısı 1 Şubat 1928’de İstanbul’da yayımlanan derginin toplam 29 sayısı yayımlanmıştır. "Orhaniye", "Milliyet" ve "Amedi" matbaalarında basılan derginin fiyatı başlangıçta 10 kuruşken daha sonra 20 kuruşa yükselmiştir. İlk yıl düzenli olarak iki haftada bir çıkan "Azeri Türk" dergisi, sonraları ayda bir kez yayımlanmış ve bazı aylarda hiç yayımlanmamıştır. Derginin son dokuz sayısı Latin harfleriyle, son sayısı ise 1930 yılı Şubat ayında basılmıştır. Derginin bazı sayıları özel günlere ve konulara, örneğin "Azerbaycan İstiklal Beyannamesi’nin onuncu yıldönümü"ne (9. sayı), "30 Ağustos Zaferi"ne (15. sayı) ve "Harf Devrimi"ne (18. sayı) adanmıştır.[2]
Dergi şekli
[değiştir | kaynağı değiştir]1 Şubat 1928’den 1 Mart 1931’e kadar, ilk 20 sayısı Arap harfleriyle basılmış ve toplamda 32 sayısı çıkan Azeri Türk dergisinde Latin harflerine geçiş aşamalı olarak gerçekleştirilmiştir. Sovyet hükümetinin 1929'dan itibaren Azerbaycan'da Latin harflerine kesin geçiş kararından sonra, dergi yönetimi yeni harfleri kademeli olarak okuyuculara tanıtmak amacıyla 10. sayıdan itibaren yeni harfleri kullanmaya başlamıştır. Buna ek olarak, derginin tarihi, sayısı, fiyatı ve sayfa numaraları da yeni rakamlarla verilmiştir. Derginin 11 ve 14. sayılarının son sayfalarında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kabul ettiği uluslararası rakamlar ve bu rakamların Arap alfabesinde hangi işaretlere denk geldiğini gösteren tablolar yayımlanarak okuyuculara yeni harflerin öğretilmesine çalışılmıştır. 15. sayıda, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kabul ettiği Latin alfabesi ve bu harflerin Arap alfabesindeki hangi sese denk geldiğini gösteren başka bir tablo yayımlanmış ve böylece okuyucular yeni alfabe ile tanış olmuşlardır. Dergide toplumun her kesiminden okuyuculara daha anlaşılır olması için sade Türkçe kullanmaya özen gösterilmiştir. Başeditör Mehmed Emin Resulzâde başta olmak üzere redaksiyon ekibi İsmail Gaspıralı'nın “dilde, fikirde, işte birlik” ilkesini benimsemiş ve bu ilkenin “dilde birlik” unsurunu dergilerinde uygulamışlardır. Resulzâde’ye göre, Çarlık Rusyası döneminde başlayan ve Sovyet Rusyası döneminde zirveye ulaşan Ruslaştırma politikasının bir gereği olarak, her bir Türk boyunun kullandığı lehçeyi farklı bir dil gibi göstermek ve boyun adıyla anılan başka bir dile çevirmek, bu boyların birbirleriyle olan bağlarını koparma amacını taşıyordu. Bu duruma son vermek için farklı yerel lehçeler yerine ortak bir lehçe ve ortak bir yazı dili oluşturulmalıydı. En uygun lehçe Türk (Osmanlı) Türkçesi idi. Resulzâde, halkın her kesiminin okuduğu yazıyı kolayca anlayabilmesi için Osmanlı Türkçesindeki çok sayıda yabancı kökenli kelimenin çıkarılması ve bunların yerine saf Türkçe kelimelerin koyulmasıyla Türkiye Türkçesinin sadeleştirilmesi fikrini savunuyordu.[3]
Bu fikir "Azeri Türk"de həyata keçirilmeye çalışıldı. Osmanlı Türkçesinin ağır, anlaşılması zor dili mümkün olduğunca sadeleştirilmeye çalışılsa da, tam anlamıyla sadeleştirme sağlanamadı. Ayrıca derginin tüm yayın kurulu Azerbaycan Türklerinden oluşuyordu. Bu kadronun bir kısmı Osmanlı Türkçesini iyi bilirken, diğer bir kısmı bu dili bilmiyordu. Bu nedenle makalelerde ve yazılarda sıklıkla Azerbaycan Türkçesi kelimeler kullanılıyor ve bu durum derginin dilini daha karmaşık hale getiriyordu. Kısacası, dergide Osmanlıca seçilse de, yine de sade bir dilden yararlanmaya çalışıldı. Ancak Resulzâde ve Mirze Bala'nın Mehmet Sadık Aran ile yaşadığı fikir ayrılıkları sonucunda dergiden ayrılmaları, yalnızca derginin içeriğinde değil, aynı zamanda biçiminde de olumsuz değişikliklere yol açtı.
