Soykırım

bir insan topluluğunu ulusal, dinsel ve benzeri sebeplerle yok etme

Soykırım, jenosit veya genosit (İngilizce: genocide); ırk, canlı türü, siyasal görüş, din, sosyal durum veya başka herhangi bir ayırıcı özellikleri ile diğerlerinden ayırt edilebilen bir topluluk veya toplulukların bireylerinin, çıkâr amacıyla, bir plan çerçevesinde ve yok edilmeleri niyetiyle girişilen eylem ve sonuçlar bütünüdür. Tam tanımı, soykırım üzerinde çalışan akademisyenler arasında değişiklik gösterse de 1948'de Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Engellenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nde (SSECS) hukuksal bir tanımı bulunmaktadır. Sözleşmenin 2. maddesi, soykırımı şu şekilde tanımlamaktadır: "Ulusal, etnik, ırksal ve dinsel bir grubun bütününün ya da bir bölümünün yok edilmesi niyetiyle girişilen şu hareketlerden herhangi biridir: Topluluğun üyelerinin öldürülmesi, topluluğun üyelerine ciddi bedensel ya da zihinsel hasar verilmesi, topluluğun yaşam koşullarının topluluğun bütününe ya da bir kısmına getireceği fiziksel yıkım hesaplanarak kasıtlı olarak bozulması, topluluk içinde yeni doğumları engelleyecek yöntemlerin uygulanması, topluluktaki çocukların zorla bir gruptan alınıp bir diğerine verilmesi."[1]

Ermeni Soykırımı sırasında yol kenarındaki Ermenilerin cesetleri, y. 1916. Ermeni Soykırımı, çoğu tarihçi ve kurum tarafından ilk modern soykırımlardan biri olarak kabul edilmektedir.[2][3][4]
Naziler tarafından Auschwitz toplama kampındaki gaz odalarına gönderilmek için seçilen Macaristanlı Yahudiler, Mayıs/Haziran 1944. Nazi Almanyası tarafından işlenen ve "Holokost" diye bilinen bu olay, ölü sayısı bakımından tarihin en büyük soykırımı olarak kabul edilmektedir.[5][6]
Ruanda Soykırımı'nın kurbanlarına ait kafatasları. Ruanda'da 1994 yılında yaklaşık yüz gün içinde 500.000 ile 800.000 arasında Tutsi ve ılımlı Hutu, aşırı uç Hutular tarafından öldürüldü.
Temmuz 1995'te yaşanan Srebrenitsa Soykırımı'nın kurbanlarına ait anıt mezar. En az 8.372 Boşnak Müslüman erkek ve çocuk, Srebrenitsa'da Sırplar tarafından öldürüldü.

SSECS'nin giriş bölümünde, soykırım olaylarının tarih boyunca yaşandığı fakat Birleşmiş Milletler'in Raphael Lemkin bu terimi oluşturana ve Nürnberg Mahkemeleri'nde Holokost'un failleri yargılanana kadar soykırım suçunu uluslararası hukuk altında tanımlayan SSECS'ye karar vermemiş olduğu söylenmektedir. SSECS'nin yürürlüğe girmesi ile sözleşmenin uygulanmasıyla yapılan ilk yargılama arasında 40 yıllık bir boşluk vardır. Şimdiye dek olan tüm uluslararası soykırım yargılamaları, Ruanda Soykırımı için olan, Bosna Soykırımı için olan yargılamalar, bu olaylara özel mahkemelerde yapılmıştır. Uluslararası Ceza Mahkemesi 2002'de kurulmuştur. Sözleşmeye taraf olan devletlerin vatandaşlarını yargılama hakkı vardır ancak henüz bu hak kullanılmamıştır.

SSECS'nin 1951 yılının Ocak ayında yürürlüğe girmesinden itibaren yaklaşık 80 Birleşmiş Milletler üyesi devlet, bu sözleşmenin hükümleriyle uyum sağlayan yasalar çıkardılar ve bazı soykırım failleri bu tür yerel yasalarla yargılanıp suçlu bulundular. Bosna Soykırımı'na karışan ve Alman mahkemeleri tarafından suçlu bulunan Nikola Jorgić, buna örnek gösterilebilir.

