ÖZ Türk şiir geleneği içerisinde kendini has bir çizgisi olan ve bu alanda kendi olgunlaşmasını t... more ÖZ Türk şiir geleneği içerisinde kendini has bir çizgisi olan ve bu alanda kendi olgunlaşmasını tamamlayan şairlerden birisi de Attilâ İlhan'dır. Kendisinden önce savaşların, ideolojilerin ve bunlara bağlı toplumsal değişimlerin örgütlediği şiirimiz İlhan'la beraber kentsel yapıyı ve onun farklı getirilerini fark etmiştir. Hatta bizzat bu değişim ve dönüşümlerin içerisinde yer almıştır. Sosyal realizm denilen bir olgu kendine has bir yapı ve söyleme biçimine ilk ve ciddi anlamda İlhan'la başlamıştır diyebiliriz. Kentsel kişilik kısmi bir dışlanmışlıkla dilden kahramanlara kadar yarı asi tipler ortaya çıkarmıştır. Hayatı boyunca kendi "bıçkın delikanlı" tavrının bütün metinlerini etkilediğini söyleyebiliriz. Uzun bir ömür ve farklı değer, dönemleri yaşamanın getirdiği tavırla İlhan, eserlerinde bir Türkiye retrospektifi ortaya çıkarmıştır.Şiirinin kişilik değerlerinden birisi de kadınlardır. Bir aslında olmayan kadın imgesinin peşinde yazmış ve yaşamıştır. Geleneksel kadından feminist kadına kadar oluşturduğu tiplemelerle zamana kadınların dünyasından tanıklık etme çabasına girmiştir. Farklı kategorilerde ve oldukça kapsamlı olabilecek Attilâ İlhan kadınlarına sadece annelik bağlamında bakmaya çalışacağız. Her ne kadar asli nitelikleri annelik paydası olsa da kadınının sürekli taşıdığı sığınma, doğurganlık, sevgili, ev-mekân gibi tavırlar şiirlerindeki kadınsı değerlere önemli göndergeler taşımaktadır. Bilinmeyen kadınlar İlhan şiirinde bilinen değerlere dönüştürülür. Annelik bu bilinen değer yapılanmalarından sadece birisi gibi durmaktadır.
Öz Şehrin kentleşen tavrı en çok şairlerin dünyasında yıkıcı bir etki bırakmıştır. Adını modernit... more Öz Şehrin kentleşen tavrı en çok şairlerin dünyasında yıkıcı bir etki bırakmıştır. Adını modernite koyduğumuz yapay oluşum bu coğrafyayı benzer art niyetlerle tahrip etmiştir. Doğrudan veya dolaylı bir imge olarak şehir kavramı Bayazıt'ın şiirinde önemli bir yere sahiptir. Şairin şehirlere karşı olumsuz bir tavır takındığı metinlerinde açık bir şekilde hissedilir. Aslında şairin asıl amacı şehir üzerinde bir kent-medeniyet eleştirisi yapmaktadır. Sosyal meselelere duyarlı olan Erdem Bayazıt, şehir imgesi üzerinde çağın eleştirisini yapar. Poetikasını mili ve manevi değerlerden güç olarak oluşturan Erdem Bayazıt, Büyük Doğu ve Diriliş ekolünden yetişen bir şair olarak özgünlüğünü Türk şiirinde yerini almıştır. Az şiirinde rağmen bakış açısını daha çok kendisini boğan meseleler üzerine kuran şair İkinci yeni hareketinin etkili olduğu her zamanda dahi kendi içine kıvrılmamış; imge dünyasının, manayı bastırmasına müsaade etmemiştir. Şehir, insan, mana, mekân hep aynı değişimlerin sancılarını çeken yapılardır. Şairin dünyası da yeni kurulan medeniyetin bu yakıcı, yıkıcı problemleri üzerine daha sağlıklı anlamlar çıkarmak üzerinedir. Anahtar Kelimeler: Erdem Bayazıt, şiir, şehir, imge. Abstract The urbanizing attitude of the city is most destructive in the world of poets. The artificial formation we named modernity destroyed this geographical area with similar intentions. The city concept as a direct or indirect image has an important place in Bayazıt's poem. It is clearly felt in the texts where the poet takes a negative attitude towards the cities. In fact, poetry is criticizing city-civilization on the main aim of the city. Erdem Bayazıt, who is sensitive to social issues, criticizes the age on the city image. Erdem Bayazit, who created poetics as a force from the spindle and spiritual values, took its place in Turkish poetry as a poet who grew up in the Great East and the Resurrection. Even in his poetry, the poet, who established his viewpoint more on the ones he drowned himself, was not twisted into himself even when the second new movement was effective; The world of images has not allowed the suppression of mana. The city, the man, the place, the place are always the ones that attract the pain of the same changes. The poet's world is about to make a more healthy sense of these burning and destructive problems of the newly established civilization.
