Books by Konuralp Ercilasun
Çin Dünyayı Ele mi Geçiriyor?, 2022
Türk Devrimi ve Atatürk, 2022
“Tarih yazmak için bilmek lazım zannedersiniz. Doğru zannedersiniz. Fakat bilgi, tarihçi olmaya y... more “Tarih yazmak için bilmek lazım zannedersiniz. Doğru zannedersiniz. Fakat bilgi, tarihçi olmaya yetmez. İnternet yaşayan bütün tarihçilerden daha bilgilidir. Bir bilgisayar diski, hatta bir flaş disk bile öyledir. Tarihçi olmak için kültür gerekir, sezgi gerekir. Bunlarsız tarihçi olunmaz. Belki tarih teknisyeni olunur.
Rahmetli Yılmaz Öztuna bir defasında bunun adını da koymuştu: “Benim ekolüm intüitif ekoldür,” dediğini hatırlıyorum. Sezgiye dayanan. Sezgiye dayanan dediyse, havariler gibi gaipten sezgi alıp yazan değil tabii. Tarihçi temelde belgeye dayanır ve bazıları sadece belgeye dayanır. Öztuna öyleydi. Arkeolojiye, linguistiğe ve sosyolojiye ihtiyatla yaklaşırdı. Peki sezgi? Sezgi belgelerin sentezinde, yorumunda öne çıkar.
(…)
Konuralp Ercilasun'da o yaşayışı, o sezgiyi gördüm. Bu bir tarih kitabı ama aslında bir tarih felsefesi ve metodolojisi kitabı. (…) Bir dönem bilinip yazılabilir. Fakat binlerce yılı bilmek… Yetmez. Duymak. Hissetmek… Sonra da bunların tamamını bir arada görebilmek! Çağları ancak öyle yazabilirsiniz. Ne demek istediğimi tam anlamak için okumaya devam etmelisiniz.”
İskender Öksüz
Tarihin belli zaman aralıklarına tasnif edilmesi, Batı tarihçiliğinin gitgide uzmanlaşmaya varacak eğilimlerinin ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Ayrıca bu konuda, modern tarih eğitiminin meseleleri kavrama ve kolaylaştırmaya dönük eğitim odaklı çabalarının katkısı da göz ardı edilemez. Türk tarihçiliği de bir bilim olarak şekillenmeye başladığı andan itibaren bu meseleye el atmış, Türk tarihini belli dönemler içerisinde ele almak, tarih yazıcılığımızın en erken konu başlıklarından biri olarak şekillenmeye başlamıştır. Bununla birlikte bu konuda bugün bile bir mutabakata varıldığı söylenemez.
Konuralp Ercilasun, Atsız’dan Zeki Velidi’ye, İbrahim Kafesoğlu’ndan çağdaş tarihçiliğimize uzanan süreçte bir yordam oluşturucu bu önemli başlık üzerine yaptığı çalışmaları anlamlı bir bütün hâlinde bir araya getirdi. Böylece yalnız konunun uzmanlarını değil, entelektüel ilgisi bu alana yönelmiş okuru da duru ve akıcı bir dille Türk tarihinin tayin edici noktaları, siyasi, coğrafi, demografik merkezleri ve bütüncül bir tarih anlayışının rehberliğinde aydınlatan Türk Tarihinin Çağları ortaya çıktı. Tarihimizi kavrama konusunda objektif ölçüler içerisinde beş ana başlığın tespit edildiği çalışma, şüphesiz bu alanda bir el kitabı ihtiyacını da karşılayacaktır.
Hunlar... Tarihimizde bir silsile hâlinde takip edilebilen devrin ilk halkası... Bozkırı tek bir ... more Hunlar... Tarihimizde bir silsile hâlinde takip edilebilen devrin ilk halkası... Bozkırı tek bir güç altında birleştiren hanedanların öncüsü... Dünya hâkimiyeti iddiasını seslendiren ve bunu miras bırakan bir gelenek... Türklüğün eskiçağdaki görünüşü...
Bu kitapta, Çin kaynaklarından hareketle Hunların Asya’daki birinci hâkimiyet devresi anlatılıyor. MÖ 209 - MS 11 yılları arasındaki olaylar ve karanlık noktalar bütün tartışmalarıyla ortaya konuyor. Ayrıca Hunların atalarıyla ilgili kayıtlarından yola çıkılıp Türklüğün binlerce yıl önceki hâli de tartışılıyor.
Kitabı okurken bozkırda koşan atları işitecek, atalarımızın yaşantısını ruhunuzda hissedeceksiniz.
This book is an annotated translation of the Xiongnu part of Han Shu which was written in the fir... more This book is an annotated translation of the Xiongnu part of Han Shu which was written in the first century.