Gregory Stanton gibi soykırım üzerine çalışan akademisyenler; soykırım öncesinde, sırasında ve ardından ortaya çıkan kurban grubun hümanizm karşıtlığını (karşı tarafı insan olarak görmemek, karşı grubun üyelerini hayvanlar ya da hastalıklarla özdeşleştirmek) soykırımcı grupların güçlü bir şekilde örgütlenmesi ve faillerin soykırımı inkâr etmesi gibi durum ve hareketlerin fark edilebileceğini ve soykırım yapılmadan durdurmak için harekete geçilebileceğini belirtmektedirler. Dirk Moses gibi bu görüşün eleştirmenleri bunun gerçekçi olmadığını söylemekte ve örneğin "Darfur, bölgede çıkarları olan büyük güçler için uygun olduğunda bitecektir." demektedir.

Avustralya'nın Tasmanya adasında 1828–1832 yılları arasında yapılan Tasmanya Soykırımı, kaydedilen ilk modern soykırım örneğidir.[7]

 
Soykırım sözcüğünü ortaya atan Raphael Lemkin (1900–1959)

Soykırım ya da jenosit (İngilizce: genocide) kavramı, 1944'te Polonya Yahudisi bir hukukçu olan Raphael Lemkin tarafından Yunancada "ırk, soy" anlamına gelen génos ile Fransızcada ve Latincede "katletmek" anlamına gelen cidium kökünden geçmiş cide sözcüklerinin birleştirilmesiyle oluşturulmuştur. Lemkin, "Jenosit konusuna nasıl geldiniz?" sorusuna cevaben "Jenosit ile ilgilenmeye başladım, çünkü birçok kez gerçekleşti. Önce Ermenilerin başına geldi, ardından da Hitler harekete geçti." diye cevap vermiştir.[8]

1944'te Carnegie Uluslararası Barış Vakfı, Lemkin'in en önemli çalışması olan İşgal Altındaki Avrupa'da Mihver Devletleri'nin Yönetimi isimli eserini ABD'de yayımladı. Bu kitap, II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası tarafından işgal edilmiş ülkelerdeki Alman yönetiminin soykırım terimi eşliğinde geniş bir hukuki analizini içeriyordu. Lemkin'in uluslararası yasaların ihlali olan soykırım fikri, uluslararası kamuoyu tarafından yaygınlıkla kabul edildi ve Nürnberg Mahkemeleri'nin hukuki temelini oluşturdu. 1943'te Lemkin, soykırımı şu şekilde tanımladı:

"Genel anlamda konuşursak soykırım, milletin tüm üyelerinin kitlesel kırımlarla yok edildiği durumlar hariç, bir milletin anında yok edilmesi anlamına gelmek zorunda değil. Ulusal bir grubun yok olması niyetiyle grubun elzem yaşam kaynaklarının yok edilmesi amacını taşıyan, çeşitli hareketlerden oluşan örgütlü bir planı ifade eder. Bu tür bir planın hedefi, ulusal topluluklara ait siyasi ve toplumsal kurumların, kültürün, dilin, millî hislerin, dinin ve iktisadi varlığın tahrip edilmesi ve bu gruplara dahil kişilerin bireysel güvenlik, özgürlük, sağlık, onur ve hatta yaşamlarının yok edilmesidir.

Tanımları

değiştir

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Roma Statüsü'ne göre soykırımın tanımı 6. maddede yapılmaktadır. Bu maddeye göre soykırım, bir milletin, etnik veya dinî bir topluluğun veya bir ırkın tamamını ya da bir bölümünü yok etmek amaçlı yapılan aşağıdaki davranışlardır:

  • Topluluk üyelerini öldürmek
  • Topluluk üyelerine ciddi fiziki veya zihinsel zarar vermek
  • Topluluk üyelerini bilerek, tamamen ya da kısmen fiziksel yok oluşa götürecek yaşam şartlarına tabi tutmak
  • Topluluktaki yeni doğumları kasıtlı olarak engellemek
  • Topluluğun çocuklarını zorla başka bir gruba transfer etmek

Birleşmiş Milletler'in 1948 tarihli Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ne göre bir eylemin soykırım olarak nitelendirilebilmesi için, belirli bir insan topluluğunun; milliyeti, ırkı, etnik kökeni veya dini dolayısıyla tümünün ya da bir bölümünün yok edilmesi niyetinin bulunması gerekir.