1928 yılında iki haftada bir düzenli olarak yayın hayatına başlayan dergi, 1928 yılının Aralık ayında Mehmet Sadık Aran'ın yönetimine geçtikten sonra eski düzeninden farklı olarak 1928'de 20 sayı yayınladı; ancak 1929'da sadece dokuz sayı yayımlandı. 1930'da bu sayı ikiye düştü ve yayın hayatının son yılı olan 1931'de yalnızca bir sayı basıldı. Böylelikle, Resulzâde’nin yönetiminde bir yıl içinde 20 sayı yayımlayan dergi, Mehmet Sadık Aran’ın yönetiminde üç yıl boyunca sadece 12 sayı yayımlayabildi. Resulzâde ve Mirze Bala’nın yönetiminde 16 sayfa olarak çıkan dergi, Aran’ın yönetiminde 8 sayfa olarak yayınlandı. 21. sayıdan itibaren Latin harfleriyle yayımlanan derginin yazı karakterleri daha büyük puntolarla değiştirilmişti. Bu değişiklik, sayfa sayısının azalması nedeniyle daha az makale ve yazının yayımlanmasına neden olmuştu.[4]
Azeri Türk Gençler Birliği
[değiştir | kaynağı değiştir]Mehmet Sadık yönetiminde birçok olumsuz unsurla karşılaşmasına rağmen "Azeri Türk" dergisi, Azerbaycan’ın yeniden bağımsızlık kazanması uğrunda takdire şayan bir mücadele vermiştir. Öyle ki, çoğunluğu "Azeri Türk" dergisi binasında yapılan toplantılar ve konferanslarla, Mehmet Sadık’ın başkanlık ettiği "Azeri Türk Gençler Birliği" aracılığıyla yurtdışındaki Azerbaycanlı gençlerin milli eğitim ve kültürle olan bağları sürdürülüyordu. Bununla birlikte, bu gençlerin ve özellikle eğitimli Azerbaycanlı gençlerin birliğin gelişimi için ne kadar önemli olduğunu anlayarak, toplantılarda maddi durumu iyi olan katılımcılardan toplanan yardımlar sayesinde ihtiyaç sahibi Azerbaycanlı gençlerin eğitim almaları, giyinmeleri ve beslenmeleri sağlanıyordu. Ayrıca, 1929 yılı Kasım ayında yayımlanan bir haberde, birliğin 1924’ten itibaren 39 yoksul öğrenciye maddi yardımda bulunduğu, birçok öğrencinin okullara yerleştirilmesine öncülük ettiği anlaşılmaktadır.[5] Sadece "Azeri Türk" dergisinin değil, "Yeni Kafkasya" dergisinin de yönetim binalarında 32 tarihi ve sosyal konferans düzenlenerek, 1929 yılının Kasım ayına kadar 8 yeni öğrenciye de maddi yardım sağlanmıştır. Mehmet Sadık Aran’ın yönetimindeki yukarıda bahsi geçen değişikliklerin nedenlerinden biri olarak "Azeri Türk Gençler Birliği"ne ayırdığı zaman ve maddi katkıları olduğu da söylenebilir. Öyle ki, Mehmet Sadık, toplantı ve konferanslarda toplanan paranın neredeyse tamamını öğrencilere tahsis etmiş ve bunun yanı sıra 1931 yılında Azerbaycanlı öğrenciler için bir yurt kurulması için de çaba göstermiştir.[6]
Editörler
[değiştir | kaynağı değiştir]Derginin yayın kurulunda Mehmed Emin Resulzâde ve Mehmet Sadık Aran'ın yanı sıra şu imza ve isimler dikkat çekmektedir: Mirza Bala Memmedzade, “Kamal”, A. Uran, “Ayın Kaf”, “Senan”, “Şafi”, “Azeri”, “Mustafa”. M. Sisyanlı, “H. C. L”, Y. Ali, “Mir”, Cafer Sadig.[7]
Bu zengin yazar topluluğu Azerbaycan'a, Türkiye'ye ve çeşitli Avrupa ülkelerine yayıldı. Bu sayede “Azeri Türk” sadece Azerbaycan ve Türkiye'de değil, dünyanın birçok yerinden birinci elden bilgi alma ve okuyucularına aktarma fırsatı buldu. Derginin Fransa, Almanya ve Polonya gibi çeşitli Avrupa ülkelerinde, İran ve Afganistan gibi Ortadoğu ülkelerinde muhabirleri vardı.