Öz Yeryüzünde yazılmış tek değer yoktur. Birbirini destekleyen, tanımlayan, bü-tünleyen metinler ... more Öz Yeryüzünde yazılmış tek değer yoktur. Birbirini destekleyen, tanımlayan, bü-tünleyen metinler vardır. Ortak yazma bilincinin ne zaman başladığı bilinmiyorsa; hangi metnin neyi, nasıl ve ne zaman etkilediği de anlaşılamaz. Ortak bilinç, kollektif şuur, ar-ketip kavramları bütün metinsel değerlerin alıntıdan başlayan kopyalama serüvenlerini yüz yıldır doğal karşılamaktadır. Hatta artık telif eser yok denecek kadar azdır. Birbirine benzeyen, birbirini etkileyen metinler metinlerarasılığın yüce adlandırmalarıyla sürekli bir yeniden yazma faaliyetine girişmiştir. Öncesinde bir yaratıcılık problemi gibi görülen alıntılama değerleri zamanla eserlerin olmazsa olmasına dönüşmüş, hatta bir övünç bi-çimi olmuştur. Değişen zaman, değerler yeryüzünde yazı dışında veya yazıyı destekle-yen farklı biçimlere de tanıklık etmiştir. 21. Yüzyıl topyekün bir değer kırılmasıdır. Ba-ğımsız metinler olmadığı gibi hemen her şey bir söz çöplüğüne atılmaktadır. Kime ait olduğu, kim tarafından kullanıldığı belli olmayan metin karakterleri adeta anonimleş-tirmeye açıktır. Çok geniş anlam ve değer biçimleri bu yüzyılın edebiyatını büyük oran-da etkilemektedir. Özellikle romanlarda en belirgin biçimiyle resim, karikatür, fotoğraf gibi belgelere sıkça rastlamaktayız. Aslında duyuları doğrudan kışkırtan her şey medya olarak adlandırılabilir. Medyalararasılık bu yüzyılın metin kurma biçimlerinin, değerle-rinin en önemli parçası gibi durmaktadır. Kâğıttan ekrana kayan gözler için değerler dünyası, tüketimin emrine verilmiştir. Çok kültürlülük, popülarite, tüketim, sosyal pay-laşım gibi kavramlar post modern toplum yapısına yeni melez katmanlar eklemiştir. Edebiyat ve onun en hoşgörülü değeri olan roman, bütün bu aratür değerlerine bünye-sini açmıştır. Abstract Earth is not the only value written. Supporting each other, define, are integrated into the text. Common consciousness of writing is not known when it was started; which is what the text can not be understood also it affects how and when. Collective con
Öz Yeryüzü insanın yazdığı ve insana yazılmış olanla hareket eder. İnsanlığın yazgısı insana yazı... more Öz Yeryüzü insanın yazdığı ve insana yazılmış olanla hareket eder. İnsanlığın yazgısı insana yazılmış olanda gizlidir. Gizem görünür olmayan, değer yüklü, katmanları çok boyutlu bir anlamlar dizgesidir. Hayatın anlamının hangisinde saklı olduğu bilinmesine rağmen keşfetmeye niyetli insan sayısı azdır. İşte burada devreye sanatçılar, edebiyatçılar özelde de şairler girer. Kutlu bir sözün peşinde olan şairler için anlam-ilham birlikteliği katman katman büyüyerek bütün yeryüzünü kuşatan bir niyete dönüşüdür. Özellikle de donanımlı, kültür kodlarını bilen şairlerin sözü başka bir büyünün kapılarını açmayı hedefler. Şiirimizin bu boyutta en yetkin şairlerinden birisi Behçet Necatigil'dir. Şiirin taşıması gereken bütün asgari malzemelerini yetkin bir şekilde bilen, kullanan Necatigil aynı oranda Doğu ve Batı kaynaklarına da hâkimdir. Behçet Necatigil'in şiiri bütün anlam yüklerinin dışında, ötesinde bir kültür şiiridir. Bireysel esinlenmelerden hareket etse de sonucunda sağlam bir estetik yapının desteklediği şiir dizgeleri ortaya çıkmaktadır. Şiirini besleyen önemli kaynaklardan birisi de kutsal inançlar ve inanışlardır. Kuran, İncil, başta olmak üzere kutsal kitapları bilen ve onlara dair sembolik anlamları kullanan şair, inançların beraberinde taşıdığı kutsal anlatılara da şiirinde yer verir. Böylece şiir farklı anlam