Tarihte soykırımlar

değiştir
 
1932–1933 yılları arasında, o dönem Sovyetler Birliği'nde, şimdiki Ukrayna ve Rusya'nın Kuban bölgesinde suni olarak yaratılan kıtlık sebebiyle yaklaşık olarak 3,5–5 milyon insan öldü. "Holodomor" diye bilinen bu olayın sebeplerinden en önemlisi, Stalin liderliğindeki Sovyet yönetiminin uygulamaya çalıştığı ekonomik ve sosyal politikalar olarak görülmektedir.

Soykırım kavramı, geçmişte yaşanmış birçok olay için kullanılabilir. SSECS'nin önsözüne göre, "Soykırım, tarihin her döneminde insanlığa büyük kayıplar verdirdi."[9]

Soykırım terimini bulan Polonyalı Yahudi avukat Raphael Lemkin'in 1943'te dediğine göre, "Soykırım tarihte birçok kez gerçekleşti. Önce Ermenilerin başına geldi, ardından da Hitler harekete geçti."[8][10]

Soykırım iddialarını itiraz etme veya bunları onaylama gibi revizyonist girişimler, bazı ülkelerde yasa dışıdır. Örneğin, günümüzde 17 Avrupa ülkesinde Holokost inkârını ve önemsizleştirmesini yasaklayan bazı yasalar bulunmaktadır.[11] İsviçre, İtalya, Kıbrıs Cumhuriyeti, Slovakya ve Yunanistan ise Ermeni Soykırımı'nın inkâr edilmesini yasaklamaktadır.[12][13][14] Türkiye'de Ermeni, Rum ve Süryanilere yönelik 1915–1923 yılları arasında gerçekleşen eylemlerin birer soykırım olduğunu söylemek veya ima etmek, Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesi altında yasal işlem ile sonuçlanabilir.[15]

 
2015 yılında Sincar bölgesinde bir Yezîdî toplu mezarı. IŞİD tarafından 2014–2017 arasında işlenen Yezîdî Soykırımı'nda yaklaşık 5.000 insan öldürüldü ve binlerce kadın soykırımsal tecavüze maruz kaldı.

Amerikalı–İngiliz tarihçi William Rubinstein, 20. yüzyıl soykırımlarının kökeninin, I. Dünya Savaşı'nın ardından Orta Doğu ve Güney Avrupa'da elit yapının ve alışıldık hükûmet tarzlarının çöküşü kadar geride bulunabileceğini savunmaktadır:[16]

"Totalitarizm Çağı, Holokost'un başını çektiği ama aynı zamanda komünist dünyanın toplu katliamlarını ve tasfiyelerini, Nazi Almanyası ve müttefikleri tarafından gerçekleştirilen diğer toplu katliamları ve ayrıca 1915 Ermeni Soykırımı dâhil modern tarihin neredeyse tüm kötü şöhretli soykırım örneklerini içeriyordu. Bütün bu katliamlar ortak bir kökene sahipti: I. Dünya Savaşı'nın bir sonucu olarak Orta Doğu ve Güney Avrupa'nın çoğunun elit yapısının ve alışılmış yönetim tarzlarının çöküşüne. Ki bu olmadan bilinmeyen kışkırtıcı çılgınların zihinlerinde Komünizm veya Faşizm kesinlikle var olmazdı."

1951'de soykırım, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından uluslararası hukuk altında bir "suç" hâline getirildi.[17] Buna rağmen o tarihten beri dünya çapında soykırım vakaları sona ermedi ve gerçekleşen soykırım olaylarında 12 milyondan fazla insan öldürüldü.[18] Örneğin 11–31 Temmuz 1995'te gerçekleşen Srebrenitsa Soykırımı; II. Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da yaşanan ilk soykırım olması, o tarihten sonra Avrupa'da gerçekleşmiş en büyük toplu insan kıyımı olması ve Avrupa'daki hukuksal olarak ilk kez belgelenmiş soykırım olması açısından önem taşımaktadır.[19] 1995'te 8.300'den fazla Boşnak Müslüman erkek ve çocuk, BM'nin güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa kasabası ve çevresinde Sırp Cumhuriyeti Ordusu tarafından katledilmiş ve pek çok kadın, tecavüz de dâhil olmak üzere fiziki saldırıya uğramıştı.