"This thesis analyzes the impact of the Qing occupation on Kashgar during the modern era. Adminis... more "This thesis analyzes the impact of the Qing occupation on Kashgar during the modern era. Administrative, economic, social and cultural policies of the Qing dynasty towards Kashgar region were also discussed.
Kashgar was an important scientific and cultural center in the history of the Central Asia since the ancient times. The importance of Kashgar, which is situated on the trade route between the East and West, has continued until the 18th century.
In order to analyze Kashgar before the Qing occupation, its administrative system was compared with those of the Ottoman Empire and Türkistan Khanates. Besides, the policies of the Qing dynasty towards Kashgar were compared with the general administrative and border policies of the Qing dynasty. In this way, it was endeavoured to determine the position of Kashgar, an important center of Islamic and Turkish cultures, under the Qing hegemony."
Chapters, Articles & Papers by Konuralp Ercilasun
Türk Dış Politikasında Hasar Tespiti, 2020
Türkistan'dan Anadolu'ya Tarihin İzinde Prof. Dr. Mehmet Alpargu'ya Armağan, 2020
Türk Tarihinde Liderler, 2019
Ortak Türk Tarihi 1. Cilt, 2018
İslam Öncesi Türk Tarihi ve Kültürü, 2019
Türklüğe Adanan bir Ömür Yücel Hacaloğlu, 2019
Genel Türk Tarihi Çalıştayı I, 2018
İstihbarat Örgütleri, 2014
Uploads
Books by Konuralp Ercilasun
Rahmetli Yılmaz Öztuna bir defasında bunun adını da koymuştu: “Benim ekolüm intüitif ekoldür,” dediğini hatırlıyorum. Sezgiye dayanan. Sezgiye dayanan dediyse, havariler gibi gaipten sezgi alıp yazan değil tabii. Tarihçi temelde belgeye dayanır ve bazıları sadece belgeye dayanır. Öztuna öyleydi. Arkeolojiye, linguistiğe ve sosyolojiye ihtiyatla yaklaşırdı. Peki sezgi? Sezgi belgelerin sentezinde, yorumunda öne çıkar.
(…)
Konuralp Ercilasun'da o yaşayışı, o sezgiyi gördüm. Bu bir tarih kitabı ama aslında bir tarih felsefesi ve metodolojisi kitabı. (…) Bir dönem bilinip yazılabilir. Fakat binlerce yılı bilmek… Yetmez. Duymak. Hissetmek… Sonra da bunların tamamını bir arada görebilmek! Çağları ancak öyle yazabilirsiniz. Ne demek istediğimi tam anlamak için okumaya devam etmelisiniz.”
İskender Öksüz
Tarihin belli zaman aralıklarına tasnif edilmesi, Batı tarihçiliğinin gitgide uzmanlaşmaya varacak eğilimlerinin ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Ayrıca bu konuda, modern tarih eğitiminin meseleleri kavrama ve kolaylaştırmaya dönük eğitim odaklı çabalarının katkısı da göz ardı edilemez. Türk tarihçiliği de bir bilim olarak şekillenmeye başladığı andan itibaren bu meseleye el atmış, Türk tarihini belli dönemler içerisinde ele almak, tarih yazıcılığımızın en erken konu başlıklarından biri olarak şekillenmeye başlamıştır. Bununla birlikte bu konuda bugün bile bir mutabakata varıldığı söylenemez.
Konuralp Ercilasun, Atsız’dan Zeki Velidi’ye, İbrahim Kafesoğlu’ndan çağdaş tarihçiliğimize uzanan süreçte bir yordam oluşturucu bu önemli başlık üzerine yaptığı çalışmaları anlamlı bir bütün hâlinde bir araya getirdi. Böylece yalnız konunun uzmanlarını değil, entelektüel ilgisi bu alana yönelmiş okuru da duru ve akıcı bir dille Türk tarihinin tayin edici noktaları, siyasi, coğrafi, demografik merkezleri ve bütüncül bir tarih anlayışının rehberliğinde aydınlatan Türk Tarihinin Çağları ortaya çıktı. Tarihimizi kavrama konusunda objektif ölçüler içerisinde beş ana başlığın tespit edildiği çalışma, şüphesiz bu alanda bir el kitabı ihtiyacını da karşılayacaktır.
Bu kitapta, Çin kaynaklarından hareketle Hunların Asya’daki birinci hâkimiyet devresi anlatılıyor. MÖ 209 - MS 11 yılları arasındaki olaylar ve karanlık noktalar bütün tartışmalarıyla ortaya konuyor. Ayrıca Hunların atalarıyla ilgili kayıtlarından yola çıkılıp Türklüğün binlerce yıl önceki hâli de tartışılıyor.