katmanlarına yükselir. Metaforik anlam boyutları bambaşka açılımlara yönelerek şiiri yeni alanlara yönlendirmektedir. Anahtar Sözcükler: Türk şiiri, Behçet Necatigil, inanışlar, inançlar. Abstract The earth moves with what is written and written by man. The fate of man is hidden in the human being. Mystery is invisible, value loaded, layers are multidimensional strings of meanings. Although the meaning of life is hidden in what is hidden, there are few people who are willing to explore. Here, there are artists, artists and poets in particular. For the poets who
Sokağın ortasında bütün seslere kulağını eğmiş bir yazar Hüseyin Rahmi
Gürpınar. Duyduğu kurmaca,... more Sokağın ortasında bütün seslere kulağını eğmiş bir yazar Hüseyin Rahmi Gürpınar. Duyduğu kurmaca, kurduğu dedikodu, anlattığı ses abarttığı metin olmuş bir yazar. Yetmişe yakın yazılmış eserin arasında seçkin, ideal metinlerin varlığı belki tartışılabilir. Ancak çoklu yazma geleneğinin Ahmet Mithat’tan sonraki temsili olan Hüseyin Rahmi, feminen bir duyarlılıkla bir dönemin değerler dizgesini yazmıştır. Konuşulan ne varsa sokakta, kahvede, yolda, evde onun için sadece yazılmayı bekleyen bir malzemedir. Belki çok katmanlı, derim imler taşıyan bir dil kuramamıştır; ancak yaşadığı dönemin metinsel retrospektifi, görsel, somut değerler bütünüdür. Uzun, uzayan bir zamanın çok renkli, samimi, kısmen keyif verici bir üslup değeridir. Estetik keyifle deneyim arasında duran okur, onunla büyük oranda merak duygusunu ve tatminini yaşamış yazar anlattıklarıyla okuru keyifli bir sürece, süreğenliğe alıştırmıştır. Okurunu bir dizi iletişimsel etkiye maruz bırakan bu okuma biçimi aynı zamanda açık bir yapıtın bütün şeffaflığını da taşımaktadır. Kadına dair zenginliği doğrudan ya da dolaylı olarak taşıyan Hüseyin Rahmi romanları; kadınsı ruhun barındırdığı merak, konuşkanlık, estetik vb. kimlik niyetlerini farklı biçimlerle, biçimlerde beslemektedir. Bir geçiş döneminin değişimlerine tanıklık ederken aslında yeni farkındalıklar uyandırmaktadır.
Türk ve Dünya Edebiyatı’nda gerek yazarların, gerekse düşünürlerin
geleceğe dair kurgularını dest... more Türk ve Dünya Edebiyatı’nda gerek yazarların, gerekse düşünürlerin geleceğe dair kurgularını desteklemek adına yarı tasarı yarı gerçek karakterler oluşturduğunu görüyoruz. Voltaire’in Candida’sı, Tevfik Fikret’in Haluk’u gibi. Benzer gençlik prototiplerinden birisi de Mehmet Akif’in Asım’ıdır. Ancak Asım hem çıktığı dönem itibariyle hem de taşıdığı değer bilincinin göndergeleriyle diğerlerine göre oldukça önemli farklılıklar taşır. Bir tasarım olarak Akif’İn dünyasına giren Asım, zamanla bunu aşarak sonrasında bir idealler yumağına, dönemin gereği ve gerçeğine dönüşür. Eksik tavırları tamamlar, durgun yapıları eyler ve her yaptığıyla fonksiyonelleşen dinamik bir tavra bürünür. Daha genel söylersek Akif Asım’laşırken Asım da Akif’leşir. Birbirini besleyen iki tavır ortak bir ruh gerçekleşmesini üretmiştir. Dolayısıyla Asım, dönemi için insan, iyilik ve değerler adına kesif, yoğun, özet ve özlem bir karakter tasarımıdır. Şiirin her mısrasında bu tasarımın sosyal hayata, algılara, savaşlara dair reel hayat duruşunu gözlersiniz. Aktif, bilinçli, vatansever bir dik duruşun adı olmaklığını Asım’la gerçekleştirmiştir. Anahtar Kelimeler: Değerler bilinci, Mehmet Akif, Asım, iyilik. 1
Temsil Değerleri ve Yenidenleşme… Necip Fazıl Şiirinde "Hiç"lik, 2019
