Altug Gunar
Altuğ Günar is an Associate Professor in International Relations at Bandırma Onyedi Eylül University since 2018. He has numerous academic works, including articles, book chapters, and book and book editorials in the field of the European Union. His main research areas are European Union studies, International Relations and Economics, and Schumpeterian Economics. Dr Gunar is currently, Director of the Mediterranean Policy Applications and Research Center, and a Lecturer in the Department of International Relations. His most recent book is entitled “Creative Destruction, Crisis, and European Union: The 2008 Crisis within the Framework of the Schumpeterian Approach European Union and Globalization” and “Future of The European Union Integration: A Failure or A Success? Future Expectations”.
Address: Turkey
Address: Turkey
less
InterestsView All (55)
Uploads
Papers
Girişimi, onlarca ülkeyi ilgilendirmiş ve Çin’i küresel ekonomik sistemde belirleyici
bir konuma getirmiştir. Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi’nin diğer ucu olan Avrupa
ile ilişkileri, Xi dönemindeki Avrupa-Çin ilişkilerinin belirleyicisi olmuştur. Bu
çerçevede çalışmada Kuşak-Yol Girişimi ve bu girişim çerçevesinde geliştirilen ve
Batı Balkan ülkeleriyle birlikte Merkez ve Doğu Avrupa ülkelerini kapsayan 16+1
politikası (günümüzde 14+1) temel alınarak Avrupa-Çin ilişkileri ele alınmıştır.
Çalışma, Xi Jinping döneminde Çin’in Avrupa ile ilişkilerinin temel dinamiklerine
odaklanmıştır. Çalışmada öncelikle Kuşak ve Yol Girişimi’nin Avrupa’daki gelişimi
ve AB’den Kuşak ve Yol Girişimi’ne yönelik eleştiriler gösterilmiştir. Sonraki
bölümde, 16+1 şeklinde başlayan politika çerçevesinde Çin’in Merkez ve Doğu
Avrupa ülkeleri ve Batı Balkan ülkelerine yönelik yatırımları ve bu politikaya karşı
tepkiler ele alınmıştır. Böylece, Xi döneminde Avrupa-Çin ilişkilerindeki en önemli
gelişmeler gösterilmiş olacaktır. Çalışmada, Avrupa-Çin ilişkilerinde ekonomik
konuların önemli olduğu ve Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’nin yeni bir dönemin
başlangıcı olduğu vurgulanmıştır. Buna karşın, 14+1 girişiminde yaşanan sorunlar
ve Çin’in Avrupa’daki yatırımlarının büyüklüğünün, başta Almanya ve Fransa
gibi güçlü ekonomiler olmak üzere Avrupa ülkelerinde şüpheyle karşılandığı
belirtilmiştir.
crises of European integration during this period. Merkel was the first name that came to mind in every major crisis in the European Union. In the study, the Euro Zone crisis and the Syrian refugee crisis were defined as the main problems of the Merkel era. These fundamental problems also attract attention because they are the most prominent topics in the literature. In this context, Merkel's political career and the literature about Merkel were mentioned first. In the following chapters, the respective crisis was discussed and Merkel's attitude toward crisis was examined.
The study differs from the literature by using the concept of “Merkel effect”. As a result, it was claimed that Merkel was the most important political figure in resolving these crises.
Girişimi, onlarca ülkeyi ilgilendirmiş ve Çin’i küresel ekonomik sistemde belirleyici
bir konuma getirmiştir. Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi’nin diğer ucu olan Avrupa
ile ilişkileri, Xi dönemindeki Avrupa-Çin ilişkilerinin belirleyicisi olmuştur. Bu
çerçevede çalışmada Kuşak-Yol Girişimi ve bu girişim çerçevesinde geliştirilen ve
Batı Balkan ülkeleriyle birlikte Merkez ve Doğu Avrupa ülkelerini kapsayan 16+1
politikası (günümüzde 14+1) temel alınarak Avrupa-Çin ilişkileri ele alınmıştır.