Kitabı okurken bozkırda koşan atları işitecek, atalarımızın yaşantısını ruhunuzda hissedeceksiniz.
Kashgar was an important scientific and cultural center in the history of the Central Asia since the ancient times. The importance of Kashgar, which is situated on the trade route between the East and West, has continued until the 18th century.
In order to analyze Kashgar before the Qing occupation, its administrative system was compared with those of the Ottoman Empire and Türkistan Khanates. Besides, the policies of the Qing dynasty towards Kashgar were compared with the general administrative and border policies of the Qing dynasty. In this way, it was endeavoured to determine the position of Kashgar, an important center of Islamic and Turkish cultures, under the Qing hegemony."
Chapters, Articles & Papers by Konuralp Ercilasun
Rahmetli Yılmaz Öztuna bir defasında bunun adını da koymuştu: “Benim ekolüm intüitif ekoldür,” dediğini hatırlıyorum. Sezgiye dayanan. Sezgiye dayanan dediyse, havariler gibi gaipten sezgi alıp yazan değil tabii. Tarihçi temelde belgeye dayanır ve bazıları sadece belgeye dayanır. Öztuna öyleydi. Arkeolojiye, linguistiğe ve sosyolojiye ihtiyatla yaklaşırdı. Peki sezgi? Sezgi belgelerin sentezinde, yorumunda öne çıkar.
(…)
Konuralp Ercilasun'da o yaşayışı, o sezgiyi gördüm. Bu bir tarih kitabı ama aslında bir tarih felsefesi ve metodolojisi kitabı. (…) Bir dönem bilinip yazılabilir. Fakat binlerce yılı bilmek… Yetmez. Duymak. Hissetmek… Sonra da bunların tamamını bir arada görebilmek! Çağları ancak öyle yazabilirsiniz. Ne demek istediğimi tam anlamak için okumaya devam etmelisiniz.”
İskender Öksüz
Tarihin belli zaman aralıklarına tasnif edilmesi, Batı tarihçiliğinin gitgide uzmanlaşmaya varacak eğilimlerinin ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Ayrıca bu konuda, modern tarih eğitiminin meseleleri kavrama ve kolaylaştırmaya dönük eğitim odaklı çabalarının katkısı da göz ardı edilemez. Türk tarihçiliği de bir bilim olarak şekillenmeye başladığı andan itibaren bu meseleye el atmış, Türk tarihini belli dönemler içerisinde ele almak, tarih yazıcılığımızın en erken konu başlıklarından biri olarak şekillenmeye başlamıştır. Bununla birlikte bu konuda bugün bile bir mutabakata varıldığı söylenemez.
Konuralp Ercilasun, Atsız’dan Zeki Velidi’ye, İbrahim Kafesoğlu’ndan çağdaş tarihçiliğimize uzanan süreçte bir yordam oluşturucu bu önemli başlık üzerine yaptığı çalışmaları anlamlı bir bütün hâlinde bir araya getirdi. Böylece yalnız konunun uzmanlarını değil, entelektüel ilgisi bu alana yönelmiş okuru da duru ve akıcı bir dille Türk tarihinin tayin edici noktaları, siyasi, coğrafi, demografik merkezleri ve bütüncül bir tarih anlayışının rehberliğinde aydınlatan Türk Tarihinin Çağları ortaya çıktı. Tarihimizi kavrama konusunda objektif ölçüler içerisinde beş ana başlığın tespit edildiği çalışma, şüphesiz bu alanda bir el kitabı ihtiyacını da karşılayacaktır.
Bu kitapta, Çin kaynaklarından hareketle Hunların Asya’daki birinci hâkimiyet devresi anlatılıyor. MÖ 209 - MS 11 yılları arasındaki olaylar ve karanlık noktalar bütün tartışmalarıyla ortaya konuyor. Ayrıca Hunların atalarıyla ilgili kayıtlarından yola çıkılıp Türklüğün binlerce yıl önceki hâli de tartışılıyor.
Kitabı okurken bozkırda koşan atları işitecek, atalarımızın yaşantısını ruhunuzda hissedeceksiniz.
Kashgar was an important scientific and cultural center in the history of the Central Asia since the ancient times. The importance of Kashgar, which is situated on the trade route between the East and West, has continued until the 18th century.
In order to analyze Kashgar before the Qing occupation, its administrative system was compared with those of the Ottoman Empire and Türkistan Khanates. Besides, the policies of the Qing dynasty towards Kashgar were compared with the general administrative and border policies of the Qing dynasty. In this way, it was endeavoured to determine the position of Kashgar, an important center of Islamic and Turkish cultures, under the Qing hegemony."