Aşamaları ve engelleme çabaları

değiştir

"Soykırımın gerçekleşmesi için bazı ön koşulların olması gerekir. Öncelikle insan hayatına çok büyük bir değer vermeyen bir millî kültür olmalı. Üstün olduğu varsayılan bir ideolojiye sahip totaliter bir toplum da soykırıma yönelik hareketlerin ön koşullarındandır. Ayrıca baskın olan toplum, potansiyel kurbanlarını daha az insani görmelidir: 'Paganlar, ilkeller, yontulmamış barbarlar, kâfirler, yozlaşmışlar, dinsel sapkınlar, aşağı ırk, sınıf karşıtları, karşı devrimciler' ve benzeri. Tek başına bu koşullar, faillerin soykırım yapması için yeterli değildir. Bunu yapmak için –yani soykırıma kalkışmak için– faillerin güçlü, merkezî bir otoriteye ve bürokratik örgütlenmeye olduğu gibi hastalıklı bireylere ve suçlulara da ihtiyacı vardır. Ayrıca faillerin kurbanlara yönelik bir karalama ve hümanizm karşıtı kampanya yapması gerekir. Bunlar genellikle yeni bir ideolojiye ve toplum modeline güven aşılamaya çalışan yeni devletler ya da yeni rejimlerdir

— M. Hassan Kakar[20]

1996'da Genocide Watch (Soykırım Gözlem Örgütü) Başkanı Gregory Stanton, "Soykırımın 8 Aşaması" isimli bir rapor sundu. Burada soykırımların "öngörülebilen fakat engellenemez olmayan" 8 aşamada gerçekleştiğini söyledi.[21]

Aşama İsim Özellik Önlem
1 Sınıflandırma İnsanlar "bizler ve onlar" diye bölünür. Bu erken aşamada alınacak başlıca önlem, ayrımları aşacak evrensel kurumlar geliştirmektir.
2 Simgeleme Nefretle birleştiği zaman simgeler, dışlanan topluluğun gönülsüz üyelerine dayatılabilir. Simgelemeyle mücadele için nefret simgeleri ve nefret sözleri hukuki olarak yasaklanabilir.
3 Hümanizm karşıtlığı Bir topluluğun üyeleri, diğer topluluğun insanlığını inkâr eder. Topluluğun üyeleri hayvanlar, parazitler, böcekler ya da hastalıklarla özdeşleştirilir. Yerel ve uluslararası liderler, nefret söyleminin kullanımını lanetlemeli ve kültürel olarak kabul edilemez ilan etmelidir. Soykırıma teşvik eden liderlerin uluslararası yolculukları yasaklanmalı ve yurt dışı finans kaynakları dondurulmalıdır.
4 Örgütlenme Soykırım her zaman örgütlüdür. Özel ordu birlikleri ya da milisler genellikle eğitilir ve silahlandırılır. BM, soykırımsal katliamlara katılan hükûmetlere ve kişilere silah ambargosu uygulamalı ve ihlalleri incelemek için komisyonlar kurmalıdır.
5 Kutuplaşma Nefret grupları, kutuplaştırıcı propagandalar yayınlar. Önlemler, ılımlı liderleri emniyet altına almak ya da insan hakları gruplarına destek vermek şeklinde olabilir. Radikallerin darbe yapmasına uluslararası yaptırımlarla karşı çıkılmalıdır.
6 Hazırlık Kurbanlar, etnik ya da dinsel kimlikleri nedeniyle belirlenip ortaya çıkarılırlar. Bu aşamada soykırım acil durumu ilan edilmelidir.
7 İmha Bu, katillerin gözünde "imha"dır. Çünkü kurbanlarının insan olduğuna ve yaşama haklarının olduğuna inanmazlar. Bu aşamada soykırımı yalnızca hızlı ve yoğun silahlı bir müdahale engelleyebilir. Ağır silahlı uluslararası koruma gücü tarafından gerçekten güvenli bölgeler ya da mültecilerin kaçacağı yollar yaratılmalıdır.
8 İnkâr Failler herhangi bir suç işlediklerini inkâr ederler. İnkâra cevap, uluslararası ya da ulusal mahkemelerce verilecek cezalardır.