Çalışma, Xi Jinping döneminde Çin’in Avrupa ile ilişkilerinin temel dinamiklerine
odaklanmıştır. Çalışmada öncelikle Kuşak ve Yol Girişimi’nin Avrupa’daki gelişimi
ve AB’den Kuşak ve Yol Girişimi’ne yönelik eleştiriler gösterilmiştir. Sonraki
bölümde, 16+1 şeklinde başlayan politika çerçevesinde Çin’in Merkez ve Doğu
Avrupa ülkeleri ve Batı Balkan ülkelerine yönelik yatırımları ve bu politikaya karşı
tepkiler ele alınmıştır. Böylece, Xi döneminde Avrupa-Çin ilişkilerindeki en önemli
gelişmeler gösterilmiş olacaktır. Çalışmada, Avrupa-Çin ilişkilerinde ekonomik
konuların önemli olduğu ve Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’nin yeni bir dönemin
başlangıcı olduğu vurgulanmıştır. Buna karşın, 14+1 girişiminde yaşanan sorunlar
ve Çin’in Avrupa’daki yatırımlarının büyüklüğünün, başta Almanya ve Fransa
gibi güçlü ekonomiler olmak üzere Avrupa ülkelerinde şüpheyle karşılandığı
belirtilmiştir.
crises of European integration during this period. Merkel was the first name that came to mind in every major crisis in the European Union. In the study, the Euro Zone crisis and the Syrian refugee crisis were defined as the main problems of the Merkel era. These fundamental problems also attract attention because they are the most prominent topics in the literature. In this context, Merkel's political career and the literature about Merkel were mentioned first. In the following chapters, the respective crisis was discussed and Merkel's attitude toward crisis was examined.
The study differs from the literature by using the concept of “Merkel effect”. As a result, it was claimed that Merkel was the most important political figure in resolving these crises.
ekosistemine dönük politikalara odaklanması 1990’li yıllara kadar geri
gitmektedir. Yeşil politikalar isminde tek bir başlık altında toplanabilecek olan
politikaların merkezinde Avrupa Birliği tarafından 2020 yılında kabul edilen
Yeşil Mutabakat strateji belgesi bulunmaktadır. Yeşil Mutabakat bir strateji
belgesi olarak Avrupa Birliği’ni tüm alanlarda dönüştürme plan ve stratejileri
üzerine kurulmuştur. Avrupa Birliği tarafından 1990’li yıllardan itibaren
oluşturulan tüm önlem ve mevzuatlar Yeşil Mutabakatın kabul edilmesi ile
belgeye göre yeniden şekillendirilmiş ve bağlantılı kılınmıştır. Çalışmanın
amacı yeşil politikalar olarak adlandırılabilecek Avrupa Birliği iklim, çevre ve
sürdürülebilirlik düzenlemelerini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda çalışma ele
almış olduğu Avrupa Birliği politika alanlarının tümünü yeşil politika başlığı
altında toplayarak Avrupa Birliği’nin yeşil politikalarda mevcut durumunu
ortaya koyma gayreti içerisindedir. Sonuç olarak çalışma, Avrupa Birliği’nde
yeşil politikalara dönük ilginin 1990’lı yıllarda artmış olduğu, çıkarları ve iç
pazarın sağlıklı işlemesi bağlamında çevre, deniz ve iklim düzenlemelerinin
Avrupa Birliği’nde hayata geçirildiği bulgularına ulaşmıştır.
In line with this broad objective, the book examines a number of influential approaches within critical IR scholarship, including core strands of critical IR theory such as Marxism, post-structuralism, Feminism, post-colonialism and green politics as well as some sub-school approaches such as Marxist theories of imperialism, dependency perspective, uneven and combine development and non-western IR theory.
International governmental organizations play in this system independent role, make changes to it in accordance with their own objectives, and contribute to the formation of transnational networks. The growing influence of new actors in world politics creates a new situation in the international arena. The book finally identifies that the world needs improvement activities of intergovernmental organizations in contemporary world politics. Also expedient dialogue and common understandings in matters of world politics between the subjects of these relations, regardless of the socio-economic system of different states involved in international communication.