Öz Türk şiir geleneği içinde anlam değerleri söz konusunda olduğunda Necip Fazıl farklı bir değer... more Öz Türk şiir geleneği içinde anlam değerleri söz konusunda olduğunda Necip Fazıl farklı bir değer olarak bizi karşılar. Şiirin kökünü yüküne bağlayan, zor bilmeceleri mısralarında dindiren şair, ruhunu sıkan pek çok konuyu sağlam bir derinlikle cevaplama gayretindedir. Çile'nin ördüğü ruh hali inanç ve inançsızlık boyutlarında çelişkiler yaşasa da çoğu kez olumludan yana bir tavır sergilemiştir. Bu yönüyle Necip Fazıl şiir poetiği bir sanatsal sunum olmanın ötesine geçerek farklı bir değere, ütopyaya, manifestoya dönüşür. Tabi ki mutlak varlığın sorgulanmadığı bir değer dünyasına. Necip Fazıl'ın şiir boyutunda ele alıp büyüte büyüte bir sınır ihlaline, ihtilaline taşıdığı söz değerlerden birisi de "hiç"lik kavramıdır. Batı metodolojisinin daha çok inançsızlık temelli nihilizmle kuramsallaştırdığı hiçlik, doğu ve İslam felsefesinde farklı anlam yükleri taşımaktadır. Bütün daraltan, boğan yanına rağmen bir açılma, ferahlama öncesidir. Ölüm, yalnızlık, zaman, kader gibi imgesel karşılıklarını şiirine açan Fazıl, küçülmek ve yok olmak yerine "hiç"liği olumlamayı tercih etmiştir. Tek başına soyut bir değer olmasına karşın taşıdığı simgesel yükleri oldukça yoğun olan "hiç"lik N.Fazıl poetikasının da temel açılım niteliklerindendir. Kendince cevapları olan bir kafatası örgütlenmesi içinde anlamını arayan bir değerdir. Bu açıdan bakıldığında Türk şiir geleneğinin anlam yapılanmasında da önemli soruların karşılığıdır. Gerek anlam gerek kelime olarak Çile'nin sağlam kayıt aracısıdır. Abstract Necip Fazıl meets us as a different value when it comes to mentioning the values of meaning within the Turkish poetry tradition. The poet, who ties the root of the poem to his burden, relieves difficult riddles in his verse, endeavors to answer with a deep depth the many issues * Yazı 13-16 Eylül 2018'de G.Antep'te yapılan I.Uluslararası Zeugma Çalışmalar Kongresi'nde sunulan özet/bildirinin genişletilmiş, gözden geçirilmiş halidir.
ÖZ Türk şiir geleneği içerisinde kendini has bir çizgisi olan ve bu alanda kendi olgunlaşmasını t... more ÖZ Türk şiir geleneği içerisinde kendini has bir çizgisi olan ve bu alanda kendi olgunlaşmasını tamamlayan şairlerden birisi de Attilâ İlhan'dır. Kendisinden önce savaşların, ideolojilerin ve bunlara bağlı toplumsal değişimlerin örgütlediği şiirimiz İlhan'la beraber kentsel yapıyı ve onun farklı getirilerini fark etmiştir. Hatta bizzat bu değişim ve dönüşümlerin içerisinde yer almıştır. Sosyal realizm denilen bir olgu kendine has bir yapı ve söyleme biçimine ilk ve ciddi anlamda İlhan'la başlamıştır diyebiliriz. Kentsel kişilik kısmi bir dışlanmışlıkla dilden kahramanlara kadar yarı asi tipler ortaya çıkarmıştır. Hayatı boyunca kendi "bıçkın delikanlı" tavrının bütün metinlerini etkilediğini söyleyebiliriz. Uzun bir ömür ve farklı değer, dönemleri yaşamanın getirdiği tavırla İlhan, eserlerinde bir Türkiye retrospektifi ortaya çıkarmıştır.Şiirinin kişilik değerlerinden birisi de kadınlardır. Bir aslında olmayan kadın imgesinin peşinde yazmış ve yaşamıştır. Geleneksel kadından feminist kadına kadar oluşturduğu tiplemelerle zamana kadınların dünyasından tanıklık etme çabasına girmiştir. Farklı kategorilerde ve oldukça kapsamlı olabilecek Attilâ İlhan kadınlarına sadece annelik bağlamında bakmaya çalışacağız. Her ne kadar asli nitelikleri annelik paydası olsa da kadınının sürekli taşıdığı sığınma, doğurganlık, sevgili, ev-mekân gibi tavırlar şiirlerindeki kadınsı değerlere önemli göndergeler taşımaktadır. Bilinmeyen kadınlar İlhan şiirinde bilinen değerlere dönüştürülür. Annelik bu bilinen değer yapılanmalarından sadece birisi gibi durmaktadır.