Mehmed Emin Resulzâde, M. B. Memmedzade, Mehmet Sadık, Şefi bey Rüstembeyli, “Kamal” takma adıyla Kamal Ganizade bey, “H. C. L” imzasıyla H. Camal bey İstanbul'da yaşamış ve yazılarını burada yazmışlardır, ancak dergide Resulzade'nin çeşitli nedenlerle ayrılmasıyla ilgili yazılar da yer almıştır. Resulzade 22 Mart 1928 ile 30 Haziran 1928 tarihleri arasında yayımlanan beş yazısını Paris'ten dergi yönetimine göndermiştir. Paris'te kaldığı süre içerisinde Almanya'daki seçimler de dâhil olmak üzere Fransız basınını yakından takip etme fırsatı buldu. Derginin Fransa'daki kadrosu “Azeri” takma adıyla yazan Resulzade ve “Mir” takma adıyla yazan Mir Kasım Mehdiyev'den oluşuyordu. Dergiye Almanya'dan gönderilen haberler de A. Uran imzalıdır. Derginin Almanya muhabiri olan ve Berlin'de yaşayan A. Uran'ın haberlerinin yanı sıra dergide makaleleri de yayınlanmıştır. Ayrıca yazılarında “Mustafa” veya “M” imzasını kullanan Mustafa Bey Vekilov da Varşova'dan gönderdiği haber ve siyasi yazılarla “Azeri Türk ”e katkıda bulunmuştur. Dergide sıkça gördüğümüz “Daş Demir” imzasının sahibi ise Mirza Bala Memmedzade'den başkası değildi. Bu imzayla yazdığı yazıların altına “Bakü” yazarak yazıların Bakü'den gönderildiği izlenimini yaratmış, böylece Sovyet casuslarının kafasını karıştırmış ve kendisine İstanbul'da daha rahat hareket etme imkânı yaratmıştır.[7]
“Ayin Kaf” ya da ‘A. K.’ imzasıyla yazan kişi derginin Ortadoğu muhabiriydi ve Afganistan ve İran'la ilgili son haberler bu muhabir aracılığıyla dergide yer alıyordu. Azeri Türk'ün İran muhabiri Cafer Sadık, Tebriz'de yaşar ve oradaki son haberleri dergiye ulaştırmakla görevlidir. İstanbul'da yaşayan Sanan, daha çok İran edebiyatıyla ilgilenmiş ve dergide İranlı Türk şairleri, daha doğrusu Güney Azerbaycan edebiyatını, Güney Azerbaycanlı şairleri ve şiirlerini tanıtan yazılar yayımlamıştır. Azeri Türkçesine de şiirleriyle katkıda bulundu. Derginin kapağında yer alan “konumuza uygun yazıları memnuniyetle yayınlarız” ibaresine bağlı kalarak dergi yönetimine gönderilen ve birçoğu üniversite öğrencileri tarafından gönderilen Azerbaycan'ın bağımsızlığı ile ilgili yazı ve şiirler de derginin sayılarında yer aldı.[8]
Derginin amacı
[değiştir | kaynağı değiştir]Derginin amacı, ilk sayısında yayınlanan "Gittiğimiz Yol" başlığı altında Mehmed Emin Resulzâde tarafından şöyle anlatılmıştı:[9]
“ | Gideceğimiz yol, önceki dönem şairlerinin övündüğü gibi “reh-i-na-refta” (daha önce gidilmemiş) bir yol değildir. Bu yol çok zor ve meşakkatli olsa da aynı zamanda başkaları tarafından kat edilmiş şanlı bir yoldur. Bu yol hakikatin ve milletin yoludur. Avrupa 18. ve hatta 19. yüzyılda bu yoldan geçmiştir ve modern Doğu da şu anda bu yoldan geçmektedir. Eski Rus İmparatorluğu içinde yaşayan mahkum ulusların bile geçtiği bir yoldur. Halefi milliyetçilik ve hedefi bağımsızlık olan bir yoldur. Azeri-Türk savaşı sonucunda, bağımsızlık mücadelesi başlamış, büyük bir aşk ve şevkle cumhuriyet hedefine ulaşmış, ancak ulusal bağımsızlıkla birlikte tekrar koparılmış bir Türk ilinin, Azeri Türk halkının, daha çok bilinen adıyla “Azerbaycan Cumhuriyeti ”nin kaderini konu alan bir dergidir. Azeri Türkü, Azerbaycan Türklüğünün temellerini analiz edecektir. Yani Türk kültürünü. Avrupai bir üslupla aydınlatırken, halkla samimi temas ve ilişki yolundan asla sapmayacaktır. halkın samimi duygu ve ihtiyaçlarını tatmin etmek için yüzyılın mükemmel teknolojisini kullanacaktır. Bir yandan halkın zevkini bilim ve sanatı anlayacak seviyeye getirmeye çalışacak, diğer yandan da bilim ve sanattan halkın hoşlanacağı şekilde yararlanma fikrini yaygınlaştıracaktır. Azeri Türk milliyetçidir. Hars alanında olduğu gibi siyasi hayatta da halkın hüküm sürmesini ister. Hakimiyyet-i Milliye ilkesini savunur. Tek bir sınıfın varlığına ya da egemenliğine dayanan tüm rejimleri reddeder. Azeri Türk sadece demokrat değil, aynı zamanda radikaldir. Bu radikalliği feodalizmin durgunluğuna karşı mücadele anlamında anlar. | ” |
Bu şekilde hedeflerini ortaya koyan Azeri Türk'ün nüshalarına bakıldığında Azerbaycan'la ilgili siyasi, sosyal ve edebi yazıların çoğunun ilk sayfalarda yer aldığı görülebilir.
