Aliya İzzetbegoviç: Revizyonlar arasındaki fark
Görünüm
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
Değişiklik özeti yok |
k Felecita, Alija Izetbegović sayfasını Aliya İzzetbegoviç sayfasına yönlendirme üzerinden taşıdı |
(Fark yok)
|
16.03, 16 Temmuz 2015 tarihindeki hâli
Aliya İzzetbegoviç (Boşnakça söyleyişi: [alija izɛtbɛɡɔʋitɕ]; 8 Ağustos 1925 - 19 Ekim 2003), Boşnak devlet adamı ve bağımsız Bosna-Hersek'in ilk cumhurbaşkanı.
- Kabile ve ulusun dar sınırlarından kurtulmak için kendinizi Müslüman olarak düşünmeye başlayın.
- Putları reddet, idealleri koru.
- Okumak özgürlüktür.
- Hiç kimse intikam peşinde koşmamalı, sadece adaleti aramalıdır. Çünkü intikam sonu olmayan kötülüklerin de kapısını açar. Geçmişi unutmayın ama onunla da yaşamayın.
- Bize saldıranlar, Hazreti İsa'nın bütün sözlerini çiğnemişlerdir. Irza tecavüz, masumları katletmek hiçbir dine sığmaz. Onlar cani ve sadece canidir. Bunu aklınızdan çıkarmayın.
- (5 Ekim 2002 seçimlerinden önce SDA kongresinde.)
- Savaşta büyük zulme uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz. Ne yaparsanız yapın, ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.
- Nefrete nefretle cevap vermeyin. Bosna için nefret çıkmaz sokaktır. Nefret sadece bizim ruhlarımızı zedelemiyor, Bosna'nın özünü de zedeliyor.
- Bir kelimeyi hiç aklınızdan çıkarmayın: Devlet. Devletin ne kadar önemli olduğunu hepimiz idrak etmeliyiz. Devletsiz bir millet boşluğa düşer, rüzgarda savrulup gider.
- İktidara gelirseniz, hal ve hareketlerinize dikkat edin. Kibirli olmayın, kendini beğenmişlik etmeyin. Size ait olmayan şeyleri almayın, güçsüzlere yardım edin ve ahlak kurallarına uyun. Unutmayın ki sonsuz iktidar yoktur. Her iktidar geçicidir ve herkes, er veya geç, önce milletin ve nihayet Allah'ın önüne hesap verecektir.
- Bu adil bir barış olmayabilir fakat süren bir savaştan daha iyidir.
- (Bosna Savaşı'nı bitiren Dayton anlaşmasını imzalarken.)
- Sanat için soyunana alkış tutanlar Allah için giyinene neden zulmeder?
- Ben Avrupa’ya giderken kafam önümde eğik gitmiyorum. Çünkü çocuk, kadın ve ihtiyar öldürmedik. Çünkü hiçbir kutsal yere saldırmadık. Oysa onlar bunların tamamını yaptılar. Hem de Batı’nın gözü önünde; Batı medeniyeti adına.
- Kaybedenlere karşı duyduğumuz sempati asla aklımızdan kaynaklanmamaktadır,Bu sadece öldükten sonra anlayabileceğimiz yani bu dünyaya ait olmayan bir duygudur.
- Yugoslavya Hükümetini diyemem ama Yugoslavya'yı çok severim. Fakat itiraf edeyim ki özgürlüğü daha çok severim.
- Ben Müslümanım ve Müslüman olarak kalmaya kararlıyım. Bu hayatımın sonuna kadar böyle devam edecek. Çünkü İslam benim için iyi ve asil olmanın en doğru ifadesidir.
- Tanrısız ve insansız bir dünya cenneti kurmayı hayal edenler, bu hayallerinin enkazı altında kalmaya mahkumdurlar.
- Bizi, yok etmekle tehdit ediyorlar. Ama bilsinler ki Müslümanlar yok olmayacaktır.
- Aslına bakarsanız içinde yaşadığımız mekan ve çağdan dolayı bir katliam beklemiyorduk. Yaşadığımız mekan, Avrupa. İçinde bulunduğumuz çağ, 20. yüzyılın sonuydu.
- Uzun hayatım boyunca pek çok iş yaptım. Ancak bugüne kadar ki en zor işim Dayton’daki anlaşma masasına oturmak oldu. Benim derdim muzaffer bir komutan olarak anılmak değil ülkeme koltuğumun altında makul bir barış anlaşması ile dönmekti. Sırplar sadece benim önerilerime ters düşen önerilerle değil, aynı zamanda tüm adalet ve insanlık duygularına ters düşen önerilerle çıkıyorlardı karşıma. Böyle bir barışı kabul etmek çok zordu. Ancak çok zor olan başka bir şey vardı; eve “savaşa devam ediyoruz” cümlesi ile dönmek. Bu yapılması neredeyse imkansız bir tercihti ve ben kendimi çarmıha gerilmiş gibi hissediyorum.