Altuğ Günar, Didem Saygın and other leading experts analyse some of the biggest challenges for European politics and society since the start of the millennium, including Brexit, the 2008 financial crisis, the rise of far-right anti-immigration parties, and the political and economic dimensions of the Covid-19 pandemic. Chapters also explore the impact of EU policy beyond its continental bounds by analysing its external relations with China, Russia, Turkey, Ukraine, and ACP countries.
With expert analyses and a multidisciplinary approach to issues not yet widely broached in EU political scholarship, The European Union in the Twenty-First Century: Major Political, Economic and Security Policy Trends critically examines the most pressing issues of the past two decades to consider how the future of the European Union has been and will be shaped in response.
1883 yılı iktisadi düşünce tarihi açısından da oldukça ilgi çekici bir tesadüf yılı ola- rak kabul edilmiştir. 1883 yılında büyük düşünür Karl Marx hayatını kaybetmiş, aynı yıl içerisinde Joseph Alois Schumpeter ve John Maynard Keynes dünyaya gelmiş- tir. Bu durum Karl Marx’ın dünyaya iki ayrı ruh olarak tekrar geldiği şeklinde mizahi bir dille yorumlanmıştır. Ancak kapitalizmin gelişimi önce Keynes’i daha sonra ise Schumpeter’i haklı çıkaracak eğilimlere yönelmiş, önce Keynes’in düşünceleri daha sonra ise Schumpeter’in ortaya koymuş olduğu çarpıcı düşünce ve teoriler kapita- lizmin anlaşılması açısından büyük bir önem taşımıştır. 1980 ve öncesine Keynes damga vururken, 1980 ve sonrasında Schumpeter’in fikirlerine yönelik ilgi ciddi bir şekilde artmış, özellikle Schumpeter tarafından ortaya konulan “yaratıcı yıkım” teorisi günümüzde meydana gelen iktisadi ve sosyal değişimlerin anlaşılması açısından tar- tışmaların merkezine alınmıştır.
Bu noktada çalışma, 2008 küresel finansal ve ekonomik krizini Schumpeter’in çarpıcı düşünce ve teorilerinden yola çıkarak bir çağ krizi olarak ele almakta ve Schumpeter’in vizyonundan bir kapitalizm serüveni ortaya koyarak, yaşamakta olduğumuz dünyada meydana gelen değişimleri önce kapitalizm daha sonra Avrupa Birliği ve küreselleş- me açısından incelemekte ve yeni bir dünya okuması sunmaktadır.
Hiçbir iktisadi teori Schumpeter tarafından dile getirilen yaratıcı yıkım teorisi kadar çarpıcı ve etkileyici olmamıştır. Kapitalizm değişen doğası ile oluşturmuş olduğu ya- pıyı 2008 krizi ile birlikte yıkarak yeniden oluşturmaktadır. Bu süreç içerisinde tüm eski yapılar işlevlerini ve anlamlarını yitirmekte, küreselleşmenin en önde gelen ak- törlerinden biri olan Avrupa Birliği’ni de ciddi bir şekilde etkilemektedir. Kapitalizmin yenilikler yolu ile alacağı yeni form yaşadığımız çağı tamamen değiştirecek, eski ve işlemeyen yapıları yıkarak yeni çağ kendisini ve kurumlarını yaşamakta olduğu tekno- lojik değişimlere paralel olarak inşa edecektir.
Çalışmanın amacı devletlerin küreselleşme karşısında güçlerinin zayıfladığını uluslararası ilişkilerin devletlerin varlığına yönelik kuramları bağlamında analiz ederek ortaya koymak oluşturmaktadır. Üç bölümden oluşmakta olan çalışmanın birinci bölümünde uluslararası ilişkiler literatüründe yer alan devlet kuramlarının devletlerin gelişme ve büyümelerine yönelik tartışmaları incelenecek, ikinci bölümde şehir devletlerinin artan rollerine küreselleşme ve mevcut tartışmalar dâhilinde yer verilecek ve son bölümde ise küreselleşme karşısında şehir devletlerinin maruz kaldığı dönüşümleri, devletin şehir devletleri karşısında nasıl güç kaybetmekte olduğunun analizi yapılacaktır. Çalışmada geleneksel devlet karşısında şehir devleti fikrinin güç kazandığı ve devletin siyasi alanda ciddi bir güç kaybı yaşadığı sonucuna ulaşılmıştır.