Öz Şehrin kentleşen tavrı en çok şairlerin dünyasında yıkıcı bir etki bırakmıştır. Adını modernit... more Öz Şehrin kentleşen tavrı en çok şairlerin dünyasında yıkıcı bir etki bırakmıştır. Adını modernite koyduğumuz yapay oluşum bu coğrafyayı benzer art niyetlerle tahrip etmiştir. Doğrudan veya dolaylı bir imge olarak şehir kavramı Bayazıt'ın şiirinde önemli bir yere sahiptir. Şairin şehirlere karşı olumsuz bir tavır takındığı metinlerinde açık bir şekilde hissedilir. Aslında şairin asıl amacı şehir üzerinde bir kent-medeniyet eleştirisi yapmaktadır. Sosyal meselelere duyarlı olan Erdem Bayazıt, şehir imgesi üzerinde çağın eleştirisini yapar. Poetikasını mili ve manevi değerlerden güç olarak oluşturan Erdem Bayazıt, Büyük Doğu ve Diriliş ekolünden yetişen bir şair olarak özgünlüğünü Türk şiirinde yerini almıştır. Az şiirinde rağmen bakış açısını daha çok kendisini boğan meseleler üzerine kuran şair İkinci yeni hareketinin etkili olduğu her zamanda dahi kendi içine kıvrılmamış; imge dünyasının, manayı bastırmasına müsaade etmemiştir. Şehir, insan, mana, mekân hep aynı değişimlerin sancılarını çeken yapılardır. Şairin dünyası da yeni kurulan medeniyetin bu yakıcı, yıkıcı problemleri üzerine daha sağlıklı anlamlar çıkarmak üzerinedir. Anahtar Kelimeler: Erdem Bayazıt, şiir, şehir, imge. Abstract The urbanizing attitude of the city is most destructive in the world of poets. The artificial formation we named modernity destroyed this geographical area with similar intentions. The city concept as a direct or indirect image has an important place in Bayazıt's poem. It is clearly felt in the texts where the poet takes a negative attitude towards the cities. In fact, poetry is criticizing city-civilization on the main aim of the city. Erdem Bayazıt, who is sensitive to social issues, criticizes the age on the city image. Erdem Bayazit, who created poetics as a force from the spindle and spiritual values, took its place in Turkish poetry as a poet who grew up in the Great East and the Resurrection. Even in his poetry, the poet, who established his viewpoint more on the ones he drowned himself, was not twisted into himself even when the second new movement was effective; The world of images has not allowed the suppression of mana. The city, the man, the place, the place are always the ones that attract the pain of the same changes. The poet's world is about to make a more healthy sense of these burning and destructive problems of the newly established civilization.
Öz Yeryüzünde yazılmış tek değer yoktur. Birbirini destekleyen, tanımlayan, bü-tünleyen metinler ... more Öz Yeryüzünde yazılmış tek değer yoktur. Birbirini destekleyen, tanımlayan, bü-tünleyen metinler vardır. Ortak yazma bilincinin ne zaman başladığı bilinmiyorsa; hangi metnin neyi, nasıl ve ne zaman etkilediği de anlaşılamaz. Ortak bilinç, kollektif şuur, ar-ketip kavramları bütün metinsel değerlerin alıntıdan başlayan kopyalama serüvenlerini yüz yıldır doğal karşılamaktadır. Hatta artık telif eser yok denecek kadar azdır. Birbirine benzeyen, birbirini etkileyen metinler metinlerarasılığın yüce adlandırmalarıyla sürekli bir yeniden yazma faaliyetine girişmiştir. Öncesinde bir yaratıcılık problemi gibi görülen alıntılama değerleri zamanla eserlerin olmazsa olmasına dönüşmüş, hatta bir övünç bi-çimi olmuştur. Değişen zaman, değerler yeryüzünde yazı dışında veya yazıyı destekle-yen farklı biçimlere de tanıklık etmiştir. 21. Yüzyıl topyekün bir değer kırılmasıdır. Ba-ğımsız metinler olmadığı gibi hemen her şey bir söz çöplüğüne atılmaktadır. Kime ait olduğu, kim tarafından kullanıldığı belli olmayan metin karakterleri adeta anonimleş-tirmeye açıktır. Çok geniş anlam ve değer biçimleri bu yüzyılın edebiyatını büyük oran-da etkilemektedir. Özellikle romanlarda en belirgin biçimiyle resim, karikatür, fotoğraf gibi belgelere sıkça rastlamaktayız. Aslında duyuları doğrudan kışkırtan her şey medya olarak adlandırılabilir. Medyalararasılık bu yüzyılın metin kurma biçimlerinin, değerle-rinin en önemli parçası gibi durmaktadır. Kâğıttan ekrana kayan gözler için değerler dünyası, tüketimin emrine verilmiştir. Çok kültürlülük, popülarite, tüketim, sosyal pay-laşım gibi kavramlar post modern toplum yapısına yeni melez katmanlar eklemiştir. Edebiyat ve onun en hoşgörülü değeri olan roman, bütün bu aratür değerlerine bünye-sini açmıştır. Abstract Earth is not the only value written. Supporting each other, define, are integrated into the text. Common consciousness of writing is not known when it was started; which is what the text can not be understood also it affects how and when. Collective con