- Dünya üzerindeki Müslümanların vaziyetini düşündüğümde ilk sorum hep şu olur: Acaba hak ettiğimiz kaderi mi yaşıyoruz, acaba vaziyetimiz ve mağlubiyetlerimiz konusunda daima başkaları mı suçlu? Eğer biz suçluysak -ki ben böyle olduğu kanaatindeyim- yapmamız gereken neyi yapmadık, yahut yapmamamız gereken neyi yaptık? Bana göre bunlar, bizim imrenilmeyecek vaziyetimizle ilgili iki kaçınılmaz sorudur.
- Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.
- Şimdi güneşin altındaki yerimizi alma zamanı.
- Allah'a yemin ederim ki biz köle olmayacağız.
- (Mezar taşının en altında.)
- Yaradanın iradesine teslimiyet, insanların iradelerine karı bağımsızlık demektir.
Özgürlüğe Kaçışım adlı eserinden aktarılanlar
- Kadınların ev dışında istihdamı ve üretime katılması yönündeki ısrarlı baskının psikolojik bir şekli de vardır: Bu, doğum yapmak, çocuk yetiştirmek ve aileye bakmak yoluyla kadının evde ürettiği iktisadi değerlerin tanınmamasından oluşur. Günde 10-12 saatini eve ayıran bu işçi, bu ev hanımı, istatistiklerimiz tarafından işsiz olarak sunulur ve "çalışmayan unsur" başlığı altında tasnif edilir. Hepimiz bir kadının ne kadar meşgul olduğunu bilir, ama aynı zamanda görmezden geliriz. Kadının çalışmasının bu şekilde gözardı edilişi, evi terk edip ailesine sırtını dönmesi için ona yapılan baskının bir başka ve bu kez ahlaki bir şekildir. İslam kültürü diğer yöne gitmek zorundadır. Bunun başlangıcı da, annenin ev hanımının işinin tanınması olacaktır.
- (Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 382. Not)
- Hayat tehlikeli bir şeydir. Güvensizlik yaşamanın bedelidir. Sadece ölenler ile asla doğmayacak olanlar mutlak anlamda güvendedirler.
- (Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 534. Not)
- Hayat kısa sözüne hiç itibar etmedim. Çünkü yeterince uzun yaşadığımı düşünüyorum
- Ama ben insanın sorumluluklarından kolayca kaçabileceği tanrısız bir dünya anlayışını kabullenemezdim.
- (Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 2156. Not)
- İslâm tarihi henüz yazılmayı bekliyor. El'an bu başlık altında mevcut olan şey gerçek tarih dışında her şey. Bu da şaşırtıcı değil. İslam tarihi objektif bir zihin ve ihtisasa dayalı olarak değil fakat ya ateşli bir nefret veya ateşli bir aşkla yazılmıştır! Aşk ve nefret şiir yazabilir, tarih değil.
- (Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 2358. Not)
- Müslümanların hızla artan büyük nüfusuyla övünmemiz, bana şişmanlığıyla övünen ve aldığı yeni kilolardan haz duyan bir adamı hatırlatıyor. Ruhumuza, aklımıza ve başarılarımıza vurgu yapmaya ne zaman başlayacağız? Küçük ve kırılgan bir insanda bile insanlığa katkıda bulunabilecek büyük bir ruh bulunabilir. Gücümüz, bilimimiz, edebiyatımız nerede? Nerede buluşlarımız, küllî iyiliğe katkılarımız?
- (Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 3093. Not)
- Bazen İslam bana bütünü itibarıyla, insanın bir melek olmaya çalışmaksızın -çünkü olamaz- ve kendisini hayvan seviyesine düşürmeksizin -çünkü bir hayvan olmamak zorundadır- kendi tabiatına bağlanması yönünde yapılmış bir talep gibi gelir.
- (Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 3639. Not)
- Şunu unutmamalıyız: Hz. Muhammed putperestlere karşı savaştı, ama onlarla anlaşma da yaptı.
- (Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 2226 Not)
- İslâm tarihi henüz yazılmayı bekliyor. El'an bu başlık altında mevcut olan şey gerçek tarih dışında her şey. Bu da şaşırtıcı değil. İslam tarihi objektif bir zihin ve ihtisasa dayalı olarak değil fakat ya ateşli bir nefret veya ateşli bir aşkla yazılmıştır! Aşk ve nefret şiir yazabilir, tarih değil.
- (Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 2358. Not)
- Müslümanların hızla artan büyük nüfusuyla övünmemiz, bana şişmanlığıyla övünen ve aldığı yeni kilolardan haz duyan bir adamı hatırlatıyor. Ruhumuza, aklımıza ve başarılarımıza vurgu yapmaya ne zaman başlayacağız? Küçük ve kırılgan bir insanda bile insanlığa katkıda bulunabilecek büyük bir ruh bulunabilir. Gücümüz, bilimimiz, edebiyatımız nerede? Nerede buluşlarımız, küllî iyiliğe katkılarımız?
- (Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 3093. Not)
- İnsanlar daima bir şeyler kutluyor, ayin yapıyorlar. Kutlama yapılmaksızın duramazlar. Sâni 'Teâlâ'ya ibadet etmezlerse, onun eserine ibadet ederler. Hâlık Teâlâ'ya secde etmezlerse mahlukata secde ederler. Tüm fark budur, ama esaslıdır.
- (Aliya İzzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım-Zindandan Notlar, 3156. Not)