Kasım 1928'de 20. sayının yayınlanmasından sonra Mehmed Emin Resulzâde, Mirza Bala Memmedzade ve Mehmet Sadık Aran arasında çıkan anlaşmazlıklar sonucunda Resulzâde ve M. B. Memmedzade dergiden ayrılarak Odlu Yurd dergisini kurdular. Aralık 1928'den itibaren Mehmet Sadık Aran'ın yönetiminde çıkan dergi Azerbaycan'ın bağımsızlık mücadelesini destekleyen yazılar yayınlamış, ancak bu yazılarda Azerbaycan'ın bağımsızlığının ancak Kafkasya Birliği'nin kurulmasıyla mümkün olacağı fikrini öne sürmüştür. Derginin 2. yıldönümü vesilesiyle yayınlanan 23. sayıda Mehmet Sadık Aran şunları yazmıştır: “Azeri Türk, Azerbaycan'ın bağımsızlık mücadelesini savunmayı görev edinen milliyetçilerin yayın organıdır. Dergimiz esir Türk ülkelerinin kurtuluşunu dilemekte ve bunun yolunu Rus işgaline karşı birleşik mücadelede görmektedir.” Mehmet Sadık bu sözleriyle düşüncelerini açıkça ifade etmiştir. Bu amaçla derginin hemen her sayısında MMehmet Sadık Aran'ın Kafkas Birliği'nin önemini ortaya koyan yazıları yayımlanmıştır.[10]
5 Şubat 1929'da Şefi Bey Rüstembeyli de dergiden ayrılarak Odlu Yurd dergisinin kadrosuna katıldı.[11][12]
Dergiden seçmeler
[değiştir | kaynağı değiştir]Siyasi konular
[değiştir | kaynağı değiştir]Başta Sovyet Rusya olmak üzere Türkiye, İran ve Avrupa'daki siyasi ve ekonomik gelişmeler dergide takip edilmiştir. Sovyetler Birliği'nin Azerbaycan'ı Ruslaştırma politikasının yanı sıra, ülkenin milli servetinin Rusya'ya aktarılmasına da sık sık değinilmiştir. Bunun yanı sıra dergide Azerbaycan'ın kendi kendini yönetebilen bir ülke olduğunu, bağımsızlığını kazanarak Sovyetler Birliği'nin sömürüsünden kurtulabileceğini savunan yazılar da yer almıştır.[13]
Derginin ilk sayısında Mehmet Emin Resulzade'nin “Azeri Türk Gençler Birliği ‘nde verdiği ’Demokrasinin Geleceği” konferansına ilişkin bilgilere yer verildi. Resulzade bu konferansta 7-8 yıldır düşmana karşı verdikleri mücadeleyi olumlu bir şekilde değerlendirdi ve şunları söyledi:[14][15]
“ | Demokrasi, herhangi bir insan cumhuriyetinin yönetiminde kendine özgü bir sistemin adıdır. Bu adın özellikle siyasi yönetim için geçerli olduğu da bilinir. Konumuz "demokrasi nedir" değil, demokrasinin geleceğidir. Demokrasi kavramı, bize doğululara batıdan geçti. Daha basit bir ifadeyle, onu modern ve medenî dünyadan ithal ettik. Ancak doğu, bu sistemi Avrupa ve Amerika gibi sistemin asıl vatanı olan "büyük dünya demokratları" tarafından eleştirildiği bir dönemde uygulamaya başladı. Sol görüşten komünistler ve sağ görüşten faşistler demokrasiyi eleştirerek, biri ona "yalan", diğeri ise "zayıflık" dedi. Bazı radikal demokratlar da demokrasinin ayrışma ve hastalıklardan muzdarip olduğunu kabul etti. | ” |
Dördüncü sayıda "Yahudi Cumhuriyeti" başlığı altında yayımlanan bir makale, Sovyet hükûmeti tarafından kurulan "Yahudi Yerleşim Komitesi"nin faaliyetlerine odaklanmaktadır.
“ | Bu komite, Ukrayna'nın güneyi ve Kırım'ın kuzeyinde Yahudileri toplayarak Tavriya, Herson, Mikolayiv ve Odessa bölgelerinde bir Yahudi Cumhuriyeti kurma projesi üzerinde 4-5 yıldır çalışmaktadır. Sovyet hükümeti ve zengin Amerikalı Yahudilerin desteğiyle başlatılan bu girişimle 1927 yılının sonunda İngiltere’deki "Filistin Yahudi Devleti" kurulmuştur. 7-8 milyonluk bir Yahudi Devleti kurarak mevcut Yahudi Devleti ile rekabet etmesi planlanmaktadır. Ancak, Sovyet hükümetinin diğer projeleri gibi, bu da başarısız olmaya mahkûmdur.[16][15] | ” |
İtalya'nın resmi yayınlarından olan haftalık Politika dergisinin on ikinci sayısında, uluslararası öneme değinilen Kafkasya meselesi üzerine bir makaleye atıfta bulunulmuştur.