This study aims to reveal the weakening of the powers of the states in the face of globalization by analyzing the international relations in the context of theories of the existence of states. In the first part of the study, which consists of three chapters, the debates of the state theories in the international relations literature on the development and growth of the states will be examined, and how to it is losing power will be analyzed. As a result of the study, it was concluded that the power of cities increased and the state experienced a significant loss of power in the traditional and political fields.
The European Innovation Union Score Board is an indicator which comparatively analyses innovation performances of the EU member states and other countries in the region and Europe by The Directorate-General (DG) for Internal Market, Industry, Entrepreneurship and SMEs under the European Commission. The data used in the score board are acquired from public opinion polls, businesses and firms in Europe and policy makers in the field of innovation. The European Innovation Union Score Board assesses strengths and weaknesses of national innovation systems of the countries and supports and directs them in terms of the issues they need to handle.
Performance indicators used in the assessments were determined in the European Union Summit in Lisbon and developed later on. While the assessments are carried out, basic parameters such as ‘investments in skills, digital readiness, entrepreneurship and public-private innovation partnership’ and sub-parameters such as ‘human resources, research eco-systems, innovation-friendly environment, financial supports, firm investments, innovative human capital, innovation network, intellectual capital, employment and sales impacts’ are considered. As a result of the assessments of score board, countries are classified into four as ‘Innovation Leaders, Strong Innovators, Moderate Innovators and Modest Innovators’.
In this study, innovation performances of Sweden from innovation leaders’ category, France from strong innovators’ category, Turkey from moderate innovators’ category and Bulgaria from modest innovators’ category will be analysed comparatively.
yılında Çocuk Hakları Komitesi tarafından gerçekleştirilen faaliyetler
bağlamında önem kazanmıştır. Takip eden yıllar içerisinde Birleşmiş
Milletler silahlı çatışma bölgelerinde yaşayan çocuklara yönelik somut
bir adım atmış, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu bir karar kabul ederek,
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne çatışmaların çocuklar üzerindeki
etkilerini araştırması için bağımsız bir uzman ataması çağrısında
bulunmuştur. Birleşmiş Milletler tarafından gerçekleştirilen ilgili
faaliyetler 2005 yılında “Güvelik Konseyi Çocuklar ve Silahlı Çatışma
Çalışma Grubu’nun” oluşturulmasını sağlamıştır. Güvenlik Konseyi
Çocuklar ve Silahlı Çatışma Çalışma Grubu’nun 2005 yılında kurulması
ile birlikte en üst düzey siyasi karar alımı ile çatışma alanında faaliyete
geçebilme arasındaki boşluğun doldurulması hedeflenmiş, çok kısa bir
süre içerisinde Güvenlik Konseyi Çocuklar ve Silahlı Çatışma Çalışma
Grubu raporlama ve gözlemleme faaliyetlerini gerçekleştirerek ilk
aşamada yedi ülkeyi kapsamıştır. Çalışmanın amacı 2005 yılında
Birleşmiş Millet Güvenlik Konseyi tarafından kurulan Silahlı Çatışma
ve Çocuklar Çalışma Grubu’nun çatışma bölgesinde yaşayan çocuklara
yönelik faaliyetlerini incelemek ve Birleşmiş Milletler’in Silahlı Çatışma
ve Çocuklar Çalışma Grubu bünyesinde gerçekleştirmiş olduğu
faaliyetleri ortaya koyarak son dönemde gerçekleşen gelişmeleri
değerlendirmektir. Bu bağlamda çalışmanın birinci bölümünde
kronolojik olarak Birleşmiş Milletler bünyesinde gerçekleştirilen
faaliyetler ve Çocuklar ve Silahlı Çatışma Çalışma Grubunun
oluşturulması incelenecek, ikinci bölümde Çalışma Grubunun çatışma
bölgesindeki çocuklara yönelik günümüzde yürütmekte olduğu
faaliyetler ele alınacaktır.