Öz Yeryüzü insanın yazdığı ve insana yazılmış olanla hareket eder. İnsanlığın yazgısı insana yazı... more Öz Yeryüzü insanın yazdığı ve insana yazılmış olanla hareket eder. İnsanlığın yazgısı insana yazılmış olanda gizlidir. Gizem görünür olmayan, değer yüklü, katmanları çok boyutlu bir anlamlar dizgesidir. Hayatın anlamının hangisinde saklı olduğu bilinmesine rağmen keşfetmeye niyetli insan sayısı azdır. İşte burada devreye sanatçılar, edebiyatçılar özelde de şairler girer. Kutlu bir sözün peşinde olan şairler için anlam-ilham birlikteliği katman katman büyüyerek bütün yeryüzünü kuşatan bir niyete dönüşüdür. Özellikle de donanımlı, kültür kodlarını bilen şairlerin sözü başka bir büyünün kapılarını açmayı hedefler. Şiirimizin bu boyutta en yetkin şairlerinden birisi Behçet Necatigil'dir. Şiirin taşıması gereken bütün asgari malzemelerini yetkin bir şekilde bilen, kullanan Necatigil aynı oranda Doğu ve Batı kaynaklarına da hâkimdir. Behçet Necatigil'in şiiri bütün anlam yüklerinin dışında, ötesinde bir kültür şiiridir. Bireysel esinlenmelerden hareket etse de sonucunda sağlam bir estetik yapının desteklediği şiir dizgeleri ortaya çıkmaktadır. Şiirini besleyen önemli kaynaklardan birisi de kutsal inançlar ve inanışlardır. Kuran, İncil, başta olmak üzere kutsal kitapları bilen ve onlara dair sembolik anlamları kullanan şair, inançların beraberinde taşıdığı kutsal anlatılara da şiirinde yer verir. Böylece şiir farklı anlam katmanlarına yükselir. Metaforik anlam boyutları bambaşka açılımlara yönelerek şiiri yeni alanlara yönlendirmektedir. Anahtar Sözcükler: Türk şiiri, Behçet Necatigil, inanışlar, inançlar. Abstract The earth moves with what is written and written by man. The fate of man is hidden in the human being. Mystery is invisible, value loaded, layers are multidimensional strings of meanings. Although the meaning of life is hidden in what is hidden, there are few people who are willing to explore. Here, there are artists, artists and poets in particular. For the poets who
Sokağın ortasında bütün seslere kulağını eğmiş bir yazar Hüseyin Rahmi
Gürpınar. Duyduğu kurmaca,... more Sokağın ortasında bütün seslere kulağını eğmiş bir yazar Hüseyin Rahmi Gürpınar. Duyduğu kurmaca, kurduğu dedikodu, anlattığı ses abarttığı metin olmuş bir yazar. Yetmişe yakın yazılmış eserin arasında seçkin, ideal metinlerin varlığı belki tartışılabilir. Ancak çoklu yazma geleneğinin Ahmet Mithat’tan sonraki temsili olan Hüseyin Rahmi, feminen bir duyarlılıkla bir dönemin değerler dizgesini yazmıştır. Konuşulan ne varsa sokakta, kahvede, yolda, evde onun için sadece yazılmayı bekleyen bir malzemedir. Belki çok katmanlı, derim imler taşıyan bir dil kuramamıştır; ancak yaşadığı dönemin metinsel retrospektifi, görsel, somut değerler bütünüdür. Uzun, uzayan bir zamanın çok renkli, samimi, kısmen keyif verici bir üslup değeridir. Estetik keyifle deneyim arasında duran okur, onunla büyük oranda merak duygusunu ve tatminini yaşamış yazar anlattıklarıyla okuru keyifli bir sürece, süreğenliğe alıştırmıştır. Okurunu bir dizi iletişimsel etkiye maruz bırakan bu okuma biçimi aynı zamanda açık bir yapıtın bütün şeffaflığını da taşımaktadır. Kadına dair zenginliği doğrudan ya da dolaylı olarak taşıyan Hüseyin Rahmi romanları; kadınsı ruhun barındırdığı merak, konuşkanlık, estetik vb. kimlik niyetlerini farklı biçimlerle, biçimlerde beslemektedir. Bir geçiş döneminin değişimlerine tanıklık ederken aslında yeni farkındalıklar uyandırmaktadır.