“ | Dünyanın en önemli stratejik noktalarından biri olan Kafkasya'da yaşayan sekiz milyon insan bağımsızlık mücadelesi veriyor ve Avrupa'nın ihmalkâr gözlemi nedeniyle baskı ve terörist bir rejimle karşı karşıya kalıyor. Bu milletlerden biri de komşusu Gürcistan gibi Sovyet karşıtı ve Rusya düşmanı olan ve Rusya'dan bağımsızlığını talep eden Azerbaycan'dır.[17][15] | ” |
Azeri Türk burada olduğu gibi her fırsatta Azerbaycan'ın bağımsızlığına ve bu yolda verdiği mücadeleye vurgu yapıyor. Aynı sayıda Mirza Bala, Azerbaycan'ın büyük yazarlarından Mirza Fetali Ahundov'un ölümünün 50. yıldönümü anma etkinliklerinden bahsederek, Sovyet hükümeti tarafından düzenlenen programların hiç de samimi olmadığını ve amacın Azeri halkını rahatlatmak olduğunu söylüyor. “Fetali Ahundov Azerbaycan'ın milli gururudur, bu nedenle Azerbaycan'da taş üstünde taş bırakmayan Sovyetlerin programlarına inanmak mümkün değildir”.[18][15]
Öte yandan, "Azeri Türk" dergisi büyük önem taşıyan çeşitli gözlemlerde bulunur:
“ | Görmekteyiz ki, milli kültür yalnızca dil ve bazı yerel-coğrafi koşullardan ibaret değildir. Milli kültür, dili de kapsayan tüm sosyal ilişkiler ve kurumların uyumlu bir birleşiminden oluşur. Bu kültürü diğerlerinden ayıran temel unsur sadece dil değil, aynı zamanda milli kültürü oluşturan toplumdur. Bu, milli-manevi (psikolojik) bir özelliktir. Dil, sesler, müzik ve resim, dans, din ve hukuk, ahlak ve karmaşa gibi alanlarda kendini gösteren ve milli kültüre farklı bir “benlik” veren bu özelliktir. Komünistler bu farkı yalnızca dil ve coğrafi mesafelerde arasa da, biz bunu milli kültürü oluşturan tüm yaşam unsurlarında gözlemliyoruz. Bu farklılık, ortak bir milli ruh oluşturur. Birliği ve dayanışması hem milliyetin sonucu hem de sebebi olarak nitelendirilebilecek bir milli ruh.[19][20] | ” |
Türk ulusunun lideri Mustafa Kemal'in Fransız Devrimi ve Türk Devrimi hakkındaki röportajı "Azeri Türk" dergisinde "Gazi Paşa'nın beyanatı" başlığıyla yayımlandı. M. Kemal burada şöyle dedi: "Fransız Devrimi, tüm dünya için özgürlük fikrini fethetti. Ve bu fikir hâlâ kökenlerine ve temellerine sahiptir. Fakat o zamandan beri insanlık ilerledi. Türk demokrasisi, Fransız Devrimi'nin açtığı yolu belirlemiş olsa da, onu kendine özgü ve saf çekiciliğiyle geliştirmiştir. Çünkü her millet devrimini, sosyal ortamın kurallarına, iç duruma ve devrim zamanının gereklerine göre yapar. Aynı olayın her zaman ve her yerde tekrarlandığına tanık olmuyor muyuz?" Bu sözlerle "Azeri Türk", hem Fransız Devrimi'ne hem de Türk Devrimi'ne dikkat çekmiş ve onu yüksek bir takdirle değerlendirmiştir.[21][20]
Bugün hala gündemde olan Ermeni meselesi hakkında da bilgi veren “Azeri Türk”, Ermeni basını ve cemaat liderlerinin, Türkiye'nin daha Birinci Dünya Savaşı öncesinde Ermenilere karşı tutumundan bahsederek Avrupa kamuoyunu Müslümanlara karşı kışkırtmaya çalıştığını belirtiyor.
“ | Savaşın başlangıcından itibaren Ermeni şovenistlerin ve “Taşnaksutyun” grubunun Müslümanlara, özellikle Türkiye'ye ve Kafkas Türklerine karşı ne kadar aktif adımlar attığı herkes tarafından bilinmektedir. Avrupa ve Rusya'da yaşayan Ermeniler hep bir ağızdan “Ermenistan Ermenilere ait olmalıdır” demeye başladılar. Söz konusu alaylar, Rus askeri adı altında karşılaştıkları Türk köylerini yağma ve talan ettiler. Türk ordusu Kafkas cephesinden çekilince Kafkas Ermenileri, Türkiye'de yaşayan Ermenilerle birleşerek Türk ve Müslüman köylerini yakıp yıkmaya başladılar. Tren istasyonlarında duran Taşnaksut subayları “Müslümanlar silah taşıyor” adı altında görevden alındılar. yoldan geçen Türkleri öldürmekle meşguldüler. 1917'deki Rus devriminden sonra Ermeniler taktıkları maskeyi tamamen attılar.[22] | ” |
O dönemde yaşanan olaylar ve sözde Ermeni Soykırımı haberlerinin nasıl ortaya çıktığı hakkında bilgi verdi.[20]
Sosyal konular
[değiştir | kaynağı değiştir]Dergi, Azerbaycan’ın zengin tarihi ve kültürel geçmişi üzerine bir dizi makalenin yanı sıra eğitim, milli kültür ve sanatla ilgili makalelere de yer vermektedir. Dergi, Sovyet hükûmeti tarafından uygulanan Ruslaştırma politikasına maruz kalan veya yurtdışında yaşayan Azerbaycan gençliğini milli kültür ve geleneklerine bağlı kalarak vatanseverlik ruhuyla yetiştirme konusunda büyük çaba göstermiştir. Bu bağlamda, "Azeri Türk Gençlik Birliği"nin toplantı ve konferanslarına dair bilgiler yayımlanmıştır.[20]
"Hicap meselesi dolayısıyla" başlıklı makalede, bu dönemde Azerbaycan'da uygulanmaya başlayan ve birçok tartışmaya yol açan peçe ve başörtüsü yasağının ayrıntıları ele alınmıştır.