Soykırım kurbanlarını anma

değiştir
 
Srebrenitsa Soykırımı Anıtı'nda dua eden Boşnaklar, 2007.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1 Kasım 2005'te aldığı kararla 27 Ocak gününü "Dünya Soykırım Kurbanlarını Hatırlama Günü" ilan etmiştir.[22]

Bazı soykırımların anma günleri aşağıda verilmiştir:

Ayrıca bakınız

değiştir

Kaynakça

değiştir
  1. ^ Office of the High Commissioner for Human Rights. Convention on the Prevention and Punishment of the Crime of Genocide 2 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  2. ^ "Council of Europe Parliamentary Assembly Resolution". Armenian genocide. 12 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Eylül 2010. 
  3. ^ Ferguson, Niall (2006). The War of the World: Twentieth-Century Conflict and the Descent of the West. New York: Penguin Press. s. 177. ISBN 1-59420-100-5. 
  4. ^ "A Letter from The International Association of Genocide Scholars" (PDF). Genocide Watch. 13 Haziran 2005. 11 Ekim 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Eylül 2010. 
  5. ^ Rosenberg, Alan (1979). "The Genocidal Universe: A Framework for Understanding the Holocaust". European Judaism: A Journal for the New Europe. 13 (1). ss. 29-34. ISSN 0014-3006. JSTOR 41442658. 30 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2024. 
  6. ^ Richie, Alexandra (27 Ocak 2024). "The Origins of International Holocaust Remembrance Day". The National WWII Museum | New Orleans (İngilizce). 5 Nisan 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Nisan 2024. 
  7. ^ Tatz, Colin : With Intent To Destroy: Reflections on Genocide, Verso Books 2003
  8. ^ a b "Lemkin'in jenosit konusundaki bir açıklaması (video)". 26 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ağustos 2012. 
  9. ^ "Convention on the Prevention and Punishment of the Crime of Genocide". Office of the United Nations High Commissioner for Human Rights. 12 Ocak 1951. 11 Aralık 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  10. ^ Stanley, Alessandra (17 Nisan 2006). "A PBS Documentary Makes Its Case for the Armenian Genocide, With or Without a Debate". The New York Times. 13 Eylül 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Aralık 2018. 
  11. ^ Bazyler, Michael J. (25 Aralık 2006). "Holocaust Denial Laws and Other Legislation Criminalizing Promotion of Nazism" (PDF). Yad Vashem. 27 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 30 Mart 2012. 
  12. ^ "Cyprus criminalizes denial of 1915 Armenian genocide by Turks". Reuters. 2 Nisan 2015. 29 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Eylül 2015. 
  13. ^ Lomsadze, Giorgi (10 Eylül 2014). "Greece Bans Denials of Armenian Genocide". EurasiaNet. Open Society Institute. 19 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Eylül 2015. 
  14. ^ "Armenia praises Greece for law banning denial of genocide". Kathimerini. 10 Eylül 2014. 19 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Eylül 2015. 
  15. ^ "Pair guilty of 'insulting Turkey'" (İngilizce). 11 Ekim 2007. 10 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Şubat 2021. 
  16. ^ Rubinstein, W.D. (2004). Genocide: a history 10 Eylül 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Pearson Education. p. 7. 0-582-50601-8
  17. ^ "The Genocide Convention". Birleşmiş Milletler (İngilizce). 7 Mart 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  18. ^ Harff, B. (2003). "No Lessons Learned from the Holocaust? Assessing Risks of Genocide and Political Mass Murder since 1955". American Political Science Review. 1 (97). ss. 57-73. doi:10.1017/S0003055403000522. ISSN 0003-0554. 
  19. ^ Institute for War and Peace Reporting, Tribunal Update: Briefly Noted (TU No 398, 18-Mar-05) [1] 17 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  20. ^ M. Hassan Kakar, Afghanistan: The Soviet Invasion and the Afghan Response, 1979–1982, 3 Nisan 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. University of California Press, 1995.
  21. ^ Gregory Stanton. The 8 Stages of Genocide, Genocide Watch, 1996 11 Haziran 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  22. ^ "Birleşmiş Milletler'in İlan Ettiği Uluslararası Günler, Haftalar". Vikipedi maddesi. Wikipedia. 30 Eylül 2023. 3 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ekim 2023. 

Dış bağlantılar

değiştir