Ayrıca bakınız: dokunmatik

Türkçe

değiştir

Heceleme

değiştir
Heceleme: gös‧ter‧mek

göstermek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi gösterir)

 
[1] Göstermek, "bir şey az bulunmak"
  1. birini veya bir şeyi işaretle belirtmek
    Vitrindeki oyuncağı parmağıyla gösterdi.
  2. görülmesini sağlamak, görmesine yol açmak
    Size kitaplarımı göstereyim.
  3. anlatmak, belirtmek, beyan etmek
    Bu söz onun iyi niyetini gösteriyor.
  4. bir şeyin etkisi altında tutulmak
    Güneşe göstermek. Aleve göstermek.
  5. kanıtla inandırmak
    Bunun böyle olduğunu size göstereceğim.
  6. öğretmek, açıklamak
    Yol göstermek.
  7. yapmasını söylemek, görevlendirmek
    Size ne iş gösterdiler?
  8. güzelliğini ortaya çıkarmak, temsil etmek
    Bu, seni ablandan daha şirin gösteriyor, emin ol! - R. N. Güntekin
  9. herhangi bir biçimde değerlendirmeye yol açmak
    Gerçekleri çarpıtarak gösteriyor.
  10. görünmek, benzemek
  11. (yardımcı fiil) etmek
    İtaat göstermek. Dayanışma göstermek.
  12. sert bir biçimde karşılık vermek
    Anası da babasının küfürlerini tekrarlıyor, evde ona göstereceğini söylüyor, gözlerini açıyor, başını sallıyordu. - Ö. Seyfettin

Deyimler

değiştir

aba altından sopa göstermek, büyüklük göstermek, diş göstermek, etkinlik göstermek, etkisini göstermek, faaliyet göstermek, ışık göstermek, sağ eliyle sol kulağını göstermek

Türetilmiş kavramlar

değiştir

gösterebilmek, gösterilmek, göstertmek

Yardımcı eylem

değiştir

göstermek

Çeviriler

değiştir

Kaynakça

değiştir