“ | Mustafa Guliyev ve arkadaşları başörtüsünü kaldırıp yerine "Avrupa şapkası" getirmek isterken, bazıları başörtüsü konusunda daha yavaş ve aşamalı reformlardan yanadır. İlginç olan ise, Azerbaycan’da çalışan komünist fraksiyonun kadın şubesini yöneten Rus kadınların Azerbaycan’a Avrupa tarzı kıyafetler getirmek yerine, Azeriler gibi “Gence Orpayı” ile dolaşmaya başlamış olmalarıdır. Sonuç olarak, bu farklı görüşler ve deneyimler karşısında yapılması gereken şeyin bu konuyu bir devrim olarak çözmek olduğu belirtilmiştir.[23][20] | ” |
Daşdemir imzasıyla yayımlanan "Ahlaki depresyon" başlıklı makalede, daha önce değinilen peçe meselesinden başlayarak toplumun sorunları ele alınmaktadır. Komünist Parti üyesi Mustafa Guliyev ve arkadaşları ile kadın komitesi arasındaki tartışmalara Moskova basını da kayıtsız kalmamıştır. Hatta aile facialarına yol açan bu konuda yayımlanan makalede, “maddi köleliğin temelini oluşturan manevi köleliğin önce ortadan kaldırılması tavsiye edilir ve bu nedenle işe önce kadınlardan değil, erkeklerden başlamanızı öneririz” denmiştir.
“ | Komünist erkekler, kadınlara hakaret eden, onların özgürlüğünü elinden alan, kamu toplantılarına, tiyatrolara gitmelerine izin vermeyen, kadınları siyasi ve sosyal faaliyetleri nedeniyle öldüren erkeklerin çoğunluğunu oluşturur. Erkekler eski düşünce ve zihniyetle kaldıkları sürece, depresyon, kadın-erkek aile krizi, aile içi felaketler baş göstermeye başlamıştır.[24][25] | ” |
Dergi, siyasi olayların yanı sıra Azerbaycan'ın toplumsal sorunlarını da tartışmakta ve çözüm yolları önermektedir. İşsizlik sorununu toplumsal bir sorun olarak ele alan “Azeri Türk”, 15 Ağustos 1928 tarihli sayısında şunları yazmıştır: “1927 yılı başında Bakü'de 22.123 olan işsiz sayısı bir yıl içinde %52 oranında artarak Temmuz 1928'de 33.747'ye ulaşmıştır. “İşsiz aydınların sayısı bu yıl %60 oranında artmıştır. Bu oran okulların ve kurumların Ruslar tarafından işgal edilmesiyle artmaktadır. Şu anda Azerbaycan'da 1.400 okul ve 2.000 öğretmen var, öğretmen sayısının ise en az 4.000 olması gerekiyor.”[26][25]
“Azeri Türk” dergisi bu tür üzücü olayların yanı sıra, Shakhtantinsky adlı Azeri bir doktor tarafından tüberkülozu iyileştiren ve 100'den fazla hastayı tedavi eden bir ilacın keşfi gibi iyi haberlere de yer verdi.[27][25]
Dış haberler
[değiştir | kaynağı değiştir]“Azeri Türk” dünya siyasetine ilişkin haberlere de yer vermektedir. Daha önce de belirttiğimiz gibi, derginin Avrupa ve Orta Doğu ülkelerinden haber getiren muhabirleri vardı. Dolayısıyla yurtdışında yaşanan olayların seyrini de yakından takip etmek gerekiyordu. Bu haberlerden bazıları şunlardır: “Paris'te Ali Mardan Bey Topçubaşov başkanlığında kurulan “Azerbaycan Temsilciliği” Azerbaycan milliyetçilerini ve göçmenleri hiçbir zaman muhatap almamış, hatta bir keresinde “sokak sürüsü” ifadesiyle hakaret etmiştir. Bu durum karşısında Paris'te yayınlanan “Azerbaycan” dergisi Ali Merdan'ı protesto etmiş, Azerbaycan'ı temsil etmeye hakkı olmadığını belirtmiştir.”[28][29]
“ | Türkiye ile İran arasında Tahran'da imzalanan “Dostluk ve Güvenlik Paktı ”ndan Türk ve İran gazetelerinde dostane ve samimi bir şekilde bahsediliyor.[26] | ” |
“Azeri Türk”, Lozan Barış Antlaşması'nın imzalandığı gün Darulfünun'da duyulan alkışlardan da bahseder. Bu anlaşma “yeni Türkiye'nin bağımsızlık uğruna dökülen mübarek kanlarla sulanmış şanlı mücadelesinin adil bir ödülüdür”.[30][29]
Azerbaycan ve Türkiye dışından haberlere de yer veren dergi, Afganistan ve Kırım'dan sık sık bahsetmektedir. Afganistan'da olumlu gelişmelerin yaşandığına dikkat çekerek, Kral Amanullah Han'ın Avrupa, Türkiye, Mısır ve İran ziyaretlerinin ardından yeniden reform hareketinin başlatıldığını ve meşruti monarşinin ilan edildiğini okuyucularına aktardı.[31] Türkistan, Kazan, Azerbaycan, Kuzey Kafkasya, Gürcistan'da olduğu gibi Kırım da isyan yolunda fedakârlıklar yapmaktadır.[32][29]