Türk ve Dünya Edebiyatı’nda gerek yazarların, gerekse düşünürlerin
geleceğe dair kurgularını dest... more Türk ve Dünya Edebiyatı’nda gerek yazarların, gerekse düşünürlerin geleceğe dair kurgularını desteklemek adına yarı tasarı yarı gerçek karakterler oluşturduğunu görüyoruz. Voltaire’in Candida’sı, Tevfik Fikret’in Haluk’u gibi. Benzer gençlik prototiplerinden birisi de Mehmet Akif’in Asım’ıdır. Ancak Asım hem çıktığı dönem itibariyle hem de taşıdığı değer bilincinin göndergeleriyle diğerlerine göre oldukça önemli farklılıklar taşır. Bir tasarım olarak Akif’İn dünyasına giren Asım, zamanla bunu aşarak sonrasında bir idealler yumağına, dönemin gereği ve gerçeğine dönüşür. Eksik tavırları tamamlar, durgun yapıları eyler ve her yaptığıyla fonksiyonelleşen dinamik bir tavra bürünür. Daha genel söylersek Akif Asım’laşırken Asım da Akif’leşir. Birbirini besleyen iki tavır ortak bir ruh gerçekleşmesini üretmiştir. Dolayısıyla Asım, dönemi için insan, iyilik ve değerler adına kesif, yoğun, özet ve özlem bir karakter tasarımıdır. Şiirin her mısrasında bu tasarımın sosyal hayata, algılara, savaşlara dair reel hayat duruşunu gözlersiniz. Aktif, bilinçli, vatansever bir dik duruşun adı olmaklığını Asım’la gerçekleştirmiştir. Anahtar Kelimeler: Değerler bilinci, Mehmet Akif, Asım, iyilik. 1
Temsil Değerleri ve Yenidenleşme… Necip Fazıl Şiirinde "Hiç"lik, 2019
Öz Türk şiir geleneği içinde anlam değerleri söz konusunda olduğunda Necip Fazıl farklı bir değer... more Öz Türk şiir geleneği içinde anlam değerleri söz konusunda olduğunda Necip Fazıl farklı bir değer olarak bizi karşılar. Şiirin kökünü yüküne bağlayan, zor bilmeceleri mısralarında dindiren şair, ruhunu sıkan pek çok konuyu sağlam bir derinlikle cevaplama gayretindedir. Çile'nin ördüğü ruh hali inanç ve inançsızlık boyutlarında çelişkiler yaşasa da çoğu kez olumludan yana bir tavır sergilemiştir. Bu yönüyle Necip Fazıl şiir poetiği bir sanatsal sunum olmanın ötesine geçerek farklı bir değere, ütopyaya, manifestoya dönüşür. Tabi ki mutlak varlığın sorgulanmadığı bir değer dünyasına. Necip Fazıl'ın şiir boyutunda ele alıp büyüte büyüte bir sınır ihlaline, ihtilaline taşıdığı söz değerlerden birisi de "hiç"lik kavramıdır. Batı metodolojisinin daha çok inançsızlık temelli nihilizmle kuramsallaştırdığı hiçlik, doğu ve İslam felsefesinde farklı anlam yükleri taşımaktadır. Bütün daraltan, boğan yanına rağmen bir açılma, ferahlama öncesidir. Ölüm, yalnızlık, zaman, kader gibi imgesel karşılıklarını şiirine açan Fazıl, küçülmek ve yok olmak yerine "hiç"liği olumlamayı tercih etmiştir. Tek başına soyut bir değer olmasına karşın taşıdığı simgesel yükleri oldukça yoğun olan "hiç"lik N.Fazıl poetikasının da temel açılım niteliklerindendir. Kendince cevapları olan bir kafatası örgütlenmesi içinde anlamını arayan bir değerdir. Bu açıdan bakıldığında Türk şiir geleneğinin anlam yapılanmasında da önemli soruların karşılığıdır. Gerek anlam gerek kelime olarak Çile'nin sağlam kayıt aracısıdır. Abstract Necip Fazıl meets us as a different value when it comes to mentioning the values of meaning within the Turkish poetry tradition. The poet, who ties the root of the poem to his burden, relieves difficult riddles in his verse, endeavors to answer with a deep depth the many issues * Yazı 13-16 Eylül 2018'de G.Antep'te yapılan I.Uluslararası Zeugma Çalışmalar Kongresi'nde sunulan özet/bildirinin genişletilmiş, gözden geçirilmiş halidir.
Uploads
Papers by Fatih ARSLAN
Gürpınar. Duyduğu kurmaca, kurduğu dedikodu, anlattığı ses abarttığı metin olmuş
bir yazar. Yetmişe yakın yazılmış eserin arasında seçkin, ideal metinlerin varlığı
belki tartışılabilir. Ancak çoklu yazma geleneğinin Ahmet Mithat’tan sonraki
temsili olan Hüseyin Rahmi, feminen bir duyarlılıkla bir dönemin değerler
dizgesini yazmıştır. Konuşulan ne varsa sokakta, kahvede, yolda, evde onun için
sadece yazılmayı bekleyen bir malzemedir. Belki çok katmanlı, derim imler taşıyan
bir dil kuramamıştır; ancak yaşadığı dönemin metinsel retrospektifi, görsel, somut
değerler bütünüdür. Uzun, uzayan bir zamanın çok renkli, samimi, kısmen keyif
verici bir üslup değeridir. Estetik keyifle deneyim arasında duran okur, onunla
büyük oranda merak duygusunu ve tatminini yaşamış yazar anlattıklarıyla okuru
keyifli bir sürece, süreğenliğe alıştırmıştır. Okurunu bir dizi iletişimsel etkiye
maruz bırakan bu okuma biçimi aynı zamanda açık bir yapıtın bütün şeffaflığını da
taşımaktadır.
Kadına dair zenginliği doğrudan ya da dolaylı olarak taşıyan Hüseyin
Rahmi romanları; kadınsı ruhun barındırdığı merak, konuşkanlık, estetik vb. kimlik
niyetlerini farklı biçimlerle, biçimlerde beslemektedir. Bir geçiş döneminin
değişimlerine tanıklık ederken aslında yeni farkındalıklar uyandırmaktadır.
geleceğe dair kurgularını desteklemek adına yarı tasarı yarı gerçek karakterler
oluşturduğunu görüyoruz. Voltaire’in Candida’sı, Tevfik Fikret’in Haluk’u gibi.