“ | Öte yandan Kırım'da Yahudi yerleşimi gündeme geldiği için Kırımlı gençler bu şekilde mücadele ederek milli haklarını korumaya çalışıyor.[33][29] | ” |
Basında kendisi hakkında yazılan yazılara da değinen “Azeri Türk”, İran, Anadolu gazeteleri ve İstanbul dergilerinde kendisinden övgüyle söz edilen yazılardan bahsediyor ve “İctihad” dergisine atıfta bulunarak şunları yazıyordu: “Azeri Türk” genç milliyetçi Azerbaycanlıların çıkardığı yaşayan bir eserdir. “Azeri Türk” Türk'ün öz kardeşidir. Bu dergiyi okuyun. Okunmaya değer bir dergi” dedi. Bu güzel sözler ve övgüler karşısında mutluluklarını dile getiren dergi yönetimi 28-29. sayılarda “Azeri Türk ”ün zor şartlar altında yaz aylarında da yaşamaya devam ettiğini belirterek, kendilerine yardımlarını esirgemeyen herkese teşekkür etti.[34] Aslında bu son sayılarıydı ve 29. sayı ile dergi yayın hayatına son verdi.[29]
Olağanüstü günler
[değiştir | kaynağı değiştir]“Azeri Türk “ün bir diğer işlevi de önemli günlere yer vererek Azerbaycan Türklerinin milli duygularını canlandırmak olmuştur. Örneğin beşinci sayıda yer alan “Mart Faciası” başlıklı yazıda on yıl önce Ermeni alaylarının Şamahı'da yaptığı katliama dikkat çekilerek Azerilere yapılan insanlık dışı muamele hatırlatılır. Zulme uğrayan Şamahı halkı Bakü'ye göç etmiş olsa da burada daha büyük felaketlerle karşılaşmaktadır.
Bu günleri bir daha yaşamamak için 31 Mart'ı, o gün dökülen kanları, yaşanan trajedinin tüm detaylarını ve 31 Mart'ın katillerini, şehitlerini ve kurbanlarını her zaman hatırlamalıyız.[22][35]
İzmir'in işgalden kurtuluşuna da yer verilen dergide bu konuda şunlar yazılmaktadır.
Her Türk, Türk'ün sayısız fedakârlıkları ve akan kanları pahasına İzmir'i şanlı bir mamur ve mesut yapmak için imkânları dâhilinde çalışmalıdır.[36][35]
“Azerbaycan İstiklal Beyannamesi” 28 Mayıs 1918 tarihli derginin 28 Mayıs 1928 tarihli kapağında ‘Azerbaycan Misak-i Milli’ adıyla yayımlanmıştır.[37] Daha sonra “On senelik azim ve cihat” başlığı altında beyannamenin Azerbaycan halkının hayatını iki ayrı sayfaya bölen bir “çizgi” olduğu, 1918'den önce “milliyet” olarak adlandırılan Azerbaycan Türk halkının 1918'den sonra “millet” olduğu belirtilmiştir.[38][35]
Derginin 15. sayısı 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 6. yılına adanmıştır. Derginin 15 Eylül 1928 tarihli sayısı Azerbaycan'ın kurtuluş günlerine, Bakü'nün düşman işgalinden kurtuluşunun 10. yıldönümüne adanmıştır. Mirza Bala imzasıyla yayınlanan yazıda şöyle denilmektedir:
Toplumumuzun örgütlenmesini ve milli ideolojimizin temelini ifade eden 28 Mayıs nasıl “milliyet” döneminin sona erdiğini ve “millet” hayatının başladığını müjdelediyse, 15 Eylül de milletin varlığını ve bilincini işaret etti, bilge Azerbaycan toplumu yaşamak için ölmeye, kurtarmak için yok olmaya hazırdır. Milletin özgürlük ve bağımsızlık uğruna varlığını cehennem toplarının ağzına atabileceğini gösteren tarihi bir zamandır.[39][35]
Mirza Bala Memmedzade, Türkiye Cumhuriyeti'nin yeni harflere geçişinden bahsederken, 1918-1920 yıllarında bazı çalışmalar yapıldığını ve projeler hazırlandığını yazmıştır. Hatta Milli Hükûmet bir komisyon oluşturarak Azerbaycan diline özgü yeni harflerin belirlenmesi projesini başlatmıştır. Ancak Bolşevik işgali bu projenin gerçekleşmesine izin vermedi. Mirza Bala şöyle devam etti: “Bugünün en acil meselesi Türk ve Azerbaycan alfabeleri arasında harf karşılaştırması yaparak Türk kültürünün birliğini sağlamaktır.”[40][35]
Dergide yer alan yayınların listesi
[değiştir | kaynağı değiştir]Baskı | İçerik |
---|---|
Maişat-ı Milli gazetesi | Halil Navi liderliğinde Reşt'te yayınlanan ve Türkiye, İran ve Doğu İslam ülkeleri arasında dostluğu teşvik eden makaleler yayınlayan bir gazete. |