Benzer gençlik prototiplerinden birisi de Mehmet Akif’in Asım’ıdır. Ancak Asım
hem çıktığı dönem itibariyle hem de taşıdığı değer bilincinin göndergeleriyle
diğerlerine göre oldukça önemli farklılıklar taşır. Bir tasarım olarak Akif’İn
dünyasına giren Asım, zamanla bunu aşarak sonrasında bir idealler yumağına,
dönemin gereği ve gerçeğine dönüşür. Eksik tavırları tamamlar, durgun yapıları
eyler ve her yaptığıyla fonksiyonelleşen dinamik bir tavra bürünür. Daha genel
söylersek Akif Asım’laşırken Asım da Akif’leşir. Birbirini besleyen iki tavır ortak
bir ruh gerçekleşmesini üretmiştir. Dolayısıyla Asım, dönemi için insan, iyilik ve
değerler adına kesif, yoğun, özet ve özlem bir karakter tasarımıdır. Şiirin her
mısrasında bu tasarımın sosyal hayata, algılara, savaşlara dair reel hayat duruşunu
gözlersiniz. Aktif, bilinçli, vatansever bir dik duruşun adı olmaklığını Asım’la
gerçekleştirmiştir.
Anahtar Kelimeler: Değerler bilinci, Mehmet Akif, Asım, iyilik.
1
Gürpınar. Duyduğu kurmaca, kurduğu dedikodu, anlattığı ses abarttığı metin olmuş
bir yazar. Yetmişe yakın yazılmış eserin arasında seçkin, ideal metinlerin varlığı
belki tartışılabilir. Ancak çoklu yazma geleneğinin Ahmet Mithat’tan sonraki
temsili olan Hüseyin Rahmi, feminen bir duyarlılıkla bir dönemin değerler
dizgesini yazmıştır. Konuşulan ne varsa sokakta, kahvede, yolda, evde onun için
sadece yazılmayı bekleyen bir malzemedir. Belki çok katmanlı, derim imler taşıyan
bir dil kuramamıştır; ancak yaşadığı dönemin metinsel retrospektifi, görsel, somut
değerler bütünüdür. Uzun, uzayan bir zamanın çok renkli, samimi, kısmen keyif
verici bir üslup değeridir. Estetik keyifle deneyim arasında duran okur, onunla
büyük oranda merak duygusunu ve tatminini yaşamış yazar anlattıklarıyla okuru
keyifli bir sürece, süreğenliğe alıştırmıştır. Okurunu bir dizi iletişimsel etkiye
maruz bırakan bu okuma biçimi aynı zamanda açık bir yapıtın bütün şeffaflığını da
taşımaktadır.
Kadına dair zenginliği doğrudan ya da dolaylı olarak taşıyan Hüseyin
Rahmi romanları; kadınsı ruhun barındırdığı merak, konuşkanlık, estetik vb. kimlik
niyetlerini farklı biçimlerle, biçimlerde beslemektedir. Bir geçiş döneminin
değişimlerine tanıklık ederken aslında yeni farkındalıklar uyandırmaktadır.
geleceğe dair kurgularını desteklemek adına yarı tasarı yarı gerçek karakterler
oluşturduğunu görüyoruz. Voltaire’in Candida’sı, Tevfik Fikret’in Haluk’u gibi.
Benzer gençlik prototiplerinden birisi de Mehmet Akif’in Asım’ıdır. Ancak Asım
hem çıktığı dönem itibariyle hem de taşıdığı değer bilincinin göndergeleriyle
diğerlerine göre oldukça önemli farklılıklar taşır. Bir tasarım olarak Akif’İn
dünyasına giren Asım, zamanla bunu aşarak sonrasında bir idealler yumağına,
dönemin gereği ve gerçeğine dönüşür. Eksik tavırları tamamlar, durgun yapıları
eyler ve her yaptığıyla fonksiyonelleşen dinamik bir tavra bürünür. Daha genel
söylersek Akif Asım’laşırken Asım da Akif’leşir. Birbirini besleyen iki tavır ortak
bir ruh gerçekleşmesini üretmiştir. Dolayısıyla Asım, dönemi için insan, iyilik ve
değerler adına kesif, yoğun, özet ve özlem bir karakter tasarımıdır. Şiirin her
mısrasında bu tasarımın sosyal hayata, algılara, savaşlara dair reel hayat duruşunu
gözlersiniz. Aktif, bilinçli, vatansever bir dik duruşun adı olmaklığını Asım’la
gerçekleştirmiştir.
Anahtar Kelimeler: Değerler bilinci, Mehmet Akif, Asım, iyilik.
1