Prometheus toplusu | Paris'teki Kafkas, Ukrayna ve Türkistan milliyetçileri tarafından Fransızca olarak yayınlanan aylık dergi. Azerbaycan'ın ekonomik ve siyasi durumu hakkında önemli bilgiler vermektedir. |
Ayın değerlendirmesi | Basın Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan aylık dergidir. |
Felsefe ve toplum koleksiyonu | Zengin içeriğe sahip bir dergidir. |
Hayat dergisi | Ankara'da yayınlanan haftalık bilim ve şeriat dergisidir. |
Yeni Türkistan dergisi | Azeri Türkü benzeri derginin 8. sayısında Afgan kralının Avrupa yolculuğunu anlatan fotoğraflar, Türkistan'ın mücadelelerini anlatan makale ve resimler yayımlandı. |
Türk Hava Servisi | Ankara'da Türk Tiyatro Topluluğu tarafından 15 günde bir yayımlanan edebiyat ve bilim dergisi. |
Hilal-i Ahmar | Hilal-i Ahmar Cemiyeti'nin İstanbul'da çıkardığı bilimsel, tıbbi ve alkol karşıtı bir dergidir. |
Kütahya dergisi | 15 günde bir yayınlanan bilimsel ve edebi bir dergidir. |
İctihad dergisi | Ayda iki kez Dr. Abdullah Cevdat tarafından yayınlanmıştır. |
Ermeniler ve İran | Mirza Bala Memmedzade'nin Taşnaktsutyun Ermeni Partisi'nin İran politikasını eleştiren bir risalesidir. Doğu siyasetini takip edenler için önemli bir eser sayılmaktadır. |
Rusya'dan ayrılan milletler | Kazan Türklerinin eski meclis üyesi Abdullah Battal'ın kaleme aldığı, Rusya'dan ayrılan milletler hakkında detaylı bilgi veren bir eserdir. Türk Ocakları Merkez Komitesi tarafından Ankara'da yayımlandı. |
Coğrafya öğretme yöntemi | Dr. Halil Fikret tarafından yazılan eser. |
Milliyet ve Bolşevizm | Mehmet Emin Resulzade'nin rehberliğinde derlenen makalelerden oluşan bir koleksiyon. |
Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ İbrahimli 2012, s. 114.
- ^ İbrahimli 2012, s. 256.
- ^ Ulusoy 2001, s. 229.
- ^ Ulusoy 2001, s. 230.
- ^ Ulusoy 1999, s. 18.
- ^ İbrahimli 2012, s. 97.
- ^ a b Ulusoy 2001, s. 225.
- ^ Ulusoy 2001, s. 226.
- ^ Ulusoy 1999, s. 28.
- ^ Ulusoy 2001, s. 228.
- ^ Ulusoy 2001, s. 227.
- ^ Ulusoy 1999, s. 25.
- ^ Gümüşsoy 2007, s. 49.
- ^ Azəri Türk & 1928 №1, s. 3-4.
- ^ a b c d Gümüşsoy 2007, s. 50.
- ^ Azəri Türk & 1928 №4, s. 10-11.
- ^ Azəri Türk & 1928 №12, s. 10-11.
- ^ Azəri Türk & 1928 №12, s. 2.
- ^ Azəri Türk & 1928 №14, s. 6.
- ^ a b c d e Gümüşsoy 2007, s. 51.
- ^ Azəri Türk & 1928 №4, s. 11.
- ^ a b Azəri Türk & 1928 №5, s. 7.
- ^ Azəri Türk & 1928 №3, s. 11-12.
- ^ Azəri Türk & 1928 №, s. 9-10.
- ^ a b c Gümüşsoy 2007, s. 52.
- ^ a b Azəri Türk & 1928 №11, s. 11.
- ^ Azəri Türk & 1929 №26, s. 8.
- ^ Azəri Türk & 1928 №1, s. 14.
- ^ a b c d e Gümüşsoy 2007, s. 53.
- ^ Azəri Türk & 1928 №13, s. 11-12.
- ^ Azəri Türk & 1928 №16, s. 11.
- ^ Azəri Türk & 1928 №16, s. 9.
- ^ Azəri Türk & 1928 №20, s. 11-12.
- ^ Azəri Türk & 1931 №28-29, s. 16.
- ^ a b c d e Gümüşsoy 2007, s. 54.
- ^ Azəri Türk & 1928 №6, s. 1.
- ^ Azəri Türk & 1928 №9, s. 1.
- ^ Azəri Türk & 1928 №9, s. 2.
- ^ Azəri Türk & 1928 №16, s. 1.
- ^ Azəri Türk & 1928 №18, s. 5.
- ^ Ulusoy 1999, s. 155.
Kaynak
[değiştir | kaynağı değiştir]- İbrahimli, Xaladdin (2012). History of emigration of Azerbaijan (PDF). Baku: Elm və tehsil. s. 372.
- Ulusoy, Belkis (1999). National problems of Azerbaijan according to Azeri Turk magazine(1928-1931). Istanbul: Turkish Research Institute.
- Ulusoy, Belkis (2001). Azeri Turkish Magazine, One of the Most Important Publications of Azerbaijan's Political Immigrants. Journal of the Faculty of Communication. ss. 223-233.
- Shimshir, Sabahattin (1920–1991). Political and cultural activities of Azerbaijanis in Turkey. Ankara: Azerbaijan Cultural Association. s. 256.
- Gumushsoy, Amina (2007). Mahammad Amin Rasulzade and Nationalist Magazine. Ankara: Azerbaijan Cultural Association. ss. 45-55.
- Erenoghlu, D. (2008). Russia's Alphabet Politics in Azerbaijan According to the Azeri Turk Magazine. Istanbul: International Review of Turkology. ss. 29-35.